| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Askerlik Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 23 .07.2018 |
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, tabii, burada madde müzakereleri esnasında genel anlamda sağlıkla alakalı da bazı değerlendirmeler yapıldı. Ben değerlendirmelerin... Tabii, gözlemlere göre yapan var. "Eskiden şöyle bir dünya vardı, işte o kadar güzel aşılarımız oluyordu ki şöyle üniversite hastaneleri vardı, o kadar güzeldi ki..." Nostalji anlatanlar da var. Ben de sizlere Türkiye'nin sağlık noktasında aslında bir, sizin ifadenizle ticarileşme mantığıyla bakmadığının, aslında hangi noktadan baktığının somut göstergelerini birkaç indikatörle anlatacağım.
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, Türkiye'de ortalama yaşam yani ülkenin yaşam şartlarının, önleyici sağlık hizmetlerinin, sağlık hizmetlerinin iyileşmesine bağlı olarak ülkenin refah seviyesinin yükselmesi olarak ortalama ömür Türkiye'de uzadı, 73,5'ten 78'e çıktı, OECD ortalaması 80'dir.
Şimdi devam ediyoruz...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bütün dünyada yükseliyor Sayın Muş ama.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şimdi, ben geldiğimiz noktayı, sabit de...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İndikatörlerin hepsi tüm dünyada yükseliyor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şimdi, değerli arkadaşlar, o zaman şu soruyu söylersiniz: O zaman burada bu kadar eleştiri yapılıyorken, bütün dünyada kötüye giderken burada da kötüye gitti. Bütün dünya iyileşti. Bütün dünya iyileştiği zaman biz her zaman iyileşmemişiz ama. Bütün dünya çok hızlı büyüyorken biz bazen yerimizde saymışız. Dolayısıyla bunları iyi değerlendirmek lazım.
Şimdi, anne ölüm oranları yüz binde 64'tü, şimdi yüz binde 14,7'ye düşmüş. Bakın, şimdi...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Konumuzla ne ilgisi var Sayın Başkan?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Arkadaşlar...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hangi yıldan hani yıla düştü Mehmet?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - İktidara geldiğimiz günden bugüne kadar.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bir saniye, katastrofik sağlık harcaması yapan hane sayısı... Nedir katastrofik sağlık harcaması? Hani "ticarileştirme, her şey para, dolar" diyorsunuz ya, bizim öyle bir derdimiz yok, "dolar" diye gözümüzde öyle bir şey yanmıyor. Mesela, katastrofik sağlık harcaması yapan hane on binde 81'di, şimdi 29'a düştü. Eğer bir ticarileşme mantığıyla baksaydık bunun artması gerekiyordu.
Sağlıkta memnuniyet yüzde 40'tan yüzde 75'e çıktı.
BAŞKAN - Bunlardan ödün vermeyeceğimizi söylüyorsunuz önümüzdeki süreçte de.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Hayır Sayın Başkan, anlatmaya çalıştığım dert şu, şimdi, bu gelen düzenlemeyle şöyle bir mukayese yapılıyor: "Türkiye'de her şey ticarileştirildi, bu son gelen teklifte bunu daha da ileriye götürmeyi amaçlıyor." Eğer öyle olmuş olsaydı biz bu rakamlarda kötüye gitmiş olacaktık, anlatmaya çalıştığım o.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İlgisi yok bu verdiğin rakamlarla ticarileşmenin, hiç ilgisi yok.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Çok ilgisi var, çok ilgisi var.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hayır, başka bir şey anlatıyorsun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bakın, çok ilgisi var.
Yoğun bakım yatak sayısı, bakın, 870'ten 16 bine çıkmış Türkiye'de, önemli bir rakam, yatırım yapmışız buralara. Sırf ticari mantıkla baksa Türkiye bunları yapmazdı.
