KOMİSYON KONUŞMASI

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkanım, Millî Savunma Komisyonumuzun üyesi saygıdeğer milletvekillerimiz, kıymetli hazırun; sizleri saygıyla selamlıyor; sözlerimin başında, bu toprakları bizlere vatan olarak emanet eden şehitlerimizi, gazilerimizden ebediyete intikal etmiş olanları rahmetle ve şükranla anıyorum. Gazilerimizden hayatta olanlara sağlık, sıhhat, afiyet ve uzun ömürler diliyorum. Mazisi zaferlerle dolu ecdadımızın evlatlarına kahraman ordumuza, kahraman Mehmetçiğimize vermekte oldukları kutsal mücadelede muzafferiyetle, muvaffakiyetler diliyorum.

Bugün burada Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'mizi görüşmek üzere bir araya gelmiş bulunmaktayız. Teklifte imzası bulunan iki milletvekilinden birisi olarak teklifimizle ilgili görüş ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri; savunma sanayi sektöründe son yıllarda ülkelerin çok büyük atılımlar gerçekleştirdiği günlerden geçiyoruz. Küresel ölçekte rekabetin her alanda giderek arttığı, ekonomik savaşların verildiği ve bu küresel rekabette dışa bağımlılığın büyük handikaplar oluşturduğu günümüzde artık ülkeler hem iç ve dış güvenliklerini sağlamak hem de ekonomik olarak güçlü olmak amacıyla savunma harcamalarını ve yatırımlarını artırmaktan geri durmuyorlar. Bizler de Türkiye olarak yurt içinde ve yurt dışında çok önemli askerî operasyonlar yürüttüğümüz şu dönemde savunma sanayi projelerimize çok daha yoğunlaşmış durumdayız. Tamamlanan projeleri gözden geçirerek daha iyiye doğru götürmek, devam eden projeleri hızlandırarak sektörde kendimize alan açmak ve gündemimizdeki yeni projeleri bir an önce karara bağlayarak mesafe katetmek için büyük çabalar sarf ediyoruz. Son yıllarda yapmış olduğumuz atılımlarımız ise meyvelerini çoktan vermeye başladı. 2004 yılında ALTAY, ANKA, ATAK, BAYRAKTAR, HÜRKUŞ, MİLGEM gibi isimlerle başlattığımız millî ve özgün üretim modeli uygulanarak devam eden projelerimizle sektördeki yerlilik oranımızı yüzde 20'den yüzde 65'in üzerine çıkarmayı başardık ve şu anda bu projelerimizin hepsi kendi isimleriyle birer marka hâline geldiler. Bu yerlilik oranlarını insansız hava araçları gibi çok stratejik bazı platformlarda yüzde 90'ların üzerine çıkardık. Dahası artık bu ürünlerimiz dost ve müttefik ülkelere de ihraç edilmekte. Güçlü ve büyük Türkiye'nin en önemli işareti savunma sanayisinde gelinen bu seviyedir. Bu alanda gerçekleştirdiğimiz teknolojik gelişmelerin sanayinin diğer kollarına da sirayet etmesiyle ülkemizin üretimde yüksek teknolojiye sahip ülkeler arasına girmesini sağlayacağız. Geldiğimiz noktada 2002 yılında yaklaşık 1 milyar dolar olan savunma ve havacılık cirosu on beş yılda 6 kattan fazla büyüyerek 6,7 milyar doları aşmıştır. Yine aynı dönemde başlangıçta yalnızca 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatı on beş yılın sonunda yaklaşık 8 kat büyüyerek 2 milyar dolara ulaşmıştır. Neredeyse yok denecek seviyede olan AR-GE harcaması ise bu sürede 1,2 milyar dolar seviyesini aşmıştır. Böylece ülkemizin AR-GE ve teknoloji yatırımı yapan sektörleri arasında savunma sektörü başat konuma gelmiştir. Millî teknolojilerimiz sayesinde yine bu dönemde büyük bir titizlik içerisinde yürütülen operasyonlara imza attık. Geçtiğimiz yıl başarıyla tamamlanan Fırat Kalkanı Harekâtı ve en son Zeytin Dalı Harekâtı'nda millî olarak geliştirilen silahlarımızın etkinliği tüm açıklığıyla kamuoyu tarafından takip edilmiştir. Dünyada eşine rastlanmayacak ölçüde büyük bir titizlikle yürütülen bu operasyonlarda siviller zarar görmemiş, terörle mücadelede de büyük başarılara imza atılmıştır.

