| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 03 .02.2015 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, Anayasa 130'uncu maddeye göre, Yükseköğretim Kurulu Kenan Evren'in bize hediyesi; başımızın belası. Gerçekten, bugüne kadar eğitim sistemi ne çektiyse de bundan çekti. Yürürlükte bu Anayasa. Bu Anayasa'ya göre de 12 dönemdir istediğiniz rektörü atıyorsunuz; bir sıkıntınız yok bu konuda Hükûmet olarak. Bakın, (1)'inci fıkrada ne diyor? "Kurulacak üniversiteler devlet tarafından kanunla kurulur." Şimdi, sormuyorum, gerek de yok. Sağlık Bakanlığı devlet değil ki kardeşim, Hükûmetin bir bakanlığıdır, tüzel kişi olarak da devamlılığı yoktur; sandıkla gider, sandıkla gelir. Yarın başka bir parti gelir, Sağlık Bakanlığını o alır, istediği kadroyu o koyar, onu değiştirir; bir başka iktidar gelir, o da değiştirir.
Şimdi, burada Anayasa'ya aykırılığı koyarken bir, şirket değil, iki, vakıf değil. Özel üniversiteler kurulurken biliyorsunuz, vakıf olarak kurulur, vakıflar da bir nevi şirket gibi, bütün özel üniversitelerde böyle.
Şimdi, siz hem bir vakıf kanalıyla kurmuyorsunuz hem Hükûmet olarak değil, Sağlık Bakanlığı olarak kuruyorsunuz. Hükûmetin tüzel kişiliği var, bakanlıkların yok. Eğer bakanlığın tüzel kişiliği yoksa Hükûmet tüzel kişiyse Hükûmeti Başbakan temsil eder. Başbakanın teklifi getirmesi gerekir, Hükûmet adına getirmesi gerekir.
Size anlatmak istediğim şu: Yarın bu üniversiteyi kurduğunuz zaman, "Bu üniversitenin patronu kim?" diye soracaklar, ihtilaflı olduğunuz davalarda mahkeme sizi husumetten karşısına aldığı zaman -davacı veya davalı, sanık veya mağdur- hukuken sıfatınıza bakacak. Bir vakfın sorumluluk dahli bellidir. Bir şirketin bellidir tüzel kişi olarak. Peki, Sağlık Bakanlığının? Sağlık Bakanlığının tüzel kişiliği böyle bir üniversite kuruluşuyla ilgili hukuken mümkün değildir. Size anlatmak istediğimiz konular hem Anayasa'ya aykırı hem yapmak istediğiniz şeyin fiilen uygulama sorunu var hem akçeli işler bunlar. Bu akçeli işlere de mecburen Hükûmetin sahip çıkması gerekiyor böyle bir şeye. Maşallah, vakıflarınızdan geçilmiyor. Çokça vakıf üniversitesi de kurdunuz. Özelleşmeyi de seviyorsunuz, sağlıkta da özelleşmeyi, ticarileşmeyi sonuna kadar savunan bir Hükûmetsiniz. Ya, bırakın, devlete bu kadar da yapışmayın. Hem özelleşmeden çok haz alıyorsunuz hem sağlığı ticarileştirmekten haz alıyorsunuz hem de devlet üniversitesi kurmak istiyorsunuz yani bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Yani, hakikaten, siyasi, ekonomi politik olarak değerlendirdiğiniz zaman sizin niyetlerinizi algılamakta zorlanıyoruz. Yoksa, ben sekiz senedir burada görev yapıyorum, hiçbir üniversitenin kuruluşunda itiraz etmedim, tek bir üniversitenin kuruluşunda. Tabii, Millî Eğitim Bakanlığı genelde burada oluyor.du Hep destek verdik ama sıkıntıları da söyledik, "Bu kadar üniversite kurmayın, mantar gibi bitiyor, yetmiyor."
