| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarla Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1520) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .01.2019 |
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değerli arkadaşlar, hepinize çok teşekkür ediyorum.
18 maddeden ibaret olan kanun teklifimizin 1 maddesini tekliften çıkardık, 14 maddesini kabul ettik, bu 15'inci madde, 2 maddeyle de -yürütme ve yürürlük maddesi- inşallah teklifimizi onaylarınıza sunacağız.
Tabii, değerli katkılar yaptınız, ben teklif sahibi olarak, bir haftadır, cuma gününden beri bu kanunlarla haşır neşir oluyorum, gece gündüz çalışıyorum. Evet, etki analizinde eksiklikler var, ben de bunun farkındayım çünkü bürokrasiden istediğimiz cevapları yeterli olarak alamadık çünkü her biri 11 tane farklı kanunu ilgilendiriyor, oldukça iyi çalışmaya gayret ettim, sizleri tatmin etmek, bilgilendirmek veya sorularınıza cevap vermek için. Sizler de sağ olun, hakikaten değerli katkılarda bulundunuz, zaten birçok maddeye de muhalefet etmediniz ama müzakere imkânı verdiniz, bilgilendik.
Şimdi, bu düzenleme yani 7'inci maddemiz sanıyorum teklifimizin en fazla merak edilen, niye gündeme getirdiğimizi sorduğunuz madde. Şimdi, burada 4 tane kroki var, ben sırayla bunları size açıklayacağım ama ona geçmeden önce çevre duyarlılığı hepimiz için geçerli yani çevre bütün canlıların meselesi, sadece insanların da değil, gelecek kuşakların, bütün dünyanın çünkü burada yaptığımız bir eylem, bir hata bütün canlıları etkiliyor. Bu bakımdan dünyada her platformda, her devlette özellikle sivil toplum kuruluşları çevreyle ilgili çok sayıda çalışma yapıyorlar ve bu alana da külliyetli miktarlarda bütçe ayrılıyor. Elbette ben de çevreye duyarlı bir kardeşinizim, yeşilin, doğanın, denizin bol olduğu bir ilin milletvekiliyim, Giresun Milletvekiliyim, Karadenizliyim. Çevre denilince, biz yeşilden bıkmışız yani bizde yeşil çok var, hakikaten bazı arkadaşlar "Oksijen zehirlenmesine uğruyoruz." der, bilhassa yaz aylarında rutubet, nem zirveye çıkar ve bizde sahilde insanlar "Bir an önce yaylaya gidelim." diye yaylaya taşınırlar.
Şimdi, değerli arkadaşlar, çevre duyarlılığınızı ben dikkate alarak tek tek bu ek 1, 2, 3, 4'te yapılan yatırımlarla ilgili açıklama yapacağım.
Birincisi: İzmir ili Çandarlı Limanı'nda ulaştırma faaliyetlerinin ve lojistik hizmetlerin uluslararası düzeye çıkarılması için yapılan Kuzey Ege Çandarlı Limanı... Ben bu uzay haritasından aldığım şeyi size dağıttıracağım ama affınıza sığınarak küçük de olsa buradan izahat vermeye çalışayım. Kaldı ki ben milletvekili olmadan önce İzmir'de yaşamış bir kardeşinizim, on bir yıl orada yöneticilik yaptım ve bu Kuzey Ege Çandarlı Limanı'yla ilgili de en azından fikrî anlamda epey bir katkım var çünkü o zaman bir sivil toplum kuruluşunun, bir iş adamları derneğinin İzmir Başkanıydım, MÜSİAD Başkanıydım orada. Şimdi, bu Çandarlı Limanı Türkiye'nin önemli bir yatırımıdır, hatta sadece Türkiye'nin değil, bildiğim kadarıyla dünyanın en büyük 10 limanı arasında olacak, büyük bir lojistik merkezi yapılıyor oraya, sadece liman değil. Tabii, malumunuz İzmir ve Ege Bölgesi Asya'nın bitimi, Avrupa'nın başlangıcı yani Asya'nın en son şehri İzmir, Avrupa'nın da en doğusundaki şehir İzmir diye biz İzmir'i tanımlardık. Burada İzmir milletvekili arkadaşlar yok ama ben İzmir'de de siyaset yaptım, orada milletvekili adayıydım...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Var, var Sayın Vekilim.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Var, Yaşar Bey burada.
