| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2341) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .05.2018 |
KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım, kıymetli bürokratlar; evet, her geçen gün bir sürpriz. Yine de çok fazla bir sürpriz olmadı, bir gelenek hâline geldi hep torba yasalarla, çok kısa sürede ani hamleler ama anlatılmakta sorun olan, sonuçta da bu ülkenin çok menfaatine değil ama belli kesimlerin de sorunlarını çözüyormuş gibi görünüp ranta dayalı, kayırmacı ve devlet olma geleneğinden uzak düzenlemelerin biriyle daha karşı karşıyayız.
Arkadaşlar, tek başına bir iktidar düşünün, son zamanlarda yanına aldığı bir ortakla birlikte elbirliğiyle bu ülkenin saygın, doksan sekiz yıllık parlamenter sistemine -aşağı yukarı doksan sekiz yıl- bir iki ay sonra da son vermiş bulunuyor. Tabii, bütün bunları yaparken bu ülkeye daha iyi bir gelecek ya da dünyada var olan saygınlığa katkı sunacak bir çalışma ve düzenleme olmadığında... Aslında hepimiz biliyoruz, şöyle karşıda oturan arkadaşlarımıza da baktığımda, birçoğunun da yüzünde böyle tebessüm, gerçek bir memnuniyet ifadesi de görememenin üzüntüsü içerisindeyim. Yani yapılan iş mutlu etmiyor değerli arkadaşlar.
BAŞKAN - Belki de sizden ayrılacakları için üzgünler.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Bu torba yasalar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin birçok konuda tarihî geleneklerinin yok edilmesi, inanıyorum o kıymetli arkadaşlarımızın da yüreğini incitiyordur.
On beş yıldır yoksulluğu, yolsuzluğu el birliğiyle büyüttük ve bu ülkede artık güçler ayrılığı, güvenilir bir yargı, insan temel hak ve özgürlükleri, basın özgürlüğü gibi gelenekleri de maalesef bir bir çiğneyip ülkeyi dünyada olumsuzluklarla anılan bir hâle getirdik ve bu ülkenin gelirini, kazancını da çok dengesiz bir şekilde tek başına yöneten bir iktidar eliyle çok ciddi açmazlara soktuk. Yani serveti 500 milyon doları aşan belki 76 yurttaşımız oldu ama bu ülkede 29 milyon vatandaşımız iki günde bir sofrasına bir kap yemeği de koyamayacak hâle geldi. Dünyada on çok dolar milyarderi olan 10 ülkeden biri olduk ama 19 milyon vatandaşımız soğuk kış günlerinde evini yeterince ısıtamaz hâle geldi. Son on beş yılda vatandaşın borcu 4 milyar dolardan 129 milyar dolara çıkmış, maalesef, insanlar 30 kat daha borçlanmak durumunda kalmış. 17 milyon yurttaşımız "Borcumuzu ödeyemiyorum." diye figan edip bar bar bağırmaktadır. Yine, bu iktidar eliyle Afrika'dan tarım arazileri kiralanırken biz elimizin altında tarım ve mera alanlarını daraltıp çiftçi sayısını da, üretici sayısını da el birliğiyle yok etmişiz. Tarım alanlarındaki kayıp tüm hızıyla sürerken 2017 yılında tarım alanları önceki yıla göre 336 bin hektar azalarak 23 milyon 375 bin hektara gerilemiştir. Ülke hayvancılığının içinde bulunduğu durum ortada zaten, Sırbistan'dan da et alıyoruz. Bugün çiftçi, sulama tarımında ortaya çıkan elektrik borçlarının silinmesi konusunda bizden bir hamle bekliyor, iktidardan, muhalefetten ve Parlamentodaki tüm milletvekillerinden. Bugün anlamlı da bir gün arkadaşlar, Dünya Çiftçiler Günü. Gelin, bu ülkede, köyünü, kentini üretememekten terk eden çiftçiye bir el uzatalım, ortak bir anlayışla Dünya Çiftçiler Günü'nde bu borçları da tamamen silelim.
