KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Değerli Başkan.

Değerli milletvekilleri, Değerli Bakanım, değerli bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla hürmetle selamlıyorum.

Mevcut olan teklif... Anayasa'mızın 2'nci maddesi "Türkiye Cumhuriyeti ... bir hukuk Devletidir." der, 6'ncı madde "Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz." der ve biraz önce genel başkan yardımcımız bahsetti, Anayasa'nın 7'nci maddesi şunu der: "Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez." Burada gündeme getirilen yasama yetkisinin devri, bunun görüşüleceği yer Anayasa Komisyonuyken biz burada, Türkiye Cumhuriyeti devletinin teşkilatını, yapısını değiştirmekle ilgili hiç alakası, ilgisi olmayan Plan ve Bütçede görüşüyoruz. Bunun görüşüleceği yerin Anayasa Komisyonu olması gerekir.

Geliyoruz, burada bu yetki yasasına baktığımız zaman... Bir sefer, Anayasa'mızın 9'uncu maddesinde yargı yetkisi düzenlenmiş; 91'inci madde bu kanun hükmünde kararnameyle Hükûmete yetki verme, kanun hükmünde kararname; 92, savaş yetkisi; 8'inci madde yürütme, 6'ncı madde -biraz önce bahsettik- egemenlik, Anayasa'nın 112'nci maddesi de Bakanlar Kuruluna yetki verme. Şimdi, sizin burada yetki vermek istediğiniz Bakanlar Kurulunun... Siz, Anayasa'mızın 112'nci maddesini kaldırmışsınız, iptal etmişsiniz ve aynı zamanda, kanun hükmünde kararnameyle yetki vermek olan Anayasa'nın 91'inci maddesini iptal etmişsiniz ve iptal edilen bu hükümler uyarınca yeni bir yetki veriliyor. Şimdi, bunun getireceği tehlikeleri kısaca izah etmeye çalışacağım.

Anayasa'nın 91'inci maddesinde kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi düzenlenmiş. 91'inci maddenin ikinci fıkrası "Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir." Dolayısıyla, önce, Anayasa'da Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilmesinin 5 unsurunun bulunması kurallaştırılmaktadır. Ancak süreç içerisinde, özellikle Özal döneminde Anayasa Mahkemesi kanun hükmünde kararnamelerin hangi unsurları barındırması gerektiğini kararlarla şekillendirmiştir. Profesör Doktor Kemal Gözler'in Anayasa Mahkemesinin 1990 yılında oluşturduğu ve daha sonra geliştireceğini tekrarladığı içtihadına göre, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilmesinin ivedilik, zorunluluk ve önemlilik olmak üzere üç adet ek şartı vardır. Anayasa Mahkemesi bu şartlara uymayan yetki kanunlarını iptal etmiştir. Kanun hükmünde kararnamenin amacı, kapsamı, ilkeleri konusu gibi geniş içerikli, her yöne çekilebilecek yuvarlak ve genel anlatımlarla gösterilmemelidir, değişik biçimlerde yorumlanmaya elverişli olmamalıdır. Verilen yetkinin konu, amaç, kapsam, ilkeleri yönünde belirgin duruma getirilmesi, başka bir anlatımla somutlaştırılması yürürlüğe konulacak olan kanun hükmünde kararnamelerin yetki yasası kapsamı içinde kalıp kalmadıklarının, 91'inci maddede belirlenen yasak alana girip girmediklerinin; önemli, ivedi ve zorunlu bir durum için düzenlenip düzenlenemediklerinin saptanabilmesi yönünde gereklidir.

