AHMET SALİH DAL (Kilis) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Bu komisyonlarımızın da hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Bir şeye dikkat çekmek istiyorum: 24'üncü Dönemde Mahmut Bey de vardı, çok cezaevi gezdik beraber. İzmir Şakran Çocuk Cezaevine gidip orada bir denetleme yapmıştık. Hatta oranın "cezaevi" isminin silinip "çocuk rehabilitasyon merkezi" olarak değiştirilmesini istemiştik, çok mükemmel fiziki şartları ve oradaki eğitimle ilgili güzel şartlar vardı. Muhtemelen beş veya altı ay sonra bir milletvekilimizin ağzından basına bir şey sızmıştı "Şakran Çocuk Cezaevinde taciz olayı vardır." diye.

Tabii, bu medyada yer alınca o dönem Komisyon Başkanımız Ayhan Sefer Üstün, tekrar alt komisyonun gidip orada bir inceleme yapmasını istedi. Gittik, gittiğimizde cezaevinin önünde birçok aile vardı, çok sayıda aile vardı ve bize söyledikleri şuydu: "Siz, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyelerisiniz, insan hakları ihlallerini denetliyorsunuz ama bu cezaevinde bizim çocuklarımızın insan haklarını ihlal ettiniz. Yani böyle bir iddia var, doğru mudur değil midir belli değildir. Tamam, Meclis olarak gelip bunu denetlemek sizin hakkınızdır ama böyle bir şeyin doğruluğu tespit edilmeden medyaya yansıtmak bizim çocuklarımızın insan hakkı ihlalidir." diye bize çok ciddi tepki göstermişlerdi.

HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) - Çok doğru.

AHMET SALİH DAL (Kilis) - Ve daha sonra o koğuşa girdiğimizde, taciz olayının iddiasının olduğu o koğuşa girdiğimizde orada bir genç aynen şunları söyledi: "Bizde hırsızlık yapan arkadaşlarımız var, kapkaççı, çapulcu, her türlü suça bulaşmış var ama -çok affedersiniz ve sizden de özür diliyorum- bizde ibne yoktur. Bu iftirayı bize atana da..." Böyle şeddeli bir şekilde küfürler ettiler. Dolayısıyla Komisyon üyesi arkadaşlarımızın böyle bir iddia kulağımıza geldiğinde bunu böyle basına yansıtmadan önce Komisyonda görüşülüp yerinde incelenmesinde fayda olur diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.