| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye'deki ceza ve tevkifevlerinin durumuna ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 14 .11.2018 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Teşekkürler Başkan.
Arkadaşların ifade ettiği konularda mükerrer olmamasına dikkat edeceğim, satırbaşlarıyla söyleyeceğim çünkü Komisyon çalışması sadece burada soruları sormak değil, hani bu aynı zamanda çalışmak yani bunları çözüme kavuşturmak, cezaevi ziyaretlerinin bir an önce başlaması. Bu konuda Komisyon olarak belirli kararlar alırsak iyi olur, bunu öneriyorum çünkü...
BAŞKAN - Alt komisyon kurduk, o zaten çalışacak, orada karar da alınacak.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Kuruldu. Hani mesela Cezaevi ve Mülteci Alt Komisyonu oluştu ama bizler de komisyonda olmasak bile ona gidebilmeliyiz, o komisyon çalışmalarına; cezaevi ziyaretleri için söylüyorum, hani olabilir. O konuda bir ilkesel tutum belirlemeyi öneriyorum, Divan olarak.
Şimdi, Sayın Başkan, doğrusu cezaevi denince bize gelen başvurular ilk aklımıza geliyor doğal olarak, bir de yaşadıklarımız var tabii. Yani o nedenle söylenenleri kabul etmeyi ben de çok isterim yani olduğu gibi, Genel Müdürümüzle de birkaç defa görüştüm. Yani ben mesela bize gelen başvurularda en çok hani böyle takip edip mutlaka görüşmeliyim dediklerimi de arıyorum, her gün de aramıyorum; hani şu önemlidir, araştırıyorum, sonra ama bize verilen cevaplar gerçekten -bu genele ilişkin- rutin yanıtlar yani aslında bizim sorularımız yanıtlanmıyor. Hani mesela Edip Yalçınkaya ve Özgür Bektaşoğlu'yla ilgili verilen yanıtları Genel Müdürlük bilir. Benim ifade ettiğim konulara aslında yanıt verilmiyor. Tek ayağının kesik olduğu ve tek kişilik odada kaldığı iddiamız vardı. 4 kişi kalıyor diyorlar ama bana gelen mektupta, babasının onlarca kere verdiği dilekçelerde tek kişilik odada kaldığı söyleniyor. Şimdi, ben hani hangisine güveneyim diyeceğim, hangisi doğru bilmiyorum. Yerinde gidip görmem lazım benim Özgür Bektaşoğlu'nu mesela ya da bu konuda avukat göndermem lazım.
BAŞKAN - Bunun sınırı yok ama "Biz gittiğimiz zaman 4 kişilik odaya aldılar, biz gidince gene tek kişilik odaya aldılar da diyebilirsiniz." Şimdi burada bir kurum var yani sonuç itibarıyla belli çerçevede, kapsamda çalışan bir kurum var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Yok, hani bilemiyorum. Bir de Başkan, yanıt vermek zorundayız. Yani başvurularımızı yapmaya devam edeceğiz. Biz Komisyon üyesiyiz, aynı zamanda sorumluluğumuz var yani bu olaya böyle bakıyoruz.
Şimdi, başlıklarla söyleyecek olursam, birincisi şöyle bir mesele var: Hasta tutsaklar, mahsuplar, ne dersek diyelim, bu çok hayati bir mesele ve uzun süredir Türkiye'nin temel gündemlerinden biri. Onlarca hasta cezaevinden ölerek tahliye oldular, bu bir realite. Yani en son Koçer Özdal, Muş'ta, cenazesi çıkarıldı ve şu anda her an ölmesi muhtemel onlarca, İnsan Hakları Derneğinin ve diğer kurumların raporlarına göre yüzlerce ama bizim elimizde somut vakalar var. Mesela bir tanesi, demin mesaj da atmış oğlu, Mehmet Emin Özkan, Başkan. 80 yaşında, yirmi iki yıldır cezaevinde; yirmi iki yıl ve seksen yaşında. Ben hastalıklarını size söylemek isterim şimdi gelen mesajdan. Diyeceksiniz ki adli tıp kurumu rapor vermiyor. Hayır, rapor verince de infaz savcısı "Kamu güvenliği için tehlikelidir." diyor ve tahliye kararı vermiyor ve sonra cenazesi çıkıyor. Kalp hastası, ağır bronşit, tansiyon hastası...
