| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Hazine ve Maliye Bakanlığı b) Maliye Bakanlığı c)Gelir İdaresi Başkanlığı ç)Kamu İhale Kurumu d)Özelleştirme İdaresi Başkanlığı e)Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu f)Türkiye İstatistik Kurumu g)Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ğ)Hazine Müsteşarlığı h)Sermaye Piyasası Kurulu ı)Yatırımcı Tazmin Merkezi i)Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .11.2018 |
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri, çok değerli misafirler; ben, tekrar bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum. Bu vesileyle, hepinize saygılar sunuyorum.
Yeni Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde ülkemizin ekonomik kalkınmasında öncü ve kurumsal bir yapı olması hedefiyle birleştirilen Hazine ve Maliye Bakanlığının 2019 yılı bütçesinin tekrar hayırlı olmasını bütün kalbimle temenni ediyorum.
Türkiye'nin geleceğinin inşasına katkıda bulunmak, ekonominin tüm faktörleriyle ilişkili, şeffaf, hesap verilebilir ve etkin bir ekonomi politikası oluşturmak, bu bağlamda finansal ve sektörel projeleri uygulamak, denetlemek ve uluslararası ekonomik ilişkilerin koordinasyonunu sağlamak şu andaki yeni bakanlığımızın en büyük görevlerinden ve hedeflerinden bir tanesi.
Her kulvarda gelişmekte olan ülkemizin her alanda olduğu gibi ekonomide de kuşatma altında olduğunu biraz önceki konuşmacılarımız da söyledi. Ülkemize zararı neredeyse 100 milyar dolar olan, Gezi olaylarıyla başlayan, 17-25 Aralık operasyonlarıyla devam eden ve 250 vatandaşımızın şehadete yürüdüğü 15 Temmuz hain darbe girişimiyle sonuçlanan saldırıların ilerleyen dönemlerde farklı isim ve şekillerde tekrar yaşanabileceğini bizler de tahmin ediyoruz. Ülkemizin tam bağımsızlığı, ekonomik çıkarları, millî onur, haysiyet ve şahsiyetini hedef alan bu atakların farklı biçimlerine karşı her zaman için hazırlıklıyız ve bunun da Allah'ın izniyle gereğini yapacağız.
Ülkemizin millî menfaatleri noktasında en ufak bir taviz verilmeden izlenen politika sebebiyle terör eylemlerinden ekonomik manipülasyonlara, çeşitli operasyonlara maruz kalmaktayız. Örnek: Doların 8'e çıkması, şu anda 5,300'e veya 5,280'e indiği gibi.
AK PARTİ iktidarımız politikalarıyla ülkemizi her alanda layıkıyla temsil ederken başkalarının da kendi ellerini özellikle terör örgütleri üzerinde kurulan oyunları da bozmaya, bozdurmaya... Bunların da boylarının ölçülerini vereceğimizi de burada tekrar belirtmek istiyorum.
Ekonomide, özellikle faiz lobisiyle yaptığımız savaş herkesin malumudur. AK PARTİ olarak fakir fukaranın rızkının finans lobilerine peşkeş çekilmesine asla ve asla -Sayın Cumhurbaşkanımızın deyimiyle- izin vermeyeceğiz.
Değerli milletvekilleri, buraya kadar bunu bir açıklamak isterdim. Dün, değerli bir hazırunumuz burada, özellikle bir konuşma yaptılar, o konuşmalarından kesitler sunmadan önce özellikle sabahki konuşmalarından da birkaç tane cümleyi takdirlerinize sunmak istiyorum:
Tabii devlet şudur... Ben daha önce de arz etmiştim, bir kere daha bu gerçeği yine sizinle paylaşmak istiyorum: Ben, Ağrı Milletvekiliyim. Ağrı'da sokağa çıktığımızda, sabah saat 08.00'de bir taksi durağına gittik, oturduk, 6 arkadaş vardı. Dedi ki: Sayın Vekilim, çok güzel bir hastane yapmışsınız, beş yıldızlı bir otel, Allah razı olsun ama kan sayımı testi yok." "Niye kan sayımı testi yok?" dedim. "Ya, benim 4 çocuğum var, biri erkek evladım ve ayda bir ben Erzurum'a gidiyorum ve bundan çok mustaribim." dedi. "Peki, ağabey, bir dakika, bir sorayım il sağlık müdürüne." dedim. Telefon açtım, sordum, dedi ki: "Sayın Vekilim, hastanede yarım saat, sağlık ocaklarında bir saat içerisinde biz bunu veriyoruz." Ben, telefonun hoparlörünü açtım, ağabeye dinlettim. Baktım, 3'ü de gerçekten kafaları yere eğdi. Şunu arz ettim, dedim ki: "Ağabey, bak, beni sevmeyebilirsin, Sayın Cumhurbaşkanını sevmeyebilirsin ama hastalığı kendi evladının üzerine çağırma. Bu devlet, bu toprak sesin. Nihayetinde, Ağrı ili hepimizin. Dolayısıyla algı yapmanın hiçbir anlamı yok. Sen farklı bir partili olabilirsin ama unutma ki sen Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşısın ve gerçekten bunları getiren de Sayın Cumhurbaşkanı." Daha önceki, özellikle doğu ili olması hasebiyle -Hocam da burada, Sayın Emecan da gelmişlerdi Ağrı'ya- gerçekten sıkıntıların ne olduğunu hepimiz de biliyoruz.
