| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1186) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2018 |
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım, şimdi 5'inci maddede uzun, bence verimli ve ümit ediyorum Genel Kurul aşamasına kadar yapılacak görüşmeler, değerlendirmelerle de daha sonuç alıcı bir şeyler yaptık, ondan beri de bir daha konuşmadım. Amacımız burada kimseye zulmetmek, zamanı boşa tüketmek değil, doğru işler yapmaya, yanlış işler yapılmasına da engel olmaya çalışıyoruz sorumlu bir muhalefet anlayışıyla. Ali Şeker uyarıyor: "5'inci maddedeki değişiklik yeterli değil." Bence de hiç yeterli değil. Bu konuda ben Genel Kurula kadar sizlerin de çaba sarf etmenizi bekliyorum çünkü aksi takdirde, bir yargısız infazın önünü sağlıkçılar için, sağlıkçılar eliyle açmış oluruz, bu şerhimizi koyalım.
Şimdi, altında imzası olduğuna göre, dün eczacı meslektaşımızdan konuşmuştuk bugün de İsmail Tamer'e söyleyelim. Şimdi, öyle bir iş yapılmış ki İsmail Bey tarafından... Gerçekten, ben yıllardır, 1999'un Eylülünden beri sağlık alanıyla ilgili mevzuat okurum, ikincil, üçüncül mevzuat çalışmalarına katkı veririm, eczacılık alanıyla ilgili kanunları neredeyse ezbere bilirim, bu Komisyonda dört sene kanun yaptım, onun üstüne dört senedir de grup başkan vekili olarak kanun yapan bir yüce çatının altında ana muhalefet partisi görevinde bulunuyorum ve kolay kolay -tırnak içinde söylüyorum, Allah şaşırtmasın veya büyük konuşmamak lazım ama- kül yutmam. Ben şimdi İsmail Bey ve arkadaşlarını tebrik ediyorum. Bu kanun teklifi ilk geldi, ben ben bunu şöyle okurken bu maddeyi okudum ve dedim ki çok makul, Anayasa değişikliğine uyum yapıyorlar; yapacak bir şey yok, uyum maddesidir. Çünkü madde aynen şöyle Sayın Başkan: "Sağlık Bilimleri Üniversitesi var. Bunun mütevelli heyeti var, mütevelli heyetinde bugün hâlen bulunan çeşitli makamların görevlendirmeleri var. Bir de nasıl bulmuşlarsa, ne kadar profesyonelce... Yani hani bu akıllar birleştirilse biz muasır medeniyetler seviyesine -doğru yere akıtırsak bu akılları İsmail Bey- çok hızlı, on altı yılda aldığımız bu mesafenin 160 katını almamız lazımdı. "Oradan 'müsteşar' kelimesini çıkarıyorum, yerine 'bakan yardımcısı.'" diyor. Ne düşünürsün? Kardeşim, hani rejime kasteden Anayasa değişikliğinden sonra, bu yeni sistemde müsteşar yok, adamcağız masumane bir iş yaparken, elim değmişken buradan "müsteşar"ı çıkarayım, yerine "bakan yardımcısı"nı koyayım. Buna şimdi ben Özgür Özel olarak kül yutmam diyorum ya vallahi de yuttum billahi de. Dedim ki gayet makul. Mesela son dakika önergesi verse derim ki Anayasa'ya uyumdur, evet destekleyin. Ne yapacağız yani? Burada müsteşar yok, müsteşar nasıl orada olsun falan demek lazım.
Sonradan arkadaşlarımızın çalışmasını gördüm ki bu çalışma şöyle bir şeyi getiriyor bize: "Efendim, bu konuda bir Anayasa Mahkemesi kararı var." deyince tink benim jeton düştü. Anayasa Mahkemesi diyor ki: "Yürütme, Sağlık Bilimleri Üniversitesi üzerinde idareye verilmiş birtakım denetim haklarını aşan bir şekilde, biraz önce işte bütün ipleri eline alıyor ve tam anlamıyla bu üniversite üzerinde tahakküm kuruyor. Altı ay süren var, bunu düzelt." Biz bunu düzeltirken şunu yapmamız lazım. Geçen sefer ne vardı orada? Yani işte Hale, Jale, Lale, bütün mahalle oradasınız, mütevelli heyetinde; bu kadar olmaz, bütün mahalle orayı ele geçiremezsiniz; oraya sen bir şey atarsan, işte mesela Sağlık Bilimleri Enstitüsü olduğuna göre bir tane Türk Tabipleri Birliğinden sor, bir tane Türk Diş Hekimleri Birliğinden sor, akademiden koy, rektörlerden koy, eczacılardan koy, falan, bir mütevelli heyeti yap, bu yürütmeye bağlı olmasın diyor. Altı ay süreniz var. Aksi takdirde yaptığınız iş Anayasa'ya aykırı. İsmail ağabey ve saz arkadaşları demeyeyim, yol arkadaşları diyeyim artık, bu Anayasa Mahkemesi kararına o kadar saygılılar ki "müsteşar"ı çıkarıp "Sağlık Bakanı yardımcısı" yaparak Anayasa Mahkemesi kararına yani hukuka saygılı davrandıklarını söylüyorlar. Öyle bir iş ki bir yanıyla böyle normal bir insan aklıyla yapılamayacak kadar uyanıkça bir iş. Sanki yeni sisteme, rejime uyum yapıyor, müsteşar yerine onu koyuyor, Anayasa Mahkemesi kararını açığa düşürüyor, Anayasa'yı çiğnemeye devam ediyor. E ne yapacak? Yine Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa Mahkemesine gidecek, Anayasa Mahkemesi raportörü iki sene içinde yazacak, alacak, bakacak, yapacak. Anayasa Mahkemesi kararları geriye işlemez. Toplam üç sene, üç buçuk sene boyunca da bu düzenlemenin yapıldığından beri aynı Anayasa'ya aykırılık olacak.
