| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Savunma Bakanlığı b)Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletmesi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 01 .11.2018 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, Millî Savunma Bakanlığımızın değerli personeli, kıymetli basın mensupları; öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Türk milleti 15 Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişimiyle Türk tarihinin en büyük ihanetlerinden birisiyle karşı karşıya kalmıştır. Türkiye'yi kaosa sokmak, bir iç savaş çıkararak ülkeyi bölmek ve parçalamak isteyen işgal girişimi Türk milletinin devletine, demokrasisine ve millî iradeye sahip çıkmasıyla engellenmiştir. Elbette ki vatan, millet ve bayrak sevdalısı kahraman askerlerimizin, vatan hainlerinin, FETÖ'cülerin amaçlarına ulaşamamasında, darbe girişiminin önlenmesinde en büyük pay sahibidir.
Türkiye, zorlu, yıpratıcı, sosyal ve ekonomik maliyeti oldukça ağır bir terörle mücadele sürecinin içindedir. Terör örgütleri aynı merkezlerden yönlendirilip kontrol edilirken, hem Orta Doğu'nun hem de Türkiye'nin parçalanarak yeniden dizayn edilmesi projesinde maşa işlevi görmektedir.
Türkiye, millî bekasını korumak için bütün millî güç unsurlarını seferber etmiştir ve etmektedir. Millî güvenliğimizi sağlamaya dönük operasyonlar ülkemiz topraklarında ve sınır ötesinde sürdürülmektedir.
Türkiye'nin güneyinde bir terör koridoru oluşturmak amacıyla önce Irak'ın kuzeyinde bir gayrimeşru referandum yapılmış, beraberinde Suriye topraklarında oluşturulan kantonlarla Irak'tan Suriye'ye ve Akdeniz'e uzanan bir kukla terör devleti yapılanmasına girişilmiştir. Başta Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkeleri olmak üzere Türkiye'ye hasım birçok ülke bu bölgedeki YPG/PYD terör örgütlerini desteklemiş, aleni bir şekilde onlara ağır silah ve mühimmat vermiştir.
Türkiye caydırıcı gücünü kullanarak önce Irak'taki gayrimeşru bağımsızlık referandumunu etkisiz hâle getirmiştir. Ardından, Suriye'nin kuzey bölgesine yönelik düzenlenen ve büyük başarıyla gerçekleştirilen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları sayesinde oluşturulmak istenen terör koridoru akamete uğratılmıştır. Ancak Türkiye'nin bekasına yönelik tehditler henüz tamamen bertaraf edilmiş değildir. Menbic ve İdlib bölgesiyle ilgili yapılan anlaşmalara rağmen, risk ve tehlikeler henüz sona ermemiş ve Fırat Nehri'nin doğusundaki terör yapılanması devam etmektedir.
Yurt içi ve sınır ötesi alanları terörden temizlemek için olağanüstü bir gayret sarf edilmektedir. Başarılı bir şekilde yürütülen bu mücadeleyle ilgili olarak kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizi ve diğer güvenlik güçlerimizi yürekten kutluyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri milletimizin göz bebeğidir. Türk milleti Peygamber ocağı olarak gördüğü ordumuzun her daim arkasındadır ve duacısıdır.
Sayın Bakanım, yeri gelmişken bir soru soracağım. Yurt içi ve yurt dışında yürütülen terörle mücadelenin, yapılan bu başarılı operasyonların elbette bir ekonomik maliyeti var. Bütçeyi görüşüyoruz. Bütçeye bu ne kadar yansıdı, milletimizin de bilmesinde yarar görüyoruz. Milletimizin bu konudaki yaklaşımı bellidir. Bu konuda hem devletimizin bekası hem milletimizin güvenliği, huzuru ve birlik beraberliği için yürütülen mücadeledeki harcamalar helalühoş olsun. Bunun milletimiz arkasındadır. Ama bunun ne kadar bir yük getirdiğinin de öğrenilmesinde yarar görüyoruz. Bu konuda bir çalışma var mı yani terörle mücadelenin ekonomik maliyeti konusunda? Eğer elimizde böyle bir çalışma varsa bizlerle paylaşırsanız sevinirim. Yani biz ne bir 81 milyonluk insanımızın tek bir ferdinden ne de vatanımızın tek bir çakıl taşından asla vazgeçmeyiz. Yürütülen mücadele de zaten bunu sağlamaya dönük, ülkemize yönelik tehditleri bertaraf etmeye yöneliktir.