Şimdi, siz burada getiriyorsunuz Sağlık Bilimleri Üniversitesini. Gerçekten, Sağlık Bakanı açıkladı: Ebe, hemşire, doktor, hekim açığı var. Bir de tam gün yasasıyla nöbet, tam mobbing, angarya. Böyle dört dörtlük gidiyor bu sektörde. Ve, Hükûmetinizin sevmediği bir Tabipler Birliği var. Nedense Türk Tabipleri Birliğini sevmiyor, sevmedi. Sayın Akdağ zamanında da ben söylerdim, ismini duyunca tüyleri diken diken oluyordu. Muhalif olabilir. Yani, demokrasilerde farklı görüşler olur, her zaman sizin görüşünüz yönetimde olmayabilir; farklı görüşlerden görüş almak ve onlarla oturmak, konuşmak varken bu hazırlıkları onlarla yapmadınız. Yapmadığınız için getiriyorsunuz, bize diyorsunuz ki: "Avrupa'da bir ülke." Hangi ülke? Ya Kosova ya Bosna'da kuracaksınız. Ya da Somali'de kuracaksınız.
BAŞKAN - O, Avrupa'da değil tabii de.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Avrupa'da bir ülke de...
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Dediniz ki :"Avrupa'da bir ülke." "Afrika'da bir ülke.", "Orta Doğu'da bir ülke." dediniz. Ben de size Somali'yi siz söylediğiniz için, Somali diyorum, itiraz ediyorsunuz.
BAŞKAN - Onu demiyor.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bosna Hersek veya Kosova olabilir. Bir de herhâlde gidersiniz Londra'ya kurarsınız, ihtiyaçları vardır, değil mi?
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Berlin olsa mesela?
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ya, Berlin'de kurabilirsin ama özel olarak kurabilirsin yani devlet hastanesi olarak kurarsın, şey olarak kuramazsın.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - İş birliği şeklinde.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Şimdi, bakın, samimi olun, açık açık konuşun birbirimiz anlayalım. Yani, Alman-Türk üniversitesi kuruldu biliyoruz. Onun bünyesiyle ilgisi var mı bunu anlamak istiyoruz. "Berlin" diyorsunuz. Berlin'deki üniversitelerde biliyoruz, fakülteler var, tek tek gitmişliğimiz var oraya. Özel sektör orada da var elbetteki. Ama, eğitim konusunda asla Türkiye'deki çarpık eğitim sistemleri yoktur onların sağlık olayında. Yani, kıyaslayamazsınız. Oradaki çalışanın örgütlenme hukukunu, çalışma hukukunu, aldığı ücreti, sosyal düzeyini, oradaki bir hastaya bakış olayını... Evet, pahalı bir bakım. Siz bunu Türkiye'den bu olanaklarla orada yapamazsınız, onlar gibi yapamazsınız. Ama, Türkiye'de insan, emek, iş gücü, bina, kira, su, elektrik daha ucuz olduğu için insanlar buraya dörtte 1'i euroyla gelip dişlerini yaptırabilirler.
BAŞKAN - Sayın Kaplan, toparlayabilirseniz lütfen.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ya bizi siz ikna edeceksiniz ya sizi biz ikna edeceğiz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim, tabii ki.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Etmeden olmaz mı?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Ortak akıl çerçevesinde hareket...
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hâlâ anlamış değiliz çünkü arkadaşlarınız da anlamış değil.
Sayın Adil Zozani iki saat bana süre tanıdı, iki saat sonra kendisi gelip devam edecekmiş.
BAŞKAN - Ama biraz önce "Ben konuşmayacağım, çekiyorum." dediniz.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Oylasaydın o zaman.
BAŞKAN - Lütfen yani... O zaman böyle şey olmaz ki.
İZZET ÇETİN (Ankara) - İstediğine göre zaman ayarı...
BAŞKAN - Bu ne oluyor peki?
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - İstediği gibi konuşamaz mı Sayın Başkan?
BAŞKAN - Herhangi bir şey demiyoruz. Tabii ki...
HASİP KAPLAN (Şırnak) - İşte hile yaptınız, arkadaşlarınız yoktu.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Konuşamaz...
BAŞKAN - Öyle bir şey demiyorum, sadece hatırlatıyorum.
Teşekkür ederim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Peki Sayın Başkan.