KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Evet, Allah razı olsun.

Şimdi, eski bir Halkbanklı olarak şube müdürlüğü, müfettişlik, daire başkanlığı ve genel müdür yardımcılığı yaptığım, ekonomik bağımsızlığımı bankayla kazandığım bir kurum. Hakikaten çok önem verdiğim, çok kıymetli, ülkemiz için, ekonomimiz için çok değerli bir kurum. Ve son dönemde son günlerde banka üzerinde yapılan bu atakları iktidar partisi milletvekilleri ve muhalefet milletvekilleriyle birlikte hep beraber bertaraf etmemiz gerekiyor, bu bir millî mesele, memleket meselesi. Ekonomimizin de önemli aktörü.

Ben sadece Sayın Budak'ın özellikle Esnaf Ve Kefalet Kooperatifleri aracılığıyla kullandırılan ve bu kullandırılan kredilerin siyasi şekilde kullandırıldığı yönünde bir ifadesi vardı, ben buna açıklık getirmek istiyorum.

2002 yılında Esnaf Kefalet Kooperatifleri aracılığıyla kullandırılan toplam kredilerin tutarı 150 milyon TL idi, eski parayla 150 trilyondu. Bildiğim kadarıyla şimdi 30 milyara yaklaştı ve bu 200 kat demek baktığımız zaman artışa. 200 kat artış, tabii, açıp kapanan miktarlara baktığımız zaman çok daha büyük rakamlara ulaşıyor. Ve 2002 yılında esnafa kullandırılan kredinin faiz oranı yüzde 49'du, şimdi yüzde 5.

SELMAN OĞUZHAN ESER (Karaman) - Üstelik kriz döneminde.

BAŞKAN - Kriz döneminde, 2002'de kullandırılan, esnafa kullandırılan kredi 150 milyon miktar olarak hem de faiz oranı yüzde 49'du.

Bir de ayrıca Esnaf Kefalet Kooperatifi aracılığıyla kullandırılan kredilerde Halk Bankası aracı, direkt kullandırmıyor, Esnaf Kefalet Kooperatifi istihbaratını yapıyor, araştırmasını yapıyor ve bankaya gönderiyor, banka istihbaratını tekrar yapıyor ve kredi kullandırıyor. Burada banka aracı.

Diğer taraftan Esnaf Kefalet Kooperatifi başkanlarımızın -ilçelerdeki ve illerdeki- genellikle ortalama hizmet süresi bildiğim kadarıyla yirmi beşle otuz yıl. Yani AK PARTİ iktidarı döneminde bizim tarafımızdan getirilmiş kişiler değil bu başkanlar. Zaten esnaflar tarafından seçilen, seçimle gelmiş, kongrelerinde seçimle gelmiş başkanlarımız. Bu nedenle hiçbir şekilde ilçelerimizde, illerimizde Esnaf Kefalet Kooperatifi aracılığıyla kullandırılan kredilerin hiçbiri siyasi kredi değildir, buna ben açıklık getirmek istedim.

Daha konuşulacak, söylenecek bankamızla ilgili çok şey var.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkan, bir cümle...

BAŞKAN - Lütfen, söz vermiyorum. Başkanım sözü üzerine söz...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tekrar bir söylersiniz. Bir soru...

BAŞKAN - Sayın Yavuzyılmaz, söz vermeyeceğim, kusura bakmayın.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Başkanım, niye?

SELMAN OĞUZHAN ESER (Karaman) - Başkanın sözünü kesiyorsunuz Yavuz Bey.

BAŞKAN - Yok, lütfen, artık son söz olarak dedim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bir cümle...

ATİLA SERTEL (İzmir) - Çetin Osman Budak'ın adını anarak konuştuğunuz için...

BAŞKAN - Ama tamam, ben bir açıklama getirdim.

ATİLA SERTEL (İzmir) - ...onun arkadaşları olarak bizim de görüş belirtme hakkımız doğdu.

MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Ama söz keserek değil.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Söz kesmiyor.

BAŞKAN - Ama bir saniye...

MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Sözünü kesti, bitirsin, söz verirse konuşursunuz.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Tamam, bitirsin.

BAŞKAN - Ama tamam, ben bir açıklık getirdim, onu ben...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Başkanım...

BAŞKAN - Ama bir saniye, bir saniye...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Başkanım, iki cümle

BAŞKAN - Sayın Yavuzyılmaz, lütfen.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Bitirin Başkanım.

BAŞKAN - Bakın, bugüne kadarki kurumların görüşmesi esnasında çok demokratik bir şekilde söz veriyoruz, süre kısıtlaması getirmiyoruz, sizleri dinliyoruz. Lütfen, artık, son olarak dedik, konuşmacı yok, son olarak da ben söz aldım ve bundan sonra da Sayın Genel Müdürüme söz vereceğim. Varsa Genel Müdürümüzle ilgili veya Kurumla ilgili sormak istediğiniz bir husus, konu yazılı olarak da verin lütfen. Ben konuşmamı bitirdim.