KOMİSYON KONUŞMASI

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Çok Değerli Başkanım, kıymetli Komisyon üyesi arkadaşlarımız, milletvekili arkadaşlarımız, bakan yardımcılarımız, Bakanlığımızın değerli temsilcileri, sivil toplum örgütlerinin değerli temsilcileri, saygıdeğer basın; öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

6 arkadaşımızla birlikte vermiş olduğumuz çevre ağırlıklı kanun teklifi hakkında genel bir değerlendirme yapmak istiyorum. Evet, özellikle 1950'li yıllardan sonra, hızlı bir şekilde sanayileşmeyle birlikte Türkiye'de çevre maalesef biraz göz ardı edilmiş. Ama şöyle bir yirmi dört saatimizi değerlendirdiğimiz zaman, tahmin ediyorum yirmi dört saatimizin en az on üç on dört saati dışarıda geçiyor, evin dışında geçiyor, evde geçen yedi sekiz saat veya da on saatlik bir kısmın da en az yüzde 70'i uykuyla geçiyor, evde uyanık olarak kaldığımız saat dilimi iki üç saati geçmiyor. Ancak eve gösterdiğimiz özenin maalesef onda 1'ini, belki yüzde 1'ini günün en az on saatini dışarıda geçirdiğimiz, çevrede, şehirde, sokakta, meydanda, caddede geçirdiğimiz alanlara göstermiyoruz. Aslında tam tersi olması lazım, dışarıya daha çok özen gösterilmesi lazım. İşte, bu amaçla, bu düşüncelerle arkadaşlarımızla birlikte ağırlıklı Çevre Kanunu'nda, 3194 sayılı İmar Kanunu'nda, 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası'nda, toplam 32 maddeden oluşan bir yasa teklifi hazırladık ve Meclisimize sunduk, bugün de Çevre Komisyonunda görüşülüp değerlendirilecek.

Tabii, burada, özellikle bu üç ana kanunun dışında bir de yeni idari sisteme göre değişiklik gereken bazı kanunlardaki değişiklikler de bu teklifin içerisinde yer alıyor.

Az önce belirttiğim gibi, çevreyle ilgili kamuoyunda yanlış anlaşılan bir uygulama vardı. Özellikle maden aramalarında, maden ruhsatıyla ilgili belirli bir hektarın altında olan alanlarda valilik kanalıyla ruhsat veriliyordu, onun üstündeki kısımlarda da Bakanlık kanalıyla ruhsat veriliyordu ama kanundaki yazım tekniğinden dolayı valiliğin vermiş olduğu ruhsat... Aslında onun da ilk ruhsatını valilik veriyor ama sonra ÇED'ini Bakanlık veriyor ama uygulamada "ÇED gerekli değildir." ifadesi vardı, bu da kamuoyunda ciddi anlamda kafa karışıklığına neden oluyordu. Orada bir düzenleme yapıyoruz, A tipi sınıflar, B tipi sınıflar diye. A tipi olanlar Bakanlık kanalıyla, B tipi olanlar da valilik kanalıyla ön izinler verildikten sonra yine onunla ilgili ÇED raporu süreci Bakanlık tarafından yapılacak. Böyle bir düzenleme var.

Onun dışında, özellikle, egzoz kontrollerinde uygun olmayan, tekniğine uygun olmayan, çevreye zararlı egzoz gazı çıkaran araçlarla ilgili bir ceza düzenlemesi var bunun içerisinde. Yine, özellikle, ısınma kaynaklı kullandığımız kömür ve benzeri maddelerin hava kirliliğiyle ilgili bir düzenlemesi var bunun içerisinde. Yine, atıkların kaynağında toplanması ve geri dönüşümün sağlanması, Sıfır Atık Projesi'nin desteklenmesiyle ilgili çalışmalar var bunun içerisinde. Müteahhitlikle ilgili genel bir değerlendirme var bu teklifin içerisinde. Yine, bu teklifin içerisinde, özellikle bu sıfır atığı desteklemesini sağlamak amacıyla, yeryüzüne atılan poşetler, pet şişeler -işte, bu konunun uzmanları söylüyor- yüz yıllarca yok olmadığı için, bunun dışarıya atılmaması için, çevreye atılmaması için bunların kaynağında toplanmasıyla ilgili düzenlemeler var, teşvikler var, cezalar var. İşte, bunların bir tanesi -kamuoyuna da basına da intikal etti, ulusal basında da var- artık bundan böyle poşetlerin de marketlerde parayla satılması, tamamıyla caydırmaya yönelik bir uygulama.