Bu torbalardan beklentisi olan o kadar çok mağdur kitle yarattınız ki ülkede tarım yok edildi, çiftçi borçlarını ödeyemez durumda, prim gün sayısını doldurmuş ama yaş sebebiyle emekli olamayan mağdurlar, binlerce yaşa takılan, atama bekleyen öğretmenler, tarım danışmanları, teknikerler, ziraat mühendisleri, veteriner hekimler, arkeologlar; devam edip gidiyor. Her torba yasada emeklilikte yaşa takılanlar, atanamayan öğretmenler, ziraat mühendisleri umutla bir beklenti içerisine giriyor ama ne yazık ki sizin böyle bir çalışmanız da, bunlara verebilecek bir müjdeniz de, bir umut ışığınız da yok.
Yine bu torba yasada herkesin bu düzenlemelerden umutla söz edebilmesi için olumlu ve iyi şeylerin olması lazım. Ama incelendiğinde, Kamu İhale Yasası'nın "Pazarlık Usulü" başlıklı 21'inci maddenin "b" fıkrası devletin bir kamu ihalesini hangi durumlarda ivedi yapabileceğini berrak bir şekilde tarif etmekte iken bizler yeni ince eklentilerle adrese teslim mektup göndermenin, tabiri caizse ihale vermenin yollarına doğru yeni planların peşindeyiz. Arkadaşlar, iktidarınız döneminde -ben istatistiklere çok bakamadım ama- cumhuriyet tarihinde bir rekor kırdınız Kamu İhale Yasası'nda yaptığınız olumsuz değişikliklerle ilgili. Gelin, artık böyle şeylerin bu ülkeye hayrının olmadığına el birliğiyle inanıp doğru bir yolda doğru bir şekilde ilerlemeye devam edelim.
Yine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mirası Atatürk Orman Çiftliğinde yapmak istediğiniz değişiklik. Sizler de buna inanmadan birkaç defa bunu geri çektiniz ama arkadaşlar, dönüp dolaşıp aynı noktaya takılıyorsunuz. Bu ülkede amacından çıkmış kurum ve kuruluşlar, üretme çiftlikleri ve birçok kamu arazileri, bunların hepsinde birtakım değişiklikleri yaptınız, birilerine verdiniz, amaç dışı kullanıma göz yumdunuz, müsaade ettiniz. Ama gelin, Ankara'daki bu nadide, korunması gereken, ülkemizin kurucu değerinin de mirası olan bu araziye ortak yaklaşalım, doğru bakalım. Burası bir beton yığını ya da birilerinin canının istediği projeleri hayata geçirebileceği... Hiçbir kurumsal ve bu ülkeye hayrı olmayan projelere alet edilme noktasında yüce Parlamentoyu da iktidarınız eliyle alet ediyorsunuz. Bundan da vazgeçmenin doğrusu olacağını düşünüyorum.
Sayın Bakan, her ne kadar doğru diyorsanız da yanlışları yapma, bu uyarıları dikkate almama alışkanlığınızı sürdürüyorsunuz ama bu, ülkenin hayrına değil.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Durmaz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Durmaz, ben sizi ne kadar dikkatli dinlediğimi ifade etmek için kafa salladım.
BAŞKAN - Sayın Bakan, size de teşekkür ediyorum.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Bakın, size bir örnek vereyim: Atatürk Orman Çiftliğinde birçok arazi elinden gitmiş, bir tanesinden de geçen gün utandım. İşte, birinin canı balık yemek istiyormuş, resmî kurumun nizamiyesinden girip iki tane özel lokantaya giriyorsunuz Ankara'da -isimlerini söylemeyeceğim arkadaşlar- Orman Bakanlığı ve bağlı kurumların içerisinde. Bu ayıp da bu iktidar döneminde bu ülkeye yaşatıldı. Maddelerde yine görüşlerimizi söyleyeceğiz.
Teşekkür ederim.