KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanım, sizinle, kadronuzla iftihar ediyoruz. Allah her daim sizin gibi devlet adamlarını bu ülkede vazife yapar kılsın, duamız budur.

Bizim inancımızda fâcirin yüzündeki maskeyi indirin diye bir tembihat var. Fâcir, ortalığı karıştıran, fitne saçan, bölen, ayrıştıran anlamında. Bize düşen de budur, bunu yapmak durumundayız. Şimdi arkadaşımız biraz önce öyle bir resim çizdi ki sanki ben bu ülkede hiç yaşamamışım. Hendekleri... "Sayın" dediğiniz o iblis, imansız var ya... "Sayın"ınızı kınıyorum. O çocuk katili, o kitapsız o hendekleri kazdırttı. "Ona söyleseydiniz o kapattırırdı." diyorsunuz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - O kapattırdı Cizre'de. Siz gönderdiniz...

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)- Allah belasını versin!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kardeşim, biz her hâli bire bir yaşamış bir kadroyuz. Hem yaşamız uygun hem de siyasi serencamdaki duruşumuz uygun bu hâle.

7 Haziran seçimlerinde adaydım ben Erzurum'da. Bir ilçe başkanımızı, Karayazı ilçe başkanımızı, tahammülsüzlükten, bu imansız, kitapsız vatan hainlerinin tahammülsüzlüğünden alıp dağa götürdüler ve arabasındaki, aracındaki Kur'an-ı Kerim'le adamın yüzünü, gözünü dağıttılar, toprağa gömdüler. Bunları biz yaşadık. Şimdi, böyle masum bir resim çizeceksiniz, biz de bunu kabul edeceğiz. Yok kardeşim böyle bir şey.

Hüda Hanım'ın söylediklerine katılıyorum; dinlemek lazım, dinlemeyi bilmek lazım ve şuna da katılıyorum: Kimin ne problemi varsa, o problemi dert etmeyen vicdansızdır, haysiyetsizdir. Şu ak kadro bütünüyle, bu ülkede kim yaşıyorsa, hangi rengi taşıyorsa hepsinin derdini dert etmiş, bugüne kadar da çözüm noktasında ciddi gayretler sarf etmiştir. Şu an bu kadro da bu gayretin içerisinde, bu çabanın içerisinde. Öylesine laflar ediliyor ki burada hakikaten tahammülfersa bir hâl ortaya çıkıyor.

Bizim insanlarımız, bakın benim hemşehrim Erzurum'da, katledilmiş, şehit edilmiş Afrin'de. Oraya bizim ordumuz niye girdi kardeşim? Oradan yönelen saldırılar yok muydu? Bunları bilmiyor muyuz? Sureti haktan gözükerek burada hiçbir şey yokmuş gibi laf serdetmek, "Tutanaklara girsin, biz söylemiş olalım." filan... Yok böyle bir şey. Biz buna karşılık vereceğiz, hakikati dillendireceğiz. Bu kadronun vazifesi bu. Sadece bu kadronun değil, burada bu vatana hakikaten yürekten bağ duyan, yürekten bağlılık duyan herkesin vazifesidir bu. Burada asla ve kata bölücü anlayışı kimse dillendirmemeli, bölücü dille konuşmamalı. Ne demek kardeşim muhalif, muhalifleri öldürmek? Biz, şu kadro, şu vatansever kadro bu ülkeye kastedenlere yöneliyor. Bizim kimseyi öldürmek gibi bir hevesimiz hiçbir zaman olmadı. Bu millet dünya var olduğundan bu yana, dünya sahnesinde yer aldığından bu yana hep adalet dağıttı, adaletle yöneldi. Her yere gittiğimizde bu hâl üzere gitmişiz. Bu hakkı da bütün dünya teslim ediyor.

Şimdi burada gelip bu neviden söylemlerle insanların... Gerçi buradakilerin, kimsenin kafası filan bulanmaz, millet de biliyor, bu hakikati artık gördük biz. 7 Haziran süreci her şeyi yani fâcirin üstündeki, yüzündeki o maskeyi bütünüyle indirdi. Şanlıurfa'daki o gencecik, 21 yaşındaki polislerimizin ensesine silah dayayan imansızları hepimiz gördük. Bundan sonra hiç kimse bu söylemlere inanmayacak.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Mahkeme kararından haberin var mı?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Mahkeme kayıtlarına bak.

KEMAL PEKÖZ (Adana) - Görmediniz mi onu?

BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade eder misiniz lütfen. Bu şekliyle bir yere gitmek mümkün değil. Her şeye itiraz ediyorsunuz canım! Yapmayın lütfen!

HÜDA KAYA (İstanbul) - Hakikat kimsenin tekelinde değil.

KEMAL PEKÖZ (Adana) - Şu anda bir tek tutuklu kalmadı.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Cinayet yok, beraat etti.

BAŞKAN - Sayın Aydemir, siz devam edin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, kayyumlara dönük tenkitler geliyor. Benim ilimde, Erzurum'da 4 tane ilçeye kayyum atandı. Bütün samimiyetimle söylüyorum, siyaset olsun diye söylemiyorum...

Sayın Bakanım sabahleyin illerle ilgili örnekler verdi, ben de o illere gidip geziyorum. Tunceli'nin fahri milletvekiliyim, ara ara gidiyorum, Allah razı olsun, yapılanları bire bir gözlemliyorum, görüyorum. Ama ben kendi ilimde, mesela Karayazı'nın, mesela Karaçoban'ın, mesela Tekman'ın, Hınıs'ın öncesini biliyorum, kayyumun olduğu dönemi biliyorum. Adaydım 7 Haziranda, 1 Kasımda tekrar adaydım; köylere gidiyordum, o köylerin acınası hâlini görüyordum ve kötü olan da şuydu: Ben gittiğimde öylesine bir propaganda vardı ki çamurdan geçilmeyen bir hâle mazaret neydi? "Efendim, büyükşehir yapacak bunu." Hizmetsizliği bir de imansızca bizim büyükşehire fatura etmek gibi bir girişim içerisindeydiler. Şimdi gelin birlikte gidelim Hüda Hanım Erzurum'daki o ilçelerimize, oradaki ferah-fezâ hâli bir görün, insanların huzurunu, mutluluğunu görün. Çok açık, ben söylüyorum, davet ediyorum, gelin gidelim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Beraber gidelim.

KEMAL PEKÖZ (Adana) - İstediğin gün gidelim beraber.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bir başka şey söyleyeyim arkadaşlar: Alınan oylar, verilen oylar, hiçbir tanesi -genelleme yapmak da doğru değil, bunu düzeltiyorum- büyük çoğunluğu sahici oylar değildi. Tehditle, şantajla, korkutmayla, ürkütmeyle, sandığın başına tünemeyle alınmış oylardı, sonradan bu hâli gördük biz. 7 Hazirandaki durumu gördük, sonra 1 Kasımı gördük.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir tane delil göster.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bir tane göster ya, bir tane göster.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tersine örnek var.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Devlet sizde, Hükûmet sizde...

BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin ya...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Dolayısıyla, arkadaşlar...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bir tane göster...

BAŞKAN - Müsaade edin...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Paylan, az önce böyle yapıyordun. Hakarete bile böyle yapıyordun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Meral Hanım, bak, ben size bir şey söyleyeyim. Ben bir tane örnek vereyim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ver, ver...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - 1 Kasımda bir köye girdim. Bir kapı açık. Baktım 2 genç kızımız, bir de belli ki anneleri olan birisi. Bizi gördüler, bir muhabbetle bakışlarını hissettim. Ama, tabii, AK PARTİ heyeti gelince bir ürküntü, bir korkma, kapıyı kapattılar. Ben hemen arabayı durdurdum, oraya gittim. İçeri girdim. Çok nitelikli, kaliteli, hakikaten vatansever, bizim insanımız.

Bakın, Meral Hanım, ben Kürt değilim, biliyorsunuz. Ama sizden daha çok Kürt hissetmiyorsam kendimi namerdim, çok açık söylüyorum. Sizden daha çok Kürt'ü dertlenmiyorsam namerdim. Bu ak kadronun tamamı da böyledir, onu da söyleyeyim. Ve en kızdığım şey de şu: Kürt'ü ad etmenize isyan ediyorum. Yok böyle bir şey. Kürt'ün temsilcisi benim. Süryani'yi burada gelip öne sürmenize isyan ediyorum. Süryani'nin temsilcisi benim. Bizim arkadaşlarımız. Bakın, Dışişleri Bakanımız dün anlattı.

