| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Dışişleri Bakanlığı b)Avrupa Birliği Başkanlığı c)Avrupa Birliği Bakanlığı ç)Türk Akreditasyon Kurumu d)Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 14 .11.2018 |
AHMET YILDIZ (Denizli) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, değerli meslektaşlarım; hoş geldiniz, hayırlı olsun bütçeniz.
Tabii, bu bütçe emsal dışişleri bakanlıklarıyla karşılaştırılğında esasen az, ben bunu mesleki geçmişimden biliyorum ama inşallah önümüzdeki yıllarda telafi edilir.
Sayın Başkan, ben bu yılın bir kısmını da Dışişleri Bakanlığındaki görevimde geçirdim için çok övgüye de çok yergiye de girmem doğru olmaz ama mesleki geçmişime dayanan birkaç dost tavsiyem olacak Bakanımıza ve meslektaşlarımıza. Bunu da esasen Meclisimizin dış politika konularına vukufu bakımından yapıyorum, yoksa Sayın Bakanın malumu konular zaten.
Birincisi Sayın Bakanım, genç meslektaşlarımızın durumu. Şimdi, hem tasfiyeler hem misyon sayısının artmasıyla nedeniyle günlük iş yükü çok artmış durumda. Başkâtiplik sınavlarında gördük ki genç meslektaşlarımız birikim edinmekte bu nedenle zorlanıyorlar. Şimdi, bir meslek memurunun, bir konsolosluk ihtisas memurunun tarihî belgeleri okuması lazım, uluslararası hukuku, uluslararası politika konularını takip edebilmesi lazım. Çok gayretliler ama günlük iş yükü altında bu birikimi edinmekte, bize kıyasla, bizim dönemimize kıyasla biraz zorlanıyorlar. Onun için eleman açığının hızla daraltılması bence çok önem taşıyor. Bu, ilerisi için büyük bir risk. Bu, onları da sizi de rahatlatacaktır.
Bunu söylemek nereden aklıma geldi? Bir anekdot olsun diye söyleyeyim, dün kütüphanemi taşıdım, içinde genç memuriyetime ait bazı metinler buldum. Bunlardan bir tanesi, Hariciye Vekâleti Muhadedat Mecmuası yani 1926-1927'de yaptığımız anlaşmaların yayınlanmış hâli. Ben bir yıllık, iki yıllık memurken bunları okuyacak vakit bulmuşum, not almışım; bazı birikimlerim oradan geliyor. Mesaimden biliyorum ki şu anda birçok genç meslektaşımız bu imkâna sahip değil. Onun için eleman açığının bir an önce giderilmesi önem taşıyor. Bu arada, o kitabı belki Bakanlık kütüphanesinden ya da Mülkiye kütüphanesinden aşırmış olabilirim, eksik çıkarsa bendedir.
İkinci tavsiyem Sayın Başkan, Mısır konusunda. Bu İtalya'daki olaydan da izlediğimiz gibi Mısır'la aramızdaki güvensizliğin, soğukluğun hem bize hem onlara hem bölgeye maliyeti artıyor. Biz daha akil davranıyoruz, daha sağduyulu davranıyoruz ama Mısır tarafında daha sıkıntılı bir tavır devam ediyor. Şimdi, en birlikte olmamız gereken dönemde maalesef aramızda böyle bir durum var. Sayın Bakanın bu noktadan bir çıkış yolu araması... Aradığını da biliyorum ama bu İtalya'daki olayı da dikkate alarak, bundan sonra ne yapılabilir, parlamenter diplomasinin faydası olur mu veya başka güven artırıcı önlemler, arka kanallar, ne kullanılabilir? Ben bunu hakikaten hayati görüyorum. Kendisine de bu konuda başarılar diliyorum.
Üçüncü konu, Doğu Türkistan Uygur meselesi. İnsan Hakları Konseyinde yapılan müdahaleyi okudum, bu tabii anlamlı, diplomatik ama benim mesleki geçmişimde bu konu kafamda şöyle: 2000'li yılların ortalarına kadar, başta İslam İşbirliği Teşkilatı olmak üzere Çin üzerinde bu konuda daha ciddi baskı vardı, daha ciddi kınamalar vardı. 2000'li yılların ortalarında, özellikle Körfez'deki, Orta Doğu'daki bazı İslam ülkelerinin Çin ve Hindistan'la ilişkilerini gözeterek bu baskıyı, kararları yumuşattıkları oldu, Çin bundan cesaret buldu. Çin zulmü arttıkça Uygur soydaşlarımızda da maalesef radikalleşme arttı, terör örgütlerine meyil arttı. Şimdi bugünlerdeyiz, değişen durum nedir? Çin son aylarda daha önce gizlediği uygulamalarını şimdi itiraf etmeye başladı. Artık bizim de bundan sonraki açıklamalarımızı, tavırlarımızı daha açık, daha net yapmamız gerekir. Her şeyden önce işin sahibi biziz, başkalarından önce, onlar bizim hem soydaşımız hem de Türk dünyasının kimliklerini korumaya çalışan bir parçası. Önümüzdeki günlerde daha açık, daha net tavırlar almaktan çekinmememiz gerektiğini tavsiye ediyorum.
Sayın Bakana, meslektaşlarımıza gayretleri için teşekkür ediyorum, kolaylıklar diliyorum.