Şimdi, dolayısıyla İzmir'de Alsancak Limanı hakikaten İzmir Körfezi içinde tarihten beri büyük hizmet vermiş, hâlen de büyük hizmet veren bir liman ancak Alsancak Limanı derinlik bakımından yeterli değil, zaman zaman derinleştiriliyor, devlet oraya hakikaten büyük yatırımlar yapıyor ama büyük çaplı konteynerler, gemiler İzmir Körfez'ine girip Alsancak Limanı'na giremiyor. Bunun için de mesela büyük konteyner gemileri Yunanistan'ın Pire Limanı'na geliyorlar, orada yüklerini boşaltıp ikinci bir nakliyeyle İzmir Limanı'na geliyorlar veya tersi de oluyor idi yani son durumda da tahmin ediyorum öyle. Ama Türkiye, biliyorsunuz giderek sanayileşiyor, ihracat kapasitesi artıyor, İzmir Limanı da en büyük ihracat limanlarımızdan, üslerimizden biri, arkasında işte, Manisa Organize Sanayi, Manisa, Aydın, Uşak, Denizli, hatta Bursa, Balıkesir'i bile besleyen bir liman. Yetersiz kapasite dolayısıyla Aliağa'ya Nemrut Körfezi'ne de özel sektör ciddi limanlar yaptı. Orada özel sektörümüz limanları tam kapasite işliyor ama yetmiyor, Türkiye'nin Ön Asya'da yani Ege Bölgesi'nde, Çandarlı'da büyük bir lojistik merkezi, liman yapma ihtiyacı doğdu ve projelendirildi, sanıyorum 2010 yılından beri de bununla uğraşılıyor. Bildiğim kadarıyla, belki bilgilerimizi...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kamu mu, özel mi?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Kamu altyapıyı yapacaktı, sonra özel sektöre burayı ihale edecek yani bildiğim o.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Liman yapılmasıyla ilgili bir mâni yok ki.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi oraya geleceğim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İşte, gerek görülünce liman yapılabiliyor zaten.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ama bakın, bu alanda... Krokinin büyüğünde de var, isterseniz oradan göstereyim. Şimdi, liman sahası burası, bu şeyle çizilmiş alan, deniz kenarı, biraz mendirek de yapılmış, buraya da Ulaştırma Bakanlığımız epey bir miktar yatırım yapmış durumda. Şimdi, liman sahasının özellikle lojistik alanların deniz kenarında doldurulması gereken yerler var. Buralar şu anda atıl durumda. Ben bu körfezi de biliyorum çünkü Yenişakran tarafında bu, arkada tabii, Zeytindağ var, yerleşim alanları var, oralara gitmiyor zaten. Şu krokide belirtilen yerler var, kamulaştırılacak alanlar var. Tabii, bu yatırıma yabancı yatırımcı, belki yerli özel yatırımcı da çekilecek, dolayısıyla Kıyı Kanunu'nun dışına alınarak bu alan yatırımın kolaylaştırılması amaçlanıyor, Kıyı Kanunu dışına alınarak. Yani çevre duyarlılığınıza ben hak veriyorum yani bir yeri Kıyı Kanunu'nın dışına çıkarmak demek...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok, yok; şöyle: Bir liman yapılıyorsa, belli alanlar doldurulabiliyor, kanuna ihtiyaç yok, sıkıntılı bir durum yok; Kıyı Kanunu buna cevaz veriyor. Burada özel bir şey yapılıyor, ne olduğunu anlatamıyoruz. Bakın, yoksa liman yapılırken dediğiniz alanların doldurulmasında bir beis yok, doldurulabiliyor, yapılabiliyor bütün bunlar, şu andaki mevzuatla yapılabiliyor; bu, özel bir şey.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Hayır, şu andaki mevzuatla yapılabiliyorsa bu kanuna niye ihtiyaç var?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, ben de onu diyorum.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Demek ki yapılamıyor. Bu konuda uzman arkadaşlarımız da var...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok, yapılabiliyor, her yerde liman yapıldığında, mendirek yapıldığında bir miktar doldurulur, kamulaştırma yapılır; bunlarla ilgili bir sorun yok ki.