KOMİSYON KONUŞMASI

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Bakanım, çok değerli Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi arkadaşlarımız, çok kıymetli bürokratlar; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Biliyoruz ki Türkiye'nin ekonomisi için en önemli lokomotiflerden biri ihracat; ihracat rakamları bizim için önemli. Bugün itibarıyla şöyle bir baktığımızda ihracatımızın yüzde 94'ü sanayi üretimine bağlı olarak gerçekleşmektedir. Sayın Bakanım, bu da aslında Bakanlığımızın ne kadar önemli bir kurum olduğunun da göstergesidir. Bu nedenle sanayi üretimini daha da artırmak için AR-GE ve inovasyon faaliyetlerine önem verilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Tabii, verimli, çevreye duyarlı, ölçek ekonomisinden istifade eden, teknoloji seviyesi yüksek güçlü markalar ve tasarımlar oluşturabilen bir sanayi sektörü hedefimiz olmalı. Aslında bugünkü sunuşumuza baktığımızda Bakanım, sizin de tam bu noktada önemli çalışmalar yapmış olduğunuzu görmekteyiz. Bu anlamda, Bakanlığımızın AR-GE ve inovasyon yatırımlarına büyük kaynaklar ayırmasını takdirle karşılıyorum, teşekkür ediyorum.

Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma ivmesine geçebilmesi için uluslararası rekabet düzeyini artırması gerektiği de çok açıktır. Dünya ölçeğinde rekabet edebilmenin temel kuralları verimlilik ve teknolojik gelişimdir. Teknolojik gelişimi sürdüren temel unsurlar ise araştırma, geliştirme ve yenilikçidir. Açıkçası -haberlerden de takip etmişsinizdir- Sayın Bakanımın da geçmiş aylarda ziyaret ettiği, yaklaşık 3 milyon metrekarelik bir alana ulaşmış olan Bilişim Vadisi var; birinci etabı tamamlanmış durumda ve Eylül 2017 tarihinde faaliyete başladı. Aslında şöyle bir baktığımızda, Bakanlığımızın çalışmalarıyla kabuğundan çekilmiş bir ülke olmaktan çıkıp AR-GE harcamalarına sadece kamunun 10 milyar TL harcadığı, Bilişim Vadisi projesini hayata geçiren, Antarktika'da bilim üssü kuran bir ülkeye dönüştürme yolunda çok büyük çalışmaları olduğunu da görüyoruz. Bu anlamda da kendilerine teşekkür ediyorum.

AR-GE konusunda sadece kamunun değil, özel sektörün de elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum. Devletinse özel sektöre bu konuda destek olması ve önünü açacak düzenlemeler yapması gerekmektedir. Aslına bakarsanız, bu konuda ülkemizde ümit verici gelişmeler yaşanmaktadır. İşte Bakanlığımızın bu konuda da çok büyük desteklerini görmekteyiz. Az önce bahsettiğim gibi, elini taşın altına koyan AR-GE firmalarına gelir vergisi, stopaj teşviki, sigorta primi desteği, istihdam edilen kişiler için üreticinin vergi muafiyeti gibi birçok önemli teşvikler sağlamaktadır Bakanlığımız. Şimdiye kadar bu şekilde 1.038 AR-GE ve tasarım merkezi desteklenmiş durumda. Bu ve buna benzer yapılan düzenlemeler ve verilen teşviklerin başarılı bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ben bu teşviklerin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum ve Bakanlığımıza tekrar teşekkür ediyorum.

