KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Genel Müdür, ben de sözlerime başarılar dileyerek başlamak istiyorum. Üç ay gibi kısa bir sürede on üç yıllık AKP Hükûmetinin neredeyse TRT üzerindeki hesabını vermek üzere buraya geldiniz. Şimdi, önünüzde de zor bir görev var. 7 Haziran genel seçimleri var. Bu da sizin ne kadar tarafsız, yansız ve geçmişte yapılan -hata deyim ben ona- hataları tekrarlamayacağınız konusunda oluşan beklentiyi ne kadar karşılayacağınızı bir sonraki dönemde hep birlikte göreceğiz ama gördüğüm bir şey var burada, fark ettiğimiz bir şey var TRT Haber diye kamera karşıda sadece sizin konuşmalarınızı çekiyor buradaki diğer arkadaşların konuşmalarını çekmiyor. Tabii biz bu işi burada bile...

BAŞKAN - Ama Sayın Akar haksızlık etmeyin, şimdi kamera size yöneldi.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi başladı. Kamera hatta şu tarafa bakıyordu, niye o tarafa baktığını da anlamadım, orada güzel bir resim mi var, bilemiyorum ama biliyorum ki sansür burada devam ediyor yani muhalefet üzerine uygulanan sansür.

Çok uzatmadan konuya gireyim. TRT, hepimizin bildiği gibi Türkiye'nin hafızası aslında. Yani geçmişe dönük ne ararsanız arayın, çok şirketli yayın dönemlerine geçmeden önce bir TRT'miz vardı. TRT'nin geçmişine baktığınız da 1926'da radyo yayınlarıyla başlıyor ve 1968 yılında da televizyon yayınına geçiyor. Ben ilk televizyonu seyrettiğimde çok şaşırmıştım, hatta eskiler derdi ki "Bu konuşanlar bir gün gözükecek bu kutuların önünde." radyo programlarını dinlerken böyle derdi ve iyi hatırlıyorum çocukluğumda televizyon programı başladığında, TRT'nin siyah beyaz yayını başladığında böyle bir koridor salonda otururduk ve sinema salonu gibi dolardı, çok kimsede televizyon yoktu. Şimdi bu noktadan TRT çok kanallı, birçok ülkeye yayın yapabilen bir kurum hâline dönüştü ve sürekli devlet desteği de gördü bunu yaparken TRT. Yalnız burada tabii TRT bunu yaparken sizin sunumunuzda belirttiğiniz gibi bir kamu yayıncısı TRT ama devam ediyorum, ne diyorsunuz TRT'yi tanımlarken veya televizyon yayıncılığını tanımlarken enformasyon bombardımanıyla sosyal medya ve mobil mecralar insanların tüketim alışkanlıklarını da çok derinden etkilemektedir. Ama TRT başka bir şeyi daha üstlendi son yıllarda insanların siyasal yaşamlarını ve siyasal tercihlerini de yönlendirme konusunda müthiş bir atak yaptı TRT. Şimdi bir siyasal parti veya bir hükûmet tabii ki TRT'nin işvereni konumunda yani valileri herkes illerinde eleştirir, derler ki: "Hükûmete yakın vali." Vali devletin valisi olacak ama işvereni de hükûmettir, onunla biraz daha mesafeyi yakın tutar. TRT de devletin bir kurumudur ama işvereni hükûmettir. Sizi göreve atayan da, sizi görevden alan da, getiren de, işte kurumu idare edenler de mevcut hükûmetlerdir ama bu kurumun, bu kadar, kamu kaynaklarından beslenen bir kurumun sadece bir hükûmetin yayın organı hâline getirilmesi doğru değildir. Bundan önceki yayın döneminde siz de tabii yeni geldiğiniz için size de kişisel olarak bir şey söylemiyorum kurum hakkında genel konuşuyorum. Şimdi baktığımızda kurumun tüm bilançosuna 1,8 milyarlık bir bilanço görüyoruz ki, büyük para kurum olarak ama bunun gelirlerinin de en büyük kaleminin bandrol ve elektrik kesintilerinden olduğunu görüyoruz yani sizin yaptığınız her yayında benim de hakkım var, sizin yaptığınız her yayında -946 lira oldu asgari ücret- ve alınan her cihazda o 946 lira ücret alan vatandaşın da hakkı var. Bu vatandaşlarımızın bir kısmı mevcut hükûmetteki siyasi partiye oy veriyor bir kısmı da muhalefet diye adlandırdığımız siyasi partilere oy veriyor. Ama maalesef ki sizin yayınlarınızda bizim Alaattin Yüksel Bey'in sorusuna verilen cevaba baktığımızda 2009, 2010, 2011, 2012, 2013 yıllarındaki sürelere baktığımızda seçimlerde yani 2009 seçimlerinde veya daha önceki seçimlerde, 2011 seçimlerinde nasıl bir kıstas, parametreniz var bilemiyorum ama siz bir yayıncı kuruluş olarak haber diye haber bültenlerinizde özellikle veya gündemle ilgili açık oturumlarınızda ne yapmanız gerekiyor? İlgili siyasi partilileri iktidardaki partiyi, muhalefetteki partileri davet etmeniz gerekiyor ya da onların gün içerisinde gelişen haberleriyle ilgili haberler vermeniz gerekiyor. Burada bir sınıflama yapılmış ama herhâlde bu sınıflama TRT programında da canlı yayına katılan milletvekillerinin aldıkları saatler şeklinde ama. 2013'ten örnek vereyim 32 saat AKP alırken 16 saat CHP alıyor, yine 47 saat 2012'de AKP alırken 20 saat CHP alıyor, MHP'de var ama ben burada BDP'yi örnek vereyim, 2011'de sadece 57 dakika alıyor, 2012'de 2 saat alıyor, 2013'te de sadece 2 saat alıyor. Şimdi bu hangi parametrelere göre, hangi şeye göre tam net anlaşılmıyor ama yazdığınız, vermiş olduğunuz cevapta, benim anladığım canlı yayına çıkan milletvekilleriyle ilgili bir sınıf. Burada sorulması gereken soru aslında 2014'te siyasi parti -soru olarak alırsanız daha sonra bildirirsiniz bana- rakamlarıyla haber bültenlerine süreleri ne kadar? Yani şunu söylemeye çalışıyorum: Bir siyasi partinin haber bültenlerindeki süre kullanımı ne kadar? Bu AKP olabilir, CHP olabilir, MHP, tümünü soruyorum.