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Binalar mı yapılacak buraya Cemal Bey?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi, arkadaşlar, liman alanına böyle gökdelen falan, yok böyle bir şey yani biraz sonra...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Lojistik merkezleri mi yapılacak?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Mesela Ahlat'la ilgili sözler söylediniz, mesela Ahlat'ta dolgu yapılacak diye bir şey yok.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Antrepolar mı yapılacak?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi, efendim, bakın, Türkiye'nin normal liman kapasitesinin 2 katı büyüklüğünde dünyanın ilk 10 limanı içine girecek büyük bir liman yapılıyor buraya yani Çandarlı için konuşuyorum, biraz sonra Rize için de aynı şeyi söyleyeceğim İyidere Limanı'yla ilgili ama tabii, yetkili arkadaşlarımız var, mevzuatla ilgili onlar açıklama yaparlar.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çünkü liman yapılabiliyor.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ben bu ihtiyacı size anlatmaya çalışıyorum. İsterseniz bu Rize İyidere Limanı'yla ilgili de görüşlerimi söyleyeyim çünkü bunun ikisi de liman. Aynı şekilde...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ahlat'a gelin.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ahlat'a da geleceğim, 4'üncü sırada ya bu, sırayla gidiyorum.
BAŞKAN - Sayın Paylan, müdahale etmeyin Sayın Öztürk'e.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hepsini anlatacak, en son Ahlat'ı öyle geçecek.
BAŞKAN - Öyle geçmeyecek, dinleriz tabii.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değerli arkadaşlar, ben bahsettim, Karadeniz çocuğuyum; şimdi, Temel askerde şeye girmiş, Konyalılar diyormuş ki: "Türkiye'nin en büyük il Konya." İşte, Diyarbakırlı diyormuş ki: "Hayır, Diyarbakır." Temel de demiş ki: "Hayır, bizim memleket, Karadeniz'de Trabzon." Demişler ki: "Ya, Trabzon ufacık bir yer, yüzölçümü ne kadar küçük." Demiş ki: "Dağları bir ütülersek, bir düzeltirsek en büyük il biz oluruz." Şimdi, Rize, Giresun, Trabzon özellikle, bizim doğa şartlarımız gerçekten... İşte, sahil yolu örneğini verdi arkadaşlar, denizi doldurmadan, dereleri tahkimat yapmadan birçok şeyi yapamıyoruz. Deniz doldurulup da kara yolu yapılırken yani o ihaleler yapılırken ben o yıllarda Karadeniz Teknik Üniversitesinde öğretim görevlisiydim. İşletme bölümündeydim ama inşaat bölümündeki, özellikle hidrolik kürsüsündeki arkadaşlar büyük bir havuz kurmuşlardı deney olarak laboratuvarda, o kıyıda dalgaların tahribatını ölçüyorlardı, "Orayı nasıl koruyabiliriz, yol geçerken en az tahribatla, en az zararla nasıl kurtarabiliriz?" diye Karadeniz Teknik Üniversitesinde ta Hopa'dan Samsun'a kadar çeşitli testler yapıldı, üniversitede laboratuvarda yapıldı, özellikle limanlarla ilgili çünkü bizde çok büyük, devasa dalgalar oluyor ve sonunda tabii, en az tahribatla yapılmaya çalışılsa da çevreye oldukça zarar verildi yollarla. Bir kısmı şehrin içine giriyor. Mesela şu anda Giresun Milletvekilimiz Necati Bey de burada, Giresun'da kara yolları bizim denizle olan irtibatımızı kesti, mevcut kara yolları. Ha, bu bizim iktidarımızdan önce projelendirilmişti ama ben burada iktidar şeyinde değilim, hangi iktidar olursa olsun ulaşım bir mecburiyet, ulaşımı bir şekilde yapmak zorundasınız ama çevreye zarar vermeden, en az tahribatla yapmak zorundasınız en azından diye düşünüyorum. Fakat bu tahribat birçok ilde yapıldı, Trabzon'da da yapıldı. Trabzon Limanı'nı biliyorum, benim otuz iki senem de Trabzon'da geçti, hatta Rize'de de çalıştım ben yani geçen bir arkadaş dedi ki: "Bu kadar işi hangi yaşta yaptınız." 61 yaşına geldim.
