| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı c) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı f) Kalkınma Ajansları g) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı ğ) Türk Standardları Enstitüsü h) Türk Patent ve Marka Kurumu ı) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu i) Türkiye Bilimler Akademisi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 12 .11.2018 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; öncelikle hepinizi hürmetle selamlıyorum.
Sayın Bakanım, Bakan yardımcılarım; yeni görevleriniz hayırlı olsun. Sunumunuz için de teşekkür ediyorum. Ayrıca, kimya dalında Nobel Ödülü sahibi bilim insanımız, Türk milletinin iftiharı Profesör Doktor Aziz Sancar'ın kendi kaleminden hayatı ve bilimi anlatan kitabını basmanızdan dolayı da hem tebrik ediyorum hem teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Ayrıca, kitabın hediyesi Bakanlığın hediyesi değildir, Sayın Bakanımızın şahsının tüm milletvekillerimize kendi hediyesidir. Onun da altını çizeyim.
Buyurun.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Bakanım, ilk bütçenizin Bakanlığınız, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı sonuçlar getirmesini diliyorum.
Sayıştay raporlarında yine birçok bulgular var, mevzuata aykırı uygulamalar, usulsüz işlemler tespit edilmiş. Bunları ayrı ayrı görüşme imkânımız maalesef, süre açısından yok. Gerçi Bülent Bey KOP'u bana bırakmıştı ama sunumunuzda KOP kırmızı gösterilmiş Sayın Bakanım. Ayrıntıya giremiyorum, ben de Fethi Bey'e bırakıyorum, Niğde Vekilimize bırakıyorum KOP'u.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak zabıtlara girmesi açısından bugün de görüşümüzü yineliyorum: Meclis olarak denetim görevimizi layıkıyla yapamıyoruz, kesin hesapların ve Sayıştay raporlarının birçok ülkede olduğu gibi ayrı bir komisyon kurularak orada görüşülmesi görüşündeyiz.
Sayın Bakanım, teknolojik gelişmeler, yenilikler, bilgi ekonomisi, o da bilgi toplumunu, sanayi ötesi toplumu meydana getirmektedir. Bilgi üretmenin en önemli faktörleri AR-GE yatırımları, yenilikler, alınan patentler ve bu sektörde çalışacak elemanları yetiştirmektir. Bilgi ekonomisi sanayi ekonomisinin bütünüyle yapısını değiştirmektedir. Sanayileşme sürecini tamamlayamamış olan Türkiye maalesef, bilgi ekonomisinde önemli bir mesafe kat edememiştir.
Türkiye sanayileşme hedeflerinin gerisinde kalmıştır. Ülkemizde sanayi üretiminin ekonomi içindeki ağırlığı azalmış, ekonomide zaten sınırlı olan kaynaklar üretken alanlardan üretken olmayan alanlara kaymış, arazi rantına ve inşaat sektörüne dayalı bir ekonomik yapı hâkim olmuştur. Sanayicilerimiz inşaat işine girmiş, müteahhitlik yapar hâle gelmiştir.
İmalat sanayisinin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı 2002 yılında yüzde 19,2 iken bu oran yüzde 15'lere kadar gerilemiş, son yıllardaki kısmi artışla 2017 yılında yüzde 17,6 düzeyine gelmiştir. Bu oranın gerilemesi sanayimiz, ekonomimiz ve ülkemiz açısından sağlıklı bir gelişme değildir.
Yüksek teknoloji ürünlerinin sanayi ihracatındaki payı birçok ülkede yüksek hanelere ulaşmışken Türkiye'de tam tersine iyice düşmüştür. Ülkemizde 2003 yılında yüzde 6,5 olan yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat içindeki payı 2017 itibariyle yüzde 3,6'ya, 2018 ocak-ekim döneminde ise yüzde 3,3'e gerilemiştir. 2016 yılında dünyada sanayi ihracatındaki yüksek teknoloji ürünlerinin payı yüzde 24,4, ortanın üstü teknoloji ürünlerinin payı yüzde 36,7 iken bu oranlar Türkiye'de aynı yıl itibarıyla ve sırasıyla yüzde 3,5 ve yüzde 33,1 düzeyindedir. Dünya ortalamasının çok gerisinde bulunmaktayız.