Ben örneği vereyim size arkadaşlar. Erzurum'dan örneği vereyim. Girdim içeri. O arada kapının önündeki genç de geldi ama annesi dedi ki: "Babanı bir çağır." Konuşmuyorlar. Babası geldi. Bizimle kucaklaştı filan. İlk sözü şu oldu: "Vekilim, buradan çıktıktan sonra lütfen başka evlere de gidin." "Niye?" dedim. İfadesi, Değerli Bakanım, aynen şöyleydi: "Biz ailece geçen seçimde hiç oy vermedik, hiç sandığa gitmedik. Ama bu köyde yüzde 100 bölücü anlayışa oy çıktı." Çok açık.

Arkadaşlar, sandığa gitmeyen...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bölücü anlayış değil!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben o ifadeyi kullandım.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - "Bölücü anlayış" diyemezsiniz!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya arkadaşım...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yuh!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Paylan, nasıl "Yuh!" diyebilirsin?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yuh! Yuh!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nasıl "Yuh!" diyebilirsin?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - "Bölücü anlayış" diyemezsin!

BAŞKAN - Arkadaşlar...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nasıl "Yuh!" diyebilirsin? Yazıklar olsun! Yazıklar olsun!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bölen sizsiniz, birleştiren biziz.

BAŞKAN - Sayın Paylan... Sayın Paylan...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Biz birleştirmeye çalışıyoruz. Biz kan akmasın diye kendimizi ortaya koyuyoruz ya!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nasıl birleştiriyorsunuz? Çukurlarla mı?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Meral Hanım, bir...

BAŞKAN - Sayın Aydemir, siz devam edin.

Arkadaşlar, müsaade edin lütfen! Böyle bir usul yok!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sayın Paylan, bak...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ama "bölücü" diyemezsiniz.

BAŞKAN - Arkadaşlar...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Biraz önce onlar aynısı yapmıştı ama müdahale etmemiştiniz.

BAŞKAN - Siz hâlâ "Biraz önce, biraz önce, biraz önce..."

Devam edin Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim, ben bir aktarımı paylaşıyorum sizinle. Ben bir aktarımı paylaşıyorum arkadaşlar ya! Allah, Allah... Yani ben birisinin anlattığını size burada tırnak içinde...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bana da "FETÖ'cü parti" diyorlar. Ne diyeyim, ben size FETÖ'cü parti mi diyeyim?

BAŞKAN - Sayın Paylan... Sayın Paylan...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Böyle mi diyeyim yani? Böyle mi diyeyim? Bana da böyle diyorlar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hüda Hanım, görüyorsunuz değil mi? Laf dinlemeyi bilmek...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bana da böyle diyorlar.

BAŞKAN - Sayın Paylan... Sayın Paylan...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - FETÖ'yü destekliyorsak de! Destekliyor muyuz FETÖ'yü?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Böyle mi diyeyim?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - FETÖ'yle mücadele ediyoruz biz. Siz ediyor musunuz mücadele? Siz mücadele ediyor musunuz PKK'yla? PKK terör örgütüdür desene. Hadi... PKK terör örgütüdür desene. FETÖ terör örgütüdür.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hâlâ "Sayın Öcalan" diyorlar!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Biz ne söyleyeceğimize kendimiz karar veririz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hadi söylesene... Hadi söyle ya...

BAŞKAN - Sayın Aydemir, buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, şimdi, aslında şu resim tahammülsüzlüğün resmi. Hüda Hanım, gördünüz değil mi? Hâlinizi, resminizi görün. Bir aktarımı sizinle paylaştım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben de başka aktarım paylaştım.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bize diyorlar ki: "IŞİD'le iş birliği yaptılar." Bunu söylüyor muyuz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın, bir aydır her gün günün on iki saatini beraber paylaşıyoruz. Ben size hiç "yuh" dedim mi? Hiç yuhaladım mı sizi Garo Bey? Burada konuşuyoruz değil mi? Günü ailemizden çok bir arada geçiriyoruz. Bir aydır beraberiz ve uzun yıllardır bu hâli yapıyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama sen üç gündür coştun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Buna rağmen bak ne diyorsun bana? Yuhalıyorsun.

Şimdi, arkadaşlar...

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, demin terörist elebaşına "sayın" denildi. Arkadaşların hepsi buna bile tahammül ettiler ya!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Mahkemeler beraat kararı verdi.

BAŞKAN - Buna bile tahammül ettiler!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Oradan konuşun.

