KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Sayın Başbakan Yardımcım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başbakan Yardımcım, aslında bu haftayı biz son haftamız olarak biliyorduk, bu dönemin Meclis oturumlarını ama sürpriz bir şekilde bu konu da gündeme geldi. Çok önemli bir konu bu, siz de bunun farkındasınızdır. Bizim değerli arkadaşımız İbrahim Aydemir "Bu dönem kazandık..." Güzel, mesleğinden gelen edebi bir dili de var, bunu herhâlde ileriki zamanlarda yazacaktır. Devletin düzenini yeniden kuruyoruz biz bugün, o kadar önemli bir toplantı yapıyoruz ama basit 2 maddelik bir yetki kanunuyla bunu geçiştirmememiz lazım, bu konu çok önemli, bunun unutulmaması lazımdı. Biraz önce Sayın Temizel anlattı, bu konuda kanun yani Anayasa geçici 21'le bir görev vermiş, bu görevin ihmal edilmemesi gerekir. Bunun cezası var yok, o tartışılabilir ama bunun ihmal edilmemesi gerekirdi bizler tarafından, bugünlere bırakılmaması gerekirdi. Bu konuda ben de şahsım adına birçok yazı yazmış, uyarılarda da bulunmuştum. Devlet aklının bunu şimdiye kadar ihmal etmiş olmasını anlayamıyorum. Bir devlet aklı olmalı, devlet aklının da sürekli olması gerekir. Benim şahıs olarak farkında olduğum, gördüğüm, bildiğim, işlediğim bir konunun devlet aklı tarafından bugüne kadar gündeme getirilmemesini anlayamıyorum, gerçekten anlayamıyorum Sayın Başbakan Yardımcım; olacak şey değil, bunun bu son güne kalıyor olması olacak bir şey değildir. Diğer taraftan, bu kadar önemli bir konunun içeriğiyle ilgili olarak da büyük sıkıntılar var. Şimdi, Başbakanlığı kaldırıyoruz, devlet düzenini olduğu gibi değiştiriyoruz, yerine ne koyuyoruz biz, ne koyuyoruz? Yani bu yetkiyi vereceğiz, yerine ne koyacağız biliyor musunuz? Başbakanlığı ki binlerce yıllık bir gelenek vardır, Türk devlet geleneği vardır. Bir cumhurbaşkanı vardır, bir başbakan vardır; daha önce başvekildi, reisicumhurdu, ondan önce padişahtı, sadrazamdı, ondan önce ta hakana kadar gidiyor. İki başlı bir sistemimiz vardır bizim yani Başbakanlık daima vardı. Şimdi o binlerce yıllık geleneği kaldırıyoruz, Başbakanlığı yok ediyoruz, peki yerine ne koyuyoruz, nasıl bir sistem getiriyoruz? Bu yetkiyle yapılacak olan nedir? Böyle bir sorumluluğumuz var, değerli arkadaşlarım, hepinizin birikimleri var, vicdanı var, yerine ne konacaktır? Siz bunu söyleyebilir misiniz Sayın Başbakan Yardımcım, yerine bu yetkiyle Hükûmet tarafından konacak olan nedir? Hangi tür bir sistem geliyor, hangi yetkiler verilecek? En önemli işimizi yapıyoruz aslında burada. Nasıl bir devlet düzeni söz konusu olacaktır ve bilmiyoruz bunu, böyle bir yetki şimdi size verilecek ve bu yetkinin sınırı da yok. Bir sınırı olması gerekir. Devlet düzeni yeniden kurulacak, bu arada bu devlet düzeninin kurulmasını unutmuş olan Bakanlar Kuruluna tümüyle bu yetkiyi vereceğiz. Bu yetkiyi, bu yapması gereken görevi unutmuş olan Bakanlar Kuruluna bu yetkiyi vereceğiz, bu sınırsız yetkiyi. Böyle bir konu yüzyılda bir gelir. Bakın, Osmanlıdan cumhuriyete geçerken biz böyle bir yetki kullanmışız, bir de şimdi kullanıyoruz. Bu kadar önemli bir konu bu, tarihî bir olay bu ve ne yapacağımızı bilmiyoruz. Başbakanın yerine kim gelecek? Başbakanın yetkileri kim tarafından kullanılacak? Hangi kurumlar tarafından kullanılacak? Şu anda bildiğimiz bütçe düzeni içerisinde, 5018 sayılı kamu mali düzeni içerisinde her şeyi baştan aşağı değiştirebiliyorsunuz, değiştirebileceksiniz. Nasıl bir değişiklik öngörüyorsunuz, hiç ipucu da yok bu konularla ilgili? Türk bürokrasisinin şimdiye kadar alıştığı belli refleksler var. Siyasiler olmasa bile ki zaman zaman olmamıştır, siyasiler olmasa bile Türk bürokrasisi kendi görevini bilir, yapması gereken işi bilir, hiyerarşi bellidir, onları uygular ve şimdiye kadar da bir sorun olmadan bu işi hep yapmıştır, götürmüştür, devlet düzenini sağlamıştır. Peki, yeni devlet düzeni nasıl olacaktır? Bununla ilgili hiçbir bilgi yok, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bilmiyorum, siz de bilmiyorsunuzdur herhâlde, yoksa siz de anlatırdınız bunu bize.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Anayasa'da bu dediklerinizin hepsi yazıyor, bizim yaptıklarımız ona uyum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başbakan Yardımcım, kaç Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktır? Kaç bakan ya da sekreter olacaktır, biliyor muyuz bunları?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Yeni düzen Anayasa'da yazan düzen.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kaç Başkan yardımcısı, kaç bakan veya sekreter? Anayasa'da şeyler yazıyor mu?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Onu için yetki alıyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kurumlarla ilgili getirilecek olan yani çerçevesi belli mi Anayasa'da? O da belli değil.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Şimdi izah edeceğim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ne tür kamu kuruluşları söz konusu olacaktır bundan sonra? Ne tür kamu kuruluşları olacaktır?