Şimdi, Trabzon'da, Rize'de, Giresun'da, hatta kısmen Ordu'da biz birçok yatırımı inanın yapacak yer bulamıyoruz. Mesela Giresun-Ordu...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Cemal Bey, gerçekten iyi niyetle söylüyorsunuz, birikiminizi de biliyoruz, çok değerli bir arkadaşımızsınız ama şunu sordum, demin de siz sordunuz: Bakın, 7'nci madde diyor ki: "Kamu yararının gerektirdiği hâllerde uygulama imar planı kararıyla deniz, göl ve akarsularda ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir." Bir liman yapılıyorsa doldurma da yapılabilir, kurutma da yapılabilir, hepsi yapılabiliyor, kanun zaten buna cevaz veriyor. Burada farklılık nedir?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Geleceğim ona.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Liman ihtiyacı varsa Çandarlı Limanı büyütülüyorsa uluslararası bir liman hâline getirelim, anladım ama zaten buna cevaz veriyor.
BAŞKAN - Oraya cevap verin Sayın Öztürk.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Arkadaşlar, geleceğim; şimdi, konunun bütünlüğünü dağıtmamak için... Ben sizi dinledim, insicamımı bozmayın yani ben de kanun teklifini veren kişiyim. Şimdi, Garo Bey sabah dedi ki: "Bu konuda bizi ikna etmen lazım." Sizi ikna etmeye çalışıyorum.
Şimdi, bakın, Giresun-Ordu arasına biz bir havalimanı yaptık denizi doldurarak. Bugün hakikaten mükemmel bir havalimanı, dünyaya örnek, 2015 yılında açıldı ve başlangıçta karşı çıkanlar dedi ki: "Buraya kim inecek? Uçak mı gelir, yolcu mu gelir?" Şu anda kapasite yetmiyor, geçen sene 2 milyon 100 bin kişi seyahat etmiş Ordu-Giresun Havalimanı'ndan ve giderek artıyor bu ve kapasiteyi büyütüyoruz. Tamamen deniz dolgusuyla yaptık bunu ama o gün çevreciler buna da karşı çıktı. Aynı şekilde şimdi Rize'ye yapılıyor, Rize- Pazar'a çünkü bu, ihtiyaçtan doğuyor. Ha, elbette sizin şeyinize ben şimdi uzmanlara söz vereceğim, cevap verecektir ama Rize İyidere'ye de bir liman alanı -yine burada şeyde var- yapma mecburiyetimiz var çünkü burası da bir lojistik üs olacak. Ben (KEİPA) Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesinin Türk Grubu Başkanıyım, üye 12 ülkemiz var. Bu konuyla ilgili geçen iki ay önce Soçi Belediye Başkanı bizi davet etti, Rusya'nın Soçi Belediye Başkanı "Kruvaziyer turizmle ilgili Karadeniz'de de bir çalışma yapalım." dedi. Hakikaten, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı, Samsun, Kırıkkale -misafir olarak- ve İstanbul'dan da Beyoğlu Belediye Başkanımızı aldık, gittik. Karadeniz şu anda bir göl ama bundan istifade edemiyoruz. Yük taşımacılığında, yolcu taşımacılığında Karadeniz'de gerçekten büyük çaplı limana ihtiyacımız var, lojistik merkezlere ihtiyacımız var. Ben Giresun Milletvekiliyim, gönlüm ister ki bu Giresun iline yapılsın ama projelendirmiş devlet yetkilileri Rize'nin İyidere, Hazar bölgesinde böyle büyük bir lojistik merkezi, liman inşaatı için. Şöyle, bakın, bir alan krokiye işlenmiş, tabii size koordinatları verilmiş. Ha, bu akşamdan sabaha doldurulmuyor. Tabii ki...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne kadar bir alan?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bununla ilgili 238 hektardan bahsediliyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 238 hektar.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Tabii, bunun bir kısmı karada, bir kısmı denizde olabilir ama biraz önce size Maltepe örneği verdim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 2.300 dönüm.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bakın, İstanbul'da Maltepe ilçemizde büyük bir alan oluşturuldu, şu anda kimse... Ama yapılırken herkes itiraz ediyordu. Yenikapı'yı düşünün, bunlar dolguyla yapıldı.