Yine, 2014'teki Cumhurbaşkanlığı adaylarına ayrılan süreler ne kadardır ki bununla ilgili de önemli bir tespit var RTÜK sadece TRT Türk'e, bakın sadece TRT Türk'e yedi program durdurma cezası verdi, üç gün içerisinde geçmişin Başbakanı bugünün Cumhurbaşkanı o adaylık süresi içerisinde beş saat 26 dakika kullanmış TRT Türk'ü ve RTÜK de bu tespiti yapmış, ona Kasım 2014'te yedi program durdurma cezası verilmiş. Peki RTÜK bu cezayı verdi de kurum içerisinde buna meyil veren, buna yol açan... Siz diyorsunuz ki kurum tarafsız ve kamu yayıncısı olarak hizmetine devam edecektir, herkesi kucaklayan bir yayıncılık süreci yaşayacaktır ve devam edecektir. Buna imkân veren böyle taraf yayın yapılmasına neden olan insanlar hakkında bir tespitiniz -Sayıştaya da soruyorum- var mı? Yine, Denetleme Kuruluna soruyorum bu arkadaşlar hakkında bir işlem yaptınız mı? RTÜK tespit etmiş ve yedi program durdurma cezası vermiş. Bunun da ben maddi kayıp olduğunu düşünüyorum durdurma cezasının. Eğer kurum zarara uğratılıyorsa yapılmaması gereken bir işten dolayı veya başka nedenlerden dolayı bununla ilgili bir soruşturma yaptınız mı? Kimler sebep oldu? Bu zarara sebep oldularsa bir cezai işlem uyguladınız mı?