Tıbbi cihazlar, mesela, sadece basit, MR, 18'di, 323'e çıkmış, yatırım yapmış. Ticarileşme mantığıyla baksak yapmazdı bunu Türkiye, demek ki insan merkezli yaklaşmış hadiseye.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - MR sayısındaki artış tamamen ticari.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ama bu karşılaştırmalarınız doğru değil.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Gereksiz MR çekiliyor.
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade...
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Değerli arkadaşlar...
SALİH CORA (Trabzon) - Başkanımızın konuşmasını önlüyorlar.
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin ya.
SALİH CORA (Trabzon) - Ama böyle bir usul yok ki Sayın Başkanım ya.
BAŞKAN - Ama bana müsaade etseniz susturacağım, ama Sayın Cora müsaade etmiyorsunuz.
SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkanımız konuşamıyor, hatibi dinleyemiyoruz Sayın Başkan.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şimdi, değerli arkadaşlar, burada iyi bir şey olunca "Dünya iyiye gidiyordu onun için oldu, teknoloji gelişti." Olumsuz bir şey olunca "Gördünüz mü, ne oldu? Bak, eskiden şöyleydi, daha iyiydi." Şimdi, değerli arkadaşlar, eğri oturup doğru konuşacağız.
Koruyucu ve temel sağlık hizmetleri için ayrılan bütçe 3,5 kat artmış, 3,5 kat.
Şimdi gelelim şu aşılama oranlarına.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - TL bazında mı?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - TL bazında.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dolar 4,7.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Geliyorum aşılama oranlarına. Bakın, üçlü aşı...
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Kendiniz söylüyorsunuz, biz koşuyoruz ama dünya da koşuyor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Müsaade edin, müsaade edin.
BAŞKAN - Sayın Muş, toparlayalım lütfen.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, lütfen...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sorularımıza kim cevap verecek Sayın Başkan?
BAŞKAN - Arkadaşlar, kifayetimüzakere artık, yapmayın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Ben burada derdimizi izah etmeye çalışıyorum. Bu noktada...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sorularımıza cevap vermiyor, "İcraatın İçinden" yapıyor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şimdi, bakın, kapitalist bir yaklaşımla hareket eden bir partinin sağlık politikaları Türkiye'de bu indikatörler bu noktaya gelmezdi.
Şimdi, üçlü aşı... Yüzde 82'ymiş aşılama oranımız, yüzde 98'e çıkmışız. Beşli aşı, difteri, boğmaca, tetanos yüzde 78...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, Sayın Muş hükûmet gibi konuşuyor. Sorularımıza cevap vermiyor, "İcraatın İçinden" yapıyor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - O zaman değerli arkadaşlar, bakın, şimdi, sizin benim de söylediklerime biraz tahammül göstermeniz lazım, birbirimizi dinlemek zorundayız.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama bizim sorularımız var. Bakın, Sayın Başkan sözünüzü kesecek biraz sonra, "kifayetimüzakere" diyecek biraz sonra.
BAŞKAN - Dedim zaten, dedim, dedim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Rahat olun.
Şimdi, yüzde 78 beşli aşı oranı yüzde 98'e çıkmış. Demek ki eskiye göre daha iyi bir aşılamaya ulaşmışız. Bakın, Türkiye'de...
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Üniversitelerden görüş aldınız mı?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Türkiye'de 112 acil yardım ambulansı 618'miş, 5 bine çıkarmışız, yatırım yapmışız buraya demek ki. Uçak ambulanslara, paletlere, helikopterlere vesaireye falan girmiyorum.
