| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 19 .07.2018 |
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli üyeler; hepinizi selamlıyorum.
Tabii, yapılan düzenleme aslında anayasal hukuk düzenimizin devletin hukuk otoritesini tesis etmesi amacıyla yapıldığı açıktır. Sadece bu düzenleme bu madde bağlamında değerlendirilirse yanlış olur çünkü bu düzenlemenin bu madde bağlamında sadece değerlendirilmemesi gerekir. Yapılan bu yasa değişikliğinin tüm maddeleri değerlendirildiği zaman aslında Emniyetin, askeriyenin, yargının ve devletin tüm organlarının bürokrasisinin içerisindeki hukuk dışı yapılanmaları bir taraftan tasfiye etme iradesini ve kararlılığını ortaya koyarken diğer taraftan da bütün devlet otoritesini kullanan, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan tüm personelin hukuk içerisinde faaliyet yerine getirdiğini de ve buna da güvenle bakılması gereğini de ortaya koyuyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Niye güvenelim? Yargıda güvenecek kimse kalmadı. Kime güvenelim?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bir saniye... Bir müsaade ederseniz anlatırım.
Şimdi, tabii, bir kaleye 2 kaleci koyarak bir futbol maçı olmaz yani kalede tek kaleci olur ve kurallar da bu şekilde cereyan eder. Biz diyoruz ki: Bir taraftan devletin içerisinde terör örgütleriyle iltisaklı yapıları tasfiye edelim. Yani özellikle kozmik oda olayıyla asla benzeşmeyecek bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü o dönemde bakınız bu FETÖ tartışmasını yeniden gündeme getirecek, onun üzerinde derin tartışmaların da yapılmasını gerektirecek bir meseledir. Ben öncelikle bunu bir cümleyle ifade edeyim. Bu yapıların devlet içerisinde kırk yılı aşkın, elli yılı aşkın, yarım asırlık bir yapılanma olduğunu ve AK PARTİ hükûmetlerinin hiçbirisinin daha gelmediği 2002 öncesi dönemde Necip Hablemitoğlu'nun yazmış olduğu "Köstebek" isimli kitapta tam anlamıyla FETÖ'nün ne kadar devletin içerisine sızdığı bir rapor hâlinde ortaya konulmuş.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - On beş yıldır niye koymadınız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bir müsaade ederseniz... Yani devletin içerisine girmiş bir yapının ve derin ve paralel yapıların Türkiye'de hukuk düzenini, devlet otoritesini ne kadar sarstığı, ulusal barışımızı ve birliğimizi tehdit ettiği ortadadır.
Yasanın tümü çerçevesinde diyoruz ki: Kozmik oda olayında ihanetle, terör örgütleriyle birlikte hareket eden o yapıları tasfiye ediyoruz. Bir kere polise güvenmemiz lazım; adli kolluğun savcımızın, hâkimimizin yasal sınırlar içerisinde hareket ettiğine güvenmemiz lazım. Buna ilişkin tedbirler ortaya koyuyoruz. Diğer taraftan da Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, gelişmiş demokrasiler, bunlara bakıyorsak gelişmiş demokrasilerin askeriyenin içerisinde belirli bir sivilleşmeyi de ortaya koyduğunu ifade edelim.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sendikalaşmayı da getirecek misiniz askeriyeye?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - İşte, son Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde de ifade edildiği üzere Silahlı Kuvvetleri Millî Savunma Bakanlığına bağlayan bir yasal düzenleme. Avrupa Konseyi diyorsak işte Avrupa Konseyi bunu emrediyor ve Avrupa Birliği müzakereleri de on yıllardan beri bu amacı gerçekleştirmeye matuf olduğunun altını çizmek lazım.