Şöyle baktığımızda sanayi alanında yapılan önemli yatırımlardan biri de kentleştirmeyi yönlendirmek, çevre sorunlarını önlemek, firmalarımızın bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmalarını sağlamak amacıyla kurulan organize sanayi bölgeleridir. Partimizin hükûmetleri döneminde bu alanda da birçok önemli işler yapılmıştır. Son on beş yılda 108 organize sanayi bölgesi, 121 sanayi sitesiyle 1,7 milyon kişiye istihdam sağlanmış durumdadır. Yakın zamanda, Sayın Cumhurbaşkanımızın da müjdesini verdiği, 100 bin kişiye istihdam sağlayacak -Türkiye'ye sanayi ve teknolojide çok önemli bir sınıf atlatacağını düşünüyorum- mega endüstri bölgeleriyle ilgili çalışmalar var ve bunlar kurulmaya başlanacak. Aslında bu da bize ülkemizi önemli bir üretim üssü hâline getirmek anlamında Bakanlığın çok büyük çalışmaları olduğunu gösteriyor. Bu sanayi bölgelerimizde faaliyet gösteren sanayicilerimize, KOBİ'lerimize kredi faiz oranlarının düşürülmesinden bedelsiz arsa tahsisine kadar önemli destekler var değerli arkadaşlarım. Açıkçası bu destekleri de çok olumlu buluyorum, rekabetçiliğin artması anlamında da çok büyük faydaları olacağını düşünüyorum.

Yerli üretimi desteklemek ve dışa bağımlılığımızı azaltmaya yönelik Hükûmet olarak birçok politika hayata geçirdik. Basında çok yer almadı ama TÜBİTAK tarafından yürütülen ve toplam yerlilik oranı yüzde 80 olan Türkiye'nin ilk elektrikli lokomotifi Eskişehir'de raylara indi. Yine yüzde yüz yerli elektrikli otobüs -Sayın Bakanım sunuşunda da bahsetti- donanımı ve yazılımı yüzde yüz yerli, millî radar sistemimiz, millî balistik inceleme sistemimiz, yerli çip fabrikası gibi savunmadan ulaşıma kadar her alanda yüzlerce yerli ve millî projelerimiz birer birer hayata geçmektedir ve bunların devam edeceğini düşünüyorum.

Şunun da aslında göz ardı edilmemesi gereken önemli bir konu olduğunu düşünüyorum: Teşvik ve destek mekanizması altyapısı bizim hükûmetlerimiz zamanında gerçekten kurulmuştur. Aslında KOBİ'leden kurumsal firmalarımıza, bütün firmalarımıza önemli devlet destekleri ve ithal ikamesi ürünlere yönelik destek ve teşvikler, AR-GE projeleri, sanayicimize, KOBİ'lerimize verilen önem sayesinde bu seviyeler geldiğimizi düşünüyoruz. Tabii, yeterli mi? Değil ama yine, sanayi ve reel sektör iş birliğiyle bunların artacağını düşünüyorum. Burada da sabahleyin sunumunuzda bahsettiğiniz bir şeyden bir paragraf okumak istiyorum çünkü aslında bu somut desteklerin önemli olduğunu düşünüyorum. Proje bazlı teşvik sistemi... Ben bu projeyi çok önemsiyorum, aslında artık bundan sonraki süreçte proje bazlı desteklerin daha fazla olması gerektiğini düşünüyorum. Sizin sunumunuzda -tekrar kayıtlara geçsin diye söylüyorum, bunların çok somut rakamlar olduğunu düşünüyorum- toplam tutarı 35 milyar TL'yi bulacak olan bu 18 yatırım sayesinde 20 bini doğrudan olmak üzere ilave 100 bin istihdam oluşturmayı hedefliyoruz. Yine, bu yatırımların gerçekleşmesiyle cari açıkta yıllık 9 milyar dolara varan bir azalma öngörülmektedir.

Sayın Bakanım, bu proje bazlı desteklerin biliyoruz ki çok ciddi rakamlı yatırımlar olduğunu düşünüyoruz. Biraz daha küçük çaplı yatırımcıların da bunlardan yararlanması amacıyla bu alt barem rakamının düşürülmesi gerektiğini de düşünenlerdenim.