Şimdi bunu niçin anlattım? Bunun şunun için anlattım, eleştiri şu: "Getirilen teklifle beraber sağlık sektörü... Şimdiye kadar da böyle yapıldı, tamamen ticari mantıkla yapıldı. Amerika'da sağlık sistemi, sigorta sistemi bizimki gibi değil, adamın sigorta sistemi çökmüş. Efendim, orada sigorta parasını ödeyemiyor diye tedavi olamıyorlar." Bizde öyle bir sorun yok. Bizde insanlar ya sigortalıdır ya yeşil kart verilir, insanlar tedavisini olurlar. Bizim ile sağlık sigorta sistemi iflas etmiş bir ülkeyi niye mukayese ediyorsunuz?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nitelikli, ücretsiz, kamusal sağlık hizmeti alsın vatandaşımız.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bir dakika, hayır, öyle değil. O eğer bir ülke olarak alt gelir gruplarının sağlık hizmetine erişimini kolaylaştıracak enstrümanlar üretememişse, bunu teşvik etmemişse, bununla alakalı düzenleme yapmamışsa "Efendim, orada 200 milyon, 50 milyon, işte, kaç milyon insan sağlık hizmetine ulaşamıyor ama en iyi doktorlar orada." O, Amerika'nın sorunu. O çünkü sağlık sistemini, sigorta sistemini bizim gibi kurgulamamış. Onunla alakalı mesele bizi mukayese ettiğiniz zaman yanlış bir mesele.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Aynı yola giriyoruz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Aynı değil.
BAŞKAN - Sayın Muş, lütfen toparlayalım.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Dolayısıyla, Sayın Başkan, şimdi, burada hekimlerle...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dünyadaki zenginlere ne diyorsunuz?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Arkadaşlar, efendim, sağlık, yaptığımız nitelikli yatak kapasitesi, Türkiye'nin altyapı noktasında gelmiş olduğu nokta Türkiye'yi artık bu noktada dünyada oyuncu olacak bir hâle getirmiştir. Bu, Türkiye'nin gururudur. Şehir hastaneleri, değerli arkadaşlar, bunlar insanımıza da hizmet verecek ama atıl kapasitemiz ortaya çıkarsa bunu, bu atıl kapasiteyi niye kullanmayalım, ülkeye kaynak oluşturmayalım? Bunu da düşünmemiz lazım.
Şimdi gelelim şeye, bakın, eğer hekimler... Belli oranları var Sağlık Bakanlığının. Burada hekimler var, az önce İsmail Güneş Bey anlattı bazı şeyleri. Bir hekimin belli bir puanı var, o puanı doldurması için belli hastaya bakması gerekiyor ve orada bir emek sarf etmesi gerekiyor, bayağı bir emek sarf etmesi gerekiyor. Şimdi, diyor ki getirilecek düzenlemede... Bu 5'inci maddeyi birlikte değerlendirmek lazım.
BAŞKAN - Yok, 3, 5, 8, 16'yı bir arada konuşuyoruz zaten.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Diyor ki: "O performansın yüzde 60'ını tamamlarsan eğer 1 kat daha hasta bakmana müsaade ediyorum. Eğer yüzde 80'ini yerine getirirsen o zaman 2 kat hasta bakmana müsaade ediyorum yani tavan puanının 2 katı kadar hasta bakmana müsaade ediyorum, yabancı hastaya bakabilirsin. Bunu doldurmadığın müddetçe bakamazsın. Eğer yüzde 40'ta kalırsan bakamazsın, yüzde 50'de kalırsan bakamazsın. Yüzde 60'ı yakalaman lazım ki ondan sonra bakabilesin." Değerli arkadaşlar, dolayısıyla buradaki meselenin özü bu. Bir kıstas konmuş orada ve bu kıstasa göre önce bizim hastalara bakacaksın, oradaki kotayı dolduracaksın, orada doldurduğun kota oranında yabancıya bakabilirsin. Şimdi, burada az önce bir şey söylendi, "İyi hekimler vardı, üniversitelerde bunlar durmadılar, özel sektöre gitti, özel sektör daha iyi para verdi."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Biz de diyoruz ki: Bu iyi hekimlerimiz, iyi cerrahlarımız, iyi kardiyologlarımız bunlar hem talebe yetiştirsinler hem de kamu bunları tutma noktasında rekabetçi olsun. Bakın, buradaki düzenlemelerde özellikli tıbbi işlemlerde hekim yapması gereken ortalama işi yaptıktan sonra yapacağı işlem için ekstra ücret alacaktır. Bu sefer bu dediğimiz hekimler artık "Özel sektöre gideyim, daha çok kazanayım." noktasına gelmeyecekler. Niye? Çünkü aynı kazancı kamuda, üniversite hastanelerinde...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kamu, özel sektör hâline geliyor Sayın Muş. Şehir hastaneleri nedir, kamu mu, özel mi?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bakın, 5'inci maddeyi de beraber değerlendirelim.
