CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Çok teşekkür ediyorum.

Sevgili Başkan, değerli arkadaşlar; tabii, biz bu Komisyonun kurulmasını uzun zamandır çok istiyoruz, arzu ediyoruz ve onlarca defa da kurulmasına dair önergeler, araştırma önergeleri verdik araştırma açılsın diye. Çok da olumlu buluyorum bu Komisyonun kurulmasını ama siz dâhil bazı arkadaşların konuşması, hani, sanki yapılan yapılmış, çalışmalar olmuş, çok da gerekli değilmiş izlenimini yaratıyor. Ve zamanımız da çok az var, önümüzde genel seçimler var. Bu sorun ortaya yeni çıkmış bir sorun değil, maalesef bu yapılan çalışmalara, işte, altına imza attığımız sözleşmelere, mevzuattaki değişikliklere, çıkardığımız yasalara rağmen de çözülememiş bir sorun, günbegün ciddiyetini, şiddetini artırmış bir sorun. Bizim 24'üncü Dönem olarak öncelikle bu sorunun bir kere yaşamsal bir sorun olduğunu tekrar hatırlamamız gerektiğine ve bu çerçevede çalışmalarımıza yön vermemiz gerektiğine inanıyorum. Burada, hani, "Az zamanımız var, çok zamanımız var, önümüzde seçim var." bahanesine sığınamayacağımız kadar ve bugünden sonra bence bu Komisyonun raporuyla ve takibiyle beraber her şiddete uğrayan, her öldürülen, canını kaybeden, canına kastedilen kadının da vebali hepimizin boynunda olacaktır diye düşünüyorum. Bu ciddiyetle ve bu inançla çalışmalarımızı sürdürürsek de daha iyi bir netice alacağımızı yani bu kadar yasaya, sözleşmeye rağmen yapamadıklarımızı da yapabileceğimizi düşünüyorum.

Bu derneklerde bizim ekleyeceklerimiz var, arkadaşlarımızın da, benim de. Tabii, size tek tek bunları göndereceğiz yazılı olarak ama özellikle derneklerde var zaten. Şiddete uğrayan kadınlarla, taraflarla, buna taraf olmuş, bu mücadelenin içinde olan insanlarla görüşmenin faydası olacağına inanıyorum. Biraz önce de sayın vekilimin dediği gibi ŞÖNİM ziyaretlerinin, sığınma evleri ziyaretlerinin... Cezaevinde şiddet gören kadınların -özellikle gözaltına alma süreci- ya da toplumsal muhalefette meydanlarda, özellikle biz biliyoruz ki Gezi sürecinde de gördük, kadınlar çifte şiddete uğradı, hem şiddet hem de tacize uğradı, sözlü tecavüz tehdidiyle hem şiddete uğradı, üzerine bunları da gördü, bunların da araştırılmasının önemli olduğunu düşünüyorum.

Kamu kurumları konusunda özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının -zaten Bakanlık- Çalışma Bakanlığının kadın istihdamı konusunda muhakkak değerlendirilmesi gerektiğini, sayın vekilimin dediği gibi Millî Eğitim Bakanlığının özellikle eğitim konusundaki ve kadın-erkek eşitliğinin sağlanması konusundaki duyarlılığın artırılmasında muhakkak görüşlerinin alınması ve katkılarını sunması lazım. Bir de Millî Savunma Bakanlığının muhakkak bu sürecin içinde olması gerektiğine inanıyorum. Özellikle askerî dönemde şiddet anlatılabilir.

Üniversiteler muhakkak burada dinlenilmeli. Özellikle üniversitelerde bu konuda, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi, sebepleri konusunda çok ciddi araştırmalar yapan, toplumda gerçekten değer görmüş, makbul olan isimler var. İşte, bir Aksu Bora, Serpil Sancar, Elif Ekin Akşit ve diğerleri, isimleri şu an hafızamda değil ama muhakkak söyleyeceğiz. Sendikalar var, sendikalarla görüşmemiz çok önemli, artı medya mensupları. Biliyorsunuz, burada gerçekten medyanın bu konunun aleyhine çok haber yapımı ve sunumu var. Bu konuda da, hani, medyayla ortak, onları da dinleyerek, onlarla da paylaşarak bu süreci sürdürmemiz gerektiğine inanıyorum.

Dediğim gibi, dernekleri ve diğer isimleri sizlerle yazılı olarak bugün paylaşacağız.

Teşekkür ederim.