KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Yani bundan daha vahim...İşte, bu da şiddetin çok vahim bir şeyi ve tabii bu, kadın bedeni üzerinden de yaşanan bir problem vesaire vesaire.

Yani orada tanımları doğru yapmıştık, sorular oluştu, metodolojisi de çıkmıştı ortaya ve biz bunu arazide denedik, bir tek sebeple, o ilçe belediyesine "Sizin ilçenizde şiddetle ilgili mücadelede yapmanız gereken bu." diye yanında bir reçete verebilmek. Bunu o ilçeye verdiğiniz zaman bu gidip örneğin, Şişli'deki uygulama veya Beyoğlu'ndaki uygulamayla İstanbul örneğinden yola çıkıyorum, gidip bir başka sosyolojik ve ekonomik yapısı farklı bir ilçeye aynı modeli öneremiyorsunuz. Önerirsiniz, yapılabilir de ondan sonra da işte "Niye sonuç alamıyoruz?" diye hep beraber düşünüyoruz. Bu, şey gibi yani, modern tıptaki ilke gibi "Hastalık yoktur, hasta vardır." Hepimizin bedeni özeldir, benim gribim bana, sizin gribiniz size. Size iyi gelen ilaç bana iyi gelmiyor. Değil mi Hocam?

Burada doktor da olduğu için rahat rahat konuşabiliyorum.

Yani belki işte biraz daha değişik yani Türkiye'ye biraz değişik çalışmalar, biraz daha değişik öneriler, metodolojisi biraz daha kanıtlanmış yani bilimsel çalışmalarda bu alana doğru girip de daha yerel, daha makul, uygulanabilir, sürdürülebilir çözüm önerileri inşallah bu raporun sonunda. Ama yurt dışında böyle hakikaten ben de gittiğimde ve duyduğumda beni şaşırtan, bütün doğrularımı yeniden kontrol etmeme sebep olan çok enteresan uygulamalar vardı. Bir şey modeli var mesela, kadın evi diye bir model uyguluyorlar. Roma aynı Ankara gibi, İstanbul gibi önemli bir şehir ve kadınlar oraya bir günlük, veya günübirlik veya iki gecelik iş için falan gidip gelmek zorunda. Nerede kalacak bu kadınlar. Beş yıldızlı, çok şey otellerde kalamıyorlar, böyle bir bütçeleri olmuyor. Yani İtalyan kadını da böyle yaşıyor. Çok vasatına gidemiyor, güvenlik sorunu var. Sadece kadınların, günübirlik gelen, bir gecelik gelen kadınların kalabileceği bu tip evler yapmışlar. Geliyorsunuz Ankara'ya, işinizi bitiriyorsunuz, yarın size bir randevu daha veriliyor, o gece gidip orada kalıyorsunuz, yarın işlerinizi yapıp dönüyorsunuz. Bunun için de 40 lira veya 50 lira ödüyorsunuz ama son derece temiz ve güvenlikli.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Bunları bulmak mümkünse, hani uluslararası diyordun ya...

BAŞKAN - Ben gittim bunlara Hocam.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Mevzuat değil de bu tip örnekler ama nereden bulunur?

NURCAN DALBUDAK (Denizli) - Kaç ülke bu konuda...

BAŞKAN - Ben Berlin'de bu konuda çalışma yaptım. Şey çok enteresandır, Viyana'da bu "intervention"... Bu müdahale merkezlerinin orijininin olduğu yer. Orada Tamer Çıtak vardır, Binnaz Hocam da tanır. Kadına karşı şiddetle ilgili Tamer Çıtak, Türkiye'de bizim konferanslara da aldığımız bir Hanımdır. Çok uzun... Orada bir merkezde görevlidir. Yani bütün bunların böyle... Ama hepsinde değişik işleyişler var. Beni ilgilendiren, ben o ne yapmış, ben de aynısını yapayım diye gitmedim çünkü benim ülkemin dinamikleri farklı, sebepleri farklı, kültürüm farklı, dinimiz farklı, geleneğim farklı, her şeyim farklı. Ben buradaki kadını şiddetten koruyucu ve daha da önemlisi, erkeği bundan caydıracak ne bulabilirim? Şimdi, biz sürekli kadın odaklı bakıyoruz meseleye ama aslına bakarsanız bu problemin bir tek muhatabı var, erkekler. Mesela bir seri yapmıştık biz oradan nasıl görünüyor diye, toplumda lider olacak, öncü olacak erkekleri belki bu meselenin içine dâhil edebilmek çok önemli. Genç erkeklere bunun eğitimini, manevi eğitimini verebilmek çok önemli. Yani bu yeni yetişkinliğe daha geçmemiş delikanlıların kampanyalarla onlara birtakım koçlarla, rol modellerle bu eğitimlerin verilmesi. Sonuçta bu sıkıntıyı yaşayan o. Yani bir insanın çok sevdiği birine el kaldırması nasıl bir şeydir, hele çok genç yaşta? Belki bu genç erkeklerde bu çalışmaları yapmamız gerekiyor.