Sayın Bekaroğlu ben bir şey söylediğim zaman kabul ediyor, bakın, Sayın Bekaroğlu benim söylediğimin dışında kimseninkini kabul etmiyor. Şimdi, lütfen dinleyin beni...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şehir hastaneleri özel mi, kamu mu? Cevap vermediniz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Kamu, kamu hastanesi.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nasıl kamu oluyor? Yaptırıyorsunuz, kira veriyorsunuz; nasıl kamu?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Müsaade edin anlatayım Sayın Bekaroğlu.
Bu iyi doktorlar veya talebe yetiştiren nitelikli, özellikli tıbbi işlemleri yapabilen... (Gürültüler)
Sayın Başkan, lütfen sükûneti sağlar mısınız?
BAŞKAN - Yanlış bilgileri düzeltiyorum arada.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Bekaroğlu biz aynısını yaptığımız zaman tepki gösteriyor, lütfen Sayın Bekaroğlu, bana da müsaade ederseniz ben meramımı anlatayım.
Şimdi, özellikli tıbbi işlemler dediğimiz yani gerçekten yılların birikimiyle ortaya çıkan yetenekli hekimler başka yere gitmesin istiyoruz. Onlar hem üniversitede kalsın hem daha fazla hasta tedavi ettiği zaman özlük hakları noktasında biz ona daha fazla iyileştirme yapalım hem de onlar hastanelerde yeni öğrencilerin yetişmesine olanak sağlasınlar, kamudan ayrılmasınlar. Bunun önünü açıyoruz, aslında az önce bahsettiğimiz...
BAŞKAN - Sayın Muş, geride daha çok maddem var, lütfen toparlayın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, burada sağlık, hekimlerle alakalı 5 maddeyi değerlendiriyoruz. Dolayısıyla önemli konulardan bir tanesi. Bu 5 madde bunları düzenliyor yani topu, tamamı bunları düzenliyor. Dolayısıyla burada ticarileştirme gibi...
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Benim soruma cevap vermediniz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Hangi sorunuza?
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Üniversitelerden görüş aldınız mı bunu yazarken?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Alınmış.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Alınmış, öyle mi?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Görüşlerinizi aldık, biz Sağlık Bakanlığının görüşünü aldık.
SAĞLIK BAKANLIĞI MÜSTEŞARI PROF. DR. EYÜP GÜMÜŞ - Rektörlerin de görüşünü aldık çünkü onlar da istiyorlar.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Dolayısıyla, bu anlamdaki eleştirileri, ticarileşme vesaire falan gibi konuları... Az önce verdiğim istatistikler aslında bu konudaki hassasiyetimizi ortaya koymakta, bu noktada endişe duyulmaması gerektiğini düşünüyorum ve derdimiz iyi talebe yetiştirebilecek olan hekimlerin kamuda kalarak öğrenci yetiştirmesine imkân sağlamak ve aynı şekilde onların özlük hakları noktasında daha iyi şartlarda yaşamasını sağlamak.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Muş.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Söz talep ediyorum Sayın Başkan.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ben de talep ediyorum.
BAŞKAN - Arkadaşlar, hepinize teşekkür ediyorum ama bunun ikinci turu yok. Yani siz söylediniz, orası bir şey söyledi, sonra tekrar siz söyleyeceksiniz gibi bir uygulama yok. Bu, kifayetimüzakeredir, Sayın Tatlıoğlu söz almamıştı, sadece ona bir söz vereceğim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Ben bu anlamda Komisyonumuzdan destek istiyorum.