KOMİSYON KONUŞMASI

HURŞİT YILDIRIM (İstanbul) - Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri, çok değerli katılımcılar, saygıdeğer basın mensupları; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

Sayın Başkanım, sizin de seçim bölgeniz olan Kadıköy Bağdat Caddesi'ndeki, özellikle işlek caddelerdeki trafik ihlallerinin araştırılmasıyla ilgili vermiş olduğumuz dilekçe üzerine komisyon kurulmasına karar veren zatıalinize, üyelerimize, katkı veren kişi ve kuruluşlara ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Bu çalışmanın pek çok faydasını gördük. Bununla ilgili pek çok makale, istatistik, bilimsel görüş ve dünya uygulamalarını araştırdık. Ulusal basın ve medyamız ile STK'lerimiz de gerekli desteği verdi. Bugün konuyla ilgili görüşler hem net olarak anlaşılsın hem de öne çıkan çok önemli birkaç hususu hem redaksiyon yapılması hem de bilgilerin özetlenmesi babından sizlerle çok kısa paylaşmak istiyorum.

Sayın Başkanım, özellikle vurgulamak istiyorum ki, raporda bahsi geçen ralli yaparak ölüme sebebiyet verenlerin araçlarının müsadere edilmesi hususu basınımızda bugün biraz daha dikkat çeksin diye "Kazaya karışan araçlara el konulacak." diye basınımız tarafından puntoyla verildi. Buradan maksat her kazaya karışan değil, garibanın veya vatandaşın arabasının altından alınması veya olası öngörülemeyen her türlü kazalardaki müsadere görüşü değildir. Buradaki görüş, Bağdat Caddesi gibi işlek caddelerde lüks araçlarla toplu ralli yapılarak ölüme sebebiyet verilmesi hâlinde şehir içindeki aracını silah gibi kullanan ve sonucunda da lüks, pahalı araçlarla vatandaşın ölümüne sebebiyet verilmesi hâlinde araçlara el konulması görüşüdür. Başka bir ifadeyle, kasta yakın ölümlü trafik kazasının;

1) Şehir içindeki işlek caddelerde meydana gelmesi,

2) Toplu ralli yapılması,

3) Kazanın aşırı hızla meydana gelmesi,

4) Kaza sonunda kasta yakın ağır kusurlu sürücünün eylemi sonucu kusursuz vatandaşımızın ölmesi,

hususlarının yani bu dört şartın hep birlikte ve beraber gerçekleştiği takdirde araçların kanuni müsadere edilmesi görüşüdür. Bu, şartların tamamının birlikte gerçekleşmesi hâlinde uygulanma ihtimali olan bir görüştür. Yoksa her kazada sürücünün aracının müsadere edilmesi (el konulması) görüşü değildir. Kaldı ki zaten ölümlü trafik kazalarında savcı resen kazaya karışan araç üzerine "satılamaz" kaydı olarak ihtiyati tedbir kararı koymaktadır. Bu tedbir sebebiyle hukuki durum sonuna kadar araç satılamıyor. Bu durum sonunda da hukuki durum netliğe kavuşuyor.

Hukuki netlikten sonra, yukarıdaki şartların mahkemece tespit edilmesinden sonra, müsadere edilen araç satılarak mağdurun ailesinin tazminat alacağının sigorta veya diğer mal varlığından karşılanması, bu araçtan öncelikle mağdurların zararlarının karşılanması, bakiye kısım varsa kurulacak trafik fonunda trafik eğitimi için harcansın. Bu fonlarda kurulacak trafik eğitimi alanlara da trafik sigortalarından, trafik poliçelerinden indirim yapılması görüşü de toplumun büyük bir kesiminden destek gördü.

Yine, Komisyonumuz Bağdat Caddesi'yle yola çıktı, sonra "Her ilin bir Bağdat Caddesi vardır." görüşüyle konu tüm işlek caddelere yayıldı. Yine, Bağdat Caddesi gibi lüks ve işlek caddelerde ralli yaparak, aşırı hız yaparak kaza yapan araçların büyük bir kısmı çok lüks ve pahalı araçlar, milyonluk araçlar. Gecenin bir vaktinde bir araya gelerek kendi aralarında ralli yapmak için organize olan ve aşırı hızla trafik güvenliğini tehlikeye düşüren sürücülere kesilen idari para cezaları az. Bu sürücülerimize ihlal edilen eylem ile cezanın caydırıcılığı yönünden aracın otoparka çekilmesi de başka bir görüşümüz. Zira ralli yapan, yayaların çok olduğu işlek bir caddede trafiği tehlikeye düşüren 1,5-2 milyon gibi lüks bir araca kesilen 800-900 TL'lik bir cezanın caydırıcılığı yok. Lakin toplu ralli yapan sürücünün milyonluk aracının iki ay otoparka çekilmesinin o sürücüye verilecek en büyük ceza olduğunu düşünüyoruz. Konunun kamuoyuyla paylaşılması sonrası Bağdat Caddesi gibi caddelerde ralli yarışlarının bittiği, bu hususun tartışılmasının bile olumlu sonuçlar getirdiğini beyan etmeliyim.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; başka bir konu da alkollü araç kullanımıyla ilgili. Maalesef, ölümlü trafik kazalarının en çok sebebi alkol ve aşırı hız. Trafik Komisyonumuz pek çok hususu tespit ederken aynı zamanda bir kısım somut öneriler de getirdi. Bu önerilerden bir tanesi de... Aslında, aşırı hızın en önemli sebeplerinden biri de alkollü araç kullanmak. Bununla ilgili dünyadaki örnekleri araştırdık.