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Karşıyaka, Güzelyalı...
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Evet, İzmir'de Karşıyaka, Güzelyalı...
Değerli arkadaşlar, tabii ki çevre duyarlılığınıza saygı duyuyorum, böyle olması lazım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 2.300 dönümden bahsediyorsunuz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Evet, doğru, 238 hektar 2.300 dönüme tekabül eder. Bu, Karadeniz'de uluslararası, büyük bir liman olacak.
Arkadaşlar, Dubai'yi hepiniz bilirsiniz. Ben hep misal veriyorum, yıl 1989, bu "Perestroyka" başladığı sıralarda, hatırlıyorum 1990 yılında, biz Karadeniz Teknik Üniversitesinin İktisadi İdari Bilimler hocaları olarak yüksek sesle düşünmeye başladık, dedik ki: "Bu Rusya dağılıyor, Sovyetler dağılıyor; Trabzon Limanı'nı, Trabzon şehrini biz tarihteki misyonuna nasıl kavuşturabiliriz?" Yüksek sesle düşünmek üzere bir araya geldik. Dedik ki: "Trabzon'u biz serbest şehir yapabilir miyiz?" Mesela böyle çılgınca fikirlerimiz vardı, Trabzon serbest şehir olsun çünkü tarihte öyleydi. Tarihte Odessa, Trabzon ve İstanbul Karadeniz'de merkezdi, İpek Yolu'nun da merkeziydi. Ta 1900'lü yıllarda Trabzon'da 11 tane konsolosluk vardı. Şimdi, dedik ki: "Bu Trabzon'u biz dünyaya açalım. Nasıl yapalım? Bir serbest şehir yapalım." Düşünüyoruz daha kendi aramızda ama o günkü şartlarda bunu yapamadık ama Dubai yoktu o zaman daha, Dubai bir kasaba limanıydı arkadaşlar, hepimiz gitmişizdir. Şimdi, Hong Kong dediğimiz yer bir serbest limandır, Antwerp, işte, Rotterdam öyledir.
Şimdi, Karadeniz'de böyle bir açılımı yapmak zorundayız. Yapmazsak, bakın bugün biz Trabzon'u yapamadık ama yanı başımızda Gürcistan -neydi o şehrin ismi- Batum giderek yol alıyor, karşıda Soçi yol alıyor. Şimdi, biz, evet, çevreye duyarlı olalım, bozmayalım. Bu demek değildir ki denizi dolduruyorsanız her tarafı tahrip ediyorsunuz ama alan açalım.
Şimdi ben Giresun'a üçüncü organize sanayi için yer arıyorum, düz yer yok -Giresun Milletvekilimiz burada- yer yok, sanayici getireceğiz yer yok, denizi doldurarak alan açıyoruz. Havaalanı yaptık, yolları öyle yaptık. Şimdi, dağın altından tünel açıp yol yapmayı düşünüyoruz, Giresun çevre yolunu, 47 kilometre, kaç tane tünel gelecek, bunun maliyetleri...
