| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1579 |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .02.2019 |
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Kanun teklifinde imzası bulunan bir milletvekili de benim, özellikle bu maddeyle ilgili söz almak istedim.
Anayasa'nın sosyal devlet ilkesi özellikle sadece sosyal yardımlar değil ama tüm dezavantajlı gruplar üzerinde yapılan tüm çalışmalarda on yedi yıldır aslında ete kemiğe büründü.
Bir veri paylaşacağım sizlerle, Dünya Bankası tarafından 2017 yılında hazırlanan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Atlası'na göre Türkiye, dünyada yoksulluk ortalamasını son on beş yılda en fazla azaltan ülke statüsündedir. Bu sadece AK PARTİ'nin değil, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının gurur duyacağı bir gelişmedir aslında son on beş yılın gelişmesi olarak.
Diğer yandan, yaklaşık otuz yıldır bu alanda çalışan bir milletvekiliyim. Özellikle bütçe kalemlerine baktığımızda 2002 yılında sosyal yardımların toplam bütçe içindeki yeri 1,3 milyar iken bu, 2018 yılı bütçesi için 43,4 milyara ulaştı. Burada tabii farklı yorumlar yapılabiliyor, Genel Kurulda, Parlamentoda da farklı yorumlar yapılmıştı sosyal yardım bütçesinin artışıyla ilgili ama şunu ifade etmek lazım: Bütçenin artışı aslında ülkenin zenginleştiğinin bir göstergesi çünkü 2002 yılında sosyal yardım kalemi olarak verilen kalemlerin sayısı ile bugünkü kalem sayısını kıyaslamak mümkün dahi değil. Bugün bu 43,4 milyar en az 13 kalemde hizmet veriyor ve artık Türkiye devleti büyük bir devlet olarak tematik programlara geçebildi yani eşi vefat eden aylığı, efendim, şartlı nakit transferleri, evde bakım yardımı gibi. Bu 43,4 milyarın yaklaşık yüzde 10'unu da 4,92 milyarını da evde bakım aylığı, yardımı oluşturuyor; bu da 513.276 kişi, 2018 rakamları için söylüyorum. Zaman zaman yurt dışındaki muhataplarımızla bir araya geldiğimizde ki ben çok uzun yıllar bu alandayım. Yani 2005 yılında biliyorsunuz, Türkiye'nin ilk engellilik yasası mevzuatı oluştu, ondan önce Türkiye'de engelliğinin adı ve tanımı yoktu, kanunda karşılığı yoktu ve yurt dışından misafirlerimiz geldiğinde "Türkiye'de engelli yok galiba." derlerdi çünkü sokakta göremezlerdi rehabilitasyon hizmetleri, bakım hizmetleri ve destekler sağlanmadığı için. 2005 yılında çıkan külliyatlı bir mevzuatla artık engellilerimizin, yaşlılarımızın ve bakıma ihtiyacı olanların her türlü bakımı sağlanabiliyor.
Hafta sonu şehrimdeydim, birkaç ilçede özellikle yatağa bağımlı, bakım aylığı da alan aileleri ziyaret ettiğimde küçük anekdotu paylaşmak isterim sizinle: Bir gelin 91 yaşındaki kayınvalidesine bakıyor, biz de evi ziyaret ettik ve geline dedim ki: Ne güzel, ne güzel bir şey yapıyorsunuz, hayır duası alıyorsunuz kayınvalidenize baktığınız için. Karadenizliydi ve tatlı bir şiveyle dedi ki: "Ben bakmıyorum ki devlet bakıyor." Şimdi bu evde bakım yardımı dediğimiz kalem işte bize bunu sağlıyor hem bakana yük olmaması hem bakılanın yük hissetmemesi noktasında.
Bununla beraber şunu da ifade etmem lazım: Bütünleşik sosyal yardım hizmetlerini burada ifade etmek istiyorum özellikle. Çünkü biz bu tür yardım kalemlerine müracaat eden vatandaşlarımıza önceden, 2002 yılı öncesi kurum kurum belge talep ediyorduk, işte üzerine kayıtlı mal varlığının olup olmaması, araçlarının olup olmaması, sigorta kaydının olup olmaması, artık biz bu programla birkaç dakikanın içinde en az 17 kurumu... 17 kurum diye söylüyorum ama Genel Müdürüm, 24 oldu mu kurum? Ben 17'de kalmışım ama ne güzel... 24 kurumu birkaç dakika içinde sorgulayarak kişinin kurumları dolaşmadan, kişiye yük olmadan... Zaten sosyal yardım talebiyle gelenlerin büyük bir kısmı bu becerilerden de kısmen yoksun oluyorlar, o kurumların kapılarında bekletilmemeleri gerekiyor bu insanların. Onun için maksimum on beş yirmi gün içinde de başvuruları neticeleniyor bu Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Projesi kapsamıyla. Tekrar söylüyorum, Anayasa'nın sosyal devlet ilkesi AK PARTİ döneminde ete kemiğe bürünmüştür.
Bir veri daha paylaşıp konuşmamı nihayetlendireceğim. UNDP'nin 2018 yılında yayınladığı bir endeks bir var, İnsani Gelişmişlik Endeksi. Türkiye 2002 yılında orta insani gelişmişlikte burada 96'ncı sıradayken bugün, 2017 verilerini vereceğim, yüksek insani gelişmişlik kategorisine geçmiş ve orada da 64'üncü sıraya yükselmiştir. Bu gurur sadece AK PARTİ'nin gururu değil, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da gururudur.
Teklifin 3'üncü maddesinde ifade edilen düzenlemede de bayram ikramiyelerinin, Kurban ve Ramazan Bayramı'nda verilen ikramiyelerin gelir testi dışında yani hane geliri dışında sayılması doğru bir düzenlemedir. Çünkü yıla böldüğünüzde biner liradan 2 bin lirayı, işte on iki aya böldüğünüzde belli bir rakam tekabül ediyor aylık olarak ve evde bakım yardımı alanların gelir testine dâhil olduğunda bu, o yardımların kesilmesine sebep olmaktaydı. Bunu kaldıran bir düzenleme. Bu düzenlemeyi olumlu bulduğumuz için zaten imzaladık.
Ben tekrar bu düzenlemenin ve diğer maddelerin hayırlara vesile olmasını diliyor, heyetinizi selamlıyorum.