| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünün (TRT) 2015 ve 2016 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2018 |
AHMET TAN (Kütahya) - Çok teşekkür ediyorum Başkanım.
Öncelikle size, şahsınız nezdinde tüm Komisyon üyelerine, kurum çalışanlarına ve diğer kurum çalışanlarına, burada bulunan Sayıştayımızın yetkililerine ve tüm hazıruna sevgiler saygılar sunuyorum.
Öncelikle, millî, manevi ve toplumsal değerlerimize, tarihimize, kültürümüze saygılı yayınlarından dolayı TRT ekibine teşekkür ediyorum. Ülkemizin çok farklı ve zengin kültür ve değerlerini öne çıkaran, işleyen, sonraki nesillere aktarmaya gayret gösteren yayınlarından dolayı ayrıyeten teşekkür ediyorum.
Sayın vekillerimizin ifade ettiği bir hususa açıklık getirmeye çalışacağım. Benim görevim değil ama sonuç itibarıyla bu toplumda hep beraber yaşıyoruz. TRT çalışanlarının ücretleriyle alakalı olan bir hususta fikrimi beyan etmek istiyorum.
Tabii, TRT çalışanları ve program yapımcılarının aldığı ücretlerin hiçbirimizin vicdanlarını sızlatacak seviyede olmaması gerekir. Bunu hiçbirimiz arzu etmeyiz ve istemeyiz ancak TRT, özel sektörün de içinde bulunduğu rekabet ortamı içerisindedir. Dolayısıyla hem yayıncıların hem yayına katkı yapan bütün çalışanların ücretlerinde, özel sektördeki ücret mantığıyla, tabii ki rekabet ortamı içerisinde olunduğundan dolayı, belirleyici olan unsur bu rekabet içerisindeki bir fiyat oluşumudur. Ben bunu ifade etmeye çalışıyorum. Yani bugün TRT'nin, diğer kamu kurumlarında gördüğümüz gibi, eğer etkili olabilmesini düşünüyor isek orada programı en iyi yapabilecek, en iyi yayınları yapabilecek kişileri bulma zorunluluğumuz vardır. O da özel sektörle rekabet ortamı içerisinde nasıl kuruma kazandırılması gerekiyor ise vicdanları sızlatmayacak şekilde -ki parantez içindeki ifademi yineliyorum tabii- bunun ele alındığını düşünüyorum.
Ben, farklı bir konuya daha birkaç cümleyle katkı yapıp konuşmama son vereceğim. Özellikle, bütün televizyon kuruluşlarının -özel sektör de dâhil olmak üzere- yayınlarında bizim millî, manevi değerlerimizin, ahlaki değerlerimizin önemsenmesi lazım geldiğini düşüyorum. Aile bizim toplumumuzun en önemli yapı taşlarından biridir ve en önemlisidir. Dolayısıyla tüm yayıncı kuruluşların konuya hassasiyetlerini özellikle tabii ki burada önemsiyorum ve rica ediyorum. Burada da zannediyorum, RTÜK'ün, oradaki arkadaşlarımızın bu yayınlar konusunda daha hassas olmalarını ben burada talep ediyorum, istiyorum, arzu ediyorum çünkü toplumumuzun yapı taşı olan aile mefhumunu eğer kaybedersek bundan sonraki dönemlerde ülkemizin geleceğinde toplumumuzun da bu anlamda dinamiklerini yitireceğini ve toplumsal yapının çöküşüne sebebiyet vereceği düşüncesiyle ben RTÜK'ün çalışmalarını tekrar gözden geçirip millî, manevi, ahlaki, kültürel değerlerimizi öne çıkaran ve aile yapısını bozmayacak şekilde -tabirimi mazur görün- kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan yayın ve dizilerle bu ülke insanlarını muhatap etmemelerini ve bu konuda gerekli tedbirleri almalarını özellikle rica ediyorum ve hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.