Sayın Bakanım, konuşmanızda kısmen siz de bahsettiniz, ülkemizin üyesi olduğu uluslararası güvenlik ortaklıkları ve müttefiklik ilişkilerinde ortaklık ve müttefiklik hukukuyla bağdaşmayan gelişmeler de dikkate alınarak ülkemizin kendi dinamik ve değerlerinden hayat bulan millî bir savunma yapılanması esas alınmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ileri teknolojiyi kullanmada ihtisas sahibi uzman personel istihdamı yaygınlaştırılarak hareket kabiliyeti artırılmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri muharip yapısı, insan gücü, teknoloji ve organizasyon açısından daha da güçlendirilerek yeniden yapılandırılmalı, modernize edilmeli, bölgesel ve küresel anlamda caydırıcılık kabiliyeti daha da artırılmalıdır. Belli uzmanlık gerektiren görevler ile asimetrik tehdide yönelik görevlerde profesyonel ağırlıklı, diğer görevlerde ise yükümlü askerliği esas alan bir sistem esas alınmalıdır.
Güvenlik güçlerimizin, özellikle genç subaylarımızın, astsubaylarımızın, uzman jandarma ve uzman erbaşlarımızın özlük hakları iyileştirilmeli, mali ve sosyal hakları görev ve sorumluluklarıyla uyumlu hâle getirilmelidir.
Astsubaylarımız Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir ve komuta zincirinde yer alan asli ve önemli unsurlardan birisidir. Astsubaylar 1'inci derecenin 4'üncü kademesini alamamaktadır. Diğer kamu görevlileri, meslek yüksekokulu mezunu ise 9/2'den, lisans mezunuysa 8'inci dereceden göreve başladığı hâlde fakülte ve yüksekokul mezunu astsubayların tamamı 9/1'den göreve başlatılmaktadır. Anayasa'nın eşitlik ve adalet ilkelerine de aykırı olan bu uygulama düzeltilmelidir. Astsubaylar 1'in 4'ncü kademesine yükselebilmeli, meslek yüksekokulu mezunları 9'un 2'nci kademesinden, lisans mezunları 8'in 1'inci kademesinden göreve başlatılmalıdır.
Astsubayların en önemli sorunlarından biri de maaşlarının sürekli erimiş olması ve geride kalmasıdır. Astsubaylar uygulama başladığından beri makam ve görev tazminatı alamamakta ve emekli olduklarında maaşları önemli oranda azalmaktadır. Makam ve görev tazminatının bir an önce verilmesi, onların sosyal yaşantıları, moral ve motivasyonu açısından artık kaçınılmaz hâle gelmiştir.
Yine, uzman jandarma ve uzman erbaş kanunları günün şartlarına göre yeniden düzenlenmeli ve uzman jandarma ve uzman erbaşların özlük, mali ve sosyal hakları iyileştirilmelidir. Sözleşmeli uzman erbaşlar kadrolara alınmalı, uzman jandarma ve uzman erbaşlar da 3600 ek göstergeden yararlanabilmelidir. Uzman jandarmaların 10'uncu derece 1'inci kademeden işe başlamaları nasbedilmeden önce askerî eğitimde geçen sürelerinin fiilî hizmetine sayılması ve öğrenim durumlarına göre kademe ve derece ilerlemelerinin verilmesi, eşitlenmesi, diğer uygulamalarla eşit hâle getirilmesi gerekmektedir.
Sayın Bakanım, bir de "sivil memurlar" diye ifade ettiğimiz çalışanlarımız var Bakanlığımızda. Tabii, sivil memur, hani Millî Savunma Bakanlığı açısından baktığımızda askerî, sivil ayrımı olur da ama 657'de "sivil memur" ibareleri geçiyor yani 657'ye tabi memur sivildir zaten. Bu anlamda bu arkadaşlarımızla ilgili yani bir hizmet sınıfı, savunma ve güvenlik hizmetleri sınıfı oluşturup hem daha üst görevlere ilerleyebilmelerini sağlayacak bir yapılanma yapılmalı ve 657 sayılı Kanun'da ve İç Hizmet Kanunu'ndaki bu "sivil memur" ifadesi yani yeni oluşturulacak sınıfa uygun bir şekilde yeniden düzenlenmeli.
Benim şu an için söyleyeceklerim bu kadar.
Bir de şunu söyleyeceğim Sayın Bakanım. Yani size de çok geliyordur bu konu. Bu orduevleri ve askerî kantinlere tüm personelimiz girebilsin. Yani bunu tüm Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına açık hâle getirelim. Yani ordumuza yakışan da budur diyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.