Yine, baktığınız zaman TBMM TV'miz var. Bu sürekli dört yıldır konuşuyoruz ama burada herkes olayı yanlış anlıyor, TRT'ten kaynaklandığını zannediyor ama Meclis Başkanının tutumundan kaynaklanıyor bana göre bu. Meclis Başkanı bu yayınların halk tarafından izlenmesine izin vermiyor. Şimdi bu TV yayınlarıyla ilgili 1995'te bir protokol yapmış, bu protokol örnek gösterilerek TV yayınlarının önüne geçiliyor yani Meclis televizyonunun yayın yapmasının, halkın anayasal hakkı olan bilgi edinmesinin önüne geçiliyor. Bunu Anayasa'nın ilgili maddeleriyle tarif edebiliriz ama konuyu çok uzatmamak için o maddelere girmeyeceğim. Yalnız bunu Ankara nöbetçi idare mahkemesinin de bir yürütmeyi durdurma kararı var bu konuda. Bir protokol yapılması gerekiyor. Peki, TRT bu kadar yeni yayın kanalları hizmete sunarken sadece gerekçe olarak gösterdikleri yediden sonraki birtakım yayın kuşakları nedeniyle bu yayına son veriyoruz veya işte protokolün devamı konusunda olumsuz görüş bildiriyorsunuz, niye yeni bir frekans düzenlemesi yapmıyorsunuz veya yaptıysanız böyle bir frekans düzenlemesi var mı? Bunun gerekçelerini de soruyorum. Tabii burada asıl sorulması gereken soru Meclis Başkanına çünkü vatandaşın haber alma özgürlüğünün önüne geçiliyor ve işin ilginç tarafı RTÜK tarafından tespit edilen 30 ülkede parlamento çalışmaları canlı olarak tam zamanlı olarak veriliyor yani parlamento açılışından kapanışına kadar parlamento çalışmaları veriliyor. Bu nedenle genelde Türkiye'nin önemli problemleri biz vatandaş görmesin diye sadece İnternet'ten... Ki Türkiye'de bütün insanlar veya belli bir yaş kuşağının üzerindeki insanların bu İnternet yayınlarını izlemesi çok mümkün görünmüyor. Hükûmet tarafından getirilen bazı şeyler saat yediden sonraya kaçırılarak veya televizyon yayını yapılmadığı özellikle fezlekeler ve hükûmet hakkında hazırlanan fezlekeler, bakanlar hakkında hazırlanan fezlekeler genelde pazartesi ve cuma günleri yayın yasağının veya televizyon yayınının yapılmadığı günlere getiriliyor. Bunlar da TRT'nin kuruluş amacına aykırı yani tabii Meclis Başkanı Cemil Çiçek neye dayanarak söylüyor bunu sizin vermiş olduğunuz olumsuz görüşe göre bunu söylüyor.

Şimdi, biraz evvel arkadaşlarım da belirttiler, TRT'nin işlevi bilgilendirme, haberdar etme insanları sosyal ve kültürel faaliyetlerde bulunma ama yine bir... Bir de sunumunuzda geçiyor bunlar. Sunumunuzdaki şeyde diyorsunuz ki: "Güncel haberleri insanlarla buluşturuyoruz." Değil mi, doğru söylüyorsunuz ama Gezi'deki güncel haber, Gezi olaylarının yaşandığı Türkiye'deki Gezi'deki haber penguenlerin çiftleşmesi miydi? Ya da penguenlerin hangi kıtadan, ne kadar zamanda, nerelere göç edeceği, yaşam şartlarının neler olduğu muydu? Şimdi, ben, TRT'ye söylüyorum ama penguen genel ortak sembol olduğu için söylüyorum. Siz penguen yayınlamadınız da kargalar ne kadar uzun yaşar diye bir belgesel yayınladınız, öyle diyelim. Şimdi olumlu veya olumsuz, Hükûmet aleyhtarı veya Hükûmetin lehine -biraz evvel de söylediler- yirmi dört saat Hükûmetin herhangi bir Başbakanın veya Cumhurbaşkanının aile fertleriyle yaptıkları toplantıları bile gösterecek noktaya gelen bir TRT'den bahsediyoruz. Ben de böyle bir TRT'nin kargaların uzun yaşamasının da çok önemli olduğunu düşündüğünü farz ediyorum diye söyleyebilirim.