Hem sanayimiz hem de ihracatımızın ithalata bağımlılığı kaygı vermektedir. Sadece ara malı ithalatı toplam ihracattan fazla durumdadır. İmalat sanayisinde ithalatın büyük bölümü temel ve ara mallarda yapılmaktadır. Bu malların üretildiği sektörlerde büyük ölçekli yatırımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca sektörlerin rekabet gücünün artırılabilmesi için lojistik imkânların geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir. İmalat sanayisinde üretim kapasitesini ve verimliliği yükseltmek amacıyla teknoloji ve bilgi yoğun sektörlerde yatırımlar özendirilmelidir.
Son dönemde yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle zor durumda bulunan sanayicilerimizin girdi maliyetlerinin düşürülmesinin sanayi ve ihracat performansı açısından önemi gözetilerek başta enerji olmak üzere girdileri ucuzlatacak ve faiz oranlarını düşürecek yapısal tedbirlere önem ve öncelik verilmelidir Finansmana uygun şartlarda erişimdeki sorunlar giderilmeli, KDV iadelerinden ve hak edişlerden doğan alacaklar hızla ödenmelidir.
Sayın Bakanım, sanayimiz bir türlü AR-GE yoğun üretim yapısına geçememiştir. 2002 yılında gayrisafi yurt içi hasılanın binde 5,3'ü olan AR-GE harcamalarımız 2016 yılında binde 9,4'e yükselmiştir.
Sayın Bakanım, takdir edersiniz ki bu artış övünülecek düzeyde değildir. Dokuzuncu Kalkınma Planı'nda 2012 için yüzde 2 hedeflenmişti, çok gerisinde kalındı. Yine bu oran Onuncu Kalkınma Planı'nın 2018 yılı hedefi olan yüzde 1,8 ve 2023 hedefi olan yüzde 3'ün çok uzağındadır. Yüzde 2,03 olan Avrupa Birliği ortalamasının da yarısı bile değildir.
2018 Küresel İnovasyon Endeksleri Raporu'nda Türkiye geçen yıla göre yedi basamak gerileyerek 126 ülke arasından 50'nci sırada yer almıştır.
OECD ülkeleri millî gelirlerinin ortalama yüzde 2,5'ini AR-GE faaliyetlerine harcamaktadır. Bugün dünya markalarına sahip olan Kore'nin başarısının bir tesadüf olmadığı bu harcamaların büyüklüğüne bakıldığında anlaşılmaktadır. Kore millî gelirinin yüzde 4'ünü AR-GE'ye ayırmaktadır.
Ülkemizde toplam AR-GE harcaması içindeki özel sektör payı 2016 yılında yüzde 54'e ulaşmakla birlikte yeterli değildir. Şirketlerin AR-GE harcamalarının satışlara oranı çok düşük düzeydedir. 500 büyük şirketimiz 2017 yılında satışlarının ancak binde 5,3 ünü AR-GE'ye ayırmıştır.
Dünya ekonomisinin baş döndürücü rekabetinde şirketler için "Güç eşittir AR-GE ve inovasyon" denklemi özellikle sanayi 4.0'la beraber daha da kritik hâle gelmiştir.
AR-GE harcamaları günümüz ekonomi dünyasının itici gücü ve ulusal rekabet ortamında önemli desteklerinden biridir. AR-GE harcamaları fabrikaya, hizmete, iş dünyasına, ihracata millî gelire, eğitime, yönetime ve diplomasiye yansıyan çok yönlü bir temel kavramdır. AR-GE yatırımlarında Türkiye büyük bir pazar potansiyeli bulunmakla birlikte rakip ülkelerle rekabet edecek politikaları yetersizdir. Üniversitelerin ileri teknoloji alanlarında yeterli sayı ve nitelikte uzman yetiştiremiyor olması ve üniversitelerin sanayi ile etkileşimi hâlâ en önemli zafiyet konularımızdır. Ülkemizde AR-GE, yenilik ve teknoloji alanında büyük bir atılım yapılması gerekmektedir. Teknoloji üretim seferberliği başlatılmalı, üniversitelerimiz bilgi ve teknoloji üretim merkezleri hâline getirilmelidir.