Şimdi, bazı işler vardır, kusurdur, bazı suçlar vardır, kasıttır, bazı suçlar da vardır, bazı işler de vardır, kasta varan kusurdur. Bakın, istediğiniz kadar "Kasıtlı yapmadık." deyin, burada yaptığınız iş kasta varan kusur ve çok ciddi bir kötü niyet var burada. Burada Anayasa Mahkemesiyle dalga geçiyorsunuz. O Anayasa Mahkemesinin koca binasında yanan elektriğinden raportörüne, mahkeme üyelerine, bilmem nesine, odacısına, kapıcısına ödenen maaşlar, arabalar, benzinler, onlar, bunlar, hepsinde, her birinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Eğer o kurum böyle hiçe sayılacak bir kurumsa neden orada duruyor? Eğer o kurum anayasal ve çok önemli, 1961'den beri hukuk sistemimizin içinde olan bu kadar önemli bir kurumsa, bir karar alıyorsa, bu aldığı kararın altı aylık süre içinde uygulanma zorunluluğu varsa, biz de Anayasa'ya sadakat yemini etmişsek bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Böyle düzenleme mi olur, böyle açığa düşürme mi olur? Bir de böyle şey yaparak, nasıl olsa bunlar çakmaz "müsteşar" yerine "Sağlık Bakan yardımcısı" yazdın mı "uyum düzenlemesi" de, yuttur gitsin. Böyle olmaz. Hani bak, bu bir ticari ilişki olsa, vallahi billahi, sizinle aynı masaya oturduk, kalkarken cüzdandaki parayı bir daha sayarım beni üttü mü bunlar diye. (Gülüşmeler) Böyle bir şey yapılmaz. Vallahi yapılmaz. Hakikaten söylüyorum. Bunu siyaseten söylüyorum; alınmayın, siyaseten bir eleştiri olarak kabul edin ama genel ahlak çerçevesinde de karşı tarafı bu kadar enayi yerine, aptal yerine koyup ütme olmaz.
Bakın, bizi kandıran milleti kandırır. Biz burada millet için görev yapıyoruz ve burada yaptığınız iş Anayasa Mahkemesini boşa düşürmek, hiçe saymak, buradaki komisyondaki herkesin aklıyla alay etmek ve Anayasa'ya karşı işlenmiş bir hatayı... Bakın ilkinde hataydı. Sayın Başkanım, bunun ilk düzenlemesinin hata olduğunu kabul edelim bir şey için. Yani maksadı aşan bir düzenlemeyle Sağlık Bilimleri Üniversitesinin bütün ipini, dizginini ele geçirmişsiniz. Anayasa Mahkemesi "Yapmayın arkadaş." demiş. Artık doğrusunu yapacaksınız. Bu hatada ısrar edilirse bu hata olmayı aşar, kasta girer ve bu artık kolay izah edilebilir bir durum değil. O yüzden sizden ricam, bu maddeyi eğer... "Güçlü Meclis, güçlü Meclis." diyorsanız ya hodri meydan, bu Komisyonda görev alabilirsiniz, "Mecliste grubu bulunan partilerin sandalye sayısı ağırlıklarına göre önerecekleri iki kat aday arasından Genel Kurul tarafından seçilir." dersiniz, RTÜK'e seçtiğimiz gibi. "Yok, bu kadar siyasetin de eline bırakmayalım." derseniz isteyin bir tane Barolar Birliğinden, bir tane Tabipler Birliğinden, bir Eczacılar Birliğinden kişileri, birkaç tane de sizin kontrolünüzde olabilecek, sizinle birlikte uyum içinde çalıştığını düşündüğünüz kurumdan atama yapın ama hiç olmazsa bir denge kurun. Böyle bir şey olmaz. Bu değişiklik makul değil, bu değişiklik kasis, bu değişiklik tuzak, yöntem olarak bizlere hakaret ama ettiğiniz yemine de sadakatsizlik. Çünkü Anayasa'ya sadakat yemini ettiniz. O Anayasa'dan yetki alan Anayasa Mahkemesi "Yapamazsınız." dedi, siz şimdi onu, hem onları hem bizi kandırarak yapmaya çalışıyorsunuz, bir de laf oyunuyla yapmaya çalışıyorsunuz. Bu yapılan işin siyaseten de, siyasi ahlak açısından da milletvekilliğinin görev, yetki ve sorumlulukları açısından da ciddi sorunları var. Bir an önce geri çekilmeli ve Anayasa Mahkemesinin kararına uygun bir düzenleme yapılmalıdır.