Şunu arz etmeye çalışıyorum: Elbette ki Hükûmeti sevmeyebilirsiniz, elbette ki siz farklı bir parti olabilirsiniz ama elinizi vicdanınıza koyun. Burası Türkiye Cumhuriyeti devleti. Bu devlet batarsa hep birlikte batarız, bu devlet yükselirse hep birlikte yükseliriz. AK PARTİ hükûmetlerinden önce kişi başına düşen gayrisafi millî hasıla 2 bin dolardı ama refah düzeyi de en fazla AK PARTİ hükûmetleri döneminde yükseldi.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Saray dolaylarında.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Özellikle şunu arz edeyim: Dünkü bizi eleştiren arkadaşlar var ya, mesela surlarla ilgili bir görsellik verdiler. Ben şunu arz edeyim: Bakın, burası İshakpaşa Sarayı. İshakpaşa Sarayı'nın AK PARTİ hükûmetlerinden önceki resmi, bakın. Bu da şu andaki İshakpaşa Sarayı'nın resmi.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - İşiniz gücünüz saraylarla.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çok kötü bir restorasyon.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ben seni götüreyim. Bak..
Bu da şu anda ne biliyor musunuz? Ağrı merkezde bizim şu anda yapacağımız ve bu devletin mührü olan, Selçuklu'nun mührü olabilecek şekliyle Selçuklu mimarisiyle yapılan 13 bin metrekare üzerindeki yeni yapılaşma.
CAVİT ARI (Antalya) - Restorasyonlar aslına uygun mu? Siz onu söyleyin. Yenisini mi yapıyorsunuz, restorasyon mu?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şunu da arz edeyim: Bakın, bu benim ikinci milletvekilliği dönemim, 2011-2015. Selçuklu mimarisiyle yapılan... Bir ilçeye giden para, totalde 230 trilyon lira para.
Dolayısıyla, şunu arz edeyim: Biraz örnek vermek istiyorum. "Vicdansız bütçe" "daha vicdanlı bütçe" "daha adaletli bütçe" "Kalem dağıtıldığında haberin yoktu." "Sermayedarlarla görüştü." "Patronlarla toplantı yaptı." "Emekçilerle, çiftçilerle toplantı yapılmadı."
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yalan mı?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) -"Toplum susturulmuş." "Meclisin etrafında protesto yok." "Yerlerin talepleri yok."
BAŞKAN - "Faşist başkan."
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - "Burs simit alamıyor." "Öğrenciye yüzde 6.", "Çiftçiye daha az okul."
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yalan mı?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - "S400 füzesi" "İntihar mı etsinler?" "Darbe", "kriz" "ekonomik anlamdaki sıkıntı" "Artçı depremler geliyor." "servete dayalı vergilendirme" "servete orantılı vergi" "demokrasi açığı" "akademisyenler..."
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hangisine "Hayır" diyorsun?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şunu arz edeyim: Değerli arkadaşlarım, "akademisyenler" dediğiniz -dün de konuşuldu bu- bu devletin birlikteliğinin çözülmesi için imza verdiler ve ne yapıldıysa, bu devletin hâkim, savcısı onlarla ilgili bir soruşturma açtı.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Hamaset yapmayın ya!