Alkollü araç kullanımı ağırlaştırılmış suç kapsamında değerlendirilmelidir. Alkollü araç kullanan âdeta eli silahlı suç aleti gibi, alkolsüz olanın ise hiçbir suçu yok, günahı yok, dikkatle trafikte yoluna devam ediyor. Anayasa'mızın 58'inci maddesi "Bununla mücadelede gerekli tedbirleri devlet alır." diyor. Alkollü araç kullanımını engellemek için gereken tedbirleri almalıyız.

Bu konuda da bir görüş olarak, alkollü araç kullanımı sebebiyle ehliyetine el konulan kişi ehliyetini geri almaya gittiğinde aracına belirli bir dönem için bir alkol kiti veya alkol ölçer takılması düşünülebilir. Kişi aracına alkollü olarak bindiğinde, söz konusu cihaz bunu nefesten anlayacak ve belirli bir merkeze sinyal gönderecek olan ve kandaki alkol miktarını ölçebilen bir monitör veya sürücünün alkolden dolayı davranışlarının değiştiğini ölçebilecek akıllı kart uygulaması düşünülebilir. Bu sistem 2009 yılından itibaren Amerika Birleşik Devletleri'nde ve son yıllarda Avrupa Birliği ülkelerinin çoğunda uygulanan bir sistemdir. Alkolden dolayı ehliyetine el konulan sürücü belirlenen bir dönem için -bu, bir yıl olabilir, iki yıl olabilir- uygulanan testi olumlu olarak geçtiği takdirde bir bu kilit veya cihaz ölçer araçtan artık sökülebilir. Burada amaç sadece diğer sürücüleri alkollü sürücüden korumak değil, aynı zamanda bizim vatandaşımız olan alkollü sürücüyü de herhangi bir hayati risk taşıyan kazadan korumaktır. Bu sayede hem alkol bağımlılığı azalacak hem de alkollü araç kullanıma son verip sağlıklı bir toplum ve trafik hayatı sağlanmış olacaktır.

Burada yanlış anlaşılmamak için tekrar ediyorum: Bunun, her araca değil sadece alkollü araç kullanırken yakalanan, alkollü araç kullanırken kolluk kuvvetleri tarafından tespit edilerek ehliyetine el konulan kişinin aracıyla ilgili bir çalışma olarak düşünülmesi gerekir. Zira hiç alkol almamış veya alkollü iken araç kullanmamış vatandaşımızı da korumak gerekir. Kurallara uyan sürücülere böyle bir külfet getirmemek gerekir.

Sayın Başkanım, cezayla beraber ödüllendirme de trafik ihlallerinin önüne geçebilecek bir yöntemdir. Sürücü belgesi Karayolları Trafik Kanunu'nda belirtilen yetkililerce sürücü belgesi geçici veya tedbiren geri alınmayan, herhangi bir cezai işlemi bulunmayan, herhangi bir yaralamalı veya ölümlü trafik kazasında kusuru bulunmayan sürücülerden başvuru yapan sürücüler için belli bir periyot veya dönem belirlenip bu dönemlerde hasarsızlık indirimi yanında kasko veya trafik sigortalarına özel indirimler de uygulanabilir. Ayrıca, yine kuralları ihlal etmemiş sürücüler için motorlu taşıtlar vergisinde periyodik indirim hakkı tanınabilir görüşünü de paylaşmak istiyorum.

Son olarak trafik kazalarında maddi ve manevi zararlarımızın bedeli çok ağır, komisyon raporumuzda detaylı istatistikler ayrıntılarıyla mevcut. Trafik istatistiklerinde göze çarpmayan bir husus, maalesef, kazalardan sonra engelli olarak hayatını sürdüren kardeşlerimiz. Hem kendisi hem ailesi bazen kendisinin bazen de başkaca bir sürücünün bir dakikalık dikkatsizliği yüzünden hayatının geri kalanını engelli olarak yaşamak zorunda kalıyor. Engelli kardeşlerim için engellilere ulaşımın mekânsal tasarım planının yapılması, yaşam kalitelerinin artırılması gerekiyor.

Tabii bunların tamamı bir görüştür, bizim burada belirttiklerimiz bir yasa değildir; bu görüşler toplum tarafından, idare tarafından, yürütme tarafından ve nihayetinde yasama tarafından kabul edildiği takdirde ancak uygulama alanı bulur. Bizim amacımız kamuoyunda trafik ihlallerine dikkat çekmek; zira hangi kuralı koyarsanız koyun, trafiğin en önemli unsuru insandır ve bu kuralları uygulayacak ve kurallara uyacak olan da insandır.

Ben tekraren zatıalinize, Komisyon üyelerimize çok teşekkür ediyorum. Konuya ilgi duyan tüm kamuoyuna da huzurlarınızda tekrar teşekkür etmek istiyorum.