KOMİSYON KONUŞMASI

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben de Sayın Bakana birkaç soru yöneltmek istiyorum.

Konuşmamızda daha çok makro çerçeve üzerinde durduk, burada biraz daha ağırlıklı olarak Sayın Bakanın bakanlık alanına ilişkin olarak sorular yöneltmek istiyorum.

Birinci sorum: Şimdi, Sayın Bakan, sunuşunuzun 20'nci sayfasında hane halkı yükümlülüklerin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 23 ile avro bölgesi ortalaması olan yüzde 64'ün oldukça altında olduğunu söylediniz. Şimdi, tamam yani bir uluslararası karşılaştırmalar yapılır ama bir taraftan da zaman serisi içinde neredeydi, şu anda nereye ulaştı, ona bakmak lazım. Öyle baktığımızda hane halkı borçlarının harcanabilir gelirlerine oranı 2013 yılı sonunda yüzde 55. Bu siz iktidarı devraldığınızda yüzde 5'ti. Yüzde 5'ten yüzde 55'e çıkmış. Yani bunu önemsemiyor musunuz? Yani gidiyorsunuz AB ülkeleriyle finansal derinliği, sermaye piyasaları gelişkinliği farklı olan ülkelerle bizi kıyaslıyorsunuz.

Başka bir soru, vergi yükü konusu var. Kalkınma Bakanlığının verilerine göre sosyal güvenlik primleri dâhil vergi yükü 2002'de yüzde 22,3'müş, 2013 yılında yüzde 29'a yükselmiş, 6,7 puanlık bir artış var. Hariç tuttuğumuzda da gene vergi yükünde artış var yani vergi yükünde ciddi bir artış var. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

Kamu kesimi genel dengesi gene Kalkınma Bakanlığının verilerine baktığımızda dolaylı-dolaysız vergi ayrımı açısından vergiler 2002 yılında, vergilerin millî gelir içindeki payı yüzde 17,1'miş, 2013 yılında yüzde 20,6'ya yükselmiş ama dolaylı-dolaysız ayrımına baktığımızda şunu görüyoruz: 2002'de dolaysızın millî gelirdeki payı yüzde 6'ymış, 2013'te yüzde 5,8'e düşmüş. Yani dolaysız vergilerin payı azalıyor ama dolaylı vergilerin payı yüzde 11,1'den yüzde 14,8'e yükselmiş. Yani tamamen... Ve bunun sonucunda da 2002 yılında dolaylı-dolaysız vergide indirim payları, toplam içindeki istihsal dağılımı yüzde 35, yüzde 65'ken yüzde 28, yüzde 72'ye ulaşmış. Yani bu da aslında çarpık yapının düzelmediğini, aynı şeyin devam ettiğini gösteriyor. Bu konudaki düşünceniz nedir?

Bir kıyaslama yaptınız maaşlarla, asgari ücretlilerin maaşları ve en düşük memur maaşıyla...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - 2015 yılı yıllık programının 132'nci sayfasında burada bir net ele geçen ücretler tablosu vardır ve endeksler yapılmıştır. Endeks değerlerini söyleyeyim 94-100 bazlı endekse göre: Kamu işçilerinin endeks değeri 2002 yılında 89,2'ymiş, 2013 yılında 85,8'e düşmüş. Yani bir artış yok, tam tersi kümülatif olarak on bir yılda yüzde 3,8'lik bir azalış var. Gene aynı şekilde özel kesimde çalışan işçilerin de 94,3'müş endeks değeri, 2013'te 100,9'a yükselmiş sadece yüzde 7 on bir yılda. Baktığınız zaman yıllık yüzde yarıma düşüyor. Burada var zaten, 132'nci sayfada da. Yani bu açıdan da baktığınızda öyle özellikle işçi kesiminde ciddi bir artış gözükmüyor. Onu, o konudaki yorumunuzu alayım.

Son olarak da şunu söylemek istiyorum: 2013, 2014, 2015 yıllarında bu sürekli olmayan bir defalık gelirler hariç tutulduğunda bütçe dengesi nasıl değişiyor? Çünkü bunların da bütçe dengesine ciddi anlamda etkisi olduğunu biliyoruz. Onları ayıkladığımız zaman bütçe dengeleri çünkü oralarda biliyoruz hem vergiyle ilgili şeyler var biliyorsunuz, vergi afları var; ondan sonra 2/B var, bedelli askerlik var. Böyle birçok bir defalık gelir diye tanımlanan, IMF'nin de aslında biliyorsunuz o şeylerde kabul etmediği gelirler. Bunlar ayıklandığı zaman nasıl bir sonuç elde ediliyor?

Teşekkür ederim.