BAŞKAN - Sayın Bakan, bunları bir soru gibi kabul edip şimdi cevap vermeye kalkarsanız bu işin sonu gelmez.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Öyle yapacağım zaten, en sonunda yapacağım.

BAŞKAN - Rica edeceğim.

Buyurun Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Liyakat ve devamlılığı olan, geleneği olan bir bürokrasi, daima başarılı olur Sayın Bakanım. Şimdi, biz bürokrasiyi, şimdiye kadar olan geleneğimizi, bütün bunları bitireceğiz, farklı bir düzene geçeceğiz ama bunun altyapısının belli olması gerekirdi, bu şekilde olmaması lazımdı.

Hakikaten, şu anda hem böyle buruğum, üzgünüm hem de tarihî bir görev yaptığımızı düşünerek heyecan içerisindeyim. Yani bu konuyla ilgili daha fazla bilgi vermeniz, daha detaylı bilgi vermeniz, yapılacak işi daha fazla anlatmanız lazım. Ama bir de Sayın Bakanın da söylediği gibi, bu yetkinin Cumhurbaşkanının yemin ettiği tarihe kadar değil de seçimlere kadar olması gerekir. Çünkü Cumhurbaşkanının yemin ettiği tarih henüz belli değil, seçimlerin uzaması da söz konusu olabilir. Özellikle yetkinin seçimlere kadar olması lazım diye düşünüyorum, bir. İkincisi, yetki aşımı söz konusu olabilir, yetki sınırsız bir yetki olmamalı, bu konuda da düzenlemeyi daha farklı hâle getirmemiz gerekir, sınırlandırmamız gerekir diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Özür dilerim, bir de bir şey sorabilir miyim?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başbakan Yardımcım, konuşmanız sırasında 879 kanun, 80 KHK dediniz; İnkılap Kanunları hariç dedik ama bir de 521 kanun değişiklik kapsamında, 40 da KHK dediniz. Bu farklılık nedir?

BAŞKAN - Sayın Bakanım, vermeyeceğim söz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama, ona göre konuşurduk buna cevap verebilseydi.

BAŞKAN - Peki, buna bir cevap alalım Sayın Bakan, sadece buna.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkanım, orada, benim konuşmamda ifade ettiğim, Türkiye Cumhuriyeti'nde şu anda yürürlükte bulunan kanun sayısıdır 879, uluslararası anlaşmalar hariç. Bir de çerçeve yasalarla a kanununu, b kanununu, c kanununu değiştiren kanunlar hariç, çünkü onlar kod kanuna işlendiği için... Kod kanun olarak şu anda Türkiye'de yürürlükte 879 kanun var, öbürleri bu kod kanunda yapılan değişiklikler... 80 kanun hükmünde kararname de yürürlükte var. Bir de tabii uluslararası anlaşmalar bu rakama dâhil değil. 521 de bu kod kanunların içerisinde uyum nedeniyle değişiklik yapılması öngörülen kanun sayısı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tamam.

Çok teşekkür ederim.