KOMİSYON KONUŞMASI

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Sayıştay Başkanına sormak istiyorum: Anayasal yetkileriniz var ve anayasal yetkinize göre bağımsız ve tarafsız olarak, özellikle yürütmeden bağımsız olarak kamu kurum ve kuruluşlarını denetleyip, bunu da denetim standartlarına, uluslararası denetim standartlarına göre yapıp sonuçları bizlere getirmekle mükellefsiniz.

Sayın Başkan, bu sonuçlar bize gelmiyor ve gördüğüm kadarıyla sizler bu sonuçların bir kısmını da Meclise iletmiyorsunuz. Sayıştay Başkanlığında denetim yapan denetçilerin birtakım denetim raporlarının Sayıştay içerisinde rapor okuma komiteleri tarafından budandığı, Türkiye'de artık herkesin bildiği bir gerçek hâline geldi.

Dün Maliye Bakanına sorduğum soruyu size de yöneltiyorum: Bunun sebebi, Sayıştay denetçilerinin, Maliye Bakanlığında vergi tarhiyatı öncesi uzlaşma komisyonunda denetlemek istemeleri ve bu belge ve bilgilerin Sayıştay denetçilerine verilmemesi, özellikle iktidara ve Hükûmete yakın bazı iş adamlarının milyarlarca liralık vergi borcunu kanuna ve hukuka aykırı olarak silinmesiyle alakalı bir durum mudur? Sayıştay denetçileri, Maliye Bakanlığına tarhiyat öncesi uzlaşmaları incelemek istediklerinde Bakanlık tarafından bunlara bir engel çıkarılmış mıdır?

Ayrıca, Sayıştay denetçilerinin belediyelerde ve bakanlıklarda yaptığı birtakım denetimler sonucunda tespit ettiği hususların rapor okuma komitesi tarafından budandığı ve bunların raporda yer almadığı hususları doğru mudur? Eğer böyle bir durum söz konusu ise, başta Sayıştay Başkanı olarak siz, denetim görevinizi ihmal ederek kamu zararına yol açtığınız için de görevinizi suistimal suçuyla karşı karşıya mısınız?

Diğer bir mesele, Türkiye Büyük Millet Meclisiyle alakalı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bir yeni hizmet binası açmıştır. Bu yeni hizmet binasının müteahhidi daha önce ihaleye fesat ve rüşvet davasından yargılanmakta mıdır? Eğer böyle bir yargılanma söz konusuysa, Kamu İhale Kanunu'nun 58 ve 59'uncu maddelerine göre haklarında bu Kanun'a muhalefetten dolayı dava açılanların ihaleye katılmaktan yasaklanması gerekirken, bu yasaklanma kararı verilmemiştir. Bu durumu Türkiye Büyük Millet Meclisi neden göz önüne almamıştır? Haklarında yasaklama kararı verilenler ve ihaleye katılmaması gerekenlerin ihaleye katılması, Türk Ceza Kanunu'na göre ihaleye fesat karıştırma suçu oluşturmaktadır. Böyle bir durumda Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletvekillerinin, millî iradenin de kullandığı bir binada böyle bir suç şüphesine nasıl izin vermektedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisinin yeni hizmet binasının toplam maliyeti ne kadardır? Toplam net ödenen bedel ne kadardır? Ne kadarda bir anlaşmazlık söz konusudur? Bu konuda müteahhit şirkete Danıştay nezdinde hangi davalar açılmıştır? Bu davalardan daha sonra neden feragat edilmiştir? Bu konuda sizden, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliğinden bilgi istiyorum.

Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisinde başta Millî Saraylar Dairesi olmak üzere İstanbul'da kiralanan gayrimenkuller ve diğer konularda bir soruşturma yapılmış mıdır? Son iki yıl içinde yapılan soruşturmalar nelerdir? Bu soruşturmanın sonucunda görev suçu kabul edilen personel var mıdır? Bu konuda bir işlem yapılmış mıdır? Bu konularda bilgi istiyorum.

Bir de Türkiye Büyük Millet Meclisi ek hizmet binasının ihalesi 21/b usulüne göre yapılmıştır. Kamu İhale Kanunu'nun 21/b.

Normalde Kamu İhale Kanunu'nun 5'inci maddesine göre açık ihale yapma zorunluluğu söz konusudur. 21/b maddesi şunu söylemektedir: "Deprem, yangın, sel gibi olağanüstü hâllerde ve -idarece takdir edilir ama- bu hâllerle sınırlı kalmak hâllerinde açık ihale yerine pazarlık usulü ihale yapılabilir." Pazarlık usulü ihale ile açık ihale arasında yirmi bir gün fark vardır veya yirmi beş gün fark vardır. Ama binanın teslimi yaklaşık sekiz-dokuz ay gecikmiştir. Neden açık ihale yerine burası davetiye usulü ihaleyle yapılmıştır ve neden bu davetiye usulü ihaleye de ihaleye fesat karıştırmaktan ve rüşvetten yargılanan bir firma katılmıştır? Bunun da cevabını sizden istiyorum.

Cumhurbaşkanlığıyla alakalı olarak da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Erdoğdu, toparlar mısınız lütfen. Bir dakika ilave süre veriyorum.

Buyurun.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Tabii ki.

Mevcut bu kaçak sarayın toplam ihale bedeli Sayıştay raporlarında 350 milyon artı 60 milyon ihale bedeli gösterilmiştir. Ama sonuçta, dün Maliye Bakanının söylediğine göre bu rakam 1,370 milyara kadar çıkmıştır. Toplam 400 milyon liralık bir ihalede -fiyat artışı yüzde 10 diyelim veya yüzde 20 diyelim- bu bedele nasıl yükselmiştir? Ek bir ihale yapılmış mıdır?

Bir de, Cumhurbaşkanına tahsis edilen uçak alımında, dün 185 milyon dolar olduğu söylendi. Ancak biz biliyoruz ki bu uçağın çıplak fiyatı bile bunun üzerindedir. Üzerine konulan savunma sistemleri ve ultra lüks döşemesinin çok daha yüksek olduğu sektör tarafından tahmin edilmektedir. Bu 185 milyon dolar fiyat niye düşüktür? Türk Hava Yollarının diğer uçak alımlarına mı yansıtılmıştır? Bu uçağın normalde Türk Hava Yolları ve diğer havayollarının çıplak alım fiyatı nedir? Ek döşeme maliyetleri...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Erdoğdu, teşekkür ediyorum.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Hemen bitiriyorum... Son bir dakika içinde bitiriyorum.

Bunu da usulle alakalı söylüyorum. Komisyonunuz çok çalıştı diye milletvekillerinin İç Tüzük'ten gelen hakkını kısıtlamanız Komisyonunuzun haddi değildir.

BAŞKAN - Komisyonumuzun neye haddinin olduğunu biz biliriz Sayın Erdoğdu.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yetkiniz olmayan bir şeyi bizim üzerimizde kullanamazsınız. Biz nezaketimiz gereği de...

BAŞKAN - Kullanırız Sayın Erdoğdu. Onun da gerekçesini açıklayacağım size. Sizin son cümlenizi alayım ben.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Başkan, Komisyon üyeleri ve üye olmayanlar dolayısıyla İç Tüzük'te hükmü gösterirseniz ben bunu kabul edeceğim. Aksi takdirde, elbette ki biz, Komisyonun çalışma temposunu biliriz ve bunu kendimiz ayarlarız. Ama bu tip dayatmalara da asla müsaade etmeyiz.

Teşekkür ediyorum.