BAŞKAN - Oradan da konuşurum, buradan da konuşurum. Nereden konuşacağıma da mı sen karar vereceksin Sayın Paylan? Bu da bir sabır işi. Durun ya.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - PKK terör örgütüdür diyebiliyor musunuz?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Otuz yıldır aynı cümleyi kuruyorsun. Yeni bir şey bulun, lütfen.

BAŞKAN - Evet, Sayın Aydemir, devam edin.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yeni bir şey mi? Eskiyi bitirin de yeniye geçelim. Hadi söyleyin bir de duyalım ya.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Yok, yok, siz yeni bir şey bulun.

BAŞKAN - Sayın Aydemir,buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli arkadaşlarım...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hasretle yanıyoruz. Bunu söyleyin, bekliyoruz.

KEMAL PEKÖZ (Adana) - Hasretle yanan sizdiniz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Siz hasret gönderiyordunuz Pensilvanya'ya.

BAŞKAN - Sayın Aydemir, buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ama bırakın bir konuşalım arkadaşlar.

BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin.

Sayın Aydemir, devam edin lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - On dakika sürem vardı, üç dakikasını kullandım, yedi dakikası gitti. Yedi dakikası gitti Meral Hanım.

Şimdi, arkadaşlar, şu kadro eşsiz bir kadro. Bunların kıymetini bileceğiz. Bunlar Cenab-ı Hakk'ın inayeti olarak bize yansımadır. Bunlara her hâlükârda...

HÜDA KAYA (İstanbul) - Niye? Vahiy mi aldınız?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne oldu Hüda Hanım?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Nereden geldi vahiy? Nereden geliyor bu inayet?

BAŞKAN - Sayın Aydemir, devam edin lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bir de böyle bayağı bir kilo verdiniz, öz güven de fazla maşallah.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ya bir kadına böyle cümle kurulur mu?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne var? Espri yapıyoruz ya.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Övücü bir şey söylüyor; tebrik ediyor, övücü bir şey söylüyor.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Size kilo verdiniz diyor muyuz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Buna da mı bir şey ya Meral Hanım?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Tabii ya (!)

BAŞKAN - Sayın Aydemir, bunu ben üzerime alındım yalnız. Üzerime alındım, ona göre.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Eyvallah... Peki...

Arkadaşlar, öyle ya da böyle, biz her zaman şunu söylüyoruz: Kafasında, zihninde "öteki" diye bir kavram barındıranlar vatan hainleridir, bölücülerdir. Bizim zihnimiz çok berrak. Biz tek millet mefhumuna, tek millet inancına yüreğiyle iman etmiş bir kadroyuz. Ve orada sabitkadem hâldeyiz. Sürekli bir hâlde bu düşünceyi dillendiriyoruz, hayata yansıtıyoruz.

Şunu söyleyeceğim: Demin o bölücü, o çocuk katili, imansıza "sayın" dediniz ya, bu anlayış ilanihaye bu ülkenin zemininden silininceye kadar bu mücadele devam edecek. Bir tane o zihniyette adam kalmayacak.

Efendim, bu nasıl olacak? Şu mücadeleyle, bu kararlılıkla, bu milletin tamamı tek millet hakikatinin orijinin, orijinal noktasının etrafından buluşarak bu hâl gerçekleşecek. Sizi de buraya davet ediyoruz. Öyle ya da böyle gelinecek.

BAŞKAN - Sayın Aydemir, toparlar mısınız lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şunu söyleyeceğim: Burada bu kıymetli kadronun içerisinde bir özel isim var. 15 Temmuzdaki kahramanlığını ben biliyorum, Arif Çetin Paşam. Onun şahsında Jandarma Komutanlığımızın mensuplarının tamamına yüreğimden kopup gelen muhabbeti sunuyorum.

Burada yeni Emniyet Genel Müdürümüz var. Hakikaten her hâliyle değer katan, mücadelenin içerisinden gelmiş bir yüksek isim. Onun şahsında kadrosuna kalbî hürmetlerimi sunuyorum.

Ve Sevgili Bakanım, Sayın Bakanım "ak" anlayışın zirve isimlerinden, lider isimlerinden, bütün milletin yüreğinde yer bulmuş isimlerinden. Onu, Mehmet Bakanımı, Sevgili Bakan Yardımcımız Muhterem Bey'i ve onlara bağlı olan bütün kadroyu saygıyla hürmetle, her zaman destekle yâd edeceğiz.

Bütçelerinin de hayırlı olmasını diliyorum.

Hepinize saygı sunuyorum.