ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, stenograf arkadaşlar güçlük çekmesin diye açarsanız... Yoksa onlar böyle konuşunca yazıyorlar ve zorlanıyorlar. Zaten fazla mesai almıyorlar, yıpranmaları sorunu -bunları bir daha söyleyelim- türlü mobbinge tabi tutuluyorlar burada.

Şimdi, birincisi, esas, çok keyifli bir şey bu yani acı verici bir şey ama bizim açımızdan çok keyifli. Ben İsmail Tamer'e sordum çünkü kendisi, yürütmenin, yasamanın temsilcisidir; cevap Sayın Bakan Yardımcısından geldi, kendisi yürütmenin temsilcisidir. Kendisi, Sayın Bakan Yardımcısı... Yasama ve yürütme birbirinden ayrıysa ve eğer bu, İsmail Tamer tarafından bu Anayasa Mahkemesine uyum yapmak üzere düşünülmüş bir işse neden açıklamayı İsmail Tamer değil de Bakan Yardımcısı yapıyor?

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ama açıklama doğru mu değil mi diye bak.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - "Açıklama doğru mu değil mi diye bak." demeyin Ramazan Can. Siz özellikle hukukçusunuz. Ben, mesela, bir eczacı olarak veya eczanemin yanındaki kasap, onun yanındaki manav der ki: "Sen aldığın mala bak. Et güzel mi, karpuzun içi kırmızı mı?" Ama hukukçular bilirler ki usul esastan önce gelir ve eğer usulü terk ederseniz ve usul ihlali yaparsanız bu esasa yönelik en büyük yarayı açmış olursunuz. Siz hukukçusunuz, ben eczacı olarak böyle derim. İlacı içtin, başının ağrısı geçti mi ona bak, hangi ilaç diye bakma. Karpuzun içi kırmızıysa sen bana bilmem nesini, Adana mı, Manisa mı diye sorma der manav ama bir hukukçu usulün esastan önce geldiği gerçeğini terk etmez. Bir kere bunu size hatırlatalım.

VİLDAN YILMAZ GÜREL (Bursa) - Ben bunu kabul etmiyorum. Esas önemli. Adalet yerine gelmişse nasıl geldiği...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Mezuniyet nereden?

VİLDAN YILMAZ GÜREL (Bursa) - Marmara Hukuk...

Önemli olan adaletli karar verilmiş mi verilmemiş mi. Kimin tarafından, nasıl verildiği önemli değil.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Peki, o zaman şu esas ve usul meselesini bir hocanızın varlığında birlikte tartışalım.

Şimdi, bu kuvvetler ayrılığının... Ben bir şeyi göstermek zorundayım, benim işim bu: Siz dediniz ki: "Yasama yürütme birbirinin işine karışmayacak, kanun tekliflerini milletvekilleri verecek." Ben çok mahcup olmasınlar diye... Elimizde aslında şöyle bir şey var. Hani yemin deliline başvursak sıkıntıya düşer İsmail Ağabey, "Bunu sen mi hazırladın?" diye sorarsak ama yürütmenin temsilcisi Bakan Yardımcısı çatır çatır savunmaya geçiyor.

Bizim söylediğimiz şu: İlk okunduğunda müsteşar yerine Sağlık Bakan Yardımcısını görünce diyorsun ki bunlar yeni sisteme uyum yapmış ama sonradan görüyorsun ki burada Anayasa Mahkemesi kararını ihlal var. Siz diyorsunuz ki burada eskiden 3 oluyordu şimdi bakan, bakan yardımcısı, bir de burada Cumhurbaşkanının atadığı yönetim kurulu başkanı geliyor, Anayasa Mahkemesi tatmin olur. Anayasa Mahkemesinin karar gerekçesi yürütmenin orantısız bir şekilde düzenleme ve denetim görevini aşarak bir kuruma hâkim olması. Kimin? Yürütmenin. Buradaki 5 kişiyi Sağlık Bakanı da olsa -artık bakanlar da atanıyor ve Meclisten de güvenoyu almıyor- Sağlık Bakan Yardımcısı da, enstitü başkanı da ve rektör de Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atanıyor. Hadi eskiden seçim yapılıyordu, en yüksek oyu alanlar içinden teklif ediliyordu, seçiyordu. Doğrudan seçiyor rektörü de. Yani o günden bugüne kantarın iki tarafına koyacak olursan o gün mü yürütme daha hâkimdi bugün mü? O gün 5'te 4'müş bugün 5'te 5 yaptınız.

SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI HALİL ELDEMİR - YÖK Başkanı da seçiyor.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - E, öyle tabii, onu söylüyorum ben de.

SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI HALİL ELDEMİR - Sayın Başkanım...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Benim anlatmaya çalıştığım mesele şu: Siz tamamen yürütmenin kontrolüne koyuyorsunuz, bunu yaparken de Anayasa Mahkemesinin kararının özüne uymuyorsunuz. Anayasa Mahkemesi "Yürütme hâkim oluyor." diyor. Siz diyorsunuz ki: "Eskiden bakan 3 atıyordu şimdi 2 atıyor." O adamı da zaten Cumhurbaşkanı atıyor. O dönemlerde karar alındığında rektörler daha demokratik seçiliyordu. Onu da Cumhurbaşkanı atıyor. Bugün yani bunların içinden hangisinin Cumhurbaşkanının yani yürütmenin ataması dışında geldiğini söyleyebilirsiniz? Yani birbirimizi göz göre göre de kandırmayalım. Anayasa Mahkemesinin kararının gerekçesine uyuyor musunuz uymuyor musunuz?