Bakınız, bu yasa neyi getiriyor? Biraz önce Zeynel Bey de aslında "Var da diyemem yok da diyemem, aslında olup olmaması da ne kadar gerekli. Bu noktada da bir kararımız da olamaz." gibi ifade kullanırken aslında şunu ifade ediyor, benim anladığım şu: Bir, evet, "adli kolluk" diyoruz yani cumhuriyet savcısının nezaretinde, adli kolluk gözetiminde adli kollukla birlikte yapılan bu arama ve el koymalarda, askerî alanlardaki çalışmalarda diğer taraftan da askerî personelin varlığı söz konusu olacak. Yani bir evde arama yapıldığı zaman ne oluyor? Mahkeme kararıyla savcı gidiyor adli kollukla beraber o arama yapılan evdeki kişilerin de mevcudiyeti huzurunda arama yapılıyorsa aynı olay askerî alanlara ilişkin. Yani Avrupa Birliği düzenlemeleri...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Özür dilerim, bir şey söyleyeceğim, müsaade eder misiniz, bir bilgilenmek anlamında söylüyorum. Bu yasaya göre bir komiser yardımcısı bir generali arayabilir mi, bu yasaya göre şu anda?
MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - Olur ya, niye olmasın.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bakın, düzenleme çok net. Bakınız, düzenleme çok net.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Birinci Ordu Komutanını arayabilir mi mesela?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Savcı nezaretinde askerî alanlarda...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Hayır, savcı nezaretinde değil, yazılı emir de var.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bakınız, zaten o düzenleme yani şu anda hiçbir yerden hiçbir şey kaçırılmıyor. Düzenleme çok net, açık.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yazılı emriyle veriyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Türkiye'de on yıllar boyunca maalesef demokratikleşme, devletin tüm kurumlarının demokratik denetime açılması bağlamında değerlendirdiğimiz ve Silahlı Kuvvetlerin de belirli bir güvenlik ve kozmik sır olan bilgileri, belgeleri saklı kalmak üzere belirli bir sivilleşmeyi her zaman istedik.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Tekrar soruyorum: Bir komiser yardımcısı bir generali arayabilir mi?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Şimdi, ben şunu söylüyorum: Demokratikleşme, hukuk devleti, insan hak ve özgürlükleri, Avrupa Konseyi müktesebatı, Avrupa Birliği ve gelişmiş demokrasilerin ortaya koymuş olduğu standartlar diye bugüne kadar hep diyegelmişsek...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sendikal hak verin askerlere o zaman.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - ...ve bu uğurda reformlar gerçekleştirmiş, müzakere yürütmüşsek bu bağlamda yapılan düzenlemelere de "Efendim, şimdi bu da nereden çıktı?" demek doğru olmaz.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Uzaklaşıyoruz ama şu anda normlardan.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kavga edin, sonra Avrupa Birliğinden bahsedin.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Yani bir kalede 2 kaleci olmaz derken eğer Avrupa Birliği düzenlemelerini, Avrupa Konseyi müktesebatını istiyorsak...
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Şu an normlardan uzaklaşıyoruz.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Hangi demokrasiden bahsediyorsun?
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bakınız, müsaade edin... Ben açıkçası şu cümlelerimi bitireyim. Hani biz tahammül ederiz, sizleri de dinlemek isteriz ve bu da demokrasimizin bir gereği.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Tabii, biz de size tahammül ederiz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Şimdi, özetle şunu söylüyorum: Ben şahsen bu yasanın bu madde ve sonraki madde, sonraki birkaç madde dışında bu 3 maddeyi çıkaralım. Diğer maddelerde ilgili ortaya koymuş olduğunuz tüm itirazlar aslında bu 3 maddenin lehinde derhâl oy kullanmanızı da gerektiriyor. Neden? Çünkü diğerleriyle ilgili ortaya koyduğunuz tüm tezler; biraz önce anayasal hukuk düzeni, sivilleşme, demokratikleşme, hukuk devleti, Avrupa Birliği müktesebatı bağlamında söylediğiniz tüm sözler bu 3 maddeye derhâl "Evet." demenizi gerektiriyor. Bu noktada, düzenlemenin Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi müktesebatına uygun olduğunu, sivilleşmenin ve "hukuk devleti" ilkesinin bir gereği olduğunu, bu düzenlemenin hiç olmasa bile Avrupa Birliği müzakere sürecinde mutlaka ama mutlaka masaya gelip değerlendirilmesi gereken bir madde olduğunu ifade ediyorum.
Saygılarımı sunuyorum, teşekkürler.