| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Eğitim Bakanlığı b)Yükseköğretim Kurulu c) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü ç)Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı d)Yükseköğretim Kalite Kurulu e)Üniversiteler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2018 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Teşekkürler Başkan.
Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; öncelikle Millî Eğitim Bakanlığının 2017 bütçesine değineceğim. Sayıştayın MEB 2017 raporunda açıklandığı üzere FATİH Projesi kapsamında ödeneklerden yolluk, zirve, kongre, ödül töreni, kitapların değerlendirmesi için yapılan çalıştayların toplam giderinin kaba bir hesapla 13 milyon TL olduğu belirtilmiştir. Bir öğrencinin ailesine eğitim maliyetinin yıllık 2.600 olduğu düşünülürse bu zirvelere, otellere verilen parayla 5 milyon öğrencisinin eğitim masrafı giderilir diye düşünüyorum.
Tüm bu otel, ödül töreni giderleri, harcamaları denetleyen Sayıştayın bu konudaki yorumu da çok net, "Bu tür harcamaların proje giderleri ödeneklerinden karşılanması ilgili düzenlemelere uygun düşmemektedir." diyor. Sayın Bakan, bu konuda hassasiyet gösterecek misiniz önümüzdeki dönemde?
Bildiğiniz gibi, eski Millî Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer'in "Teknolojik okuryazar gençler yetiştireceğiz." dediği projeye 30 milyar dolardan fazla para harcandı ve sonuç fiyasko.
Bugünden geriye doğru şöyle bir dönüp baktığımızda hedeflerin yanına bile yaklaşılmadığını görüyoruz. Sayın Bakanım bir açıklamanızda FATİH Projesine ilişkin "Teknoloji eğitimde sadece yardımcı unsur olarak kullanılabilir." demiştiniz. Sadece öğrencilerimize yardımcı olacak bir unsura 30 milyar dolar yatırmak ne kadar akıllıca olmuştur? Bu konuda cevabınız nedir?
Şimdi ders alınmayan 2017 bütçesinden gelelim 2018 tahminî harcamasına ve 2019 bütçesine. 2018 yılında MEB'e ayrılan bütçe 92,5 milyar TL civarında. Bu rakama baktığımızda 2019 yılı için göreceli bir artış görülüyor ve genel bütçe 113 milyar 813 milyona çıkıyor. Fakat burada temel nokta şu ki 2018 yılı MEB bütçesinin millî gelire oranı yüzde 2,69 iken 2019 bütçesi için bu oran 2,56'ya düşüyor. Yani bir gerileme mevcut burada. Bütçe rakamsal olarak artış ama oransal olarak geri çekilmeye devam ediyor. Devam ediyor diyorum çünkü MEB'in bütçesi yıllardır millî gelire oranı geriye doğru gidiyor.
Diğer bir konu, eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe değerli arkadaşlar. 2018 yılı itibarıyla Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay sadece ve sadece yüzde 8,36 iken 2019 yılında 2018'e göre neredeyse yarı yarıya azalarak yüzde 4,88'e geriliyor. Bu ise eğitime yani insana yapılan yatırımdan vazgeçmek anlamına geliyor. Bu konuda cevabınız nedir Sayın Bakan?
Sayın Bakan, atanamayan öğretmenler kanayan bir yara. Bakın, ben Aydın Milletvekiliyim. Aydın'da gencecik bir kızımız vardı. İsmi Merve Çavdar'dı. Sosyal bilimler öğretmeni olarak yüz binlerce ataması yapılmayan öğretmeden biriydi. İntihar etti. İzmir'de intihar eden oldu, İstanbul'da intihar eden oldu. Bu büyük bir yara. Bu konuda ne çözüm getireceksiniz? Öncelik tanıyacak mısınız bu konuya?
Millî Eğitim hem personeli hem de görevi bakımdan insanlarla direkt temas eden nadir kurumlarımızdan. Biz buraya rakamlara gömülüyor. Evet, bunu da yapmamız gerekiyor. Ama insanlarımız, öğretmenlerimiz ne olacak, haksızlığa uğrayan öğrenci velilerimiz ne olacak? 191 ilçede sadece imam-hatip lisesi kurulabileceğine dair mevzuat hâlâ geçerliliğini koruyor. İmam-hatip açmak için yönetmelikteki 50 bin nüfus şartını 3 bine düşürdünüz. Ancak diğer lise türleri için konulan şartlara dokunmadınız. Bugün 191 ilçede çocuklarımız sadece imam-hatibe gidebiliyor. Burada eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için ne gibi çalışmalar yapacaksınız Sayın Bakan?
Konuşmamın başında FATİH Projesi kapsamındaki giderlerden bahsettim. Şimdi, burada yine önemli bir noktaya değinmek istiyorum. Bu yılın ilk altı ayında siyasi iktidar MEB'den 2 milyar TL tasarruf istedi, MEB de bunun üzerine ne yaptı? Okul öncesinden liseye kadar ailelere verilen burslardan 20 milyon TL, devlet parasız yatılı öğrenciler için yine ailelerine verilen pansiyon yardımından 103 milyon TL kesinti yaptı. Bu tasarruf kanaatince doğru olmamıştır. Bu ülkeye darbe girişiminde bulunmaya teşebbüs etmiş olan FETÖ terör örgütü gibi virüslerin en kolay türeyebildiği yer olan yurtlarda, yatılı okullarda okuyan çocuklarımıza ve ailelerine verilen bu yardımları kesmek bu mücadeleyi etkin hâle döndürmeyi engellemek anlamına gelir. Ensar Yurdu olayları açıktır, Adana Aladağ'daki öğrencilerimizin, çocuklarımızın başına gelen olaylar açıktır.
BAŞKAN - Beni çekme! Kaç kere söyledim..
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Arkadaşlar, öğretmen maaşlarımız son on yıl içerisinde dolar bazında 270 dolar düşüş yaşanmıştır. Öğretmenlerimizin uğradığı maddi kaybın telafisi için ne yapılacaktır?
BAŞKAN - Böyle bir şey mi var?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ne oldu Başkan?
BAŞKAN - Ya, böyle bir şey olabilir mi? On saattir biz burada oturuyoruz ya, bütün gün. Kimi çekiyorsan çek ama beni çekme!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Böyle bir usul yok.
BAŞKAN - Var böyle bir usul.
Kusura bakmayın; buyurun.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Cumhurbaşkanımız 24 Mayısta "Polislerimizin, öğretmenlerimizin, din görevlilerimizin ve hemşerilerimizin emeklilik ek göstergelerini 3600'e çıkaracağız." demişti. Bu sözü ne zaman yerine getirilecek?
Eğitim sendikalarımızın talebi doğrultusunda eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere değil tüm eğitim ve bilim emekçilerine yılda 2 kez en az bir maaş tutarında verilecek mi?
Öğretmen, akademik personel, memur ve yardımcı hizmetli açıkları ne zaman kapatılacak?
Sayın Bakanım, son kez şunu söylemek istiyorum: Benim de biraz önce doktor vekilimin dediği gibi kızım aradı. Yaz saati uygulaması nedeniyle sabahleyin erken saatlerde güvenlik olmadan, psikolojileri bozularak bu çocuklarımız okullara gidiyor. Bu konuda birçok önerge verdik ve bu yaz saati uygulamasının enerji tasarrufuna uygun olmadığı Elektrik Mühendisleri Odası raporlarında açıkça belli iken çocuklarımızın psikolojisini ortadan kaldıran, güvenliği zedeleyen bu yaz saati uygulaması konusunda ne yapacaksınız?
Son kez şunu söylemek istiyorum: Dün 6 Kasımdı, YÖK'ün kuruluşunun 37'nci Yıl Dönümü idi. Burada YÖK Başkanının bulunmaması ve bizi dinlememesi de çok ilginç geliyor. 12 Eylül faşist cuntasının ürünü olan YÖK, şu anda eğitim camiasında, akademisyen camiasında yapmış oldukları çalışmalar ile bugün de artık bilimsel özerkliğe, üniversite özerkliğine tam anlamıyla ket vurmuş durumda. Bu konuda, yani üniversite özerkliği, bilimsel özerklik konusunda YÖK ile ilgili bir çalışmanız var mıdır Sayın Bakan?