Diğer taraftan 3194 sayılı İmar Kanunu'nda birkaç değişikliğimiz var. Bunlardan özellikle yeni yapılan imar planlarında topoğrafik yapısı da arazi eğimi de dikkate alınarak şartlar uygunsa mutlaka imar planlarında bisiklet yollarının yapılması öngörülüyor, mecburiyet getiriliyor; eğer bisiklet yolu yapılamayacak konumdaysa, arazi çok eğimliyse o zaman da bunun yerine yürüyüş yollarının yapılması öneriliyor.

Antalya ilimizle ilgili geçmiş yıllardan gelen, imar uygulamalarından kaynaklanan ciddi teknik bir problem var, bir türlü çözülememiş. Onun çözümüyle ilgili bir maddemiz var. Özellikle yine yenilenebilir enerji tesislerinin yapılmasıyla ilgili bir düzenlememiz var. 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası'nda ağırlıklı olarak lisans almış olan büroların kanun ve yönetmeliklere aykırı davranışlarını ve ceza sistemini yeniden düzenleyen bir uygulamamız var.

Yine, Aydın iliyle ilgili ta 1952'lerden bugüne kadar gelen, mera alanlarıyla ilgili bir düzenleme var, mahkeme kararlarıyla ilgili, onunla ilgili bir düzenleme var.

Yine, özellikle kentsel dönüşümün hızlanmasını teşvik etmek için -ki gerçekten bu Kentsel Dönüşüm Yasası önemli- bugün Türkiye'nin nüfusunun neredeyse büyük bir çoğunluğunun olduğu yerler, aynı zamanda sanayinin çoğunluğunun olduğu bölgeler ve ekonominin de çoğunluğunu oluşturduğu bölgeler 1. ve 2. derece deprem bölgesi riski altında bulunmaktadır ve maalesef bu bölgedeki binaların da -1999 Marmara depreminde gördük, sonra Düzce depreminde, Van depreminde de bunları yaşadık- sağlıksız olması nedeniyle bu binaların sağlıklı bir hâle dönüştürülmesi konusunda düzenlemeler var ki bu gerçekten çok önemli. 1999'daki Marmara depremi sonrası bilim adamlarının yapmış olduğu bir araştırma var ve o araştırmada kullanılan ifade şu... 1999 depreminde deprem nedeniyle sadece 1 kişinin öldüğü söyleniyor ama resmî kayıtlarda bu, 17 bine yakın; geriye kalan 16 bin küsur ölümün tamamıyla kontrolsüz, ruhsatsız, sağlıksız ve kaçak yapıların yıkılması nedeniyle gerçekleştiği ifade ediliyor; dolayısıyla, Kentsel Dönüşüm Yasası bu açıdan önemli. Bu binaların güvenli bir hâle getirilmesiyle ilgili burada teşvikler var, krediyle ilgili teşvikler var, kiralama, kira yardımıyla ilgili teşvikler var ve yeni konut verilmesiyle ilgili düzenlemeler var, teşvikler var bu madde içerisinde. Ağırlıklı olarak, Başkanım, bunlardan oluşuyor.

Bir de, az önce söylediğim gibi, sistem değişikliği nedeniyle birçok maddedeki, işte, Bakanlıkların isimleriyle ilgili, bu yeni sisteme göre, düzenlemeler var.

Bir de, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün, bildiğiniz gibi, kadastroya yönelik harita çalışmaları var; bunların bir kısmı yersel yöntemlerle yapılıyor, bir kısmı da havadan çekilen uçaklarla yapılıyor. Uçaklarda çalışan pilotların özlük haklarıyla ilgili, diğer kurumlardaki pilotların özlük haklarıyla aynı seviyeye getirilmesiyle ilgili bir düzenleme var.

Bir de, yine, az önce atladım, kentsel dönüşümün bütçe kaynağını oluşturmayla ilgili ilave kaynak kalemleri bu düzenleme içerisinde yer alıyor.

Ben bu düzenlemenin görüşülüp, Komisyonumuzdan geçip, Meclisimizden de geçtikten sonra ülkemiz için en hayırlı hizmetlerden biri olacağını düşünüyorum.

Sayın Başkanım, ben tekrar hepinize teşekkür ediyorum.