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Ne yapacağını sana mı soracak?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Dolayısıyla şunu tekrar arz etmek istiyorum, ben dün de onu söyledim. Fatih Sultan Mehmet, ecdadımız şöyle der: "Üzerimize kılıç çekilmedikçe, vatanımıza girilmedikçe, milletimize cefa edilmedikçe bizden kimseye asla ve asla zarar gelmez." Bunlar Fatih Sultan Mehmet'in söyledikleri.
BAŞKAN - Dün de söylemiştiniz bunu.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şimdi, Diyarbakır'a gittiğimizde şunu görüyoruz: Diyarbakır'da gerçekten hendekler kazılmıştı. Sur'a gittiğinizde hendekler kazılmıştı. Güneydoğunun birçok bölgesinde öyleydi.
Değerli kardeşlerim, daha önce de konuşuldu söylendi, devletin geçmişteki imkânları çok kısıtlıydı ama gerçekten 2015'te bu devlet o bölgede yapılan... Ki Kürtlere yapıldı ama şunu da parantez olarak açmak istiyorum, Türklerin parası o bölgeye gitti. Dolayısıyla şudur: Bu devlet, bu iktidar hiçbir dönemde Kürt ve Türk ayrımı yapmadı demografik anlamda, onu söyleyeyim. Şimdi, siz o bölgeye gittiğinizde...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Siz bu söylemle ayrımcılık yaptınız.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Tanal, siz o bölgeye gittiğinizde...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bu söylemle ayrımcılık yaptınız.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ben ayrımcılık yapmıyorum, sadece örnekleme olarak veriyorum, bakın, onu söyleyeyim.
Siz o bölgeye gittiğinizde, Sur'un şu anda...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - "Milletin parası" deyin, tamam.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Milletin parasını da söyledim ama bak, parantez içerisinde de onu söyledim. Bunu da herkesin bilmesi lazım.
Dolayısıyla şudur: Siz o bölgeye gittiğinizde -ben dün de gösterdim- müthiş bir yapılanma var...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yoksulluk var, işsizlik var.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - ...milletin kendisine müthiş bir güveni var, müthiş derecede milletin kendi devletine ve kendi iktidarına güvendiği bir durum var ortada. Bunu özellikle belirtmek istiyorum.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - GAP projesinden bahset.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Siz gazı söyleyin ama gaz verdiğiniz var ya, o millete gaz parası da vermiyorsunuz.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - GAP, GAP, GAP projesi.
BAŞKAN - Arkadaşlar, GAP'a gelmeyin.
Buyurun Sayın Çelebi.
Sayın Çelebi, siz devam edin, bitirin de ara vereceğim.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Siz, 2015'te...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çelebi, son cümlenizi alayım.
Buyurun.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Siz o bölgeye 2015'te, hendeklerin olduğu dönemde gitseydiniz, daha önce çukurların olduğu dönemde gitseydiniz, inanın, insanlar tir tir titriyordu, kendi evinde aç, susuz bekliyordu çoluk çocuğuyla birlikte. Sayın Cumhurbaşkanımızın o tarihteki talimatlarıyla herkes alınıp otellere getirildi. Ben o tarihte genel merkezde görevliydim. Şunu bütün samimiyetimle söylüyorum: Biz oraya gittiğimizde o insanlar kendi bebekleriyle, üç günlük bebekle sokakta yatıyorlardı ama yine bu devlet gitti, onlara ev sahipliği yaptı, getirdi, otellere yerleştirdi. Yaşlılar yürüyemiyordu, askerlerimiz o yaşlıları kendi sırtlarına alıp getirdiler.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Çukurları kim açtı Sayın Çelebi, nasıl açtı, ne zaman açtı, hangi dönemde, hangi iktidar döneminde açıldı?
BAŞKAN - Sayın Sındır, neyi değiştirir ki? Açıldı mı, açılmadı mı, siz ona bakın. Yani neyi değiştirir ki? Sayın Hoca, neyi değiştirir yani?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Kendi söyledi. Bir şey değişmiyor Sayın Başkan.
BAŞKAN - Değiştirmez. Açıldı, bitti. Bugün ne yaptığınız önemli sizin.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Çok şeyi değiştirir.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Nasıl açıldı? Nasıl izin verildi? Çukurlar açılırken devlet neredeydi? AK PARTİ Hükûmeti neredeydi?
BAŞKAN - Sayın Sındır...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Sındır, şöyle arz edeyim: Bakın...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Siz konuşurken biz sizi dinledik, ses çıkarmadık.
