CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değerli arkadaşlar yani biraz garibinize gidecek ama ben sigorta sektöründe de...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sigorta uzmanısın aynı zamanda değil mi?

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen karşılıklı şeye girmeyelim, madde üzerinde görüşlerinizi almak istiyorum.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - ...hakikaten 2003, 2004, 2005 ve 2006 yıllarında o günkü Başak Sigorta...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Gurur duyuyorum böyle bir arkadaşım olduğu için, ÇAYKUR Genel Müdürlüğü, FİSKOBİRLİK...

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ziraat Bankasının iştiraki olan Başak Sigortada hem denetim kurulu üyeliği yaptım hem yönetim kurulu üyeliği yaptım ve Başak Sigortanın özelleştirilmesinde de bizzat bulunmuş bir arkadaşınızım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sattın yani sonunda, sattın.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yani o günkü şartlarda gerekliydi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yazık oldu.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yazık olmadı, 360 milyon para aldık, 368 milyon para, dolar olarak aldık hem de.

BAŞKAN - Sayın Öztürk, madde üzerinde görüşelim.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Evet, yani bu açıklamayı yapmak zorunda kaldım çünkü Mehmet Bey'e takıldım.

BAŞKAN - Efendim, açıklama yapmak zorunda değilsiniz o konuda.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Hakkını helal et, yani ben sana takılmadan...

BAŞKAN - Siz madde üzerinde lütfen...

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi, madde üzerinde, 47'nci maddenin gerekçesini açıklarken sayın teklif sahipleri konuyu açık, sarih dile getirmişler, ne diyorlar: "Sigortacılıkta özellik arz eden risklere karşı teminat sunulamaması ve ürün çeşitliliği konusunda piyasanın yeterli derinliğe ulaşamamasının en önemli sebeplerinden biri olarak reasürans imkânlarına erişimin sınırlı olması gösterilebilir." demiş.

Reasürans nedir değerli arkadaşlar? Türkiye'deki bir sigorta şirketi bir malı, emtiayı, neyse işte, bir varlığı sigorta ettiği zaman, bu riski bir yabancı ülke reasürans şirketine plase ediyor ve aslan payını onlar alıyor. Mesela, bu riski diyelim ki isim vereyim, Türk Hava Yolları, büyük bir kurum. Şimdi bunu yerli bir sigorta şirketimiz sigorta ettiği zaman, bunu yabancı bir veya birkaç reasürans şirketine plase etmesi lazım, aksi takdirde o riski taşıyamaz. Bir hasar oluştuğunda belki onun, o sigorta şirketinin tüm birikimi bunu karşılamaya yetmeyebilir. Zaten şirketler bu tür poliçeleri düzenletirken reasüransına bakıyor, diyor ki: "Kime sen bunu plase ediyorsun, riski kiminle paylaşıyorsun?" Ve tabii ki oradaki primin aslan payını da reasürans şirketleri alıyor. Türkiye'de böyle büyük bir kurumumuz yok ki burada zaten...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Millî Reasürans şirketi var.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Millî Reasürans şirketi var, o riskleri alıyor ama yani o dediğiniz gibi İş Bankasının yıllar önce kurmuş olduğu, hakikaten önemli bir kurum fakat yeterli değil. Bakın, burada ne diyor: "Türk Reasürans Anonim Şirketi" diye bir şirket kuruyor devlet. Artık bilmiyorum, yapısı, ortaklığı nasıl olacak? Diğer şeyler katılacak mı buna, o tartışılabilir. Ama Türkiye'de

BAŞKAN - Yazıyor.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bilmiyorum, benim dikkatimi çekmedi.

ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) - Yüzde 100 hazinenin.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Hazinenin mi tamamı? Tamamı hazineninse... Yani böyle bir kuruma ihtiyaç var. Şimdi risklerin üstlenilmesi lazım, işte biraz önce Emine Hanım da dedi ki şeyde, sanıyorum oradan okudunuz siz, bazı sektörler var ki yabancılar o riski almıyor, diyor ki: "Ben bunu kabul etmem." O zaman ne yapacaksınız? Size yerli bir kurum lazım. Sigorta şirketleri de dünyada fon birikiminde çok büyük şirketler. Diğer ülkelerde bunlar ülke ekonomisi için kaynak sağlıyorlar o fonları değerlendiriyorlar, biriktiriyorlar.

O bakımdan, ben hem kendi şahsi görüşümü hem de grubum adına bunu söylemek isterim: Bu son derece ülke için faydalı bir girişim, hepimizin buna destek olması lazım. Sonuna kadar destek olduğumuzu ben ifade ederek hepinize teşekkür ediyorum.