KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN TURAN (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli Komisyon üyeleri, kıymetli bürokratlarımız; öncelikle hepinizi en kalbî muhabbetlerimle selamlıyorum. 27'inci Yasama Dönemimizin hayırlara ve vesile olmasını, devletimizin, milletimizin huzur ve refahına katkı sunmasını diliyorum. Komisyonumuza başarılar diliyorum.

Burada, biraz önce Sayın Başkanımız, Mehmet Bey, diğer maddelerle ilgili açıklamayı yaptı, biraz önce kıymetli üyeler de zaten "Burada birbirine benzer şeyler var." dedi, Tabii, doğaldır, ikimiz de İstanbul Milletvekiliyiz, Başkanımız, grup başkan vekilimiz, biz de milletvekiliyiz. Sonuç itibarıyla, burada yasa teklifleri verirken birbirimizle müzakere yapmamızın hatta yeni bir teklif, yeni bir madde önermemizin de kendi içinde doğallığı var.

Zaten şu anda Kanal İstanbul yapılmıyor. Kanal İstanbul'la ilgili burada ihaleye çıkılmıyor. Yürürlükte var olan bir maddeye, bir kanuna, yeni bir ilave yapılması, Türkiye'nin ihtiyaçlarına uygun, yarınlara yönelik sıkıntı olmasın diye bir teklif buradaki sunulan şey. Zaten, mevcut yasaya bakarsanız 1994 yılı tarihli 3996 sayılı Yasa'daki "Hava alanları ve limanları..." ibaresine " Denizleri, gölleri, nehirleri birbirine bağlayacak, gemilerin seyrüseferine imkân veren su yolu işlevi görecek kanal veya benzeri altyapı tesislerinin lojistik faaliyet alanları, raylı ulaşım sistemleriyle ilgili, bunların, bakım, onarım, işletme, manevra, geceleme ihtiyaçlarının karşılanacağı alan ve tesislerin... " ibaresi şeklinde...

Tabii, Türkiye'ye yapılacak, yapılmasını arzu ettiğimiz ve şu güne kadar da yapılmış birçok hizmet yap-işlet-devret modeliyle olmuştur. Bu şekilde, büyük finansman ve yüksek teknoloji gerektiren Kanal İstanbul gibi su yolu projelerinin de ileri teknolojiye ve günümüz ihtiyaç ve şartlarına uygun şekilde hızlı, etkin ve verimli bir biçimde gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Bu projelerin yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilebilmesi için düzenleme yapılmıştır. Bu suretle, söz konusu projede özel sektörün sermayesi ve dinamizminden faydalanılması, özel sektörün rekabet gücünün artırılması ve projelerin maliyetlerinin en aza indirgenmesi hedeflenmektedir. Türkiye, bu anlamda, Osmangazi, Yavuz Sultan Selim, Avrasya Tüneli, üçüncü havalimanı gibi birçok devasa, uluslararası projeye yap-işlet-devret modeliyle imza altmış, hem kamu kaynaklarını kullanmamış hem de ülkeye yatırım gelmesine, milletimizin refahının, huzurunun, konforunun artmasına, memleketimizin de altyapı, üstyapı zenginliğine ulaşmasına katkı sunmuştur. Ola ki yarın icraya dönüşmeye başladığında, Kanal İstanbul'la ilgili start verildiğinde yasal boşluk olmasın, bu anlamda ihtiyaç giderecek güncelleme olsun tabiri caizse diye de benim bir İstanbul Milletvekili olarak öneriye ek madde talebim olmuştur.

Söyleyeceğim budur.

Hayırlı olsun diyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Diğer maddeler...

HASAN TURAN (İstanbul) - Diğer maddelerle ilgili, Sayın Başkanımız, aynı şeyler, biraz önce siz de söylediniz.

Arkadaşlar, özellikle bir şey söylemek istiyorum: Sayın Şener de biraz önce Uzak Doğu fıkrasıyla bir katkıda bulunmaya çalıştı olayın anlaşılması noktasında. Ben, Plan ve Bütçe Komisyonunun üyesi değilim ama Meclisin bir üyesiyim, milletvekiliyim. Bir fıkra da bizim ülkemizden, ben Karadenizliyim... Karadeniz'de, biliyorsunuz meşhur Temel fıkraları vardır. Temel'in bir fıkrası var. Dursun'la sürekli kavga edermiş. Her kavgadan sonra mahkemeye giderlermiş, bir, iki, üç, mahkeme reisi yorulmuş artık, bıkmış, ikisinin de idamına -fıkra bu ya- karar vermiş. En sonunda demiş ki: "Temel idam olmadan önce, infaz edilmeden önce son isteğin nedir?" "Anamı görmek istiyorum." demiş. Sonra, Dursun'a sormuş: "Dursun, senin son isteğin nedir?" O da "Temel anasını görmesin." demiş.

Şimdi, bu mantıkla biz... Daha önce de siyasi literatürümüze bu fıkra -anlatılmadan sadece başlık kısmıyla- geçmişti. Yani, biraz önce arkadaşlarımız "Aynı maddeler var, ne tesadüf." falan diye kendileri söyledi, şimdi tekrar onu devam ettirmiş oluyor. Dedik, biraz önce açıklamasını da yaptık, aynı gruptayız, grup başkan vekilimiz, onlar önerilmiş. Burada her birini, bilineni bildirmeye gerek var mı? Birbirimizi...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Niye gereksiz yere bir daha yazdınız?" diye sorduk.

HASAN TURAN (İstanbul) - Öyle mi efendim? Olayın psikolojik durumunu daha sonra sizinle konuşalım.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - "Bu metni kimden aldınız?" diye sorduk da...

BAŞKAN - Arkadaşlar, malumu ilan etmenin kimseye bir faydası yok.

HASAN TURAN (İstanbul) - Efendim, milletimize, memleketimize hizmet olsun diye Türkiye'nin ihtiyaçlarına uygun teklifte bulunuyoruz. Muhalefetten de arzumuz, isteğimiz odur ki milletimize, memleketimize katkı sunacak bu tekliflere destek olmak temel mantığıyla davranırsak, burada iki saat, üç saat, dört saat sadece usulünü tartışarak bunu geçirmiş oluruz.

Saygılar sunuyorum.