CAVİT ARI (Antalya) - Biz daha konuşmadık.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bülent Bey konuştu, Sayın Yılmaz konuştu, Haydar Bey konuştu. Her şeye rağmen sustuk.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bakın, orada açılan hendeklerin çoğu neydi, biliyor musunuz? Devletin bütçesinden belediyelere gönderilen araçlarla yapıldı. (Gürültüler)
BAŞKAN - Lütfettiler, evet. Böyle Sayın Çepni.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Emniyet gözetiminde yapıldı.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Dolayısıyla bu devlet batıda ne verdiyse doğuda da aynı şeyi verdi, AK PARTİ belediyelerine ne verdiyse diğer belediyelere de aynı imkânı verdi. Ama şudur, şunu tekrar edeyim: Her devlet kendisini korur, her devlet kendisini ve kendi vatandaşını korumak zorundadır. Yoksa devlet, 2015'te, 2016'da "Ben gideyim, şurada şu evleri yıkayım." Devletin böyle bir şeyi yoktur.
Bakın, ben şunu size arz edeyim, özellikle sosyal anlamda söyleyeyim: Daha önce özürlü olan çocuğa, annesine, babasına kimse bakamıyordu, "evde bakım" denilen bir şey yoktu. Ben kendi ilimde hatırlıyorum, yemin ediyorum, bakın, gezdiğimde insanlar şunu söylüyordu o tarihte: "Ayda 100 lira..." Devlet şu anda 1 milyardan fazla maaş veriyor. Dolayısıyla hani biz eleştirebiliriz Hükûmeti, insanlarımızı eleştirebiliriz ama gerçekten bir de makul düzeyde yapmamız lazım.
Ben şunu da söyleyeyim: AK PARTİ hükûmetlerinden önce Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesine gittiğiniz zaman, gerçekten akşam saat beşten, altıdan sonra dışarı çıkamıyordunuz. Devlet kademesindeki büyük insanlar geldiği zaman -bunu hepiniz yaşıyordunuz, içimizde bakanlık yapan ağabeylerimiz var, milletvekilliği yapanlar var- belli bir saatten sonra kimse gidemiyordu. Ben adalet kökenliyim, hâkim, savcılar veya devlet memurları, haftada bir kere konvoy çıkardı, eğer o konvoyu kaçırırsa bir sonraki haftaya kalırdı.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Kim iktidardaydı?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Koalisyondu.
Dolayısıyla şunu söyleyeyim: Sayın Cumhurbaşkanı geldikten sonra, özellikle ben, Kürtler anlamında söyleyeyim...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Terör bu ülkenin son on altı yılının sorunu mu?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - ...veya demografik anlamda söyleyeyim: Türkiye'de bir zihinsel devrim gerçekleştirildi bunlarla birlikte. Bakın, geldiği zaman, o tarihte OHAL'i kaldırdı, cezaevlerinde kimse kendi annesiyle, babasıyla veya kardeşleriyle Türkçe dilinin haricinde bir şey konuşamıyordu, bunları verdi. Çocuklarına Türkçeden başka bir isim verilmiyordu, şimdi siz ne koyarsanız koyun, hepsini verdi.
Kültür Bakanlığı: Devletin Kültür Bakanlığı Mem ü Zin'le ilgili Ahmedi Hani'nin eserlerini bastırdı.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ahmedi Hani'nin heykelini kaldırdı.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Daha önceleri insanlarımız bunu hayal edemezdi. Şu andaki Ağrı havaalanının adı Ahmedi Hani Havaalanı.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Heykeli nerede?
RIDVAN TURAN (Mersin) - Kayyumlarla bütün coğrafyayı yaktınız, yıktınız, bütün köylerin isimlerini değiştirdiniz.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Garo, ben seni Doğubeyazıt'a götüreceğim ama şunu söyleyeyim: Şu algıyı yapmaktan vazgeçmeni istiyorum.
RIDVAN TURAN (Mersin) - 100 tane belediyeye el koydunuz, el. Hangi demokrasiden bahsediyorsunuz?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Çalışmayan belediyelere, halkına hizmet vermeyen bütün belediyelere kayyum atandı.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Dolayısıyla şudur: Şu anda Doğubeyazıt'ta bizim fakültemiz var, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesine bağlı fakülte var, adı Ahmedi Hani'dir.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Vatandaştan aldığını vatandaşa götürmeyen belediyelere el konuldu.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bir şey daha arz edeyim: AK PARTİ hükûmetlerinden dolayı...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Vatandaştan vatandaşa götürmeyen belediyelere müdahale edildi.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Bir tane yolsuzluk yok.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir tane belge göster.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Gel, ben sana veririm belgeleri, gerek yok.
