| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Türkiye Büyük Millet Meclisi b)Kamu Denetçiliği Kurumu c)Sayıştay Başkanlığı ç)Cumhurbaşkanlığı d)Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı e)Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı f)Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği g)Diyanet İşleri Başkanlığı ğ)Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu h)İletişim Başkanlığı ı)Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü i)Savunma Sanayii Başkanlığı j)Savunma Sanayii Müsteşarlığı k)Strateji ve Bütçe Başkanlığı l)Kalkınma Bakanlığı m)Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı n)Devlet Arşivleri Başkanlığı o)Başbakanlık ö)Başbakanlık Tanıtma Fonu Genel Sekreterliği p)Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 31 .10.2018 |
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkan, çok kıymetli Cumhurbaşkanı Yardımcımız, çok değerli bürokratlarımız, çok değerli Komisyon üyelerimiz, basınımızın değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.
Bütçemizin hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum, inşallah bereketli olur, 81 milyonun ve tüm mağdurların inşallah ümidi olmaya devam eder. Rabb'im bereketli kılsın inşallah.
Cumhurbaşkanlığımızın ilk bütçesini görüşüyoruz. Evet, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçmek için 16 Nisanda referanduma gittik. Referandum sonucunda sistem değişti ve millet bu yönde karar verdi. Daha sonra 24 Haziranda bu yeni sisteme göre seçime gittik, millet iradesi sandığa yansıdı ve yüzde 52 oy oranıyla Cumhurbaşkanımızı seçtik ve şu anda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yönetiliyor.
Evet, değerli arkadaşlar, arkadaşlarımız konuşmalarında tek adam yönetiminden bahsediyorlar, tek adam sisteminden bahsediyorlar bu yeni sistem için özellikle. Benim dördüncü dönem milletvekilliğim ve milletvekili olduğum günden itibaren ne yazık ki Komisyon üyelerimizin tamamı mikrofonu eline aldıkları zaman tek adamdan bahsettiler. Ya geçtiğimiz dönemlerdeki sistemde tek adamlık yoktu ya şimdi tek adamlık yok veya sistemle tek adamlığın bir alakası yok. Bunu arkadaşlarımızın bir düşünmesini özellikle rica ediyorum. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi için değerli arkadaşlar "Diktatörlük geliyor." ya da "Faşizm geliyor, şu oluyor, bu oluyor." diyorlar. Yüzde 52 oy oranıyla gelinen bir noktada, seçimle gelinen bir noktada nasıl bir diktatör olabilir bir kişi, nasıl olunabilir?
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Saddam da yüzde 90'la gelmişti.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Cumhurbaşkanımız seçim meydanlarına, bizler ve sizler seçim meydanlarınıza giderken konuşmalarımızda 81 milyona ne dedik? Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyoruz ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı da belli değil dedik. Milletimiz bunu bilerek oy kullandı mı? Kullandı. "Cumhurbaşkanlığı Yardımcımızı millet bilmeyerek oy kullandı." diyorsunuz. Evet, zaten millet bunu bilerek oy kullandı, millet bunun için oy verdi zaten ve yüzde 52 oy oranıyla da seçimi ne yaptı, AK PARTİ, birinci parti kazandı ve Recep Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı yaptı. Şimdi, bu sistemin iyi veya kötü taraflarını konuşuyoruz.
Değerli arkadaşlar, seçimin bittiği akşam hükûmet kurma telaşına düşüldü mü? Hükûmet belli oldu mu? "Koalisyon acaba olacak mı, hükûmet kurulacak mı, kurulmayacak mı?" diye günlerce, haftalarca hükûmet kurma çalışmaları içerisine Türkiye girdi mi? Veya koalisyon kurulmadı diye Türkiye'ye ne kadar maliyet yüklendi? Evet, bunların hepsini hesap etmek lazım ve yeni sistemin ona göre kıymetini bilmek lazım değerli arkadaşlar.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Koalisyon yok mu?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Dolayısıyla yeni sistemde koalisyonlar artık bitmiştir. Yeni sistemde koalisyon...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Uğur, koalisyon yok mu?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, değerli arkadaşlar, birinci parti var diyoruz, ikinci var diyoruz, üçüncü parti, dördüncü parti var diyoruz, az önce söylemedik mi bunları? Sizler söylüyorsunuz zaten.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, hayır, MHP'yle koalisyon gibi bir birliktelik var, bir ittifak var, o devam yani koalisyon devam ediyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, çok güzel bir noktaya temas ettiniz Sayın Kuşoğlu, teşekkür ediyorum. MHP'ye de teşekkür ediyoruz, MHP'yle birlikte bu yola çıktık ve MHP'yle birlikte...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Unutmayın bunu.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, bize göre doğru olan işlerde MHP yanımıza geldi, beraber bu sistemi geçirdik.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yoksa hükûmet kurulamazdı.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ediyoruz kendilerine, kendilerine teşekkür ediyoruz. Ama Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde koalisyon var mı arkadaşlar?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İşte, var diyoruz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hangi bakanlık MHP'ye ait, hangi bakanlık MHP'ye ait, söyleyebilir misiniz? Bir söyleyin yani "koalisyon" diyorsunuz ya madem.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, destek olmazsa bugün devam edebilir mi?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, arkadaşlar, bu desteği sizlerden de bekliyoruz, aynı desteği biz sizlerden de bekliyoruz.
