KOMİSYON KONUŞMASI

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Evet, Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, sayın milletvekilleri, Bakanlık bürokratlarımız, değerli basın mensupları; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Tabii, burada epey bir rakam var, Sayın Bakan da konuşmasında bu rakamlardan bahsetti ama ben yaşım gereği sağlık tecrübesi de olan bir kardeşinizim. Devlet memuru bir babanın çocuğuyum ve eşim devlet memuruydu. Sağlık karneleri, hastaneler, hastane kuyrukları, 1 yatakta 2 gebenin olduğu doğumhaneleri bizzat tecrübe etmiş bir kardeşinizim. O günleri bilen, yaşayan, o günlerin hastası olan bir kardeşinizim. Özellikle AK PARTİ döneminde 2002-2003 yılında yaşanan sağlıkta dönüşüm programı, sosyal politikalarda yapılan uygulamalar ve ulaştırma politikaları AK PARTİ'nin en önemli 3 sacayağıdır ve devrim niteliğinde düzenlemeler yapılmıştır. Hastanelerin birleştirilmesi, serbest eczanelerden ilaç alımının sağlanması noktasında bunları inkâr etmemek gerektiği kanaatindeyim. Devrim niteliğinde bu anlamda düzenlemeler yapılmıştır.

Tabii, şehrimden de bahsetmek istiyorum ama öncelikli birkaç konuyu ifade etmem lazım. Özellikle daha önceki başka vesilelerle olan konuşmalarımda da ifade ettim, engellilikle ilgili yapılan düzenlemeler, 2005'te çıkan yasa ve mevzuat Türkiye'nin hakikaten önünü açacak uygulamalar ve bu alanda ilk sözü söyleyen AK PARTİ'dir özellikle engellilik alanında ama çalıştığım bir alan olduğu için söylüyorum Sayın Bakanım, bizim artık tematik uygulamalara ihtiyacımız var. Hem Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığıyla beraber. Yatay çalışma programları içerisinde tematik, özellikle engellilere yönelik programlara ihtiyacımız var.

Otizm, tedavisi olan bir tanı değil. Erken tanıyla ve rehabilitasyonla topluma entegresi olan bireyler otizmli bireyler. Burada da özellikle Sağlık Bakanlığına erken tanı için çok önemli görev düşüyor, oradan başlıyor çünkü süreç. Aşağı yukarı 2 yaş öncesi çok tanımlanamıyor. Daha sonraki süreçlerde tanı konuyor. Tanı konma süreci ne kadar erken olursa okul öncesi rehabilitasyon sürecinin tamamlanması ve otizmli bireylerin eğitime katılması sağlanabiliyor. Bu anlamda öncelik Sağlık Bakanlığında. Bunun da altını özellikle çizmek istiyorum.

Bir başka konu bağımlılıkla mücadele. Daha önce başka vesilelerle de konuştuk bunu. Biz hep bağımlılığı kriminal boyutuyla konuşuyoruz. Yani bağımlılık gerçekleştiğinde, madde bağımlılığı, davranış bağımlılığı gerçekleştiğinde, artık adli bir vaka olduğunda ne yapacağımızı konuşuyoruz ve sağlık hizmetlerini de bu noktada konuşuyoruz. Israrla söylediğim, özellikle Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle bunların koruyucu-önleyici programlar içinde uygulanması. Biz, Düzce de bu anlamda iyi örnekler oluşturabilen bir iliz.

Özellikle sağlık meslek yüksekokulunda bir hocamızla beraber geçtiğimiz yıllarda maddeyi tanımayan çocuklarla sadece çocukların risk gruplarını tespit ederek, millî eğitimdeki rehber öğretmenlerle yürüttüğümüz projeler kapsamında Düzce merkezde risk grubu çocukları tespit ederek bu risk grubu çocukların bağımlılığa gitmemesi, bağımlılığa kaymaması noktasında çalışmalar yaptık. Bu konuda iyi olduğumuzu iddia ediyorum. Bu anlamda bu tür projelerin yaygınlaşması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü dünya verileri şöyle: Bağımlı bireyin rehabilitasyon, AMATEM'lerle bağımlılıktan kurtulma oranı ne yazık ki 20-22'ler civarında yani 100 bağımlı bireyden ancak maksimum 20'si tamamen temizlenebiliyor. Onun için bizim koruyucusu-önleyici tedbirleri önemsememiz gerektiği kanaatindeyim.

