| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 6771 Sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Konusunda Yetki Kanunu Tasarısı (1/949) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 10 .05.2018 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri ve bürokratlar; evet, ben de bir hukukçu değilim ancak burada bu yetki kararnamesiyle ilgili görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
BAŞKAN - Siz hangi komisyondasınız?
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Ben Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda görev yapıyorum Sayın Başkan.
MUSA ÇAM (İzmir) - Direkt ilgilendirir.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Evet, gerçekten de doğrudan, özellikle... Ki kabul ettiğimiz Anayasa değişikliğinin Avrupa Birliğinin evrensel değerleri ve kuvvetler ayrılığı ilkesini, demokratik işleyen, bağımsız, kurumsal yapıyı ortadan kaldırdığı düşünürsek, Avrupa Birliğinde üyeliğimizin temel kriterleri olan Kopenhag siyasi kriterlerinden tamamen uzaklaşmış durumdayız şu an.
Teşekkür ediyorum Sayın Çam bunu hatırlattığın için de.
Evet, sizin, ben salona girdiğim zaman, Sayın Üstündağ da konuşmasına başladığı zaman "Temcit pilavı gibi aynı şeyleri söylemeye devam edeceksiniz." demenizi de bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Bizler burada, Parlamentoda görev yapan milletvekilleri kanun tasarılarıyla ilgili kendi görüşlerimizi paylaşmak durumundayız. Tekrarlar da mutlaka olacaktır çünkü aynı siyasi grupların benzer kaygıları bulunmaktadır.
Burada, evet, bu yasa, getirilen bu yetki kararnamesiyle ilgili kanun tasarısı da bu iktidarın ortak akıldan uzak, plansız, öngörüsüz ülke yönetim biçiminin bir son örneği, belki en son örneği olacak şahit olduğumuz. Meclisin bütün teamül ve geleneklerinin altüst edildiği bir süreci yaşıyoruz. Meclisimizin denetim ve yasama yetkisinin tamamen ortadan kaldırıldığı bir sürece de bugün tekrar şahit oluyoruz.
Gerçekten, baktığımız zaman gerekçeye, ikinci paragrafta, Sayın Bayraktutan'ın da belirttiği gibi, bizim günlerce, haftalarca anlatmaya çalıştığımız rejim değişikliğinde yapılanlar bir paragrafta burada açıklanmış ve çok ciddi, gerçekten demokrasimizin temel güvencesi olan kuvvetler ayrılığını tamamen lağveden; yasama, yürütme ve yargının yetki alanlarını bir tek kişide toplayan bir düzenlemeyi burada, gerçekten, bu bir paragraf bize çok ayrıntılı anlatıyor. 18 madde burada bir paragrafta toplamış. Burada sadece bir kelime ve teknik düzenlemeler yapılmayacak bu yetki kararnamesiyle. Devletimizin gerçekten bürokratik mekanizmasında ve kurumsal işleyiş mekanizmasında çok ciddi değişiklikler yapılması konusunda yetki verecek bir kararnameyle karşı karşıyayız. Bu çok sakıncalı, burada çok değerli hukukçularımız bunu anlattılar. Burada sadece benim dikkat çekmek istediğim: Bu sadece kelime düzenlemesi değil. Teknik "Başbakan" "Bakanlar Kurulu" kaldırması değil, burada çok ciddi bir devlet geleneğimizde ve bürokratik mekanizmalarımızda köklü bir değişime gidiyoruz ve bu değişikliğin bir akşam Meclise getirilen bir grup önerisiyle, işte, ertesi gün sabah Plan ve Bütçe Komisyonuna getirilerek yapılacak bir süreç değil bu. Bu gerçekten çok ciddi şekilde bütün... Meclis Başkanının önerisiyle bir komisyonda toplanılıp görüşülecek bir süreç değil. Bu bütün Parlamentodaki siyasi grupların bir araya gelip gerçekten böyle bir yetkiye ihtiyaç var mı, Parlamentoda bütün grupların onayıyla...
BAŞKAN - Genel Kurulda görüşecekler zaten.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - ...olağanüstü, ivedi, çok acil gerçekten ülkenin geleceği açısından ihtiyaç duyulan bir yetki kararnamesi mi? Buna da dikkat edilmesi gerekiyor açıkçası. Şöyle ki: "Gerçekten bir KHK'yle de düzeltilebilir miydi bu?" Sayın Bayraktutan sordu bu soruyu. Ne farkı olacak? Ben de bunu merak ediyorum. Bu kadar muazzam geniş kapsamlı bir yetkiyi Bakanlar Kuruluna verecek bir yetki kararnamesi değil de bir KHK sorusu olabilir.
BAŞKAN - Yani "Olağanüstü hâl KHK'siyle mi yapsınlar?" diyorsunuz.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Evet. Sayın Bayraktutan'ın sorduğu soru.
BAŞKAN - Çok farkı var.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Bir de 24 Haziran -ki bu noktada bizim bir grup önerimiz de var- neden tarih Cumhurbaşkanının yemin edeceği tarih olarak belirleniyor? Bu da sakıncalı bir süreç çünkü biz süreci bilmiyoruz, şu an bir seçime gidiyoruz ama seçimin sonucunu bilmiyoruz. Nasıl bir sürece evrilecek ülkemiz, bu konuyu da tekrar dikkatinize sunmak istedim. Gerçekten tek adam rejiminin ve ortak akıldan uzak yönetim biçimimizin bugün umuyorum en son örneği olacak ve artık ortak aklın planlı, öngörülü, bürokratik mekanizmanın işleyeceği, kuvvetler ayrılığının tam anlamda tesis edildiği bir süreci ben de 24 Hazirandan sonra yaşayacağımızı düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.