BAŞKAN - Şimdi, Sayın Danış Beştaş, ama bu tahliye konusu Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne matuf bir konu değil.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Şimdi, yirmi iki yıldır cezaevinde Başkan, 4 defa kalp ameliyatı geçirmiş, yüksek tansiyon, zehirli guatr, hafıza kaybı, görme işitme bozukluğu, sürekli titreme; fotoğrafı da zaten yatakta. Cevabınızı tahmin ediyorum ama İnsan Hakları Komisyonu Başkanı olarak da diğer bakanlıklarla ve bürokratlarla ilişkide bunu sizin birinci elden, Komisyon Başkanı olarak iletmeniz de çok önemli.
BAŞKAN - Tabii, o ayrı bir şey.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - O anlamda söylüyorum yani hani bunu bilin diye söylüyorum çünkü bunlar çok önemli meseleler. Dikkat edin, Müdüre söylemiyorum çünkü Müdür Bey bunu tahliye ettiremez ama siz Adalet Bakanına...
BAŞKAN - Ben de tahliye ettiremem.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ettiremezsiniz ama bu hassasiyeti...
BAŞKAN - Çünkü yargı bağımsızlığı ve Anayasa 138...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Başkan, onu Genel Kurulda çok tartışıyoruz, Komisyonda tartışmayalım. Yani bunu en azından hassasiyet olarak iletmemiz gerekiyor. Yine, Sise Bingöl, 84 yaşındaydı galiba, en son "Köyümde defnedilmek istiyorum." diyor ya. Vedalaşma hakkını kullanmak isteyen hasta tutuklular var, bunu başlık olarak söylemek istiyorum.
Diğeri Başkan, bebekli annelere ilişkin. Biz kanun teklifi de verdik. Bu da maalesef Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün alanında değil çünkü anne isteyince gidiyor ama buna ilişkin bizim çalışmalarımız devam edecek ama Ceza ve Tevkifevlerinden talebimiz ise şu: Mesela, Arin bebek astım hastası ve tedavisi yapılmıyor, bunu doğrudan söylüyoruz, çokça yansıyor. Lütfen, Urfa Cezaevindeki Arin bebeğe dair hani biraz daha en azından bize yansıyan...
BAŞKAN - Şu anda bilgi var mı elinizde?
CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRÜ ŞABAN YILMAZ - Şu anda var, isterseniz verebilirsiniz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ben bir bitireyim.
Yani hani bu bizim alanımız, daha doğrusu Genel Müdürlüğün alanı, buna gerçekten çözüm bulmamız lazım. Aldığımız başvuruları mümkün olduğunca bir elekten geçirip sunuyoruz zaten. Bundan sonra yanıtlar daha hızlı olursa biz de en azından çözüm konusunda belki sizlerle, belki başka bakanlıklarla daha rahat...
BAŞKAN - Elekten geçirme meselesini partinizin diğer Komisyon üyesi arkadaşlarımızla da görüşün.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Yok, biz geçiriyoruz zaten.
BAŞKAN - Çünkü geçen siz yoktunuz burada, römorktan düşüp ölen kişinin şeyiyle ilgili dilekçeler geliyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Diğer mesele Başkan, bana çok müdahale ediyorsunuz, benim insicamım bozuldu şimdi, anlatamıyorum. Yani sıralamam var, gerçekten gelemiyorum sıralamaya.
BAŞKAN - Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Cezaevi ziyaretleri, Ebrü Vekilimiz de söyledi, ben 3'üncü dönemdir milletvekiliyim, Adalet Bakanlığı -bu, cezaevini de ilgilendiriyor- bize izin vermiyor. Ben her hafta cuma günü başvuru yapıyorum 5-6 cezaevi için, bazen kendi ilim için, Siirt için, geçmişte Adana için, eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye eş başkanlarımız için; tümüyle keyfî, sınır tanımaz bir keyfiyetle bize izin verilmiyor. Biz İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak Başkanımızdan talep ediyoruz, biz taleplerimize yanıt istiyoruz. Hani, izne bağlı olan suç tipleri için bütün milletvekillerine izin verilirken neden bize izin verilmiyor? Bu konuda gerçekten artık susmayacağız, gerçi bugüne kadar da susmadık, gerekirse her gün Genel Kurulda bu soruları soracağız çünkü bu büyük bir adaletsizlik. Ben Figen Yüksekdağ'ı, Selahattin Demirtaş'ı, Gültan Kışanak'ı bir kere ziyaret edebildim, o da Genel Kurulda grup başkan vekili olarak artık yoğun bir görüşme trafiğinden sonra. Bu, kabul edilemez bir şey. Her gün de gidecek hâlimiz yok yani yoğunuz zaten ama taleplerimize yanıt verilmeli, İnsan Hakları Komisyonu da bununla ilgilenmeli.
