KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanım, şahsınızda bütün heyeti saygıyla selamlıyorum.

Arkadaşlar, bugün çok hususi bir gün. Bugünkü atmosfer, barış dilini, huzur atmosferini tesis edecek hâli mutlaka hepimize sirayet ettirecek bir atmosfer olmalı. Efendiler Efendisi'nin dünyayı teşrifinin öncüsü olduğu bir zaman, bir vakit dilimidir. Dolayısıyla bugünü, bu hâli, bu vakti kutluyorum.

CHP'li değerli milletvekilimize rahmet diliyorum, Allah gani gani rahmet eylesin. Kendisi çelebi meşrepli birisiydi, yakinen tanıdık, beyefendilik timsaliydi. Dolayısıyla minnetle anacağız.

Efendim, biz AK kadro, bütün hakşinas, bütün ehlivicdan insanlar tarafından takdir edilir ki iktidar bulduğundan bugüne eşi emsali görmemiş hizmetler hayata sunmuştur. Bunun bir şubesi Kültür ve Turizm Bakanlığıdır. Bu alanda yaptığımız hizmetler hakikaten muhalif bakış açısı serdedenlerin zihin haritalarının böyle çok kırıntı misali köşesinde bile yer alamaz, o kadar net söylüyorum. On altı yılda kaydettiğimiz süreç bize ait, manamızı ifade eden, ortak vicdanı seslendiren ve her biri heyecan oluşturan değerlerimize dönüş, sahipleniş, değerlerde diriliş ve değerlendirme sürecidir. Başka bir deyişle Türkiye'nin kendini fark etmesi ve bulması dönemidir; ülkenin kendi temellerinde yeniden yükseliş dönemidir; arkadaşlar, bu dönem, kendimiz olma dönemidir, elhamdülillah. Bu on altı yıllık dönemin özü budur, kendimiz olma dönemidir, Kültür Bakanlığı bağlamında, özellikle altını çiziyorum. Bu hâli, küresel gidişatı iyi okuyanlar ve özümüze sahip çıkanlar Hakk'a teslim babında anlayacaklardır. Türkiye'nin bu süreçte en hızlı ilerleyiş katettiği alanlardan biri bu Bakanlıktır. Bu noktadaki AK yaklaşım kârlılığa yönelik değil, değerlerimizi takdim ve takdir yaklaşımıdır. Bu, kültürel ve turistik kaynak ve potansiyelin akli biçimde çağın gereklerine uygun olarak sunumudur. Bizi asırlara hükmettiren gücün ve onu besleyen hoşgörü, insan sevgisi ve adalet hasletlerimizin vurgusudur. Bu noktada AK dönemin en hayati yatırımı, yerini ve yurdunu bilen kuşakların yetişmesine sağladığı destektir. Anadolu topraklarını ilim, irfan ve hikmetle yoğuran ecdadımızın yadigârlarına vefadır, Türkiye'yi küresel ölçekte hak ettiği azamet ve değerlerle tanıtmaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın "Nasıl kökleriyle bağı kopan bir çınar kurursa, medeniyet birikimiyle irtibatını koparan bir ülke de fikrî kuraklığa maruz kalır. Yüzyıllara sari ilim deryasından istifade etmeden özgün eserler verilemez. Geçmişi yok sayarak geleceğe yürünemez." vurgusu böylesi bir ufkun kaydedilmesinde esas oluşturmuştur. Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle: "Yeni Türkiye'nin aydınlığı, varlığını karanlığa borçlu olanları rahatsız etse de bu ufuk asla kararmayacak, köklerine bağlı gençliğimiz kendi kültür ve irfan hazinelerimize sahip çıkacaktır. Ne Batı'yı bilen ne de Doğu'yu özümsememiş, parçalanmış karakterlerle değil, yerini, yurdunu kültürünü bilen kuşaklarla yolumuza devam edebiliriz." diyor Sayın Cumhurbaşkanımız. İşte biz her alanda böylesi bir yüksek düşünceyle 2023'e yürüyoruz.

Sevgili Başkanım, ecdat ve sanat mirasının bir başka aktarımla medeniyet bereketlerinin korunması birer nadide kültür ve turizm değerleri olarak takdimde Bakanlığımızın çalışmalarına her vesile medyunuşükran olduğumuzu söyledik. 4'üncü bütçeyi yapıyoruz, hakikaten bir inşirahla, bir yürek ferahlığıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçelerinde söz aldık, konuştuk çünkü -diğer bakanlıklarda da öyle ama- burada çok özel bir zemin oluşturduk biz. Bu hâli, biraz önce söylediğim gibi, ehlivicdan olanlar zaten hak teslimi babında yerine koyuyorlar.

Efendim, küllenmeye terk edilmiş ecdat yadigârlarının yeniden ortaya çıkarılması bizim ruhumuzu tasvir eden, ne ki çürümeye terk edilmiş tarihî eserlerin ihyası noktasında AK PARTİ dönemi cumhuriyet tarihinin en fazla dikkat ve hassasiyetin gösterdiği dönem olmuştur.