Sanayide ve iş hayatındaki kadınlarımıza gelince... Kadınlarımızın iş gücü piyasasında yer alması çok önemli. Bakanlığımıza bağlı KOSGEB'in bu konuda çok büyük gayret sarf ettiğini biliyoruz. KOSGEB tarafından kadınlarımıza kendi imkânlarıyla gelir elde edebilmelerini teminen de önemli adımlar atıldığını hepimiz görüyoruz. Sadece 2018 yılında 13.315 kadın girişimciye 31 milyon TL destek verilmiştir. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tarafından verilen istihdam teşviki, İŞKUR tarafından verilen desteklerle, kurslarla birlikte git gide kadınların iş gücü piyasasında gözle görülür arttığını düşünüyorum ama bu yeterli değil, özellikle bu organize... En büyük sorun aslında, Denizli bir sanayi şehri, çalışan kadınlarımızla konuştuğumuzda genelde çocuklarını ya da yaşlıları bırakacak yerleri olmadığı için iş hayatına katılamadıklarını söylüyorlar. Bu anlamda bu organize sanayi bölgelerindeki kreş sayısını -sizin de sunumunuzda var- artıracağınızı söylediniz. Çok önemli olduğunu düşünüyorum, bu sayıların artması gerekiyor. Ayrıca ve ayrıca aslında yaşlılar için de böyle sanki... Ayrıca kadınlarımızın bu yükten kurtulması... Çünkü genelde kadınlar evde annelere, babalara bakmakla da görevli oluyorlar, bununla ilgili de bir çalışmanın yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Gençlerimizin bilimle tanışmasının önemli olduğunu düşünüyorum, bilim ve teknoloji kültürünü yaygınlaştırıyor. Gençlerimize bilimi sevdirmek adına gerek bakanlıklarımız gerekse belediyelerimiz önemli işler yapıyor. Bu anlamda çocuklarımızın, gençlerimizin bilime, bilimsel düşünceye, gelişen teknolojiye karşı ilgilerini artırmak amacıyla ülke genelinde birçok yerde bilim ve teknoloji merkezleri kurulmakta. TÜBİTAK tarafından da her sene bilim kampları düzenleniyor, yarışmalar düzenleniyor. Bu kampları ve yarışmaları çok olumlu buluyorum, teşekkür ediyorum kendilerine.

Yeri gelmişken önemli gördüğüm ve Bakanlığımızın yaptığı önemli bir projeye de değinmek istiyorum. Programın adı "Genç Bilim Adamı Yetiştirme Programı."

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Bilim insanı" mı yoksa...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - "Bilim insanı", evet, şimdi söyleyeceğim.

Bu program ortaokul seviyesinde başlıyor, lisans ve iş kurmaya kadar bütün süreçlerden genç bilim insanları adaylarına yönelik 10 farklı türde teşvik ve desteği kapsıyor. Ülkemizin geleceği için önemli bir proje olduğuna inanıyorum ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Ök...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Toparlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Lütfen...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Kız çocukları için de ayrıca böyle bir pozitif ayrımcılık gerektiğini düşünüyoruz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, bu politikalar bu kadar başarılıysa ağabeyi niye konkordato ilan etti ya?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama siz ayıp ediyorsunuz ha! Terbiyesizlik sizin yaptığınız!

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bu kadar başarılıysa ağabeyiniz neden konkordato ilan etti?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ben niye konkordato ilan ettiğini birçok farklı yöntemle açıklayabilirim ama şu yaptığınız hiç de etik değil. Çok merak ediyorsanız, gelin, ben size anlatayım. Terbiyesizlik sizin yaptığınız!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çok merak ediyorsan özelde sorarsın.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani içinizle dışınızın bir olması lazım.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - İçimiz dışımız bir, bizim nasıl bir aileye...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çok merak ediyorsan dışarıda sorabilirsin.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bir saniye Uğur Bey, ben anlatmak istiyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Haddini bil!

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Burası kabadayılık yeri değil.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Kabadayılık yeri değil, bakın, sizin söyleminiz hiç doğru değil, terbiyesizce!

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ben kabadayı değilim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sen önce haddini bil, tamam mı!

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Haddinizi bilmiyorsunuz, ayıp ediyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çıkarsın, dışarıda sorarsın.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bizim nasıl bir şirket olduğumuzu, ağabeyimin şirketinin nasıl olduğunu gösterir...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Burası kabadayılık yeri değil. Bu kadar iyiyse niye konkordato ilan etti?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sen haddini bil! Bak, gözlük takıyorsun...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ben haddimi biliyorum.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Uğur Bey, ben cevap verebilirim.