KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, değerli bürokratlar; hepinizi öncelikle saygıyla selamlıyorum. Yeni dönemimizin memleketimize, milletimize, Komisyonumuza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Üretim meselesi Türkiye'nin kuşkusuz en önemli sorunlarından birisidir. Yatırımları ve üretimi artırmak ülkemizin kalkınması, gelişmesi, milletimizin refahının artırılması için üzerinde önemle durulması gereken bir husustur. Bu çerçevede yapılacak olan her türlü çalışmayı önemsiyoruz ve destekliyoruz. Bu düzenlemeyi de ülkemizin kalkınmasına katkı sağlamaya dönük bir girişim, bir arayış olarak değerlendiriyoruz.

Milliyetçi hareket Partisi olarak seçim beyannamemizde, kamu bankalarının, tarım sektörünün modernleşmesi, sanayi üretiminin artırılması, bölgeler arası gelişmişlik farklarının giderilmesi ile tarımsal üretime, küçük ve orta ölçekli işletmelere AR-GE ve ileri teknolojik yatırımlara destek verecek şekilde hizmet vermelerinin sağlanacağı, bu kapsamda Türkiye Kalkınma Bankasının yeniden yapılandırılarak KOBİ finansmanında etkin bir şekilde kullanılması, bölgeler arası gelişmişlik farklarının giderilmesine yönelik projeleri desteklemesinin sağlanacağı yer almıştır.

Kalkınma Bankası bilindiği gibi 1975'te Devlet Sanayi İşçi Yatırım Bankası olarak kurulmuş, 1988'de Türkiye Kalkınma Bankası adını almıştır. Aynı zamanda bankanın sanayi sektörü yanında diğer sektörlere de finansman desteği sağlama imkânı o tarihte getirilmiştir. 1999'da çıkan 4456 sayılı Kanun'da yapılan düzenleme yürürlüğe girdiğinden bugüne dünyadaki ve ülkemizdeki bankacılık sisteminde ve anlayışında meydana gelen gelişmeler ve bankanın hedeflerindeki değişmeler doğrultusunda mevcut konumunun yeterli olmadığı açıktır ve bu yönde yeni düzenlemelerin yapılması da doğaldır.

Önümüze gelen kanun teklifinin amaç maddesinde, çağdaş kalkınma ve yatırım bankası araçları kullanılarak ülkemizin kalkınma hedefleri doğrultusunda yatırım ve projelerin desteklenmesi, fon kaynaklarının etkin kullanılması öngörülmektedir. Kurumun daha evvel diğer kamu bankaları olan Ziraat Bankası, Halk Bankası gibi özerk bir yapıya kavuşturulması, bu anlamda hem teşkilat yapısının hem de personel durumunun buna göre tanzim edilmesi öngörülmektedir. Kanunla ve Cumhurbaşkanı kararıyla kaynağı tahsis edilen konularda bankanın görevlendirilebileceği belirtilmekte. Bankanın yeni yapılanması sonucu personelin tamamen İş Kanunu'na tabi olması, mevcutların da haklarına bir halel gelmeden, mali ve sosyal hakları bakımından bir mağduriyet yaşamadan isterlerse kendi statülerinde devam etmeleri, isterlerse de başka kurumlara nakline imkân sağlanmaktadır.

Tabii, burada 4046 sayılı Kanun'un 22'nci maddesine göre, 1985'li yıllardan bu yana özelleştirilen kurumlardaki personelin aktarılması sırasında yaşanan hep belli sıkıntılar var. Burada bir atıl kapasite zaman zaman oluşuyor. Yetişmiş olan personel kendi yetkin olduğu alanlar dışındaki yerlere naklediliyor. Burada da -bankacılık çok özel bir alan- bunların bu tür bir kaynak israfına yol açılmayacak şekilde nakledilmesinde yarar var diye düşünüyorum.

Banka bünyesinde tüzel kişiliği haiz kalkınma fonu kurulması ve kalkınma fonu bünyesinde de alt fonlar kurulması öngörülüyor. Burada tabii dikkat çeken bir husus bu fonların denetimi meselesidir. Kalkınma Fonu Sayıştay denetimine tabi, evet, bir istisnası yok ancak bu 6'ncı maddenin beşinci fıkrasında "Kalkınma Fonu'nun iştirak ettiği kurumların sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan veya özel kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluş ortaklıklarına uygulanan mevzuat uygulama ve kısıtlamalara tabi değildir." demek suretiyle burada bir Sayıştay denetiminden kaçınma durumu dikkat çekiyor. Anayasa'mızın 165'inci maddesi çok açık. Dolayısıyla bu hükmün Anayasa'nın 165'inci maddesine aykırı olmayacak şekilde düzenlenmesi gerekir diye düşünüyoruz.

Evet, fonun istisna olduğu ve muaf tutulduğu konular düzenlenmiştir. Bunları fonun etkin kullanımı ve kaynak temin etmesi bakımından çok yadırgamadığımız hususlar olarak ifade etmek istiyorum. Fonun gelirlerinin genel bütçeye gelir kaydedileceği ifade edilmiş. 4456 sayılı Kanun yeni düzenlemeyle -kuruluş kanunu- yürürlükten kaldırılıyor. Yine 4456 sayılı Kanun'a yapılmış olan atıflar bu yeni düzenlemeye yapılmış sayılıyor ancak burada kuruluşla ilgili bir boşluk oluşmaması yönünden de konunun Sayın Muş tarafından bir değerlendirilmesini öneriyorum.

Mevcut Yönetim Kurulu ve banka çalışanlarının durumuna ilişkin geçici hükümler düzenlenmiş, az önce ifade ettim. Burada mevcut çalışanların bazı talepleri var, bunları da belki değerlendirmek yerinde olacaktır. Bizim personel sistemimizde kariyer uzmanlık var, bunlara ilişkin bir takım haklar getirilmiş, işte ek gösterge veya mali haklar bakımından bazı öncelikler. Kalkınma Bankası statüsü itibariyle bunlarla benzeşmediği için ama kendilerine özel mali ve sosyal haklar tanzim edildiği için belki bugüne kadar ücret farklılığı bakımından dikkat çekici bir husus meydana gelmemiştir ancak bu insanları kendi statülerinden ayırıp diğer kamu kurumlarına naklettiğimizde bu durumda kendi statülerinden kaynaklı özlük haklarına sahip olamayacakları için emsalleriyle ciddi ücret farklılığı oluşabilecektir. Bu durumun da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yine, emekliliği hak edenler bakımından emekliliğe teşvik edecek birtakım unsurlar getiriliyor. Burada da yine daha evvel de hukukumuzda uygulanan ve bazı kurumlarda yapılan yüzde 30 ile yüzde 50'ye varan oranlarda farklı ikramiye uygulanması önerisi getiriliyor.

Benim bu aşamada maddelere geçmeden söyleyeceklerim bu kadar.

Teklifin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.