KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Genel Müdürüm, Zeytinli köyünde bir kampınız var. Bu kamp Urla'da Zeytinli köyünde, hatta şöyle resmi de var bende, şu yuvarlak çizdiğim yer sizin kampınız. Hemen yanındaki koyda da bugünkü Cumhurbaşkanı, geçmişin Başbakanının hani çok tartışılan evlerinin, yine "tape"lerde geçen evlerinin olduğu tatil köyü diye veya sadece kendilerine ait köyün olduğu yer. Daha önce burayı işte oranın işletilmesi amacıyla köy muhtarına vermişsiniz, hemen yanında köy plajı var. Köy muhtarı 150 bin TL yıllık bir bedelle de burayı işletmeye başlamış. Daha sonra da henüz sözleşmesi dolmadan orada bir deprem riskine karşı bir risk araştırması yaptırmışsınız ve risk araştırması yaptırdıktan sonra da orada bulunan yapıların deprem riskinin olduğunu, o rapor sonucunda deprem riskinin olduğunu belirterek muhtarla olan bu sözleşmeyi, anlaşmayı bozmuşsunuz. Daha sonra da, bu bozulduktan sonra da Millî Emlake bir yazı yazarak size tahsis edilen bu yerin tekrar geri alınması konusunda bir talepte bulunmuşsunuz. Niye böyle bir talepte bulundunuz? Sizin çalışan personelinizin ki orası arama kurtarma istasyonu olarak, eğitim tesisleri istasyonu olarak geçiyor. Artık, Devlet Hava Meydanları İşletmesinin böyle bir şeye ihtiyacı yok mu yoksa başka bir nedenle mi terk ettiniz burayı? Binaların yeniden yapılanması, o raporun içerisinde güçlendirme bedelleri falan da var, niye bunu güçlendirmeye gitmediniz de tekrar geri verdiniz? Şimdi, size olan sorum bu ama bu arada buranın bir vakfa devredildiğine dair bir duyum alındıktan sonra Sayın Arınç'a bir soru önergesiyle bu sorulmuş. Vakıfların özel veya işte devlet vakıflarının yapısını, modelini anlattıktan sonra cevapta, "Özel hukuka tabi olduğunu ve mal edinebilir, mallar üzerinde her tür tasarrufta bulunabilir." demiş ama "Soru önergesinde bahsedilen konularla ilgili olarak kayıtlarımızda herhangi bir bilgiye ulaşılmadı." diye bir cevap vermiş, bu sorunun da cevabını alamamış olduk. Yalnız, muhtardan aldıktan sonra ve Millî Emlake devredildikten sonra bu kampın bir vakfa devredildiği ve şu anda orada bir vakfın kiracı olduğu, orayı yazın gençlik kampı olarak kullanacağı ifade ediliyor. Bu konuda bir bilginiz var mı, bir? Niye devrettiniz, iki? Üç, burayı onarma ihtimaliniz veya kapasiteniz yok muydu? Dört, sizin personelinizin ihtiyacı yok mu? Beş, böyle bir arama kurtarma kampına ihtiyaç yoktuysa geçmişte niye kuruldu burası? Bunları cevaplarsanız bu konuda sevinirim.

Yine bir başka konu, biraz evvel konuşmamın bir kısmında bahsetmiştim, 14 bin metrekarelik bir arazi Ankara'da. Bu arazi önce kamuya tahsis edilmiş, Ankara Büyükşehir imar planlarına geçmiş kamu arazisi olarak gözüküyor, kamu binalarının yapılabileceği hizmet arazisi olarak gözüküyor ama daha sonra Büyükşehir Belediye Başkanı burayı tutmuş, ibadet, yurt ve başka amaçlarla kullanılabilecek arazi niteliğine çevirmiş 14 bin metrekarenin ve bu imar tadilatından sonra da Diyanet İşleri Başkanlığı, artı, Kredi ve Yurtlar Kurumu, hatta Spor Bakanlığı bu arazinin tahsisi konusunda kendilerine, sizlere yazılar yazmış, sizler de verdiğiniz cevaplarda... Çok uzun hikâyesi, böyle kısa kısa gidiyorum. Hatta, bu imar değişikliği iptal edilmiş, ayrıca iptal de edilmiş ama sizin verdiğiniz cevaplarda KİT olduğunuzu ve KİT'lerin bedelsiz olarak bir arazi tahsisinde bulunamayacağını, Diyanet size yazığı cevapta da onların da bulundukları statü gereği para verip satın alınamayacağını belirtmiş. Böyle gitmiş, gelmiş, en sonunda burayı devretme kararı almışsınız, hazineye devrettiniz. Diyanet İşleri Başkanlığının size yazdığı bir yazının aynı günü yönetim kurulunu acil toplamışsınız ve burayı hazineye devretmişsiniz, bu araziyi. Şu anda arazi sizde mi? Sizde değilse hazineye niye devrettiniz? Bu bedelsiz olarak hazineye devredilmiyorsa veya başka bir kamu kurumuna devredilemiyorsa bu arazi için, "rayiç bedel üzerinden devredilebilir" diyor, ne kadar aldınız? Madem böyle bir olasılık vardı da niye orayı Diyanete devredilmesi yerine bir yurt yapımı -ki bugün çocuklarımızın daha çok ihtiyacı var, ailelerin Türkiye'de daha çok ihtiyacı var- için tahsis etmediniz bu araziyi? Bunu sormak istiyorum.

Yine bir başka şey, havalimanlarında kullanılan, uçakların güvenli iniş-kalkış yapabilmesi için yine birçok şey var tabii, mesafe ölçen gibi beş altı kalemlik elektronik cihazların havaalanlarında kullanıldığı cihazlar var. Ben listeyi incelediğimde en fakirinin Kocaeli Cengiz Topel olduğunu görüyorum. Yani, 1, 2, 3, 4, 5; 6'da sadece ikisinin Cengiz Topel'de olduğunu görüyorum, diğerlerinin olmadığını görüyorum, bir ILS, VOR cihazlarının olmadığını görüyorum ama 2011'den 2012'ye de havaalanlarının tümünde bir iyileştirme, cihaz sayısında bir artışın olmadığını görüyorum. En şey havaalanları İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla. Tabii, onların yolcu kapasitesi bakımından önemli olduğunu düşünüyorum ama diğer illerde, hani seviniyorsunuz ya çok havaalanları yapılıyor falan diye yani tamam, hafriyat kısmını, betonarme kısmını becerebiliyoruz da elektronik anlamda bunların, bir havaalanında bulunması gereken cihazları karşılama olasılıklarımız biraz daha zayıf veya yerli kaynaklarla karşılama oranımız biraz daha zayıf. Tabii, bunları becerebildiğimiz zaman gelişmiş büyük ülke olacağız da bir gelişme olmadığını görüyorum yani çok fazla bir gelişme olmadığını görüyorum. Bu konularda ne yapmayı planlıyorsunuz?

Şimdilik bunlar, daha sonra ihtiyaç olursa...