Kamu destekleri küresel düzeyde rekabetçi, AR-GE ve yenilik yapabilme kabiliyeti yüksek, sermaye yapısı güçlü, ölçek ekonomisinden azami düzeyde faydalanabilecek üretim yapılarını oluşturacak şekilde kullanılmalıdır.
Özel sektörün AR-GE ve teknoloji üretimine dönük yatırımları yoğun bir şekilde desteklenmeli, özel sektörün AR-GE'ye daha fazla kaynak ayırması sağlanmalıdır.
Sayın Bakanım, siz de ifade ettiniz dünya yeni bir sanayi devriminin içinden geçiyor. Bu devrimle üretimdeki insan etkisi rol değiştirmekte ve yerini robotlara, ışıksız fabrikalara bırakmaktadır. Dijitalleşme mal ve hizmet maliyetlerini önemli ölçüde azaltma, veri toplama, depolama ve bilgisayarların işleme hızı sayesinde ekonomik faaliyetleri değiştirip dönüştürmektedir.
Günümüzde daha akıllı ve çevik hâle gelen robotlar sahneye çıkmaya başlamıştır. Yapay zeka ve makine öğrenme algoritmaları sayesinde robotlar giderek otomatikleştirilmekte, büyük ölçekte öngörülü ve karar alma yetenekleriyle daha sofistike hâle gelmektedir.
Günlük hayat teknolojiyle evrilirken teknolojik ürünler iş hayatının içinde aktif olarak yer almaya başlamıştır. Küresel iş dünyası, artık çok yakımızda olan dijital hayatın sosyal ve ekonomik kurgusunu sorgulamaktadır. Robotların elektronik kişi olarak sınıflandırılması ve robot vergisi alınması tartışılmaktadır,
Dünya genelinde sanayi robotlarının sayısının 2 milyon civarında olduğu belirtilmektedir. OECD'nin yapmış olduğu ülkeler listesinde ülkemiz yaklaşık 4 bin robotla maalesef üçüncü kategoride yer almaktadır.
Sanayi robotlarının yanı sıra hizmet robotlarının da sayısı bütün dünyada artmaktadır. Dolayısıyla dünyada robot satışları da her geçen yıl giderek katlanmaktadır.
Sanayi 4.0 devriminin hayata geçirilmesi için birçok ülke devasa bütçeler ayırmakta ve önemli adımlar atmaktadır. Yapay zekâ, robotik teknolojiler, akıllı üretim sistemleri, 3D yazıcılar, nesnelerin interneti, büyük veri ve bulut bilişim gibi alanlarda yaşanan hızlı gelişmeler neticesinde ortaya çıkan dördüncü...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - ...sanayi devrimiyle birlikte imalat sanayi başta olmak üzere birçok alanda iş yapma anlayışının tamamen değişmeye başladığı görülmektedir.