Sayın Başkanım, Millî Savunma Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri; 1964 yılında başlayan Kıbrıs bunalımı esnasında bazı müttefik ülkeler kendilerinden edindiğimiz savunma teçhizatlarının ülkemizin ulusal çıkarları doğrultusunda kullanılmasını engelleyici birtakım kararlar almışlardır. Bu durum savunma ihtiyaçlarının karşılanması konusunda müttefik dahi olsa diğer ülkelere bağımlı hâle gelinmesinin sakıncalarını ve savunma ihtiyaçlarının yerli imkânlarla karşılanmasının önemini gözler önüne sermiştir. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında ise Türkiye kendisine uygulanan silah ambargosuyla karşıya kalmış ve bunun olumsuz etkilerinin azaltılması amacıyla modern millî savunma sanayisinin ilk adımlarını atmıştır. Bu dönemde aziz milletimizin bağışlarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin savunma sistem ve ürünlerini modern teknolojiye dayalı olarak geliştirmek maksadıyla kara, deniz ve hava kuvvetlerini güçlendirme vakıfları kurulmuş, akabindeyse bu vakıflar 17 Haziran 1987 tarihinde 3388 sayılı Kanun'la birleştirilerek Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı kurulmuş ve Vakıf 26 Eylül 1987 tarihinde faaliyetlerine başlamıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı, kuruluşundan bugüne kadar millî savunma sanayi alanında stratejik yatırımlar gerçekleştirmiş, özellikle de geride bıraktığımız son beş yılda büyük bir ivme yakalayarak bu yatırımlarını artırmıştır. Vakıf yatırımlarını etkin bir şekilde yöneterek bağlı ortaklıkları, iştirakleri ve dolaylı bağlı ortaklıklarının her birini yerel ve küresel ölçekte söz sahibi, yerli, millî şirketler konumuna yükseltmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının bugün 6 bağlı ortaklığı, 7 iştiraki, dolaylı bağlı ortaklıkları ve dolaylı bağlı ortaklık şubeleri olmak üzere toplamda 45 şirketi mevcuttur. Bugün bu 45 şirkette toplam 16.353 kişi istihdam edilmektedir. Millî harp sanayimizin geliştirilmesi, yeni harp sanayi dallarının kurulması, harp silah, araç ve gereçlerinin satın alınması ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş gücünün artırılmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı bugün savunma sanayimizde yerlileşme ve millîleşme adımlarımızın süratle hız kazandığı bir dönemde yapmış olduğu güçlü atılımlarla milletimizin gönlünde müstesna bir yer edinmiştir. Bugünden sonra da aynı azim ve kararlılıkla plan ve projelerine devam etmeyi kendisine görev edinen Vakfımız, uluslararası arenada bünyesinde barındırdığı şirketlerle daha büyük atılımlar yapmayı, ülkemizin savunma ihtiyaçlarının tamamını karşılamayı ve aynı zamanda ihracat kalemlerini de büyüterek ülke ekonomisine katkı sağlamayı kendisine vizyon edinmiştir.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesiyle birlikte, aziz milletimize olan minnet borcunu ancak bu hedeflerine ulaşarak ödemeyi arzulayan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı mevzuatında değişiklik yapılması ve mevzuatın yeni sisteme uyumlu hâle getirilmesi ihtiyacı hasıl olmuştur.

Teklifimizle mütevelli heyetinin yapısının yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir. Bu bağlamda, konuya ilişkin tarihsel süreçten kısaca bahsetmek istiyorum.

3388 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Kanunu'nun 2'nci maddesinde vakfın kurucuları olarak sayılan makamlar, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Senedi'nde mütevelli heyeti olarak tanımlanmıştır. Buna göre, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı mütevelli heyeti Millî Savunma Bakanı, Genelkurmay II. Başkanı, Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarı ve Savunma Sanayii Müsteşarından oluşturulmuştur. Toplamda 4 üyedir.

Kanuna 24 Aralık 2017 tarih ve 30280 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle eklenen 2/A maddesiyle Cumhurbaşkanı Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı mütevelli heyeti başkanı olarak belirlenmiştir. Böylece, mütevelli heyeti üye sayısı 4'ten 5'e çıkarılmıştır.