Arkadaşlar, sizden beklenti şu: Tarafsız yayın yapmanız haber değeri taşıyan herkesi de, vatandaşı da bilgilendirmeniz ve eğer bunu yapmazsanız zaten mali kaynaklarınızın birçoğu vatandaşın kaynaklarıyla sağlanıyor giderlerinizin çoğu ve baktığımız zaman da TRT ta eskiden beri zarar eden bir kurum yani sizin zamanınızda veya sizden önceki, siz de zarar edeceksiniz burada her ne kadar kâr gösteriliyorsa da eğer kamunun kaynakları çıkartılırsa elektrikten kesilen pay ve bandrol çıkartıldığında gerçekten büyük zarar. Yani insanlar size reklam vermek veya kurumu kârlı etmek için bir çalışmanın olmadığını görüyoruz, öyle bir derdiniz de yok. Nasıl olsa para su gibi akıyor, vatandaş o kıt kanaat geçindiği birikimlerinden, aylıklarından size para ödüyor, siz de bunu vatandaşın sayısal ve analogdan ziyade, sistemlerden ziyade keşfetmiş oldunuz siyasal geçişe desteği için vermiyor bu parayı yani bir siyasi partinin yayın organı gibi çalışmanız için vermiyor, bütün siyasi partilere eşit mesafede durmanız için veriyor.

Geçenlerde bir olay oldu birkaç olay oldu aslında bunları TRT'de hiç görmedik eğer yanlış söylüyorsam düzeltin, bu konuda bana bir soru olarak kabul edin ve bilgi verin. Bizim Genel Başkanımız maden ocaklarındaki kazalardan sonra özellikle AKP Hükûmeti döneminde artan bir maden üreticisi olmayan ülkemizde dünya birincisi yapan maden kazalarından sonra madencilerle, sendikalarla, sivil toplum örgütleriyle bir toplantı yaptı ve bu toplantı sonucunda on maddelik bir çözüm konusunda bildiri yayınladılar. Bu konu da TRT'de hiç geçmedi.

Yine, emeklilerle yapılan bir toplantıda Sayın Genel Başkanımıza bir ayakkabı fırlatılmasaydı TRT'nin bu konudan hiç haberi olmayacaktı.

Şimdi, bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanını ne kadar TRT'nin tüm kanallarında yer verdiğinizi ve AKP Genel Başkanına ne kadar yer verdiğinizi hatta bakanlarına ne kadar yer verdiğinizi lütfen yazılı olarak bildirmenizi rica ediyorum.

Tekrarlıyorum ümitsiz değilim, umutsuz değilim, yeni bir görev üstlenmişsiniz siz geçmişte yapılan hataları tekrarlamayacağınızı düşünüyorum. Kamu kuruluşudur iktidara geldiğimizde -arkadaşlar tehdit olarak algılamayın- bunun hesabını sorarız. Onun için de sizin...

ADNAN YILMAZ (Erzurum) - Öyle bir şey yok.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz de buyurun söz alın konuşun.

Onun için de sizin başarılı olmanızı ve herkese eşit olarak, her siyasi partiye eşit mesafede yaklaşmanızı diliyorum. Başarılar diliyorum.