| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a) Kültür ve Turizm Bakanlığı b)Radyo ve Televizyon Üst Kurulu c) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ç) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü d) Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı e) Vakıflar Genel Müdürlüğü f) Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı g) Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ğ) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu h) Atatürk Araştırma Merkezi ı) Atatürk Kültür Merkezi i) Türk Dil Kurumu j) Türk Tarih Kurumu k) Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .11.2018 |
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım...
CAVİT ARI (Antalya) - Bir müsaade edip de konuşturmadın ya, çok ayıp yani.
BAŞKAN - Arkadaşlar, neye şaşırıyorsunuz! Bütün Komisyon üyeleri, milletvekilleri benim çok sert olmamdan, bu tarz yapılan konuşmalara müdahale etmemden dolayı yakınıyordunuz; buyurun, atış serbest bugün!
Sayın Bakanım, bu da sizin kısmetinize!
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkanım, ben memnunum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - ...ve çok değerli basın mensupları, çok saygıdeğer misafirlerimiz; 2019 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin devletimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum.
Tabii, siyasette herkes konuşabilir, ona hiçbir şey demiyorum. Bakın, burada, Plan ve Bütçede benim ikinci dönemim. Burada Sayın Kuşoğlu da var. Gerçekten, ben daha önce de söyledim, siyasi partiler...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İkinci dönem mi?
BAŞKAN - Evet, 23'üncü Dönemde de vardı Sayın Bekaroğlu, siz yoktunuz o zaman.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sizin yaptığınız dönemlerde herkesin bir partisi olabilir ama aslolan şey şu: Türkiye Büyük Millet Meclisinin bünyesinde bulunduğunuz dönemde gerçekten siyaseti yapmak ama siyaseti de kaliteli bir şekilde yapmak. Burada her partinin bir lideri var ve her milletvekili elbette ki kendi siyasi liderine saygı duymak zorundadır. Bu İYİ PARTİ'de nasıl varsa, HDP'de nasıl varsa, CHP'de nasıl varsa ben de sizin liderinize saygı göstermek zorundayım ve siz de bu devletin, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin devletinin Cumhurbaşkanına ve bizim şu anda yürütmede olan bakanlarımıza ve milletvekillerimize... Biz birbirimize karşı bir kere saygı göstermek zorundayız. Ama şunu söyleyeyim: Algı yapmak da gerçekten kötü bir şey. Bizim bir hatamız varsa -burası ihtisas Komisyonu, burada ekonomi üzerinde konuşabilirsiniz- siyasi bir farklılık varsa elbette ki sizin görüşünüz bu zaten, millet sizi seçmiş buraya göndermiş ama Türkiye Cumhuriyeti devletinin Cumhurbaşkanına veya onu kastedip de mevcut olan Hükûmete hakaret etmek gerçekten doğru bir şey değildir.
CAVİT ARI (Antalya) - Hakaret diye bir şey olmadı. Sayın Çelebi, nerede var hakaret; Bekaroğlu'nun konuşmasının neresinde var hakaret?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nerede hakaret var? Yok öyle bir hakaret.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Peki, bir şey söyleyeyim, Antalya Milletvekilimiz, bir şey arz edeyim: Çok özür diliyorum "nokta nokta" demek neye getirir? Ben sizi vicdanınıza havale ediyorum.
Bu şudur, bakın değerli arkadaşlar...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya çok davam var, davam; dünya kadar tazminat ödüyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Hocam, ben daha önce de arz ettim, bir kere daha arz edeyim ama inşallah bu sizin son konuşmanız yani -olmaz ama- bu tür mihvaller üzerindeki son konuşmanız olur. Şunu arz edeyim...
BAŞKAN - Sayın Çelebi, söz aldınız... Bakın, Sayın Çelebi, söz aldınız...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - O ne demek "son konuşmanız", çıkışta beni mi indireceksiniz?
Bir dakika, müsaade edin.
