| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .01.2015 |
TURGAY DEVELİ (Adana) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bir iktidarın küresel finansla girdiği iş birliğinden kaynaklanan bir sonuçla karşı karşıyayız biz.
Şimdi, Toprak Mahsulleri Ofisi 1938 yılında kurulduğunda görevi ne olarak tanımlanmış? Yurtta hububat fiyatlarının üreticiler yönünden normalin altına düşmesini ve tüketici halk aleyhine anormal derecede yükselmesini önlemek. Amaç ve görev bu. Bunun için, hani hep övünüyorsunuz ya, 2000 yılından sonra işte...
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Azıcık da siz övünün canım ya(!)
TURGAY DEVELİ (Adana) - ...IMF'ye borçlarımızı ödedik, artık borçlanmıyoruz falan diye, aslında "Mülksüzleştirmenin Yönetimi" diye bir kitap var Ayşegül Sabuktay'ın. IMF'le, Dünya Bankasıyla, Türkiye'nin 1999 yılından bu yana, krizden önce başlayan, ne dedilerse bu Parlamentodan çıkarttırılan her kanunun şimdi sonuçlarını yaşıyoruz.
Şimdi, TMO'nun ana görevi burada yazıyor. Önceden, Hazine borçlanıyordu dünyadan sermaye birikimimiz yeterli olmadığı için, dış finansman ihtiyacı duyuyorduk, Hazine bunu dışarıdan Türkiye Cumhuriyeti adına, IMF'ten, Dünya Bankasından alıyordu, içeriden kurum ve kuruluşları finanse ediyordu. Şimdi, bunun yerine kurumlar tek tek borçlandırılmaya başlandı. Şimdi, burada ortaya çıkan spesifik sorun, faizlerin nasıl ödeneceğinden kaynaklanan, kurumlar arasında bir anlaşmazlık var. Hazine Müsteşarlığını temsil eden arkadaşımızın, burada, ben, Komisyon Başkanı tarafından haddinin bildirilmesini isterdim bu konuşmasının üzerine. Burası KİT Komisyonu, Meclis adına denetleme yapıyor. TMO da bir KİT. Elbette, biz, burada, onun görev ve zararlarının, iş ve işlemlerinin tamamını burada milletvekili arkadaşlarımızla görüşeceğiz; borcu varsa da görüşeceğiz, alacağı varsa da görüşeceğiz. Siz bir bürokratsınız, Hazine Müsteşarlığı da sonuç itibarıyla bu Parlamentoya bağlı bir kurum. Burada konuşmayacaksak, tartışmayacaksak neyi tartışacağız? Siz hangi sonuçlar üzerinden, hangi siyasi kararlar üzerinden görevlerinizi yerine getireceksiniz? Bir defa, sizin bu cümleyi kullanmanız çok yanlış.
BAŞKAN - Şimdi, orada, yalnız, izninizle, arkadaşımızdan izahat istedik yani hem Hazine bir de kendi görüşünü açıkladı.
TURGAY DEVELİ (Adana) - Sayın Başkanım, izahat değil, bakın...
BAŞKAN - Yani burada herhangi bir yönlendirmeyle ilgili yahut da had bildirmeyle ilgili bir şey söz konusu olmadı.
TURGAY DEVELİ (Adana) - Sayın Başkanım, 3 sefer aynı cümleyi kullandı. Tutanakları çıkarın, okutun. Ben, kendi adıma bunu kabul etmiyorum, siz kendi adınıza kabul ediyorsanız da buna diyecek bir lafım yok. "Milletvekilleri, KİT Komisyonu bunu niye gündemde tutuyor, ben anlamıyorum." diyor.
BAŞKAN - Hayır, milletvekilleriyle ilgili değil, Sayıştayla ilgili cümle bu.
TURGAY DEVELİ (Adana) - KİT Komisyonuyla ilgili. "Niye bunları gündemde tutuyor, ben anlamıyorum." diyor. Anlamıyorsan anlama ama yasal görevimiz kardeşim bizim bu. Neyse...
Şimdi, bir sonuçla karşı karşıyayız. Bunu sadece AK PARTİ Hükûmeti için söylemiyorum, bu uygulamanın, geçmişte, Demokratik Sol Parti, MHP ve ANAP iktidarları tarafından da aynısı uygulandı. Bu, bize dayatılan bir kanun. Avrupa Birliği uyum müktesebatı Dünya Bankası tarafından bize dayatılan bir sonuç. Siz ürünlerinizi şuna göre alacaksınız, ürünlerinizi şuna göre satacaksınız, finansmanınızı şuradan karşılayacaksınız diye bunların hepsi bize dayatıldı arkadaşlar. Ben, geçen gün Mecliste de söyledim de beni uyardılar yani bağımsız yüce Meclis. Yani bizim elimiz kolumuz, cebimiz cüzdanımız, yasalarımızın hepsi bize dayatılıyor artık. Burada da bu sonuçla karşılaşıyoruz. Bunu, kurum, dış finansmanını kendi bankalardan karşılamasa Hazine bunu karşılamış olsa bu sorunları tartışmayacaktık "Faizi kim öderse ödemiş, görev zararını kim yapmışsa yapmış." diyecektik, sonuçta muhatap Hazine olacaktı. Ama şimdi kurum kendisi karşıladığı için "Faizi kime ödettireceğiz, görev zararlarını kime yazacağız." diye detayları tartışmaya çalışıyoruz, sonuçları tartışmaya çalışıyoruz. Sonuçta -daha sonra konuşacağım da- nihayetinde bu protokoller falan yayınlandı da herhâlde anlaşıldı da öteden beri gelen bu sorun herhâlde bundan sonra karşımıza gelmeyecek.
Şimdilik teşekkür ediyorum.