| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b)Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı c)Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı d)Mesleki Yeterlilik Kurumu e)Devlet Personel Başkanlığı f)Türkiye İş Kurumu g)Sosyal Güvenlik Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 08 .11.2018 |
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, çok değerli milletvekili arkadaşlar; ben de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın 2019 yılı bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum.
Konuşmamı yapmadan önce özellikle iki hususu belirtmek istiyorum.
Birincisi, konuşmacı arkadaşımız "Kürt illeri" diye bir kavram kullandı. Değerli milletvekilleri, tabii, Türkiye 780 bin kilometrekareden ve 81 ilden oluşan ve Anayasa'yla yönetilen bir ülkedir. Adı da Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Dolayısıyla bu topraklar üzerinde her milletten insan yaşamaktadır. Sadece bölgesel olarak "Kürt ili" "Türk ili" "Laz ili" "Çerkez ili" veya farklı bir ili söylemek bana göre doğru değil. Bunu özellikle kayda geçmesi anlamında belirtmek istedim.
Yine bir hatibimiz şöyle söyledi, dedi ki: "25 Mart 2017 tarihinden sonra 95 belediyeye kayyum atandı." Hiçbir devlet durduğu yerde kayyum atamaz çünkü hepimizin istediği şey demokrasidir. 2015 yılı Haziran sonrası bazı illerde belediye araçlarıyla yani devletin parasıyla alınan araçlarla hendek ve kazı çalışmaları yaptılar.
Değerli milletvekilleri, devlet elbette ki kendi varlığını ve vatandaşlarını korumak zorundadır. Demokrasi diyeceğiz ama devletin parasını başka yerlere göndereceğiz. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir devlet buna izin vermez. Eğer izniniz olursa ilimde kayyumların yapmış olduğu yatırımlarla ilgili sizleri de bilgilendirmek isterim.
Sayın vekiller, değerli hazırun; Ağrı'da sadece merkeze kayyum atandıktan sonra 200 trilyon liraya yakın bir yatırım yapıldı. Parklar, sosyal donatılar, sıcak asfaltlar, sıcak su sondajları, kilitli parke taşları, kültür merkezi, mezarlıktan hayvan barınağına kadar, inanın, toplam yatırım maliyeti 200 trilyon. Sadece Doğubeyazıt ilçemizi söylemek istiyorum. Total nüfusu 130 bin. Canlı hayvan pazarı, Ahmed-i Hani Kent Müzesi, Ahmed-i Hani'ye giderken yapılan park ve mesire alanları, şehir merkezine 20 kilometre sıcak asfalt, 150 bin metrekare kilitli parke taşı, 75 kilometre altyapı, içme suyu şebekesi, 20 kilometre atık su şebekesi, totali 100 trilyon lira. Bunu gerçekten sizlere anlatmak istedim.
Değerli milletvekillerimiz, AK PARTİ hükûmetleri döneminden, özellikle 2002'den 2018'e kadar bir şeyi arz etmek istiyorum, bir zamanların Türkiyesini sizlere söylemek istiyorum. Hastalarımızın hastanede rehin kaldığı, yaşlılarımızın emekli maaşı kuyruğunda hayatlarını kaybettiği, işsiz kalan vatandaşlarımızın ödenek alamadığı, hastanelerin bir röntgen için bir yıl sonrasına randevu verdiği, dar gelirli vatandaşlarımız için ev almanın hayal olduğu -yani o zaman bir istatistik vardı, insanlar emekli oluyordu, ancak 52 yaşından sonra ev alabiliyorlardı ama şu anda yaş ortalaması 24'e düştü- yoksulun temel ihtiyaçlarının karşılanmadığı, özetle "sosyal devlet" anlayışının neredeyse olmadığı bir ülkeydi Türkiye. Yine, finansal ve idari açıdan sürdürülemez, batmış bir sosyal güvenlik bütçesi, şişmiş ve suistimal edilen bir yeşil kart sistemi, kalitesiz bir kamu sağlık hizmet ağı, işlevsiz bir sosyal yardımlaşma sistemi -Fakir Fukara Fonu- daraltılmış ve çok sınırlı sosyal yardımlarla idare edilmeye çalışılan bir ülkeydi Türkiye.
Sosyal politikalarda AK PARTİ sessiz bir devrim yaptı. Sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerinin altyapısını yeniledik.
Milletimize, hastane, eczane, doktor başta olmak üzere, hizmet sunucusunu seçme hakkını getirdik. Sosyal güvenlik reformunu gerçekleştirdik. Özellikle burada şunu da belirtmek istiyorum: Salı günü Sayın Cumhurbaşkanımızın bir örneklemesi oldu. Kendisi belediye başkanlığı döneminde adayken bizim bir önceki dönemdeki Gençlik ve Spor Bakanımız Osman Aşkın Bak'la birlikte rahatsızlanıyor. Geri dönüyorlar şu andaki devlet hastanesine. Kolunda serum olmasına rağmen ilk sordukları sorulardan bir tanesi şu: "Siz SSK'lı mısınız, Emekli Sandığına mı bağlısınız?" Şu anda Türkiye'de nereye giderseniz hiç kimse size bir soru sormadan herkes sizi içeri alır ve muayenesini yapar.
Yine AK PARTİ hükûmetleri döneminde özellikle taşeronlara kadro verilmesi... Bu gerçekten Türkiye'de çok büyük bir yapılanmaydı.
Genel sağlık sigortasıyla biz tüm vatandaşlarımızı, hem yerli hem yabancı vatandaşlarımızı sağlık güvencesi kapsamına aldık. 18 yaşına kadar her çocuğa ücretsiz sağlık hizmetini sunduk. Lisede okuyan öğrenciler için 20, üniversitede okuyan öğrenciler için 25 yaşını doldurana kadar ailesi üzerinden sağlık hizmeti alma hakkını getirdik. E-sigortayla tüm SGK işlemlerini tek tıkla internet üzerinden yapılabilir hâle getirdik, e-devlete geçtik.
Milletimiz bu hassasiyetlerinden dolayı, tarihimiz boyunca köklü ve sosyal yardım kurumları ortaya çıkarmıştır. Osmanlı'dan miras aldığımız vakıf kültürüyle hayırseverliği toplumsal bir sorumluluk olarak görüyoruz. Politikalarımızı kuramsallaşmış, adil bölüşüm temelli sosyal yapı üzerine kuruyoruz ve devam ettiriyoruz.
Özellikle engellilere pozitif ayrımcılık getirdik. Daha önce engellilerin hemen hemen hiçbir sosyal hakkı olmamasına rağmen, arabasından tutun yasal bir statü zeminine oturdu.
Sayın milletvekilleri, çok değerli hazırun; 2023'e doğru tarihsel yürüyüşünde, güçlü ailelerden oluşan müreffeh bir toplum için zamanın ruhunu yakalayan, değişimi yönetebilen ve buna yönelik dönüşümü gerçekleştiren, sosyal riskleri önleyici sosyal politikalar geliştiren ve uygulayan bir Türkiye şu anda mevcuttur.
Ben bu vesileyle, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın 2019 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.