TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Ben bütün konuşmaları özellikle dinledim, kurumsal hafıza gibi oldum, 24'üncü Dönemden bu yana hemen hemen tüm alt komisyonların birçoğunda görev aldım. Çok değerli fikirler ve görüşler var, konu başlıkları var. Mesela "Medya-Kadın" başlığında çalıştığımız alt komisyon raporunun birçoğu uluslararası sözleşmelerde aslında bizim de imza sahibi olduklarımız. Yani o basın ve medya içinden biri olarak da söylüyorum. Zaten yapmaması gereken, zaten uluslararası sözleşmelerde kendinin de imza koydukları bu rapor var. Çok ciddi bir emek var. Hemen altını dikkatle çiziyorum. Bizim yaptığımız bütün çalışmalar da yani son yedi yıl içerisindeki çalışmalar da benim en son alt komisyon Başkanı olduğumda da muhalefet şerhi hiç olmadan çıkan başlıklar çünkü ortak akılla, ortak amaçla yola çıkılıyor.

Ben şimdi şöyle düşünüyorum: Mesela, mobbingi işledik, mobbing kanunun Türkiye'de ilk kez yayımlanmasıyla ilgili bir gerçeklik ortaya çıktı. Kadına yönelik şiddetle ilgili çalışma oldu Fatma Şahin'in Bakanlığı döneminde çok iyi mutfak çalışmalarıyla -Sayın Keşir de burada- hemen arkasından yine ortak imzayla 8 Martta ve Türkiye'de 6284'ün çıkmasıyla ilgili diğer ülkeler bazı gerekçeler sunarak kabullendiği hâlde Türkiye virgülü dahi değiştirmeden... Çünkü ortak hassasiyetimiz, bireyin gücü, kadının gücü yani bütün olarak insan hakları ve özgürlükler olarak baktığımız için onda da tek imzayla, ortak imzayla 24'üncü Dönemde çıkardık. Eşit işe eşit ücret, mesela Brüksel görüşmelerinde, tüm çalışmalarda...

Benim anlatmak istediğim -çok ayrıntıya girmeyeceğim- sonuç itibarıyla tüm milletvekillerimizin, hangi partiden olursa olsun, KEFEK bünyesinde bu masada görüşüp çok ciddi emek verdiği başlıklar, rapora dercettiği açıklamalar var ve raporlar da var. Dolayısıyla yeniden bu emeği çok kutsamadan yani devamında, bu çok değerli bir sorumluluk ve çalışmalardan elde edilen birikimler var. Bu dönemde bunun üzerine katabileceğimiz, uygulama örneklerindeki yanlışlıklarla... 6284 çok değerli bir yasa ama uygulamadaki hâkim kararları, bunlara baktığınız zaman yapılacak olanlar var. Süresiz nafaka, bir başka insan hakları ihlalini ortaya çıkartan... O da yine uygulama hatalarıyla ilgili. Aile Komisyonunda, Boşanma Komisyonunda, bir önceki Şiddet Komisyonunda yaşadıklarımız hep aslında bunları gösteriyor. Dolayısıyla yeniden bir emek ve performans yerine acaba, bu çalışmalarda takılan yönleriyle ilgili iyi bir komisyon oluşturup, iyi bir alt çalışma yapıp acaba bu konuda alınan ve yapılması gereken kararlarla ilgili ne aşamadayız? Önce bir fotoğrafı görmek değerli olabilir mi? Bu bir.

İki: Mesela, bir yurt dışı Türkler çalışması raporunda -Emre Bey de hatırlayacaktır- bir kanun çalışmasıyla 10 binden fazla bekleyen dosya bir anda sıfırlandı. Zaten karşılıklı anlaşma yapılmış, yeniden Türkiye'de neden mahkeme açılsın, değil mi? Kadının ve çocuğun, evlatlarının inanılmaz mağdur olduğu bir süreç, bir yasal düzenleme altındaki yönetmelikle sıfırlandı. O yüzden, ben bütün verilmiş emekleri, tüm partilerden bütün değerli milletvekillerimizin katkılarını çok önemsiyorum. Şimdiki dönemin, hele Değerli Bakanımızın, Kıymetli Başkanımızın Başkanlığında çok umutla... Acaba, artık 3 dönem sonrası, İnsan Hakları, farklı yerlere mi gideyim dedim ama burada yeniden olmak çok değerli, çok mutluyum ben, çok güzel ve güçlü bir kadın ve beyefendi portföyünün olduğu... Bu, fırsat eşitliği, sırf kadın komisyonu olarak da algılamak doğru değil.

Ben hayırlı olacağına inanıyorum. Yeni katıldım, ilk kez, ilk toplantıdayım. Değerli Başkanın Başkanlığında inşallah güzel sonuçlar olacaktır. Bu iki ayrıntıya dikkat çekmek istedim.

Teşekkür ederim.