Değerli Bakanım, bir somut örnek vereceğim size, Erzurum'la ilgili, seçildiğim seçim bölgemle ilgili. Çok geçmişte değil 2000'li yılların başında. Erzurum'da Kavak Mahallesi diye çok eski, kadim bir yerleşim merkezi var, orada Kavak Camisi tarihî bir camidir. O yıllarda siyaset yapan, Parlamentoda Erzurum'u beş dönem temsil etmiş -ismini açmıyorum, kendisini saygıyla anıyorum, yaptığı hizmetlere de teşekkür ediyorum- bu camiye dönük bir tadil girişiminde bulunmuştu, öncüsü o olmuştu, çatısı tamir edildiği için -samimi söylüyorum, abartmıyorum, ben Erzurum'da yerel gazetesi olan birisiyim- günlerce o hâli tebcil eden, o hâli yücelten, teşyii eden, takdir eden haberler yapmıştık. Şimdi Erzurum'da bütün eserlerimiz, sadece tarihî eserler değil, hepsi dört başı mamur bir hâle getirildi. Buna öncü olan bu Bakanlıktır. Bu Bakanlıkta hizmet eden bürokratlarımız, Bakanlarımız her türlü takdirin hakkı onların üzerindedir, ben de bu ifadeyi burada kayda geçiyorum, temsil ettiğim insanlar adına bunu yapıyorum.

Efendim, Türkiye "Her alanda koşuyor." dedik, "Yeni bir diriliş dönemi yaşıyor." dedik. Bir tespit, hususi bir tespit, gene bir hususi bir isimden, zirve isimden, doruk bir isimden, Sayın Cumhurbaşkanımızdan. "Siz geride kaldığınızda önünüzde birileri mutlaka var demektir. İster istemez onları takip etmek zorunda kalırsınız. Ülkemizin sıkıntısı, son birkaç asırdır diğer medeniyetlerle, kültürlerle olan iletişimini tek taraflı yapmış olmasıdır. Sadece aldık, sadece takip ettik; kendimiz bir şey üretmedik, kendimiz örnek olmadık. Bugün bölgesinde ve dünyada yeniden iddia sahibi olan bir ülke, bir toplum hâline gelme mücadelesi verirken işte bu ilişkiyi de yeniden kurmak mecburiyetindeyiz." diyor Sayın Cumhurbaşkanımız. Muhteşem bir tespit ve bu tespit üzere dizayn edilmiş politikalar ve bu politikaları hayata süren, hayata yansıtan bir kadro. Bu kadroya medyunuşükranız. Bizim ufkumuz ve kararlığımız da bu tespit üzeredir. Biz ak kadro, küresel ezberleri bozan bir kadroyuz, her alanda bunu yaptık, hususen kültür alanında bunu yaptık. Biraz önceki konuşmacı beyefendi, Aziz Sancar bağlamında Amerika'yı tebcil eden, yücelten ifadeler kullandı. Bizim değerimizdir o ve o değerden neşet etmiş, açığa çıkmış bir yüksekliktir. "Suudi Arabistan'da şu kadar imkân var, orada niye çıkmıyor?" diyorsunuz. Amerika'dan çıkıyor...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Yok, öyle demedim, üniversitelerimizin kaynağı yok, laboratuvarları yok...

BAŞKAN - Son on saniyeniz Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, Türkiye'de AK PARTİ'yle beraber üniversiteler, kültür ocakları, hikmet ocakları hiçbir dönemde olmadığı kadar maddi imkânlarla donandılar ve oralardan neşet eden çok sayıda bilim insanı çıktı.

CAVİT ARI (Antalya) - Nerede? Onlar da kaçtı zaten.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ağabeyciğim, onları görmek için göz lazım!

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Üç tane say da biz de bilelim, üç tane!

CAVİT ARI (Antalya) - Bir tane örnek ver de bilelim o zaman.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar...

CAVİT ARI (Antalya) - İlk 500'e giren bir tane Türk üniversitesi söyle de biz de bilelim.

BAŞKAN - Sayın Aydemir... Arkadaşlar, bir müsaade edin lütfen ya!

Sayın Aydemir, süreniz bitti lütfen son cümlenizi alayım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır, sürem bitti ama laf atmalar oldu Sayın Başkanım. Bir de bizim ekipten konuşmayanlar da oldu Değerli Başkanım, bir iki not daha düşeceğim ben.

Şimdi arkadaşlar, "kâfir" kavramı gerçeği örten anlamındadır. Gerçeğin üstünü örtmemek lazım. Noksanımız varsa noksanları konuşalım ama ehlivicdan olalım, böyle bir şey yok. Dışarı çıktığınızda millet çok farklı şeyler söylüyor şu inkâr hâline. Böyle bir şey yok.

Değerli Bakanım, Erzurum'da çok özel bir zaman dilimi yaşanmıştır. Burada Vakıflar Genel Müdürümüz var -nitelik abidesi bir kardeşimiz- o biliyor. 1048 yılı Türk tarihinin eşi emsali görülmemiş bir zaman dilimidir; Pasinler Zaferi'nin olduğu tarih ve o tarihte aynı zamanda -sevgili hocam da burada- Türk tarihinde ilk vakıf senedinin imzalandığı bir vakıadır, 1048. Biz birkaç bütçede bunu söyledik Hakan Çavuşoğlu Bakanım müzahir oldu, Değerli Genel Müdürüm de öyle, Pasinler'de vakıf anıtı kurulması yönünde bir gayretimiz oldu Bakanlığımızın, Genel Müdürlüğümüzün, bu çalışma devam ediyor. Ben, bunun bir an önce bitirilmesini özellikle sizden istirham ediyorum, bu çok çok mühim.

Aslında konuşmamda TİKA'ya dair notlarım vardı ama zaman bitince Sevgili Başkanım hâl böyle oldu ama sizinle iftihar ediyoruz, kurumla iftihar ediyoruz.

BAŞKAN - Yazılı verirsiniz arkadaşlara onu da.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hepinize saygı sunuyorum. Hayırlı uğurlu olsun inşallah.