ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, Değerli Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli sivil toplum kuruluşu temsilcileri, saygıdeğer bürokratlar, öncelikle ben de hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Tabii ki bu Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önergenin değerlendirilmesi, gerekirse bir ara verilip üzerinde tartışılması gerektiğine şahsım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz de inanıyoruz. Çünkü bu talebin... Gerçekten, Hükûmetin, yürütmenin ortaya koyduğu şekliyle ikna edilebilmesi ihtimal dışı bir şey. Yani Türkiye'de 15 bin METAL-İŞ Sendikası çalışanlarının grev kırması noktasında, grevi kırıcı noktasında Bakanlar Kurulu tarafından böyle bir kararın alınmış olmasını kabul etmek mümkün değil. Yani ülkede şu anda millî güvenlik noktasındaki sıkıntının ne olduğunu izah etmek zorundasınız. Yani en azından hiç değilse bizim göremediğimiz gerçekten böyle bir hassasiyet ve böyle bir durum söz konusu ise ya biz Türkiye'de yaşamıyoruz ya siz Türkiye'de yaşamıyorsunuz. Dolayısıyla, bir şeyi engellemek, işçinin sendikal haklarının önüne geçmek adına hiç ortada olmayan bir şeyi bahane ederek herkesin buna inanmasını ve bunu gerekçe olarak kabul etmesini düşünüyorsanız bunu gerçekten biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak kesinlikle kabul etmiyoruz. Dolayısıyla, bu durumun yeniden gözden geçirilmesi lazım. Yani işçiler, bu insanlar emek sömürüsüne karşı kendilerinin gerçekten hakları olan bir şeyi talep ediyorlar. Yani Çalışma Bakanlığının, Sosyal Güvenlik Kurumunun bu talebe tamamen gözünü kapatmasının bir mantığı olmadığı kanaatindeyim. Zaten şunu hepimiz biliyoruz: 12 Eylül darbe yönetimi, akabindeki Anayasa'yı değiştirme arzunuz... Ama sonuçta bakıyoruz ki ne zaman sıkışsanız, ne zaman gerçekten önceden eleştirdiğiniz bir şeyi... Bu millet de, yüce Türk milleti de, Adalet ve Kalkınma Partisine geçmişte yapılmış olan yanlışların tekrarını "Bunlar da tekerrür ettirsinler." diye destek olmadı. Yani sizin sergilemiş olduğunuz... Bu memleket için ve memleketin hayrına çok faydalı işler yaptığınız kanaati millette hasıl oldu ki devamında size bu millet artarak yetki verdi. Bunları kabul etmemek mümkün değil. Ben yaptığınız her şeyin kötü olduğu kanaatinde değilim, açık ve net söylüyorum bunu da. Amma velakin sonuçta Türkiye'yi taşımış olduğunuz yerde, bugün toplumda kendinize karşı hiçbir sendikanın, hiçbir muhalif sesin, hiçbir siyasetçinin, basının âdeta konuşmamasını ister bir tavrınız var. Bunun doğru olmadığı kanaatindeyim. Dolayısıyla, bu uygulamaların aslında sonuç olarak sizi de farklı bir yere götürdüğünün farkında olmanız lazım. "Millet bize her defasında -artarak- oy veriyor." Yani faşist rejimleri kuranlara da bu millet, onların kendi insanları yüzde 50 değil, yüzde 70'lerde de oy verdi, yüzde 80'lerde de oy verdi. Demokrasi sadece milletten alınmış olan oyun bir terazide tartılarak ne kadar olduğu ve onun akabinde sizin uygulamalarınızla paralel bir şey değil. Öncelikle herkesi hukuk önünde eşit yurttaşlık, eşit vatandaşlık noktasında bir yere taşımak durumundayız. Yani son zamanlardaki ustalık döneminde, Sayın Cumhurbaşkanının bıraktığı yerden itibarenki yönetim anlayışınızı en başta sizin gözden geçirmeniz gerektiğine kesinlikle inanıyorum. Dolayısıyla bu grev kırıcılığı noktasında ortaya koymuş olduğunuz bahanenin hiç de makul bir tarafı yoktur, bunu kabul etmek mümkün değildir.

Dolayısıyla, çalışanın toplu sözleşmesi, grev hakkı olan bir sendikanın doğal bir isteğinin, doğal bir talebinin böyle değişik bahanelerle ortadan kaldırılmasını ve bunun başka noktalardan gerekçe gösterilerek ortadan kaldırılmasını kabul etmenin mümkün olmadığı kanaatini taşıdığımı ifade ediyor, saygılar sunuyorum.