Sevk edilen bu yetkiyle ilgili AK PARTİ iktidarının kanun hükmünde kararname çıkarması ve aynı zamanda yetki kanunuyla ilgili sicili çok bozuktur. 6 Nisan 2011 tarihli 6223 sayılı Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesine Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve Yetkilileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu'yla kamu yönetimi çökertilmiştir yani bugünkü verilen yetkinin aynısı 2011 tarihinde olmuştur. O dönemde adı geçen yetki kanununa dayalı olarak çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle, âdeta o dönemde verilen yetkiyle Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm kamu kurum ve kuruluşları FETÖ terör örgütüne teslim edilmiştir. Biz, verilecek olan bu yetkiyle bu sefer hangi cemaate, hangi terör örgütüne teslim edileceğini bilemiyoruz çünkü geçmişte, 2011 yılında bu şekilde alınan yetki kanunları ülkenin bir terör örgütüne nasıl teslim edildiğini açık ve net göstermektedir.

Şimdi, burada, Anayasa'nın geçici 21'inci maddesinde bugüne kadar bu hükümlerin yerine getirilmemesi, yetki verilmesinin gerekçesi olamaz. Biraz önce hatip arkadaşlarımız söylediler, konu şu: Yapılacak olan bu seçimde biz diyoruz ki: Başkanlık sistemine geçit vermeyeceğiz, parlamenter sistemi geri getireceğiz. Peki, parlamenter sistemi biz geri getireceksek bunu yangından mal kaçırırcasına, burada seçime kırk yedi gün kala bu yetkiyi alıp ülkeyi bu kadar tahrip etmenin bedelini kim ödeyecek? Aslında bunu Plan ve Bütçeye getirmesinin... Ülke şu anda olağanüstü hâlde, kanun hükmünde kararnamelerle bunları yapabilme durumu varken "Yasama bize yetki verdi, ilerde Yüce Divanda yargılanmamak için bunu perdeleyerek Türkiye Büyük Millet Meclisi bize bu yetkiyi verdi, biz bu yetkiye dayanalı olarak idareyi bu hâle getirdik, yeni bir yönetim oluşturduk." Aslında bu muvazaalıdır, bu hilelidir, bu bakanların yasama açısından cezai sorumluluğunu gerektirmektedir. Bu açıdan, bu yetki tasarısının Plan Bütçe yerine, Anayasa Komisyonuna sevk edilmesini talep ediyorum. Bahsettiğim Anayasa'nın hükümlerine aykırı olması nedeniyle geri çekilmesi; bu şekilde Anayasa'ya aykırı olan hükümlülerle ilgili aslında Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama komisyonu olan Anayasa Komisyonu uzmanlarının Anayasa'ya aykırı olup olmadığı hususunda burada milletvekillerine bir görüş belirtmesi lazım.

Elinizde eğer varsa özür dilerim Sayın Başkanım, bu konuda uzmanların yani Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama uzmanlarının bu teklifin Anayasa'ya aykırı olup olmadığı veya uygun olup olmadığı hususunda bir görüşü var mıdır, varsa bize bunu dağıtır mısınız?

BAŞKAN - İç Tüzük hükmü çok açıktır değerlendirmenin nasıl yapılacağına ilişkin, siz İç Tüzük'ü hepimizden daha iyi biliyorsunuz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Üstadım, böyle bir şey var mı, özür dilerim yani yasama uzmanlarının böyle bir raporu var mı elinizde?

BAŞKAN - Efendim, siz İç Tüzük'ü bizden daha iyi biliyorsunuz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Var mı, yok mu ben bunu öğrenmek istiyorum, özür diliyorum. Buradaki yasama uzmanının Anayasa'yla ilgili bir raporu var mı, yok mu sizde; varsa bize verebilir misiniz?

BAŞKAN - Tabii. Kanunlar ve Kararlar Başkanlığının araştırma ve inceleme bürosunun inceleme raporu var, burada herhangi bir şekilde Anayasa'ya aykırı...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - O rapordan bize bir tane verebilir misiniz bir zahmet, bize dağıtılmadı.

BAŞKAN - Veririz tabii ki.

Anayasa'ya aykırılıkla ilgili bir şey yoktur bunun içerisinde.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Peki, ben onu sizden istirham ediyorum. Onu bir zahmet bize verebilirseniz...

Teşekkür ederim, sağ olun.