RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Arkadaşlar, şimdi, o zaman mütevelli heyet yetmez, iki-üç tane başka şey de kuruldu. Yani, siz öyle bir şey söylüyorsunuz ki istediği şeyi kanunla kurduğu için üç mütevelli heyet de olur, senato -bilmem, başka birtakım şeyler- istediğini getirir diyorsunuz. Böyle bir şey söz konusu...

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Kanunun dayanağı olur mu?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bakın, 130'un (8)'inci fıkrasında yazıyor burada, üniversitelerin nasıl kurulacağını yazdığı gibi, bütçelerini kimin onaylayacağı, bunun atamalarının nasıl olacağı, bunların hepsi belirleniyor arkadaşlar ve burada kanunlar var zaten. Burada (10)'uncu fıkrada da, ayrıca, vakıf üniversiteleri düzenleniyor. O yüzden, bu 130 sizin lehinize değil, 130 Anayasa'ya aykırılık oluyor ve Anayasa Mahkemesine de zaten gitmemizin temelini oluşturacak. Buradaki hikâye şu: Ben diyorum ki bir mütevelli heyet kuruluyor fakat bu mütevelli heyetin kanuni dayanağı yok, nedir, bilmek istiyorum. Çünkü, ilgili hem YÖK Kanunu'nda hem de ona dayalı olarak çıkmış yönetmelikte farklı bir mütevelli heyet var, 7 kişiden oluşuyor, kimlerden oluşacağı söyleniyor. Burada bir de ayrı bir şey getiriliyor. 5 kişinin işte, Başkanı Müsteşar, 2 kişiyi Sağlık Bakanı atıyor. Hâlbuki orada, vakıflarda mütevelli heyetlerin ne olduğu tek tek belirlenmişti. Kanuni dayanağı, hiçbir dayanağı yok bunun.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Kanunun kanuni dayanağı olur mu?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tabii, olur.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Kanunun anayasal dayanağı olabilir.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Hayır, kanuni dayanağı da olur.

Bakın, kanunun içinde bir organ oluşturuyorsunuz. Bir yere gidip bir yere atıf yapıyorsunuz ve ilgili kanunlara göre kuruyorsunuz.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Yasamayı hiç anlamamışsınız ya!

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Değerli arkadaşım, hayır, bak, sen anlamamışsın, ben sana söyleyeyim niye anlamadığını. Bak, şimdi, buradaki ilgili maddede var zaten.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Kanunun anayasal dayanağı olabilir.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bak, söylediğin bir şey ifade etmiyor. Burada içinde tek tek her şey belirlenmiyor. Bunların hepsinin ilgili kanunları var. Biz burada sorduğumuz zaman ne diyor? "Kanunla belli zaten YÖK'e gidecek, ona tabi." diyor. Kamu üniversitelerini düzenleyen bir sistem var, bir temel kanun var ve onun içinde tanımlanmış hepsi tek tek ne yapacağı.

Burada hepsi yazıyor mu? Niye o zaman hepsini yazmıyorsun?

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Kanunu değiştirmenin ne mantığı var o zaman?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bak, ben ayrı bir şey söylüyorum, ben diyorum ki: Buradaki bu kanun 4'üncü maddenin içinde tek tek nedir, hangi konularda üniversite senatosu kurulur... Bunları yazıyor mu? Yazmıyor. Yazmadığı için gerekçesi, dayanağı o, oraya gidiyor. Bak, burada ne diyor? Bak, üniversitenin yönetim organları: 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda öngörülen organlar ile mütevelli heyeti. 2547'de öngörülen sistemi savunuyor zaten bu. Burada tek tek bunları yazmıyor, bunların hepsinin kanuni dayanağı orada.

ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Ya Fatih Bey de öyle düşünüyor, siz de öyle düşünüyorsunuz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Öyle demiyor ama hayır. Bakın, şimdi, yapmayın, bakın, her şeyi böyle göreceli şeyden söylemeyelim. Burada bir yanlışlık var.

ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - O zaman siz yanlışı...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika izin verin.

ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - O da öyle düşünüyor.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Öbürü de başka türlü düşünüyor ama yani bir yerde de bir doğruyu bulalım yani.

Burada "Kanunun dayanağı olmaz." diye bir şey yok. Burada bu maddede ayrıntılı açıklamalar yok.

Şimdi, bakın, burada 4'üncü maddede tanımlanan var. Burada tek tek hepsini gidip de YÖK Kanunu, bütün oradaki organlar nedir, onlar nasıl olur, atamalar ne olur, onların hiçbirini söylemiyor. Zaten "Onları yeri ilgili kanundur." diyor burada. Buna kanuni baktığınız zaman şeyi var. Burada şunu söylemek istiyorum: Burada üniversitenin organları yani rektör, senato ve üniversite yönetim kurulu konusunda ilgili kanuna gidiyor da mütevelli heyet konusunda bir yere gitmiyor. Çünkü, mütevelli heyetin dayanağı yok.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Özel kanuna, genel kanuna, bunlara bir çalışın.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ya, bak, sen gerçekten bilmiyorsun bu konuları. Bilmiş olsan, bir kere, burada itiraz etmezsin çünkü benim dediğim çok mantıklı.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Siz çok iyi biliyorsunuz!

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Böyle, laf atarak olmaz yani.

BAŞKAN - Sayın Şahin, kişiselleştirmeyelim lütfen.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Mütevelli heyet konusunda yeni bir yapı yaratıyorsunuz.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Meclisin görevi o zaten.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ya, olur mu Meclisin görevi. O zaman alalım, yeni bir üniversite kuruluşu yapalım, her şeyi yok sayalım, bütün sistemi yarı oradan, yarı oradan yapalım. O zaman işletemeyiz ki üniversite sistemini. Burada derli toplu bir kanun var. Onun içinde atama usulleri belli, onun içinde kimin nereye seçileceği belli.

Vakıflar mesela, mütevelli heyetlerine baktığınız zaman Vakıflar Genel Müdürlüğü var; orada kimler mütevelli heyeti üyesi olur, ne olur, hangi kurallara uymak zorunda, hepsi yazıyor bunların.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Siz normal hiyerarşi sistemi nedir biliyor musunuz?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Biliyorum tabii ama kanunları kendi arasında eşit değildir birbirine.