NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Değerli Bakan, milletvekili arkadaşlarım, Komisyon üyeleri ve değerli bürokratlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu dönem bütçedeki ilk konuşmam olduğu için genel olarak önce birkaç cümle kurmak istiyorum bütçe hakkıyla ilgili. Şöyle dönüp bir geriye, geçmişinize bakmanızı istiyorum, 2002'de partinizi kurarken bütçe hakkını önemli temel hak ve özgürlüklerden biri olarak kabul etmiştiniz ve Anayasa'da bu konuda düzenleme yapma konusunda çalışmalarınız vardı ve programınızda da yer alıyordu fakat geldiğimiz noktada 2017 yılında bütçe hakkını yürütmeye, yürütmeyi de tek bir kişiye teslim ederek bugün burada bütçeyi görüşüyoruz. Dolayısıyla da bu yanlışın düzeltilmesi gerektiğini vurgulamam gerekiyor çünkü önemli bir hak, bu hakkın tekrar Meclise teslim edilmesi ve olması gerektiği gibi, temel hak ve özgürlükler kapsamında Anayasa'da düzenlenmesi gerektiğini söylemek istiyorum.

Evet, bugün bütçeyle ilgili yasayı görüyoruz fakat Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı sona ermiş olmasına rağmen on birinci kalkınma planı düzenlenmiş değil, gündeme gelmiş değil. Cumhuriyet tarihi boyunca kalkınma planları hazırlanıp buna göre bütçe kanunu hazırlanmışken bugün maalesef kalkınma planı hazırlanmamış ve neye göre bir bütçe yasası hazırlandığını bilemiyoruz. Bununla ilgili de merakımı gidermenizi bekliyorum.

Şimdi, Sayın Bakan, sunumunuzda diyorsunuz ki: "Ülkemiz, İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde 190 ülke arasında 43'üncü oldu, ilerledi." Bu, tek başına ülkemizin iyi bir konuma geldiği ve yatırımların artacağı anlamına gelmiyor. Neden gelmiyor? Biraz önce de bahsedildi, ben de özellikle bir hukukçu olarak vurgulamak istiyorum: Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 113 ülke arasında 101'inci sıraya gerilemişken, ülkemizde miras hukuku, miras hakkı tartışılırken ki Atatürk'ün mirasıyla ilgili bu tartışmalar gündeme gelmişken, mülkiyet hakkıyla ilgili sınırlandırmalar çok kolay bir şekilde ve mevzuatlara aykırı bir şekilde yapılabilirken istediğiniz kadar iş yapma kolaylığı sağlayın, bütün prosedürleri kaldırın emin olun ki -hukukun üstünlüğünde bizden geride olan sadece birkaç ülke, Kamboçya, Bolivya gibi ülkelerde de mutlaka iş yapma kolaylığı vardır ama- bunu sağlamadığımız sürece bu ülkede yatırımın olması mümkün değildir. O nedenle öncelikle demokrasinin, ortak aklın ve hukukun üstünlüğünün tekrar egemen kılınması gerekiyor. Bu ölçüyü keşke koyabilmiş olsaydınız bu sunumunuza, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde ilerlemiş olduğumuzu görebilseydik, o zaman gerçekten gurur duyardık.

Yine, şunu söyleyeyim: Sanayicilerimizle ilgili görüşmelerimizde beklentileri var, talepleri var; onları burada kısaca aktarmak istiyorum.

Birincisi: Sanayiciler diyorlar ki: "Birkaç ayda bir yapılandırma çıkıyor ve biz vergilerimizi, primlerimizi zamanında ödeyen insanlar olarak kendimizi cezalandırılmış hissediyoruz; bu konuda herhangi bir olumlu teşvik almıyoruz, bir destek almıyoruz. Dolayısıyla da en azından örneğin ihracat konusunda, yeşil pasaport konusunda olumlu bir adım bekliyorlar.

İkincisi: Biriken ve yasal olarak hakları olan KDV'lerinin ödenmesini bekliyorlar, bu kriz sürecinde bu haklarının verilmesini istiyorlar; uzun süredir alamadıkları KDV alacakları var.

Üçüncüsü: Türk lirasına çevrilen kira kontratlarıyla ilgili bir karmaşa olduğunu, belirsizlik olduğunu ve çoğunlukla bu konuda sorun yaşadıklarını dile getiriyorlar ve özellikle de uzun vadeli krediye ihtiyaç duydukları bu dönemde EXIMBANK'ın ihracat yapan firmalara yedi yüz yirmi günlük verdiği kredi süresinin kısaltıldığını, iki yüz kırk güne düştüğünü, bunun da bir sorun yarattığını söylüyorlar.

Sayın Bakan, iktidara geldiğinde Adalet ve Kalkınma Partisi yetkilileri diyorlardı ki: "Türkiye bir proje çöplüğü." Şimdi, çöplüğün de ötesinde dağ hâline geldi bu projeler. Bunlardan örnek vermek gerekirse, örneğin Bursa Yenişehir'de 2013'te yapılması gereken oto test merkezi hâlâ yapılabilmiş değil, hiçbir adım atılabilmiş değil. Bunun gibi birçok proje var, hızlı tren projesi gibi. Maalesef Bursa'da bu konuda çok mağdur.

Yine, TÜBİTAK konuşuldu; evet, çok önemli. Her gün neredeyse gazetelerde TÜBİTAK'ın kabul etmediği ama Avrupa'da, Amerika'da gittiğinde 1'inci olan gençlerimizin projelerinin haberleriyle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)