KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, öncelikle hoş geldiniz. Sizlere de böyle bir sunum için teşekkür ediyorum.

Değerli Komisyon üyelerimiz, öncelikle hepinize saygı sunuyor ve şu değerlendirmelerde bulunmak istiyorum: Sayın Bakanım, ben iktisatçı kimliğimle aslında buradayım. Konuşmanızın başında "yüksek teknoloji ihracatını artırmak istiyorsak eğitimin seviyesini de yükseltmemiz gerekiyor." dediniz. Evet, buna yüzde yüz katılıyorum. Yükte hafif, pahada ağır bir ihracat yani teknolojik ihracat yapabilirsek ülkemizin de bu alanda çok daha katma değeri yüksek ürünler üreterek gelirinin çok daha artacağını düşünüyorum. Gelirimizin de artması, eğitime daha fazla pay ayırmamız ve bu uğurda da yavrularımızı çok daha iyi eğitmemiz anlamına gelecek. Buradaki kısır döngüyü de kıracak asıl etkenin eğitime yapılan yatırımlarla olduğunu görüyoruz.

Ben siyasi polemik açısından söylemiyorum ama bir tespit olarak da eğitimde yıllardır bütçe içerisindeki en yüksek payı iktidarlarımız eğitime ayırma erdemini her zaman göstermiştir.

Sayın Bakanım, sizin bu yaptığınız çalışmada çok önemsediğim üç-dört tane nokta var, onlardan kısaca bahsedip geçeceğim. Öğretmenlerimizin kalitesini eğitimin kalitesiyle doğru orantılandırmanız bence çok önemli bir tespit. Bir Millî Eğitim Bakanından bunu bizzat duyup bunun ortaya konulması öğretmenlerimiz açısından da eğitim kalitemizin artması açısından da çok doğru bir tespit olduğunu belirtmek istiyorum. Yine, düşünce, duygu, eylem tabanında yavrularımızın bütünsel gelişimini tespit etmeniz, bunu ortaya koymanız öğrencilerimize, yavrularımıza net bir dokunuş olacaktır inşallah.

"Karnemizin solu talim, sağı terbiye" dediniz. Maaselef her zaman karnenin soluna bakıp, talim kısmına bakıp matematiği 70 geldiğinde yavrusuna kızan veliler olarak aslında hepimiz "Niye, 80-90 değil?" diye kıyameti kopartan veliler aslında sağına hiç bakmadı. Sağında bir yavrumuza bir öğretmen pekiyi yerine iyi verdiği zaman hepimizin öğretmene kalbimiz vuruldu, belki kötü sözler çıktı ağzımızdan maalesef. Hiç önemsemedik, sağ tarafına hiç bakmadık aslında. İnşallah bundan sonraki süreçte de sağı solundan çok daha önemli bir eğitim sistemine geçeriz. Yavrularımıza hep ne dedik, dedik ki: "Yeni nesil nasıl ya. Bu çocuklar bilmiyor terbiye." Yahu, terbiyeye zaten bakmıyoruz ki biz, terbiyeyi muhatap bile almıyoruz, terbiyeyle alakalı öğretmen pekiyi yerine iyi vermekten korkuyor veliden maalesef. Böyle bir yapı var. Bunları aslında konuştuğumuz zaman da burada Komisyon üyelerinin de hiç dikkat etmediğini de maalesef üzülerek müşahede ettim, onu söyleyeyim. Ama eğitimci değilim Sayın Koncuk; bir baba olarak beni ilgilendiren, o önemli.

Sayın Bakanım, "e-portfolyo" beni çok heyecanlandırdı açık söyleyeyim. Yavrularımızın tanımadığımız kısımlarını da bize tanıtmaya yarayacak. Ne kadar tanımıyoruz? İşte, ellerinizden öper, kızım bugün 12'nci yaşına girecek ama doğum gününü ben kutlayamayacağım. Meclis çalışmalarımız var, buradan ayrılamayacağız. Doğum gününde bile birlikte olamadığımız bir aile yapısı içerisindeyiz aslında. Sürekli bir koşuşturma içerisindeyiz. Teknoloji hayatımızı ne kadar kolaylaştırıyor, onu da buradan hepimizin sorgulaması gerekiyor.

Pilotlama sistemi, Sayın Bakanım, her zaman çok doğru bulduğumuz bir sistem. Bir projemiz üretildi, bunun hemen pilot bölgeyle belirlenmesi, fayda-maliyet analizlerinin burada net olarak ortaya konulması ve ona göre ülke sathına yayılıp yayılmaması açısından bence çok önemli. Bunu etkin kullanacağınızı yaptığınız ön pilotlama, pilotlama ve daha sonra ülke geneline yayma prensibinizi de açık yüreklilikle desteklediğimi belirtiyorum.

Tasarım, beceri atölyeleri... Bu, aslında en büyük eksiğimiz. Çocuklarımıza öğretiyoruz, 2 bilinmeyenli denklemleri öğretiyoruz, birçok fenle ilgili değişik bilgileri her zaman verebiliyoruz, bunların üzerinden bir ölçme, değerlendirme yapıyoruz ama eğitimin bir kısmı da... Basit bir örnek vermek gerekirse, Türkiye'de araç kullananların yüzde 98'i lastik değiştirmeyi bilmiyor, aküsü çalışmadığı zaman komşu aracından arabasını çalıştırmak için bir ara kabloyu bağlayıp nasıl yapacağını da bilmeyen bir sistemin içerisindeyiz. Yüzde 98'imiz bilmiyor. Ama biz okullarda on üç sene, on dört sene, on beş sene eğitim görüyoruz, o yetmiyor ehliyet almak için kurslara gidiyoruz, teorik olarak bunların hepsini görüyoruz ama maalesef bunlar bu ülkede verilemiyor. Bunların da tasarım ve beceri atölyelerinde ben mutlaka yansıtılacağını düşünüyorum.

Mesela "Coğrafya kaderdir." diye hep söyleriz fakat hiçbirimiz -burada yanlış anlamayın- bir harita okumayı veya haritanın üzerinde yön bulmayı dahi maalesef bilemiyoruz.

Bunların hepsinin bu önümüzdeki dönemde mutlaka yavrularımıza çok daha iyi bir şekilde verileceğini düşünüyorum.

İdeolojik tartışmalar maalesef Millî Eğitim Komisyonlarının hep kaderi olmuştur. Yapılan söylemlerde de, arkadaşlarımızın sözlerinin içerisinde de aslında ideolojik dokunuşları gördüm. Bu da beni maalesef üzüyor. Yavrular hepimizin, gelecek hepimizin. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ortak kaderi üzerine bir yaşamımız varsa ve bu geminin içinde hep birlikte varsak, bence şu teknik yaptığınız müthiş çalışmanın -ki eksiğini bulan mutlaka olabilir- üzerine yoğunlaşmamız, yoksa sahadaki işte birkaç atamayla alakalı bunları boğmamamız gerekiyor, işin özüne dokunmamız gerekiyor diyor; hepinize teşekkür ediyor, saygı sunuyorum.