Yine, aynı maddeye "Vakıf yönetim kurulu, mütevelli heyeti tarafından seçilen 3 üyeden oluşur." fıkrası eklenerek daha önce Vakfın yapısında bulunmayan yönetim kurulu ihdas edilmiştir.

Malumunuz olduğu üzere 24 Haziran seçimleri sonrasında parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesiyle Cumhurbaşkanı yardımcılığı makamı ihdas edilmiş, müsteşar ve müsteşar yardımcısı kadroları ise kaldırılmıştır.

Bu değişikliklere uyum sağlanması amacıyla 3388 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Kanunu'nda bazı değişikliklerin yapılması ihtiyacı doğmuştur.

Sayın Şirin Ünal'la birlikte sunduğumuz bu değişiklik teklifiyle Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Kanunu'na 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle eklenen 2/A maddesinde değişiklik öngörülmekte olup Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Mütevelli Heyetinin yeniden düzenlenmesi önerilmektedir.

Teklifimize göre, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Mütevelli Heyeti; Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanının görevlendireceği Cumhurbaşkanı yardımcısı, Millî Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Savunma Sanayii Başkanından oluşacaktır. Görüldüğü üzere bu teklifle mütevelli heyetinin 5 kişilik yapısı korunmaktadır. Ancak, bununla birlikte Millî Savunma Bakanlığı müsteşarı heyetten çıkarılmış, Cumhurbaşkanının görevlendireceği Cumhurbaşkanı yardımcısı heyete dâhil edilmiştir. Genelkurmay ikinci başkanının yerine ise Genelkurmay Başkanı heyet üyesi olarak belirlenmiştir.

Ayrıca bu teklifle, daha önce 3 kişiden oluşacağı belirlenen Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Yönetim Kurulunun en az 3 üyeden oluşacağı öngörülmüştür. Bu sayede küresel rekabetin giderek arttığı savunma sanayi alanında daha aktif olunması, paydaşlarla kurulacak ortaklıkların koordinasyonunun daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve ileride artması muhtemel iş yükünün daha etkin ve verimliliği sağlayacak bir şekilde paylaştırılması amaçlanmıştır.

Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; savunma sanayisi, ülkelerin gelişmelerinde son derece hayati rol oynadığı gibi ülke ekonomilerinin genellikle sürükleyici sektörü durumundadır. Savunma sanayi kuruluşları ayrıca milletlerarası münasebetlerde de ülke menfaatlerinin korunması ve aktif bir politikanın yürütülmesine imkân sağlamaktadır. Bu sanayinin gelişmesi ülkelerin teknolojik yapılarının yönlenmesine, teknolojik ve üretim metotları olarak yeni sistemlerin ortaya çıkmasına yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla savunma sanayinin teknik gelişme ve buluşlara uyum sağlayacak bir bünyeye kavuşturulması zaruridir.

Büyük jeopolitik önemde ve stratejik bir bölgede bulunan ülkemizin savunmasıyla ilgili hizmetlerin çağa uygun bir şekilde modernize edilmesi şarttır. Buna göre millî imkânlar ölçüsünde savunma sanayisini geliştirmek, desteklemek, yeni teknolojilerin yakinen takibini sağlamak amacıyla bu kanun teklifini hazırlamış bulunmaktayız. Teklif ettiğimiz maddelere bakıldığı zaman, mütevelli heyetinin temsil düzeyinin Cumhurbaşkanlığı gibi saygın bir makamın himayesinde en yüksek düzeye çıkartılması hem Vakfın uluslararası prestiji hem de faaliyetlerinin etkinliği bakımından önem arz etmektedir. Böylece ileri teknoloji uygulamaları çok geniş kapsamlı olan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve dolayısıyla bağlı ortaklıkları ve iştirakleri üzerinde en üst düzeyde koordinasyon ve kontrol sağlanmış olacaktır.

Sayın Başkanım, saygıdeğer Komisyon üyeleri; yürürlük ve yürütme maddeleriyle birlikte toplam 4 maddeden oluşan değişiklik teklifimizi takdir ve tasviplerinize sunuyor; değişiklik teklifimizin şimdiden milletimize, devletimize, ordumuza hayırlar getirmesini temenni ediyor, saygılar sunuyorum.