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir müsaade edin.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sizin anladığım kadarıyla öğlen üzeri şekeriniz düştü, şekeriniz yükseldi ama siz...
BAŞKAN - Sayın Çelebi, aynı şiddette cevap vermeniz lazım, çok yumuşak kaldınız!
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkanım, AK PARTİ'liler işte çok nezaketli ve yumuşak kalıyor.
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, tahrik etmeyin lütfen.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Siz rahmetli hocamın dizinin dibinde yıllarca fikir birlikteliği eden bir insansınız. Bak, ben burada size ilk hitabımda "ağabeyim" dedim ama şunu arz edeyim: Ağabey demek bizim davamıza, bizim topluluğumuza, bizim liderimize hakaret etmek anlamını taşımaz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hakaret yok. Bir iddiada bulundum, cevap ver.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - İddianız doğru değil. İddianız Ebu Cehillerin iddiasıdır. İddianız Ebu Cehillerin iddiasıdır.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Özgün hiçbir kültür eseriniz yok, şair yok, sinemacı yok, heykeltıraş yok; yok, yok.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Olay şudur: Türkiye Cumhuriyeti devleti bir sistemi getirdi ve bu sistemi götürdü halk onayladı; 7 Haziranı onayladı, 1 Kasımı onayladı, "evet-hayır"ı onayladı, 24 Haziranı onayladı, bak biz şu anda buradayız.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Devşirmeler var, onlardan devlete şey sağlıyorlar...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hocam, devşirme olan şu anda sizsiniz. Siz CHP'nin şu anda sırasında oturmuşsunuz, AK PARTİ sizi milletvekili yapmadı diye sizin bütün hıncınız bu tarafa, bu kürsüye doğru geliyor. Bu sizin yaptığınız doğru değildir.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne saçmalıyor bu ya!
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, bak, sen niye istifa ettin şeyde?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne diyeyim bu arkadaşa ya, bu arkadaşa acıyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Kendine acı Hocam. En son, partiden sen niye istifa edip de ayrıldın; bana söyler misin, niye ayrıldın? En sonunda, siz kendi partinizi lağvederken niye ayrıldınız, niye ayrıldınız?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya saçmalama kardeşim, içimizi mi okuyorsun.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, işte böyle. Biz saçmalamıyoruz Hocam.
BAŞKAN - Hocam, o da senin genetiğini biliyor.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Mesele şudur, benim rahmetlik babam hep şunu derdi: Davasına ihanet eden adam...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kişisel şeylere giriyorsun, iftira atıyorsun.
BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, sen oranın genetiğini biliyorsan o da senin genetiğini biliyor, onun için söylüyor.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ben siyaset konuşuyorum. İftira etmesin Sayın Başkan.
BAŞKAN - E, sen söyledin, "Genetiğini biliyorum." dedin; o da genetiğini biliyor, cevap veriyor.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hep ortada durmuşsunuz ve siz de şu anda ne sağcı olabiliyorsunuz, ne solcu olabiliyorsunuz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İftira atıyor Sayın Başkan, söz ver.
BAŞKAN - Hayır, sen de "Genetiğini biliyorum." diye ona iftira attın.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ben genetiğini biliyorum.
BAŞKAN - Nereden biliyorsun? Nereden biliyorsun?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siyaseten konuşuyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya Hocam, Ebu Cehilleri, iyi hatırlayın siz onu.
BAŞKAN - Devam, devam arkadaşlar.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kişisel hiçbir şeyi konuştuğum var mı Başkan? Bana sesinizi yükseltip bastıracaksınız.
BAŞKAN - Devam, devam arkadaşlar.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Bakanım, turizm insanlığın tarihi kadar eskidir. Ülkeler için bacasız sanayi...
BAŞKAN - Sayın Çelebi, bu kadar mı, hepsi bu mu!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ama iftira atılıyor, söz verin, cevap vereceğim. Kayıtlara geçeceğim, öyle bir şey yok.