Ben tabii uzatmak istemiyorum ama bu bir ihtiyaçtır arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, ilave söz veriyorum, lütfen tamamlayın.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sayın Başkanım, yine Rize'de üniversitemiz ki ben Karadeniz Teknik Üniversitesindeyken -Rize Üniversitesi oldu sonradan- oraya hafta içinde derslere giriyordum. Rize Üniversitesi bugün gerçekten büyük bir hâle geldi ama daha önce ÇAYKUR Zihniderin Çay Fabrikası'nı ÇAYKUR'dayken de tahsis etmiştik, orada yönetim kurulu üyesiyken ben Karadeniz Teknik Üniversitesine, Spot Toto'ya tahsis etmiştik, kampüs yapıldı ama öyle kaldı. Şimdi onun önünde de denizin doldurularak üniversiteye sağlanabilecek bir alan, burada da o gösteriliyor yine, üniversitenin kampüsü burada, alttan sahil yolu geçiliyor, sahil yolunun önünde de deniz doldurularak bir alan ki 21 hektar olacak bu da.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne yapacaksınız orada?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Orası da üniversitenin belki sosyal tesisleri veya bahçesi, bağı olacak bilemiyorum ama gökdelen yapılmayacağı kesin çünkü buraya gökdelen yapılamaz. Kaldı ki Rize ilinin şu anda konduğu yer bile arkadaşlar, deniz dolgusu. Hatta Rize'de meşhurdur -Sayın Bekaroğlu'nun kulakları çınlasın, burada olsaydı da keşke konuşsaydık- bakın Rize'nin bugünkü yerleşim alanı, şehir alanı rahmetli Rize Belediye Başkanı Ekrem Orhon orayı doldurarak şehir hâline getirmiştir, nehri doldurarak, uluslararası yardım alarak, Kanada'dan, Amerika'dan yardım alarak bugünkü Rize şehri dolgu üzerine kurulmuştur. Ha, bu demek değildir ki üniversite kampüsünü buraya doğru genişletecek. Üniversite binalarının da kaç katlı olduğunu siz benden iyi biliyorsunuz.
Gelelim Bitlis'e, Ahlat'a. Değerli arkadaşlar, burada...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Buralara, 6'ncı ve 7'nci madde, kanuna göre "Doldurulabilir, yapılabilir, ihtiyaç gerektiriyorsa yapılabilir." diyor zaten. Biz neden özel bir kanun çıkarıyoruz?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi onu şey edeceğim ama şu Bitlis, Ahlat'ı da söyleyeyim, sorunuza cevap vereceğim.
Değerli arkadaşlar, şimdi, Ahlat'ta bir kamu kurumu niteliğinde olan Tarım Kredi Kooperatifleri Birliğine ait bir arazi burası, krokide de belli. Bunun toplamı 2,5 hektar, kırmızı çizgilerle... Kesinlikle dolgu yapılmayacak yani bana verilen bilgi o, ben çünkü...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Göl kenarı.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ama göl kenarı. Tabii, dolgu yapılmamakla beraber...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 25 dönüm mü?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - 25 dönüm, evet. Tabii, burada dolgu yapılmayacak ama sahil şeridi ve geri sahada düzenleme yapılacak. Şimdi, bu düzenleme yapılırken Kıyı Kanunu'na muhalefet diye mahkemeye başvurulmaması, belki gidilip gelinmemesi ya da speküle edilmemesi amacıyla böyle bir teklif geldi, ben de mantıklı bulmasam altına imza atmazdım. Ama arkadaşlar, en basitinden evimize bir tamir tadilat yaparken bile belli bir süre toza, gürültüye katlanmak zorunda kalıyoruz ama verilen bilgiye, teknik bilgiye göre burada kesinlikle dolgu yapılmayacağı, sadece düzenleme yapılacağı ve Kıyı Kanunu'na muhalefet olmaması için de bu düzenlemenin yapılması ihtiyacı hasıl olmuştur. Daha fazla teknik bilgiyle ilgili olarak burada uzman arkadaşlarımız var.
BAŞKAN - Evet, hemen bilgiyi alalım oradan.
AYHAN EREL (Aksaray) - Şehir merkezinde yer kalmadığı için böyle sahil şeridi... Ama burası da kıyıda bir yer yani tam şehir merkezinde değil.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Arkadaşlar, bu alan Tarım Kredi Kooperatifleri Birliğine ait, kamuya ait. Dolayısıyla, belki kamulaştırmadan kurtulmak için olabilir fakat bildiğim şey, buraya resmî kurumlar inşa edilecek -belki sosyal tesis, kültür alanları; o daha sonraki mevzu ama- şu anda bizim yaptığımız, benim kanun teklifinde sizden desteğinizi istediğim konu, bunun, bu 4 alanın Kıyı Kanunu'ndan çıkarılması.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Saray yapılacak mı?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sarayı Ağrı'ya yapıyoruz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ağrı'ya mı yapıyorsunuz? İshak Paşa Sarayı'nın oraya yapıyoruz herhâlde.
Teşekkür ediyorum efendim.