Bir başka konu, bir kadın politikacı olarak çok önemsediğim ve daha önce de ifade ettim bunu ama burada tekrar söyleyeceğim bu vesileyle. Özellikle anne bebek ölüm hızlarında Türkiye en hızlı düşen, düşüşü en hızlı sağlayan 3'üncü ülke. Bakın, 2002'de bebek ölümleri yüzde 31, bugün yüzde 6,8'e düştü. Anne ölüm hızıysa ne yazık ki 64'tü. Bakın 100 bin canlı doğumda 64 anneyi kaybediyorduk, bu oran 14,6'ya düştü, OECD ortalaması 14'tür. Bunu da özellikle belirtmek isterim.

Evet, kalan vaktimde hızlıca şehrimle ilgili... Bir dakikada toparlayacağım Sayın Başkanım.

Düzce 117 aile hekimi, 119 aile sağlığı birimi ve şu an devlet hastanesinde 98'i aktif uzman doktor olmak üzere merkezde hizmet veren Sağlık İl Müdürlüğümüz var. Özellikle aşılama ve bağımlılıkla mücadele noktasında -az önce de söyledim- iyi bir iliz, başarılı bir iliz. Özellikle kırsalda ve merkezde acil vakaya ulaşım hızında da öncelikli sıralarda olduğumuzu biliyorum. En son aldığım veri on dakikanın altındaydı. Bu anlamda başarılı bir il olduğumuzu düşünüyorum ama bizim de bu anlamda eksik kaldığımız bazı hususlar var.

Özellikle Sayın Bakana ve Bakan Yardımcımıza teşekkür etmek istiyorum. Sayın Bakan daha koltuğunu ısıtamadan acil bir şekilde... Başka arkadaşlarımız da şehirleriyle ilgili ifade ettiler. Daha kabinenin açıkladığının sanırım üçüncü günüydü; şehrimizde bir kadın doğum uzman hekim sorunu baş göstermişti ve daha üçüncü gün, daha "Hayırlı olsun." bile demeden Sayın Bakana acil bir şekilde ulaştık. O noktadan itibaren zaten şehrimizin sağlıkla ilgili sorunlarını yakından takip ediyor Sayın Bakanımız.

Düzce son on yılda merkez nüfusu 2 kat büyüyen bir şehir. Bilmiyorum, başka bu ölçekte il var mı? On yılda yüzde 100 merkez nüfusu artmış bir şehir. 3 ilçesi merkeze çok yakın, maksimum on beş dakika mesafede ve nüfus yoğunluğu Atatürk Devlet Hastanesinde yoğunlaşan bir şehir. O anlamda mesela 10 uzman kadın doğum hekimine ihtiyacımız varken minimum 6 olması gerekiyor bu sayının ki 24 saat nöbet esası sağlanabilsin. Bu anlamdaki sıkıntımızı Sayın Bakan yakından takip ediyor. Aynı zamanda Sayın Bakan Yardımcımıza da teşekkür ediyorum. Biz hem hastanemizin fiziki şartlarıyla ilgili oluşan sorunların hem hekim sıkıntılarının... O kadar herhâlde bezdirdik ki geçtiğimiz 29 Ekimde böyle bir ansızın şehrimize geldi ve çok sivil bir şekilde gelerek yerinde tespit etti. Bu tespitlerin son derece önemli olduğunu düşünüyorum.

Kadın doğum başta olmak üzere bazı branşlarda eksiklerimiz var. Çünkü dediğim gibi, büyük bir nüfus yoğunluğuna hitap ediyoruz. Kardiyoloji, nefroloji ve gastroenteroloji gibi, bunları ayrıca vereceğim size. Tabii, bu arada Akçakoca Ankara'nın da denize açılan tek bölgesi ve yaz nüfusu yaklaşık 100 bini bulan bir yer ve biz burada şu an sizlerin de bilgisi dâhilinde olan yeni hastane binamızın kamulaştırmasını belediyemiz tarafından tamamladık. Bu anlamda da süreç işliyor. Bu süreç için de sizlere teşekkür ediyorum.

Aslında söylenecek çok şey var. Hem teşekkürlerim var hem ihtiyaçlarımız var ama şu bir gerçek, sağlıkla ilgili ne yaparsak az. Bunu özellikle ifade etmem lazım ve ben Sağlık Bakanlığı kadrolarının da bu gayrette olduğunu görüyorum çünkü bunun üst sınırı yok sağlık hizmetlerinde. Verilebilecek üst sınır, bunu verdik, yeterli diyebileceğimiz bir şey yok çünkü burada asıl konu olan şey insan sağlığı ve insan sağlığı hizmetindeki memnuniyet. Onun için bir üst sınır yok ve bu kadroların, Sayın Bakan nezdindeki kadroların da bunun bilinciyle çalıştığını buradan tekrar müşahede ettiğim için ifade etmek istiyorum.

Tekrar teşekkür ediyorum.

Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.