BAŞKAN - Şu tutanakları bir çıkartın da Sayın Bekaroğlu'nun söylediklerini ben Sayın Cora ile Sayın Çelebi'ye bir vereyim.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Valla verin Sayın Başkanım, ben onu söyleyeyim.
BAŞKAN - Sayın Cora ile Sayın Çelebi bir okusunlar onları.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tutanak mutanak yok.
Sayın Başkan, "Seni milletvekili yapmadı." diye bir iftirada bulunuyor, onun için, kim yapıyor...
BAŞKAN - Ya sen cesaret edip müracaat etmedin, onu bilmiyor; onu söyleyecekti, boşver.
Devam edin Sayın Çelebi.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkanım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Gazi Meclisimizin altında bütün siyasi partiler, bütün milletvekilleri -demin de söyledim- kendi görüş ve kanaatlerini beyan edebilirler ama şudur: Ülkelerin özellikle gelişmişlikleri, ülkelerin sosyal anlamdaki gelişmişlikleri, refah düzeylerindeki gelişmişlikleri ve bir de gerçekten insanların yetiştirme tarzındaki gelişmişliklerini herkesin söylemesi lazım. Şunu özellikle bir parantez olarak açmak istiyorum: Daha önce AK PARTİ sıralarına gelip de eğer buralarda aday olamayanlar karşı tarafa geçtiği zaman bizi yeriyorlarsa bu sözleri kendilerine ben iade ediyorum.
Ben konuşma hakkım saklı kalmak kaydıyla, daha sonra...
CAVİT ARI (Antalya) - Öyle olmaz Başkanım.
BAŞKAN - Öyle bir şeyiniz yok, konuştunuz konuştunuz; son üç dakika kırk saniyeniz.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Bakanım, kültür ve turizmde emsalsiz olan bir ülkeyiz. Dünyada başka hiçbir ülkede olmayan bir zenginliğe sahibiz. Bu bağlamda doğru projeler ve atılımlarla kültür ve turizm alanında dünya liderliğine ulaşabiliriz, zaten sizinle de gerçekten çok farklı bir ivme kazandık.
Yeryüzünün her köşesinde bu denli köklü ve farklı medeniyetlerin izleri sürülebilir. Sabah denize girip akşam kayak yapılabilecek kaç tane ülke var? Dünyanın hangi ülkesinde bu kadar zengin bir yemek kültürü var? Sağlık turizminde dünyada ilk 5'e yükseldiğimizi de ayrıca burada belirtmek istiyoruz. İnanç turizmi adına, bizim şu anda Anadolu'nun 81 ili var, gerçekten il il saydığınız zaman belki bunun 50'den fazla ilini sayabilirsiniz. Bunların en çok... Yani iki tane örnek verirsem bunlardan bir tanesi Antalya, diğeri Trabzon ve üçüncüsü de Ağrı'dır. Bunu da özellikle anlatmak istiyorum.
Sayın Bakanım, zirveler yücesi, dağlar dağı Ağrı'da Hazreti Nuh'un gemisinin izini sürerken "Efsanevi dağa var gücümle baktım." diyen Puşkin'in sözlerini işitebiliriz orada. Issızlığın ortasında masalsı bir zaferle yükselen, Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin eşsiz bir sentezini yansıtan İshak Paşa Sarayının taş işlemelerinin güzelliğiyle bunu daha farklı belirtebilirsiniz. Asıl ününü yetiştidiği kırmızı benekli alabalıktan alan Taşlıçay'ın Balık Gölü. Üç bin yıllık kaya evleri ve doğal tünelleriyle dikkat çeken Meya Vadisi. Küçük Ağrı Dağı'nın güney eteğinde bulunan ve doğal bir anıt mağarası olan Buz Mağaramız. İran'a açılan Gürbulak Sınır Kapısı'na çok yakın olan Meteor Çukuru. Doğubeyazıt'tan Diyadin'e giderken tablolardan fırlamışçasına doğal bir güzelliğe sahip olan Diyadin Kanyonu'ndan ve bunun yanında şifalı kaplıcalardan da yararlanma imkânımız var. Ayrıca özellikle Diyadin'de mermer yatakları ve şu anda da çıkan altın rezervlerimiz bulunmaktadır. Urartu Kalesi'nin mağrur yapısı içinde antik çağlardan kalan bir esintiyi hissedebilirsiniz. Burada da Sayın Bakanımıza hassaten teşekkür ediyorum. Bizim Ağrı ilimize geldiler ve Doğubeyazıt'ta bizim orada Beyazıt Camisi var, Beyazıt Camisi'nin altında da ahırlar vardı, orada da talimat verdiler ve o bölgenin tümünü de acil kamulaştırmaya aldılar. Burada da şahsınızda minnettarlığımı tekrar beyan etmek istiyorum.
