MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Turan, Türkiye'de ilk defa bu şekilde bir OHAL uygulanıyor. Sizin bahsettiğiniz OHAL düzenlemeleri belli illerdi, belli bir bölge.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bir taneydi.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Aynı şey değil.

Bakın, OHAL düzeninde bir Anayasa değişikliği yapılması, bir seçim yapılması doğru değildir. Bugün dünyada birçok anayasada olağanüstü durumlarda, istisnai durumlarda seçimlerin yapılamayacağı yazılıdır. Niye Başbakan Sayın Binali Yıldırım "Hiç merak etmesin Türkiye, biz OHAL'de Anayasa değişikliği yaptırtmayız." diye açıklama yaptı o zaman? Çünkü doğru bir şey olmadığı için. Ama şu anda Türkiye maalesef, AK PARTİ Genel Başkanının, bir kişinin iradesiyle yönetildiği için bunlar oluyor. Bir kişi tek başına yönetiyor, bütün yetkiler elinde, üstelik sorumluluğu yok ama sürekli şikâyet. Erken seçimin temelinde de bu yatıyor.

BAŞKAN - Seçimden sonra sorumluluk onun, yürürlüğe girecek.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Erken seçimde de, erken seçimin temelinde de bu yatıyor.

Yani sonuç olarak, bakın, iktidarda kalabilmek uğruna veya iktidar uğruna OHAL'i savunmak veya demokrasiyi yıkmak ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Yani bir kere hepimizin bildiği gibi hepimiz faniyiz, hayattaki tek gerçek ölüm. Yani herkesin, insanoğlunun fani olduğu bir dünyada iktidarda kalabilmek uğruna bu kadar hata yapmaya, bu kadar hukukun, demokrasinin, adaletin dışına çıkmaya gerek yok. OHAL'i kaldırıp demokratik, eşit, özgür koşullarda da seçimlere gidebilir Türkiye. Daha dün partinizin en yetkilileri "Erken seçim olmayacak." diyordu.

Bu çelişkileri tarihe not düşmek için, zabıtlara geçsin diye paylaşıyorum. Cumhuriyet Halk Partisini ve bizleri başkalarıyla ilişkilendirmeye çalışmak da bu ülkenin yararına bir şey değil. Siz çözüm sürecinde belli uygulamaları yürütürken biz çözüm sürecini baltalamadık. Demek ki siz muhalefette olsaydınız kim bilir neler söyleyecektiniz. Yalnızca yöntemi eleştirdik, şeffaf olun dedik, Meclisi bilgilendirin dedik ama siz, şimdi, bakın, çok siyasi, etik dışı, haksız söylemlere, tavırlara devam ediyorsunuz.

Demokratik Sol Parti ve İYİ Parti seçimlere katılamayacak. Yüksek Seçim Kurulu kararını açıklamadı ama bunu bilmemek, söylememek mümkün değil. Demokrasi açısından iyi bir şey mi bu?

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Neden katılamayacak Sayın Başkan? Bizim öyle bir bilgimiz yok. Biz her parti katılsın istiyoruz. Niye katılmasın?

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - E, katılsın istiyorsanız o zaman gerekli düzenlemeleri yapın, Yüksek Seçim Kuruluyla görüşün. Yüksek Seçim Kurulu kararını açıkladığında hep birlikte sonuçları göreceğiz.

Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsuruysa ve mücadelemiz gerçekten demokrasi mücadelesiyse, değil mi, katılsın bu partiler de. Yüksek Seçim Kurulu bugün yarın kararını verir herhâlde. Yani doğru bir şey mi bu? Bu sonuçları yaratıyorsunuz.

Ama ben her şeye rağmen, 2018 24 Haziranında demokrasinin, sağduyunun ve adaletin kazanacağına inanıyorum ve 2018 yılı demokrasi yılı olsun. Bu seçim ülkemize hayırlı olsun diyorum çünkü gerçekten bu iktidarı bu millet değiştirecek. Buna inanıyoruz.

Teşekkür ederim.