Sayın Garo, gel, ben size vereyim burada
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Sayın Soylu bunu rakamlarla açıkladı, niye kabul etmiyorsunuz?
BAŞKAN - Arkadaşlar, kayyumlardan sonra yapılan, ortaya çıkan imar durumu belgedir.
Arkadaşlar, lütfen, yapmayın, müdahale etmeyin.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir tane belge gösterin. Dosyalar elimde. İddia yok, iddia yok.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Başkanım, şu anda, özellikle burada dün de arkadaşlar söylediler Seyit Rıza'yla ilgili, Alevi çalıştayı bizim hükûmetlerimiz döneminde yapıldı.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ben de okudum dosyaları.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İddia yok.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Garo, ben sizi Ağrı merkeze götüreyim. Bizim şu anda, kayyumdan sonra gelen, 120 dönüm üzerine, millet bahçesine sizi götüreyim, gezdireyim.
Doğubeyazıt'a geldiğinizde sadece... Dün bir cümle kullandınız siz orada, kayyum ataması... Ben demin de arz ettim. Dünyanın neresine giderseniz gidin her devlet kendisini korur ve vatandaşını korur. Bizim o bölgeye götürdüğümüz sadece bizim Hükûmetimiz döneminde yani kayyum döneminde şu anda 80 kilometreye yakın sıcak asfalt yapıldı Doğubeyazıt merkezinde.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ağrı'da hendek mi vardı?
BAŞKAN - Yok muydu?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yok.
BAŞKAN - Nereden biliyorsun? Hendeklerin yerlerini sen mi biliyorsun yani?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ağrı'da hendek yoktu.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - 140 trilyon liraya yakın bir yatırım yapıldı. Bakın, şunu söyleyeyim: Ağrı merkezde şu anda 120 dönüm üzerine...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sırrı Sakık'ı niye görevden aldınız?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bak, Sırrı Sakık geçen gün beni aradı, tebrik etti.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Niye görevden aldınız?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Onu hâkim, savcıya söyle.
Niye tebrik etti biliyor musunuz?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sırrı Sakık'ı niye görevden aldınız?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Biz almadık.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kim aldı?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yargı alıyor, yargı alır. Bizim onda şeyimiz yok.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne yargısı? Soylu aldı, Soylu.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şunu arz edeyim: Bak, geçen aradı, tebrik etti. Niye tebrik ettiğini biliyor musunuz? Ben, Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettim, Ağrı merkeze on ikinci aydan önce anjiyo ünitesi gidiyor, 2 trilyon 650 KDV hariç olmak üzere. Dedi ki: "Ben teşekkür ediyorum." Dedim ki: "O zaman bunu "tweet" at çünkü geçenlerde sen benimle ilgili bir tweet attın." Yarım saat sonra aradan geçti -bak, bende mesajı- dedi ki: "Ben tweet'i sildim." Dedim ki: "Nezaketinizden dolayı teşekkür ediyorum." Dolayısıyla şunu arz edeyim: Kim olursa olsun eğer bu devletin mihenk taşına bir harç bırakıyorsa bu devletin 81 milyon insanı ona sahip çıkar.
BAŞKAN - Sayın Çelebi, son cümlelerinizi alayım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sırrı Sakık ne yaptı sana?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Eğer bu devletin mihenk taşına bir zarar gelirse demin Fatih Sultan Mehmet'in okuduğum şeyi gibi, bu devlet kendi şarjını korur. Onun için şu: Özellikle şunu arz edeyim, Sayın Cumhurbaşkanımızdan önce kimse "ben Kürdüm" diyemiyordu, kimse "ben Aleviyim" diyemiyordu, kimse kendini farklı bir demografik yapıda ifade edemiyordu. Dolayısıyla bunlar hep hükûmetlerimiz döneminde oldu. Bu, ekonomide de aynı.
Bizim şu anda sadece on altı yıl içerisinde lokal, Ağrı il merkezine giden para 11 katrilyon lira.
Ben bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum, bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum.