| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1186) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2018 |
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Teşekkür ediyorum.
Sağlık çalışanlarının heyecanla beklediği, olumlu gelişmelerin olacağı beklentilerine girdiği ilgili yasal düzenlemelerin maddesini okuduğumuz zaman hayal kırıklığına uğradığımızı dile getirmek istiyorum. Bu düzenleme, kamuoyuna şirin gözükmeyi amaçlamaktadır. 24'üncü madde aslında sağlıkta şiddetle ilgili bildiğimiz yöntemlerin dışında hiçbir şey söylenmemiş, sadece usulde bir değişiklik. Kolluk güçleri gelecek, suç işleyen kişiyi savcılığa götürecek. Burada, şiddete uğrayan hasta sayısından bahsetmek istemiyorum ama 2017 yılı sonu itibarıyla on beş senede sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında yüzde 68'lik bir oran gözükmektedir. Elimizdeki bir başka veriyse: 2013-2017 yılları arasında her saat başı bir sağlık çalışanının şiddete maruz kaldığı gözüküyor. Yine, Nisan 2018 tarihine kadar son altı yılda sağlık çalışanlarına yönelik 68.375 şiddet vakasının geçtiği belirtiliyor. Ben de şiddete uğrayan hekimler arasındayım.
BAŞKAN - Geçmiş olsun.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Ve kendimi korumak için en etkin maddenin göz yaşartıcı sprey olduğu kararına vardım ve onu bulunduruyorum. Artı, bunu arada söyleyeyim, bulunduğum yerde, kendi özel kliniğimde sadece ve sadece bana sarhoş olarak gelen bir hastaya bana yaptığı saygısızca bir konuşmadan dolayı kendisini muayene edemeyeceğimi ifade ettim ve hasta benim üzerime yürüyüp bana şiddet uygulamaya kalktı. Evet, jandarma, jandarmadan savcısı, polisi, hepsi tanıdıktı; ne oldu? Salındı. Ve ben kendimi korumak için ne yaptım biliyor musunuz? Karate kursuna gittim ve çekmecemde gözyaşı spreyi bulundurdum. Ne yapmak istedim biliyor musunuz? Bu yasanın sadece adı doğru ama içeriği bomboş. Sadece ne yaptım? Yani, şunu düşündüm: O zaman ben susayım, konuşmayım, biat edeyim, gelsin, adam beni bir güzel dövsün, ben de sesimi çıkarmayayım, "Çok şükür Ya Rabb'i!" diyeyim; o zaman biz de diyelim ki, hiç böyle bir yasa teklifini konuşmayalım, biz hekimlere siz bir devlet desteği verin, bizi özel savunma kurslarına gönderin, biz kendimizi savunmayı öğrenelim, bu şekilde bu yasayı sonlandıralım. Yani, ben size burada "İşte, şunu yapalım, bunu yapalım, şöyle yapalım..." Yani, demek istemiyorum ama çıkıp da televizyonlarda bir hekimin ne kadar iyi şeyler yaptığı söylenmezken... Bir kanser hastasını tedavi ediyorsunuz. Göz hekimiyim ya, 4-5 göz tümörü olan hastayı bulmuşum ya, bu kadar güzel yaptığımız şeyler varken hep hekimle ilgili kötü şeyler mi lanse edilir ya? Açıyorsunuz haberi: "Şu hekim bunu yaptı. Hastaya şöyle yaptı, böyle yaptı." Ya, hasta nasıl hekimi seçiyorsa hekimin de hastayı seçme hakkı vardır, vardır yani.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Vardır.
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Ben hastamı seçmek zorundayım, sarhoşuna bakmak zorunda değilim, bu benim hakkımdır ama bu bana tanınan hak gasbediliyor ve "sağlıkta şiddet" diye getirdiğiniz şeyde bir bayan milletvekilinin tutup da "İdam mı bekliyorsunuz? " Evet, o adam benim üzerime yürüdüğünde benim 4 yaşındaki çocuğum benim muayenehanemin içinde duruyordu, nereden bileyim çocuğuma saldırmayacağını? Benim çocuğuma saldırsaydı, evet, belki o adamı öldürmek isterdim, anladınız mı?
Çok teşekkür ediyorum.