Diğeri, İnebolu Cezaevi; ben başvuru yapmıştım, bu biraz acil bir mesele. Tutuklular şey diyorlar "Bina her an yıkılabilir." Yani çok sayıda mektup var, bunu Genel Müdürlüğe de iletmek isterim. 150 civarında mahpus var, 70 civarında da personel var, personelden de başvuru aldık. Çok eski bir binaymış, bir kısmı sevk edilmiş ama şu anda gerçekten bir risk var, bunu kayıtlarına alırlarsa seviniriz, en azından bir araştırma yapılabilir.
Edip Yalçınkaya... Ben Komisyon üyelerinin takdirine sunmak istiyorum bir mesajı, bir nakil talebimiz var o anlamda.
Başkan, bu, bir annenin başvurusu, tabii ki okuma yazması yok, yazdırmış:
"Çankırı E Tipi Kapalı Cezaevinde yatmakta olan oğlum Edip Yalçınkaya'yı cezaevinde geçirdiği yirmi yedi yıl boyunca ziyaret edemedim. Bitlis ilinde ikamet etmem nedeniyle sağlık sorunlarım uzun yolculuk yapmama engel olmaktadır. Sağlığımda oğlumu ziyaret edebilmem için Diyarbakır T1 veya T2 cezaevine naklinin yapılmasını talep ediyorum.
Konu hakkında gereğini bilgilerinize arz ederim."
Bu kendi başvurusu, 16 Ekim 2018'de başvurmuş, biz de başvuracağız. Yani bu, kendi ili dışında, yakınlarının ikameti dışında illere sevk meselesine lütfen hassasiyet gösterelim. Yoksulluğu söylememiş ama muhtemelen o da vardır yani başka illere ziyarete gidememe hâli bize çok yansıyan bir mesele.
Son olarak şeyi söylemek istiyorum: Tarsus Cezaevi, Tekirdağ Cezaevi, Bartın Cezaevi bunlara ilişkin çok sayıda başvuru var, zaten iletmiştik, yanıt verilecektir; onları tekrar etmemek ve zaman almamak için söylemiyorum.
Leyla Güven, Hakkâri Milletvekilimiz -Komisyonun alanıyla ilgili olanı söylüyorum- şu anda süresiz, dönüşümsüz açlık grevinde, tecrit son bulsun, hukuksuzluk son bulsun gerekçesiyle.
Evet, İmralı Adası'nda gerçekten 2011 yılından beri avukatlar ziyarete gidemiyor ve şu anda Ceza İnfaz Kanunu'nda yer alan hiçbir hak, altını çizerek söylüyorum, hiçbir hak kullandırılmıyor; aileyle görüşme, telefonla görüşme, mektupla iletişim, avukatlarla görüşme ya da izinle yapılan görüşmeler ve haber alınamıyor. Yani bu konu ayrıca Türkiye'nin toplumsal barışı açısından hassas bir mesele, bunu takdir edersiniz. Bu meselede de yani Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ve İnsan Hakları Komisyonu olarak sonuçta Türkiye'deki yasalara göre mahkûmiyet cezası almış, şu anda hükümlü statüsünde, kimliğinden ari söylüyorum, Ceza İnfaz Kanunu'nda yer alan haklar neden kullandırılmıyor? Bütün başvurulara hiç kimsenin tabii ki itibar etmediği yanıtlarla, hava durumu, koster bozuk gibi... Yani bunun doğru olmadığını biz de biliyoruz, onlar da biliyorlar. Bu konuda bir yanıt istiyoruz.
Leyla Güven hakkında bir disiplin soruşturması açılmış açlık grevine girdi diye. Yani bir milletvekillinin cezaevi idaresiyle bu şekilde muhatap olmasını bence başta biz kabul etmemeliyiz, sizler kabul etmemelisiniz. Biz milletvekilimizin İnsan Hakları Komisyonu olarak ziyaret edilmesini gerektiğini, kendisinin dinlenmesi gerektiğini bu konuda talep olarak söylüyoruz. Cezaevi Komisyonu Başkanı da burada, Sayın Yayman yani Diyarbakır Cezaevinde mutlaka milletvekilinin bir an önce ziyaret edilmesi ve konu hakkında ayrıntılı değerlendirme yapılmasını talep ediyorum.
Teşekkür ediyorum.