KOMİSYON KONUŞMASI

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Sayın Başkanım, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, değerli heyeti, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Gecenin bu ilerleyen saatinde ertesi gün oldu.

Aslında zaman ilerlediği için konuşmak istemedim ama bazı söylenenler konusunda ne kadar eksik bilindiğini gördüğüm için şu kadın konusunun, biraz bu konuda arkadaşların eksik bilgilerini tamamlama ihtiyacı duydum.

Ne yazık ki kadın meselesi ne çekiyorsa ezberlerle konuşmaktan çekiyor. Arkadaşlar, ezberlerle konuşmak yerine önünüze konulan dokümanları bir açıp karıştırın, istirham ediyorum. Seçmenimize karşı, Türk halkına karşı böyle bir sorunumuz olduğunu düşünüyorum. Kadın meselesi ezberlerle konuşulacak ve tutucu bir yaklaşım sergilenecek bir mesele değildir. 17 yaşından beri bu alanda çalışıyorum. Onun için bu alanda söyleyecek çok sözüm var, umarım on dakikam yeterli olur.

Şimdi, konuşmacılardan bir milletvekilimiz İstanbul Sözleşmesi'ne atıf yaptı. Keşke akabindeki uygulamaları da takip etmiş olsaydı. İstanbul Sözleşmesi'ni parlamentosundan geçiren, çekincesiz geçiren ilk ve tek ülke Türkiye'dir. Bu gurur duyacağımız, kadın hakları çalışan arkadaşların gurur duyacağı bir konudur bu. Uyum yasası 6284'ü bizzat çalışmış bir kardeşinizim. Sadece sivil toplum kuruluşlarıyla 17 toplantı yaptık bu çalışmalar içinde biz. En katılımcı perspektifle hazırlanan bir yasa olduğunu da iddiayla söylüyorum burada, alanı bilen biri olarak. Bu yasanın bir mali karşılığı var. Hatırlarsanız 6284 Parlamentodan geçtiği dönemde dünyada bir mali kriz vardı ve bu sözleşmeye imza atan pek çok Avrupa ülkesi ülkesinde yaşanan mali krizi gerekçe göstererek "Biz böyle bir yasanın altından kalkamayız." diyerek uyum yasasını çıkarmamıştır. Bunun buradan tutanaklara geçmesini özellikle istediğim için söylemek istiyorum.

Bu konuda söylenecek çok şey var ama bir şeyi daha söyleyeyim. Bir veri vereceğim bu konuda size. Şiddeti önleme ve izleme merkezleri bu yasayla getirilmiş merkezlerdir. Burada 2018 yılı itibarıyla 75 ilde bu merkezler işlevini görüyor, 6284'ün, ilgili yasanın bir uygulamasıdır bu. Eğer bu konuyu ezberler ve konuşmak yerine azıcık dokümanları karıştırsalardı arkadaşlar, bu verilere erişirlerdi. 788 personel sadece bu merkezlerde, ağırlıklı kadın olmak üzere 208 bin kişiye hizmet vermiştir yasa çıktıktan sonraki dönemde.

Hızlı hızlı, sağlık ve eğitimle ilgili birkaç rakama da değineceğim.

Özellikle "kadın sağlığı" dediğinizde, anne ve bebek ölümleri dünyada kadın sağlığı noktasında birinci verilerimizdir. Gurur duyacağımız veriler var. Yine bu dokümanları karıştırsaydınız görecektiniz; 2006 yılında 100 bin canlı doğumda anne ölümleri 28,5 iken 2017'de yüzde 14,6'ya düşmüştür. OECD ülkelerinde yüzde 14'tür.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - İyi bir şey mi?

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Türkiye son on yıldaki gelişmesiyle bu gelişmeyi en hızlı, en iyi sağlayan ülkedir. Bebek ölümlerinde de aynı şekilde, 2006'da yüzde 16,5 olan oran 2017'de yüzde 6,8'e düşmüştür.

Doğumunu sağlık kuruluşunda yapan... Tabii, anne ve bebek ölümlerinde en önemli veri, kadının sağlıklı bir ortamda, sağlık kuruluşunda doğum yapmasıdır. Bu da 2017'de yüzde 99,7'dir. Bu da yine Türkiye adına gurur duyacağımız bir veri.

Tabii "kadının güçlenmesi" dediğinizde, "kadın yoksulluğuyla mücadele" dediğinizde eğitim olmazsa olmazımızdır. En önemli fırsat eşitliği aracıdır özellikle cinsiyetler arasında. Bu noktada, taşımalı eğitimden şartlı nakit transferine kadar pek çok alanda, pek çok konuda eğitim verilerimiz yükseldi.

Bakın, ben 1980'lerin öğrencisiyim. Bizim dönemimizde üniversiteleşme oranı yüzde 10'ların altındaydı, bugün yüzde 50'dir; kız çocuklarının üniversiteleşme oranından bahsediyorum. Üniversite erişimini sağlayamadığınız bir kız çocuğunun ne istihdamından bahsedebilirsiniz ne yoksullukla mücadelesinden bahsedebilirsiniz ne de kadının iş gücüne katılımından bahsedebilirsiniz. Bugün üniversiteleşmiş kadınların sadece yüzde 7'si istihdama katılmıyor, yüzde 93'ü istihdama katılıyor. Onun için kız çocuklarının üniversiteleşme oranını burada önemli bir veri olarak görüyorum. Üniversitede eğitim mücadelesi vermiş biri olarak da bunun ayrıca altını çiziyorum.

Söyleyecek çok konum var ama sürem herhâlde azalıyor Sayın Başkanım.

Diğer yandan, mevsimlik tarım işçilerinin özellikle çocuklarının kreş eğitiminin sağlanması -bizzat çalıştığım projeler olduğu için çok rahat söylüyorum bunları, dokümanlara bakmama dahi gerek yok- diğer yandan onların gebe takipleri, sağlığa erişimleri, mevsimlik tarım işçileri genelgesi. Akabinde, bir veriyi de buradan okuyacağım size: Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi 2018-2023, yine Ulusal Eylem Planı 2016-2020; bunlar, gururla hazırladığımız dokümanlar ve takibini yaptığımız dokümanlar.

Hızlıca söyleyebildiklerim bunlar Sayın Başkanım. Daha çok anlatacak şeyim var ama gecenin ilerleyen saatlerinde sabırlarını zorlamak istemiyorum kimsenin.

Teşekkür ederim.