Ülkemizde yüksek katma değerli yatırım döngüsünü başlatmak ve gelişmiş ülkelerle aramızdaki teknoloji farkını kapatmak için büyük fırsatlar sunabilecek yeni sanayi devrimine yönelik çalışmalar büyük önem arz etmektedir. Dijital çağa uyum sağlayan ve sanayi 4.0 için gereken dönüşümü sağlıklı bir şekilde gerçekleştiren uluslararası rekabet gücüne sahip bir sanayi hızla oluşturulmalıdır. Bilim ve teknoloji üretme yeteneği ve kapasitesi artırılmalı, bunun kalkınmaya ve sosyal refaha dönüşmesi sağlanmalıdır. Bilimsel düşüncenin hayat bulacağı ve itibar göreceği bir iklim oluşturulmalı, temel eğitimden başlamak üzere eğitim ve öğretimde aklın ve bilimin hâkimiyeti sağlanarak öğrenci ve öğreticilere sorgulayıcı ve araştırmacı bir kimlik kazandırılmalı, araştırmacı insan gücü kapasitesi artırılmalıdır. Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında teknoloji kapasitesi yüksek bir alt yapı oluşturulmalıdır. Bilgi teknolojilerinde eğitilmiş insan gücü yetiştirilmesine önem verilmeli, Bilişim Vadisi Projesi hayata geçirilerek sektörde faaliyet gösteren firmalar için alt yapısı hazır alanlar tahsis edilmelidir. Yapay zekâ teknolojisindeki gelişmelerin yakalanabilmesi ve gelişmiş ülkeler arasında bu alanda yaşanan büyük rekabete dâhil olunabilmesi için yapay zekâ çalışmaları merkezi kurulmalıdır.
Sayın Bakanım, ülkemizin birbirinden farklı teşvik deneyimlerine rağmen uygulanan teşvik tedbirleriyle belirlenen hedefler bugüne kadar tutmamış, farklı bedenlere hep farklı gömlekler biçilmiştir. Ülkemizde çeşit çeşit teşvikler verilmekte, ancak "Teşvik verdik de sonuç ne oldu?" diye gerekli değerlendirme yapılmamaktadır. Teşvik verilecek sektör ve projelerde mutlaka seçici olunmalı, verilen teşviklerin getirisinin ne olduğu iyi analiz edilmeli, teşvik politikaları buna göre yönlendirilmelidir. Teşvik sistemi bölgeler arasında dengesizlik de oluşturarak komşu iller arasında rekabet yaratmaktadır. Mesela teşvik sistemi Konya'da, özellikle de ilçelerimizde yapılacak özel sektör yatırımlarını frenlemektedir. Bir yatırımcı hemen yanında daha fazla teşvik alacağı iller varken Konya'yı, hele ki ilçelerini niye seçsin? Sadece il merkezlerine bakarak değerlendirme yapılmamalıdır; bugün ilçeler kan kaybetmekte, köyler ve beldeler giderek viraneye dönmektedir. İllerin ve ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlikleri yeniden belirlenerek teşvik sistemi gözden geçirilmelidir. Her bir yerleşim biriminin potansiyeli değerlendirilerek odak, öncü ve destek sektörler belirlenmeli, sektörel ve dar bölge teşvik sistemine geçilmelidir. Ülkemizde bölgelerin sahip olduğu imkân ve potansiyelin sektörel haritası çıkarılmalı, her bir bölgede potansiyeli yüksek ve başka yerlere göre üstün olan sektörler desteklenerek belirli yöreler sektörel çekim merkezleri hâline getirilmelidir. Ülkemizde mekânsal gelişme için plan hazırlanmalı, küresel rekabet gücü yüksek yeni odaklar oluşturulmalıdır.
Marmara Havzası ağır sanayi yatırımlarından dolayı sıkışmıştır. Sürdürülebilir kalkınma için sanayinin yeni merkezlere doğru kaydırılması gerektiği açıktır. Bu kapsamda uygulanacak politikalar ülke kalkınmasına ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının azalmasına önemli katkı sağlayacaktır.
Konya ihracatının tamamına yakını imalat sanayinden kaynaklı sanayisiyle ülke ekonomisine önemli bir katma değer sağlayan üretim merkezlerinden biridir. Esnek üretim yapısıyla imalat sanayisinde küresel piyasalara entegre bir endüstriyel büyüme odağı olmaya doğru ilerlemektedir. Otomotivde kaliteli ürünleriyle dünyada çok önemli bir merkez hâline gelen Konya'da otomobilin her parçası üretilebilmektedir. Bu itibarla, yerli ve milli otomobil yatırımı makine ve otomotiv sanayisinde önde gelen şehrimiz olan Konya'ya yapılmalıdır.