BAŞKAN - Sayın Aydemir, siz devam edin Sayın Aydemir.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Niye sizlerden de bekliyoruz değerli arkadaşlar?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Destek olmasa bugün Hükûmet olabilir miydi?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz 81 milyonu kucaklamak istiyoruz, AK PARTİ olarak, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi olarak, Hükûmet olarak da 81 milyonu kucaklamak istiyoruz. Niye kucaklamak istiyoruz 81 milyonu? 780 bin kilometrekarede herkesi kucaklamak istiyoruz. Evet, değerli arkadaşlar, az önce arkadaşlarımız dediler ki: "Barış olması için savaş yapmamanız lazım." Değerli arkadaşlar, savaşlar devletler arasında olur. Türkiye şu anda savaş yapmıyor ki, Türkiye şu anda teröristleri vuruyor. Evet "Savaş istemiyoruz." diyor ya arkadaşlar, önce "barış" kelimesini kullanmaları lazım, barışın kıymetini bilmesi lazım arkadaşlarımızın. Değerli arkadaşlar, biz herkesi kucaklayalım, herkesin söylediğini dikkate alalım, dikkate de almak istiyoruz ama öncelikle "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" demesini bilmek lazım arkadaşlar. 780 bin kilometrekarede yaşayacağız ama "Tek devlet." diyemeyeceğiz, "Tek millet." diyemeyeceğiz, "Tek bayrak." diyemeyeceğiz, ondan sonra "Niye barış yok?" diyeceksiniz, "Niye bizi dikkate almıyorsunuz?" diyeceksiniz. Önce kedimize bakacağız arkadaşlar. 81 milyonu dikkate alıyoruz ama bu 4 ana unsuru dikkate alanla birlikteyiz beraber. Farklılıklarımız olabilir, onlar zenginliğimizdir. Biz hiçbir zaman Kürt, Türk diye ayrım yapmadık, yapmayacağız da, bundan sonra yapmayacağız. Laz'ı, Çerkez'i, kuzeyi, güneyi, doğusu, batısı diye ayrım yapmıyoruz. Bunu samimiyetimle söylüyorum.
Değerli arkadaşlar, AK PARTİ'de kibir yoktur. Biz inkâr da etmiyoruz. Yeri geldiği zaman Cumhurbaşkanımız çıkıyor, diyor ki: "Bizi burada kandırdılar." Diyor mu?
CAVİT ARI (Antalya) - Evet, kaçıncı kere.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - İnkâr da edebiliriz bunu ama inkâr etmiyoruz.
CAVİT ARI (Antalya) - Defalarca kandırıldınız.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz inandığımız yolda, Türkiye'nin birliği için, bu bayrak inmesin diye, ezanlar dinmesin diye mücadelemizi sürdürüyoruz değerli arkadaşlar.
Evet, ezanlar dinmesin diyoruz, Diyanet İşleri Başkanlığımızı da çok teşekkür ediyorum. Niye teşekkür ediyorum? Değerli arkadaşlar, arkadaşım az önce yine itiraf etti, her insanın olduğu yerde hizmet vermeye çalışıyorlar. "Mezralara kadar gitti." dedi arkadaşlarımız. "Cuma namazı kılınmayan yerde kalabalık olmamasına rağmen, nüfus olmamasına rağmen buralara imam gönderiyorsunuz." diyorlar. Arkadaşlar, bunun için ne yapmak lazım Diyanet İşleri Başkanlığına? Teşekkür etmemiz lazım. Bakınız, her insanın olduğu yere hizmet götüren bir Diyanet İşleri Başkanlığımız var.
BAŞKAN - Ben de size teşekkür edeyim toparlarsanız.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Toparlıyorum.
Değerli arkadaşlar, coğrafyamıza baktığımız zaman Orta Doğu'da hakikaten bir kan akıyor. Değerli arkadaşlar, bu kanı Türkiye akıtmadı, bu kanı Diyanet İşleri de akıttırmadı. Bu kanı geldi, birileri akıttı ve âdeta cehennem ateşiyle Orta Doğu yanıyor. Bu ateşi Türkiye'ye sıçratmak isteyenler de var, biz buna engel olmaya çalışıyoruz. Ve Orta Doğu'daki akan kanı durdurmak isteyen ülkelere baktığımız zaman hangi ülkeler var? Türkiye'yi 1'inci sıraya koyabiliriz, öyle sıralarsınız. Değerli arkadaşlar, Türkiye, bu akan kan dursun ve buradaki kardeşlerimiz daha çok mağdur olmasınlar diye ölümden kaçanlara sonuna kadar kapılarını açtı. Biz bunlarla ekmeklerimizi paylaşıyoruz, misafirlerimizle ekmeğimizi paylaşıyoruz ve onları burada misafir ediyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığımız ne yapıyor? Buradan gelen kardeşlerimize ensar ve muhacir ruhuyla tekrar bu ruhun yeşermesi için mücadele ediyor.
Değerli arkadaşlar, Orta Doğu'da akan kanın müsebbibi Diyanet İşleri Başkanlığı değil. Çıkan olaylar sonucunda ülkemize gelenlere kapılarımızı açtığımız için buradan Hükûmetimize, Cumhurbaşkanımıza ve bu misafirleri bağrına basan milletimize teşekkür ediyoruz. Çıkan sonuçta, Diyanet İşleri Başkanlığı da değerli arkadaşlarım, bu kardeşlerimizin yarasını sarmak için cuma hutbelerinde fetva veriyor, cuma hutbesi okutturuyorlar ve bu yönde çaba sarf ediyorlar. Bundan dolayı da kendilerine çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, size de çok teşekkür ediyorum, çok müsamahakâr davrandınız, sağ olun.