KOMİSYON KONUŞMASI

İSMET UÇMA (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum Başkanım.

Şimdi, tabii Hocam buna sebebiyet verdi ama şimdi, demokrasi standart kabul etmez arkadaşlar. Birisi şiddete başvurmamak kaydıyla, ötekine dayatmamak kaydıyla her şeyi isteyebilir. "Ben ağaca tapacağım" diyebilir. Siyasete düşen, bize düşen, demokrata düşen taşın önündeki engeli kaldırmaktır. Dolayısıyla, bir başka lisanda hukuk anlamına gelen şeyleri ikide bir temcit pilavı gibi toplumun önüne sürmenin hele bu çağdan sonra artık çok yadırgatıcı olduğunu ifade etmek istiyorum.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Mesele o değil, ben onu anlatmak istemedim.

İSMET UÇMA (İstanbul) - Çok eşlilik konusu...

Bakınız, arkadaşlar, ben konuşmamın başında şunu söyledim, bunları sümmettedarik söylemedim, çok rafine bilgiler aktarmaya çalışıyorum, o da şudur: Şimdi, ben en son...

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Ben onu söylemedim...

İSMET UÇMA (İstanbul) - Affedersiniz, bitireyim Hocam izninizle. Siz vesile oldunuz dedim zaten sevgili Hocam.

Şimdi, dolayısıyla, şunu söyledim: "Bunu kalıp yargılarla çözemezsiniz." derken geleneksel, örfsel, dinden referans getirdiğini söyleyen, hadislerden referans getirdiğini söyleyen öbeğe yüklendim. Ama "Aydınlanmacı bir anlayışla da bunu çözemezsiniz." derken yani modernitenin kadını emtia hâline getirmiş boyutuna yüklendim. Üçüncü bir yol bulmamız gerekir dedim sevgili Hocam. Bu tanımlara takılarak bunları yapamayız.

Bir başkası: Hiç kimse ötekinden daha çok insan değildir. Birileri kalkar "Ben falancadan -bu kadın, erkek, kim olursa olsun, hangi bölük olursa olsun- ben senden bir santim daha fazla insanım." dediği an kıyamet orada kopar. Biz adalet devleti isteriz, adalet isteriz. Hukuk da yetmez, adalet isteriz. Adaleti uygulayacak olan da sizler, bizler ve toplumun önünde olan insanlar.

Çok eşlilik konusuna gelince Hocam, bir daha hiç konuşmamanız üzere söylüyorum da onun için.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Konuşacağım ama.

İSMET UÇMA (İstanbul) - Hayır, ben kendim için söylüyorum. Yani bu konuyu belki şu ifademden sonra bir daha gündemde tutmazsınız anlamında söyledim. Yoksa siz istediğiniz zaman tabii ki konuşacaksınız sevgili Hocam.

Arkadaşlar, bu ayet Uhud Savaşı dönüşü inmiştir. Uhud Savaşı'nda Müslüman bölük mağluptur, olması da gerekiyordu, taktikler yerine getirilmemiştir. Bu bahsi diğer... Arkadaşlar, Uhud savaşında Müslüman bölüğü çok zayiat verdi. Dolayısıyla, o günün tarihsellik şartlarında bir korumacılık olarak bu "Daha üzerine şunu şunu yapabilirsiniz koruma anlamında." Ama efendim, indirgemeci fanatiklerin bunu kendi keyiflerince yorumlamaları herhâlde birilerinin de çok işine geliyor ki mal bulmuş mağribi gibi buna sarılıyor. Ama diğer taraftan hiçbir meşruiyet sınırı tanımadan çocukları cami avlularına bırakarak... İşte o ne kadar yanlışsa bu metres hayatı da bu kadar yanlıştır.

Dolayısıyla, biraz önce Başkanımın söylediği gibi, her toplumun kendi örfü, âdeti, gelenekleri o toplumun tutkalıdır, tapusudur arkadaşlar. Şimdi, biz dünyanın hangi toplumuna... Diyelim ki bu gelişim dersleri falan uyguladık. Yani Amerikalının damak zevki farklı, inanç ilkeleri farklı. Onlar kendilerince bir yöntem geliştiriyor, biz kendi yöntemlerimizi modern çağın yöntemleriyle mezcederek en iyi olanı bu alanda da ortaya koymak zorundayız. Ama buna ezberlediğimiz birtakım yanlış bilgilerle bir bölüğe yakıştırmalara kalkarsak, bu hangi bölük olursa olsun, o zaman bu şu anlama gelir: "Ben sana öğretirim, senin öğreticin olurum. Senin söylediğin gibi bu işler olmaz. Ben senden az, biraz daha fazla insanım." Benden kilolu olabilirsin, benden yakışıklı olabilirsin, benden zengin olabilirsin ama asla benden daha çok insan olamazsın.

Teşekkür ederim, sağ olun.