Sayın Bakanım, burada bir soru soracağım: 2015 yılında o dönemin Bakanı Fikri Bey 4 ayrı prototip hazırlandığından bahsetmişti. Şimdi siz sunumunuzda 2019 sonuna prototip çıkacağını söylediniz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 50 milyon Euro da para ödemiştik onlara.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bunda şey nedir yani farklı farklı prototipler mi hazırlanıyor, bir bilgi verirseniz sevinirim.
Konya'nın bir savunma sanayi üssü olması yönünden de önemli bir potansiyeli bulunmaktadır. Konya ve çevresi savunma sanayinde stratejik ve rekabetçi bir güce kavuşturulmalı. Beyşehir, Üzümlü ve Huğlu'da yüz yılı aşan mazisi bulunan ve dünyanın dört bir yanına av tüfeği ihracatı yapan silah sanayisi geliştirilmeli ve savunma sanayisine entegre edilmelidir. Bu çerçevede Silah İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Projesi uygulamaya mutlaka konulmalıdır.
Son olarak, bölgesel kalkınma politikaları ve bu kapsamda yürütülen projeler bölgesel gelişmişlik farklarının fazla olduğu ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmak amacıyla 2016 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne yönelik Cazibe Merkezleri Programı açıklanmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi de bu programa destek vermiş ve önerilerini kamuoyuyla paylaşmıştır. 23 ilde özel yatırım teşvikleri verilmesini öngören program kapsamında yatırımcılar destek başvurularını 24 Ocak-27 Şubat 2017 tarihleri arasında yapmış ve başvurularda toplam 92 milyar liralık yatırım ve 365 bin kişilik istihdam öngörülmüştür. Uzunca bir süre başvuruların sonucu beklenmiş ancak beklentiler boşa çıkmış, Cazibe Merkezleri Programı'nın altında kalınmıştır. Vatandaşa büyük umut verilmiş ama sonrasında yüzüstü bırakılmıştır.
KOP, DAP ve DOKAP bölge kalkınma idareleri 2011 yılında çok sınırlı görev ve yetkiler verilerek beş yıl süreyle kurulmuş ancak hedeflere ulaşılamadığından süreleri 2019 yılı sonuna kadar uzatılmıştır. Yedi yıl geçmesine rağmen bu idarelerde henüz kurumsallaşma tam sağlanamamıştır. Bölge kalkınma idarelerinde çalışan personel görevlerini zor şartlar altında yerine getirmeye çalışmaktadır. Personel sıkıntısı yaşayan bu idarelerde sektör uzmanlarının çalıştırılması büyük önem arz etmektedir. Bölge kalkınma idareleri çalışanlarının özlük hakları çok yetersiz durumdadır. Bölge kalkınma idarelerinin kurumsal yapısının iyileştirilmesine, yönetim süreçlerinin ve personel yapısının geliştirilmesine dönük düzenlemeler bir an önce yapılmalı, personelin özlük hakları mutlaka iyileştirilmelidir.
Ülkemizde bölge içi gelişmişlik farkları her geçen yıl daha da büyümüş, özellikle belde ve köyler boşalmış, ilçelerimizin nüfusu azalmış, insanımız şehirlere akın etmiştir. Türkiye'nin en geri kalmış yerleri İç Anadolu'dadır, Toroslar'dadır. Ermenek kömür faciasındaki bir maden şehidinin babası Recep Amca'nın yırtık lastiği ve iki odalı evinin hâli bölgenin gelişmişlik durumunu gözler önüne sermiştir.
Dış havzalardan su getirecek yeni projelere de şiddetle ihtiyacı bulunan KOP bölgesine tahsis edilen kaynaklar artırılmalı, özellikle ilçelerimizin kalkınmasına yönelik projeler KOP proje stokuna eklenmelidir.
Ben tekrar bütçelerimizin hayırlı sonuçlar getirmesini diliyorum.
Teşekkür ediyorum.