| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1578) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 15 .02.2019 |
AHMET ŞIK (İstanbul) - Teşekkür ederim, herkese merhaba.
Şimdi, genel bir tespit yapacağım ama öncesinde sadece 5'inci madde görüşülürken şöyle bir ek önerge vermiştim zaten, burada da sözlü olarak ifade etmek istiyorum. Mülakatlarla ilgili çok fazla haklı şikâyet söz konusu oluyor basına ya da çeşitli yollarla milletvekillerine ulaşan kişiler tarafından. Bunun çözümü çok basit, geçmişte var olan bir uygulamayı hayata geçirmek. Bu da mülakatlarda kamera sisteminin getirilmesi. Bu, şeffaf ve denetlenebilir olmasını sağlayacak; buna özen gösterilmesini rica edeceğim.
Bir genel değerlendirme yapmak istiyorum. Türkiye yargısı her zaman sorunluydu, bu hepimizin üzerinde mutabık olacağı bir şey. Yani üzerinde konuştuğumuz, sıklıkla eleştiri konusu yaptığımız hukuksuzluklar sadece bugüne ait değil ve sadece sizin iktidarınız döneminde de olmuş şeyler değil ama vurgulamakta fayda var ki hiçbir zaman böylesine pespaye değildi, hiçbir zaman evrensel hukuk normlarıyla arasındaki uçurum böylesine derinleşmemişti çünkü geçmişte en azından bir adliye vardı, artık o da yok çünkü yargı mensubu olmanın ön koşulu liyakat değil, biat.
Sayın milletvekili -şu an burada yok ama- biraz önce yargı mensuplarının yetersizliğine yönelik eleştirile binaen "Ne yapalım, yargıyı mı kapatalım?" dedi şaka yoluyla. Aslında istemeden de olsa çözümü dile getirdi; evet, bu yargıyı tamamen kapatıp hukuk normlarıyla mesleğini yerine getiren bir yargı inşa etmemiz gerekiyor çünkü başka türlü bu sorunu çözmenin yolu yok ve fakat bu çözümün de mümkün olmadığı ortada. Bu yüzden, sorunu çözme yolunda aslında ciddi bir adım atılabilir, buna ilişkin yasal düzenleme ve mevzuat var zaten, o da şu: AİHM'ın tespit ettiği hukuksuzluklardan doğan tazminat cezalarının ihlale neden olan kişilerden rücu edilmesini düzenleyen hükmün uygulanmasını sağlayabilirsiniz ve bu olduğunda yargı mensuplarının hukuka dönüşündeki hızına inanın siz de şaşırırsınız. Yani o zaman ayrıca bir eğitime daha ihtiyaç yok çünkü o hukuksuzlukları yapmamak için hepsi oturup uluslararası ve ulusal normları çalışmak zorunda kalacaklar. Öyle olduğunda, mesela bugün hapiste iddianamesiz dört yüz yetmiş ikinci gününü dolduran Osman Kavala hapiste olmayacaktı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Selahattin Demirtaş hakkında ihlal kararı vermesinden sonra Cumhurbaşkanı, her kim olursa olsun, "Karar bizi bağlamaz, karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz." diyemezdi ve bu konuşmadan altı gün sonra da bölge adliye mahkemesi herkesi şaşırtan bir hızla hukuksuzluğu onaylamazdı.
FETÖ'cü oldukları iddiasıyla meslekten ihraç edilen ya da tutuklanan yargı mensuplarının hazırladığı dosyalarla ilgili, özellikle iktidarınızı ilgilendirenlerle ilgili haklı olarak kumpas davaları açtınız ve o dosyalar hükümsüz kılındı. Aynı duyarlılığı başta KCK dosyaları olmak üzere, yine haklarında FETÖ'cü olduğuna ilişkin kuşku bulunan, iddiada bulunan ya da haklarında dava açılan, kararlara imza atan savcı ve hâkimlerin açtığı diğer dosyalarda da uygulanması bizi hukuka daha yakın kılmayacak mı? Ya da Halkın Hukuk Bürosu avukatları, Çağdaş Hukukçular Derneğine mensup avukatlar, tahliye edilmelerinin ardından gelen talimat üzerine bizzat aynı mahkeme tarafından ertesi gün tekrar tutuklanmayacaktı ve bu çelişkili iki karara imza atan mahkeme üyeleri de kızağa alınmayacaktı, sürgüne gönderilmeyecekti ya da Altanlar davasında olduğu gibi, bütün Türkiye yargısının en üst organı olan Anayasa Mahkemesinin kararlarını çiğneyen ilk derece mahkemelerine mensup yargıçlar olmayacaktı ve onlar terfi ettirilmeyecekti. Yani aslında sorunun çözümü basit, hızlıca yapılması gereken şey hukuka tekrar dönüş; bunun için de güç sizde, yetki de sizde, çoğunlukta sizde. Eğer gerçekten bir hukuk ve demokrasi devleti inşa etmek istiyorsanız, buyurun, hodri meydan ve buna ilişkin muhalefetten herhangi bir itiraz geleceğini de sanmıyorum.
Teşekkür ederim.