Sönmüş bir yanardağ olan Süphan Dağı'nın gölgesinde kurulu Patnos Ovası. Üst kısmında, Süphan Dağı'nın özellikle kraterinin içerisinde bulunan çok güzel bir göl var. Gerçekten o bölgeye gelip de gezmenizi hakikaten tavsiye ederim. Eleşkirt dediğiniz zaman, ikiz kardeş gibi Küçük Kösedağı ve Büyük Kösedağı olan ilçemiz müthiş bir ovadır. Eleşkirt'in en büyük özelliklerinden bir tanesi, Toprakkale köyünde bulunan, Selçuklu mimarisiyle yapılan bir cami ve müthiş ovası da olan, özellikle pancar ekiminde şırasının en yüksek olduğu ilçelerden bir tanesi.
Tüm bunları sayarken bizim özellikle Ağrı balımız, Ağrı balının eşliğinde Ağrı'nın sütü ve bir de bizde son yıllarda gerçekten, benim çocukluğumda da vardı, müthiş bir manda kaymağımız var. Yani Ağrı'ya gelmeyenleri gerçekten buraya, Ağrı'ya davet ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi toparlamanızı rica edeceğim Sayın Çelebi.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Biz hem Sayın Bakanımızı davet ediyoruz hem Plan ve Bütçe Komisyonunu davet ediyoruz yani ayrıca, sayın ağabeyimi, Başkanımı hassaten davet ediyoruz. Onun için ben burada tabii, hazırlıksız yakalandığım için çok özür diliyorum, onu söyleyeyim.
Ağrı'ya gelip de o yoğun programı içerisinde Sayın Bakanımızı özellikle Ağrı'dan Doğubeyazıt'a... Doğubeyazıt'ta gerçekten müthiş bir sarayımız var, İshak Paşa Sarayı ve dünyada belki ısıtma tekniği anlamında kalorifer sistemi ilk kez orada kullanılmıştı. Şunu da anlatayım: AK PARTİ hükûmetlerinden önce -aslında resimlerini de bastırmıştım ama- orası kapalıydı. Özellikle, 93 Harbi'nde Ruslar tarafından, gerçekten, kapıları sökülmüştü ve içinde ateş yakmışlardı, her taraf islerle dolu bir alandı. Ben burada bunu samimiyetimle söylüyorum yani hassaten huzurlarınızda Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum çünkü şaheser olan bir eseri o tarihte kurtardılar ve -bizim hükûmetlerimiz döneminde Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilerek- şu anda belki yılda yani bizim il bazında 1 milyona yakın ziyaretçimiz geliyor; bu, bizim açımızdan da çok büyük bir nimettir.
Yine, Sayın Bakanımız geldi, bakın, bir Anadolu insanı, kendilerinden rica ettim, inanın, ta Ağrı Dağı'nın göbeğine kadar kendisi geldi, çobanlarla birlikte oldu.
BAŞKAN - Ekrem Bey, toparlayalım lütfen.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - 7-8 bin tane koyunumuz vardı o gün, çoban dürümünü kendisine orada hediye ettik ve Ağrı'mıza, güzel ilimize, turizmimize, inşallah -2019'da da sözlerini aldık- bir tane de bizim ilimize...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çelebi.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ben teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.